30 Aralık 2010 Perşembe

veyeze

Red.. öfke.. depresyon içe kapama.. uyum..

Bunlar insanların ..

Bir kayıp yaşadıklarında.. verdiği tepkiler..

Ölüm ayrılık hırsızlık tecavüz.. dava kaybetme.. uzuv kaybetme..

Red.. öfke.. içe kapanma.. uyum..

Yaşadıklarıma bakış açımın bu sıraya uymadığını fark ettim..

Bende.. red yok..

“tamam işte.. oldu .. ilk tepkim bu..”

Ve sonu “biliyordum” ile biten cümleler gibi..bir yüz ifadesi de içeren bir gülümseme..

alaycı değil.. beklediğine kavuşmuş.. mona lisa gülüşü..

Sanki hep bekliyormuşum gibi..

Öfkeye gelince o çok şiddetli.. ve bir o kadar....

kısa süreli..

Yakıp yıkma ahkam kesme.. ceza isteği..

Kısa.. çok kısa..

İçe kapanma.. depresyon yani..

Onunla savaş halindeyim genelde..

gülüp dalga geçerek..

Belki de.. red aşamasının olmaması gibi.. bir ” her şey olabilir herkes her şeye kadirdir “ ön hazırlık inancı bunu hızla yenme dürtüsünün kaynağı bilmiyorum..

Yapılması.. olması beklenen şey çok da fazla şok yaratamıyor belki..

Ve sonra uyum..

Kabullenme değil..

Uyum..

Zaten elime geçen ve hoşlanmadığım her şeyi alıp yapıştır sök dik boya koku ekle

ters çevir başka işe yarat .. ama ille de elden çıkarma..

İlle de genel yaşam biçimi içinde sırıtmayacak hale getir ve koy yerinde dursun..

Böyle bir yaklaşımım var.. nesne veya insan .. fark etmiyor..

Eh meslek alışkanlığı diyeceğim eksik kalacak..

Şu anda da böyle bir hızlı uyum süreci silsilesi yaşanıyor..

Bu önemli gelmiyor artık bana..

Ama alan paylaşımları yaşam paylaşımları sırasında..

Mecbur bazı haberleri almamı.. onlara verdiğim tepkileri..

Geçiş sürelerinin vinziplenmiş bir hızla gözleri önünde tamamlanmasını..

Ve benim..

“Sıradaki.. “

Beklentimi.. tarzımı..

Gözlemleyen kişilerin benimle ilgili kurdukları cümleler..

Dikkatimi çekti geçenlerde..

Yine sadece tehdit miydi.. yoksa gerçekten planladığın gibi davranacak mısın.. dedi biri mesela..

Bir başkası da..

Olmaz öyle sen çok uyumlusun..

Al karşına.. onun yapıp yaşadıkları eğer senin hayatını..

bu kadar etkiliyor ise..

O zaman uz durması ceza görmesi gerek dedi..

onlara da mona lisa gülümsemesi buradan…

yok verecek bir açıklamam..

suskunluğu asaletinden olan mevlana

gibi..

uyumum acizliğimden değil.. bekleme halimden geliyor..

keşfettim sonunda..

buradan bir veyeze yapsam..

zaman zamir zarf zül zulüm zor zaten zemberek / sahi kardeşliğimiz vardı bir zaman/zibidi zemheri zürefa ve zürafa..

yıl yeni yandaş yoldaş yapışık yer yitik yol yine yıpranmak ve yıllanmak desem yol demiş miydim diye yinelesem..=)

vermek ve var olmak verimli ve verimkar ..

vurmak ve vurulmak ve vezir ve vükela ve varsıl ve varlık ve voltaj ve ..

yeni yılınız kutlu mutlu dolu içli sevinçli neşeli sağlıklı seviyeli ve pozitif sıfatlarla dolu olsun dileği..

bırakalım bir köşeye..

kısa kısa..absürdleşelim bi de..

doktor odası diyalogları..aracılığı ile.

atalet-eçizgipostalarına bakar ve bir yazıya dalmış okumakta iken diğer hekimin yüksek sesle bir şeyler söylediğini fark eder..

kulak kabartır ve duyduğu ilk cümle..

“pırlanta fiyatları neden düştü?” dür..

Atalet.. fizyoterapisti ile..

A-Bu hastanın çok gerçekçi hedefi var.. bir tuvalete kadar yürüsem yeter diyor..

F- evet çok gerçekçi .. ama o taraftan bu tarafa çevirinceye kadar.. ben kolumu bacağımı kestirmeye geldim buraya da dedi bana..

A- hahaha..

F- en iyi ben mi kesermişim öyle mi dediler sana dedim ben de.. yok demediler ama doktorlar olduğuna göre burada keserlerdir elbet..diye sürdürdü..

A- hahaha..

F- sonra bacak desteği ile yürüttüm hastayı..

A- …..

Gülmekten cevap veremez halde..

Çekirdekle..

A- uyuşturucu konusu tavan yapmış okulunda..

Ç-evet..

A-soğutucu diye bişey varmış onu çekiyolarmış torbaya sıkıp.. okulda..ve bazı öğrencler diğerlerini suçluyormuş..

Ç- valla beni öyle saçma bişeyle suçlayamazlar.. ezik bişey o soğutucu.. o ne ya.. ben uyuşturucu alacaksam en sertinden alırım biliyosun…

Yirmilikle..

A- salonda tek başına ışıklar kapalı ve suskun otururken gelip yanında duran yirmiliğe..

canım sıkkın biraz seninle paylaşabilir miyim..

Y-hayır.. benim de sıkkın canım..

A- neden bişey mi oldu.. benimle paylaşmak ister misin..

Y.- yoo..

Bu diyaloglar.. benim hayatımda var oldukça..

Benim önceliklerim prensiplerim düşüncelerim ve yaşam biçimim de böyle absürd “sıradaki” şeklinde sürecek demin bahsettiğim sevgili dostlar..

anladım ki..  hayat bu zira..

Bana sorarsanız yeni yılda ne dilersin ne beklersin atalet diye..

Ben sadece yeni yıl benden ne bekliyor ne umuyor onunla ilgileniyorum..

Günü güne ekleriiiiiiim vay benim emekleriiiim.. ‘i rak versiyonu ile tempolu bir şekilde söyleyerek çıkıyorum blogdan bugün..

Bir sonraki yazıda..

Buduar atmosferi ile gelmeyi umarak……

28 Aralık 2010 Salı

uüveyeze

“duygularimiz ve
davranışlarimiz, olayları izah etme tarzımızdan
oluşuyor. Başka bir ifadeyle biz olaylardan değil,
olaylara bakış açımızdan ve onları görme tarzımızdan
etkileniyoruz..

Çocukluğumuzdan beri kendimize kazandıradığımız bazı temel inançlar vardır. Bu
temel inançlar tamamen çevremizdeki diğer insanların ve dış dünyanın gerçeklerine
bağlıdır. Bu "öz inançları", dışsal dünyayı anlamak, ana tepkiler vermek ve genel bir
felsefe geliştirmek için kullanıyoruz. Öz inançlarımızla temel varsayımlar ve tavirlar
ortaya koyuyoruz. Bunlara "aradaki inançlar" deniliyor. Özel olaylar olunca, bizim
genel yaşam felsefemimiz karışıyor ve bu olayları izah eden düşünceler ön plana
çıkıyor. Bu düsünceler ve izahlar aslında tepkilerimizi yaratıyor. Bunlara "otomatik
düşünceler" deniliyor.

bütün bunlar - yani öz inançlar, aradaki inançlar ve
otomatik düşünceler - hastadan keşfedilip tahlil edilebilir.  Mantıksız ya da işlevsiz
olarak tahlil edilirse, hasta tüm bunları değiştirebilir.”…

kötü bir çeviri türkçesi ama anlaşıldı sanırım..

kognitif ne demetir..

kökü de latince tanımak olan sözcükten geliyordur kesin hatta du bakiim..

baktım..evetmiş.. tanımakmış..

mağarasında duran adam yıldırıma da ayıya da  aynı tepkiyi verince.. bulmuştur kesin bunun adını..  korku demiştir.. neye ait olduğunu bilmediği sese de aynı tepkiyi verince.. artık bildiği bir tepkidir bu.. kognitif..

 

kötü örnek ama bu günlerdeki konsantrasyon sorunumun orta yerinden daha iyi bir örnek çıkaramam..

güzel endişe verici uzamaktan sıkıcılaşmış.. hala korkutucu olabilen bezdirici ve acele ettiricilikler arasında ölümüne yarış..

aplar ve davnlar.. yukarı aşağılar ama inerken sakin oturup analiz yapmaya fırsat olmadan..

belki de doğru yaşam bu..

bilmem ama böyle olunca benim kognitif kargaşam oluyor..

pofesyonel yazıdan bu blğa sürüklenme nedeni.. bu yazının..

şu..

egzersiz.. her bireyin sağlığını ve beynini de iyi yönde etkiliyor.. bilinen gerçek..

daha fazla blmek istiyoruz da..

bakmışlar..

dirence karşı güç arttırmaya yönelik egzersizle.. germe gevşeme uzatma egzersizleri arasında etki farkına..

dirence karşı yapılanlar kognitif  duruma da.. / beyin yaşlanması.. unutkanlık bunama vese/ genel sağlığa da / hastalanma sıklığında azalma/ daha iyi etkili..

anlamlı derecede etkili..

 

o zaman neymiş..

yaşam hızlı akarken dur soluklan düşün duygudurumunu düzene koy değilmiş..

kalk ve saldırmış..

gerekse.. gölge boksu yap.. ne gam..

 

sevgilerimle diye bitiresim geldi.. bak.. =) ..

ha bi de u-ü için..

ulumak unutmak uslanmak uzlaşmak uzaklaşmak ulamak ve uf geldi bir ağızdan..

ürkmek ürpermek üst üstelik üzülmek ünlemek ve ünlü ile üyelik geldi bir ağızdan..

30una kadar ayın.. hangi ayın olduğu da hangi yılın olduğu da önemsiz..

hatta ehemmiyetsiz..

veyeze sözlüklerdeki gibi bir arada yazılır.. en azından bir bitirilmiş olur..

sürüp gidenlere inat..

27 Aralık 2010 Pazartesi

tiçin..

t.. tempo için.. tarz için taraf için tarafsız için teslim ve teslimat için..
tamperaman.. test ve telafi için..teşekkür ve tebrik ve ters için..
tilki için.. temeke adam için..
tiyatro ve teatral ve tip için..
toprak için tövbe için.. tarak tarla ve tapu için..

t için değil ama yılın sonu yaklaşırken için..

özledim..
öyle çok şeyi..
bi kere insan sıcaklığını hissetmeyi..
gülmserken bir yandan içses olmadan birileriyle birlikte geçirilebilen zamanları..

telefon ya da mesajla rahatsız edilmeden geçirilem dost zamanlarını..
dürtmek gibi oluyor artık bu teleonlaşma işi..
aklına geldiğinde dur bi arayayımlanmaktan beraberliklerin tadı kalmadı..
meslek icabı kapatamamak da cabası..

özledim..
ayaklarımı altıma toplayıp.. geçirilen yavaş zamanları..

özledim başkalarının listelerinin yanına çek atabilmesi için yaptıklarım olmadan..
sadece rehavet içinde geçen zmanları..

özledim..

karar verdim bitirmeye..
döküntü işlerimi..birinci haftanın sonunda yapamadığım herşeyi..
atmaya karar verdim..
karar verdim..
mevcut hata kadrolarını şişirmemeye..

karar verdim..
katı ve kararlı olmaya..
rasyonel olmak da kesmedi beni..
..

uykularımı düzene koyaya karar verdim..

sabah gelirken düşündüm de..
hani şu izbırakmadan kaybolanlar ya da diğer polisiyelerde..
bir takım insanlar oluyor...
kadınlar..
çoğunlukla..
kimse hakkında kötü birşey söylemiyorlar hani..
iyiydi..
hoştu.. diyorlar ifadeleri alınırken..sakin mutlu huzurlu biraz şaşkın biraz üzgün görünüyorlar..
sonra birden ortaya çıkıveriyor.. aslında o kaybolan kişilerden neler çekiyor oldukları..
yok o nedenle katil olanları anlatmıyorum..
ikincil karakterler bu bahsettiğim kadınlar..
yüzlendiklerinde..ama o sana şunu bunu yapmış dendiğinde..
birden yüzleri karışıyor..
sanki kimse bilmeyince çektiklerini var olan o sükunet güçleri birden çöküveriyor.. unufak oluyor gibi..

işte sabah gelirken o karakterleri düşündüğümü farkettim birden..

sıkıldım bu aralar..

sanırım..
okadar..

öyledir .. yoksa değil midir..
yok yok sıkıntıdır.. o kadar..

Image Hosted by ImageShack.us

9 Aralık 2010 Perşembe

azıcıkşeiçin ve diğerleri..

eski ben olsa..
eski atalet
yaşarken bir yandan da not alacağım diye yorar yırtardı kendini..

hızlı bu aralar gündelik yaşam..
sıkıcı bir hız içinde..

iş aynı yaşam aynı temo hızlı..
eski siyah beyaz filmlerdeki şık zarif kızların kesik kesik hareketleri gibi zerafetten uzak oluyor o nedenle..

yaşam zerafetten uzak..
insanlar uzaklaşalı çok oldu..

ş için şeref..
şevkat..
şe için..
şımarık .. bir kız için..
şike..
her türlü sahtekar için..
şimşir.. değnek olarak.. çalı olarak kaşık olarak..
şafak var.. =) hem sonu iki kalısı.. var.. hem de..
hastaların dertlilerin görmek için beklediği olan var..
şarap var elbet.. benim için..
şapka var.. mor şapka var yaşlanınca giyeceğim..
şaka var.. her zaman kaldıramadığım..
şölen var..
epeydir düşünmediğim..
şark var garp olduğu kadar..
şömendöfer var eski tren yolları için..
şavk var.. şevk var..
şşşt var bi de.. beni hiç etkilemeyen..
şodron var bi de böyle yazılmayan ama..
böyle okunan ve yeni aldığım beyaz oval art deko tutamaçlı hatta kapaklı..
çorbayı sıcak tutan şık servis elemanı için şodron..
ama çorba yok..
o zaman.. içine çiçek olmadı yılbaşı yanaşıyor..
yılbaşı topları konur..

siz bilmiyorsunuz..
bir sessiz film de ben çeviriyorum..
yok 20lik yapmıyor çekimi..
o kısa film çekiyor..
benden de para istedi geçen gün..yıldızlı kahve dükkanında bir sahne çekerken içecekleri kahvenin parası olsun diye..
filmin başına da.. sponsor olarak beni yazmış o yüzden..
bir kahvenin hatrı kadar film sponsorluğum var artık..

benim sessiz filmim yaşamım ..
söylenmeyenlerle ilgili..
ben söylemeden de anlaşılsın dilediğim duygularımla ilgili..

bu arada entelektüel gelişimi süper düper olmayanlar iyi mimik okurmuş..
sözle uyarılamayınca..
görsellikle anlamaları artarmış..
tamam o zaman ..

geçen yıl bu sessiz sinemanın ortalarında iken..
hani gerilim müziğe de yansır hareket yoktur ama koltukta kasılıp kalır insan..
işte tam da öyle iken..
benim çam ağacım haksız bir şekilde..
üzerinde ışıkları topları ile..
sökülüp olduğu yerden kanapeye yer açmak için..
yukarıya taşınmıştı..
artık ayakları olmayan ağaçların üzerindeki sarılı dolanmış ışığı sökmeyi deneyeniniz oldu mu hiç..
iyi.. olmasın zaten gereksiz..
tecrübenin insana bişeyler katanı iyidir hem..böylesi boşa yorulma sinir katsayısı..

neyse ben de önce sabırla ve içimden homurdanarak topları çıkardım..
ama ışık dizilerini çıkarmaya gelince sabrım bitiverdi..
tuttuğum gibi ışığıyla ağacı da.. saldım merdivenlerden aşağı..
bunun hakedişi budur diye..

bu yıl ağaç yok..
almaya niyetim de..

zaten buz dolabının da buzluğu altta olanını da seneler önce almıştım..
onküsuruncu yılında bozuldu..
onküsur yıldır ..
benim savunma ve "ergonomik bu" tepinmelerime karşın gizli bir nefret besleyen kişi..
yeniledi modeli bana sormadan..
aslında yeni üretimler benim sevdiğim modeli yeni yeni retmeye başmamışken geldi eve bir kazulet ..
şimdi son teknoloji.. ama non ergonomik ..
yeni buzdolabı.. eski dizayn..

beyaz eşya ile sevgi duygu bağı kuranla dalga geçerdim ama evet..
nefret edebiliyormuş insan bir onjeden.. şeyden.. nesneden..

demek istediğim odur ki erken kalkan yol almaz..
birden başlangıçta bulur kendini sinir olur..
bekleyeceksin..
topluma uyacaksın..
akılların anca çalıştığı zamana sakla bilgi ve öngörünü..
amerikayı bir daha keşfetmeye gerek olmadığı gibi..
amerikayı erkenden de keşfetmeyeceksin..

demem o ki..
bu yıl bi sürü mini ağaç peşindeyim..
bi sürü el yapımı andaç peşindeyim..
herkeste benden birşey olsun peşindeyim

ha bir de şu doğum günü daveti var.. hafta sonu..
nerden nereye dedirten bir zamanlar korkulu rüyam olan..

bir de şu bizim mahallede kendini trafik sorumlusu.. hata yapanların celladı yasa koruyucu gören kişi var..

hayat hızlı akıyor..
ama güzel akarsular gibi değil..
kesik kesik..
raftinge uygun sular gibi..
siyah beyaz filmlerdeki zerafeti olmayan güzel kadınlar gibi..

bu yazının çıkış noktasında sevgi gibinin..
en çok bağıranın haklı olmamasıyla ilgili dokundurması var..ordan mahalle sorumlusu lendrovırlı salağa..
cümleleri saklanan çağlar var..ordan sözlerin nasıl bititiği yere gittim..

okuyor.. yazıyor olmam var.. meşgulüm işim gücüm var..ama sözüm de var aslında acelemin yanı sıra durumuna gittim..

beklentiler var döngüler var..
çağırışımlar var.. bi de.. her yıl olacak mı endişesine gittim..
bu yazı çıktı işte bölük deşik..
budur..

alakasın diyorsan..
bence çok alakalı ..

Image Hosted by ImageShack.us

1 Aralık 2010 Çarşamba

hala şeiçindeğil.. bu kezdegeiçinheiçin

bindokuzyüz altmış..
cemal bey emekli olur..
edilir..

sindiremez.. depresyona girer..
maraştalar.. saime hanım da öğretmen..
okul yılı bitince ancak.. ayrılabilecekler memuriyet nedeniyle geldikleri bu kentten..
cemal bey kendini odasına kapatır..
yemez içmez..
sonunda bir sabah saime hanım kısacık etekli..
fırfırlı kilotlu uzun kara saçlı kara gözlü tombul ataleti salıverir odaya..
kapısını aralayıp..

bir süre sonra elele çıkarlar cemal beyle atalet odadan..

okul yılı bitince.. tayin ister saime hanım..

ama istanbula der cemal bey.. ailem kardeşlerimin yanına gideceğiz..
ve ben roman yazacağım der..

saime hanımın bir meslek içi kursuna katılması gerekmektedir..
kırk günlüğüne ankaraya gider oğlunu da alıp..
cemal bey de ataleti alır.. istanbul’a nadide hanımın evine gelirler..

saime hanım bakırköyde bir liseye atanır..
o okula yakın bir ev bulma telaşında cemal bey.. karısı ve oğlu gelmeden..
bulur da.. evi eşyalar gelir.. yerleşir..

bu arada atalet hanım..
günlerce..
halalarının yanında gündüzleri yalnız kalır..

sonunda saime hanımın dönüş günü gelir çatar..
herkes hazırlanır..
atalet hanım giydirilir.. taranır kolonyalanır..
haydarpaşa garına gidilir..

tren gelir..
durur..
saime hanım atlar perona..
gözleri bir tek kızını görür..
diz çöker yere.. açar kollarını..
seslenir.. atalettt diye..
o da aynı özlemdedir diye inanarak..

atalet hanım bakar..
bakar..
a..
der..
annem..
ve arkasını döner..
saime hanıma..

saime hanım bunu anlatırken ne karar hüzünlenirdi her seferinde..

zorlu başlayan çocukluğundan beri zorlu ilerleyen yaşamındaki..
aslında oturt koltuğa .. hatta o bile yorabilir.. uzanmasını sağla..
ipekler giydir.. meyvelerle ufak lokmalarla besle..
öyle bir “letafet” örneği .. narincik bir kadın iken..
dik..
dimdik..
katı ve rasyonel bir çalışan kadın..
güçlü kadın
idealist kadın olma özelliklerini giyinmiş..
ve gururla taşımış saime hanımın..
en hüzünlendiği anlardan biriydi bu.. anısı..

evin tek çalışanı olarak yaşamını sürdürmek zorunda bırakılmışken..
çocuklarının geleceği eğitimi yaşam konforunu sağlamak zorunda bırakılmışken....
bu nedenle mesleğine daha da çok asılmasının gerektiğini bilirken..
çocuğundan gelen bu üç yaşa özgü sansürsüz sitem..
ne çok üzerdi onu..

her seferinde özür dilemek isterdim ondan ..
sırf bu yüzden..

sonra..
kendisine uğrayan ve uğramayan kadiköy vapurları nedeniyle var oldu literatürümde.. haydarpaşa..
oraya uğramayanları severdik..

sonra kendi meslek hayatımdaki..
zorunlu hizmet çekilişi için bindim o trene..
bir ömür sonra..

bir kez daha var..
sonra..
bugün olsa binmeyeceğim..

budur..



bu da böyle bir haydarpaşa anımızdır..

bu da bana saime hanımın idealizmini..
az biraz da karamizahını anımsatan bir çağrıdır..






Image Hosted by ImageShack.us

25 Kasım 2010 Perşembe

şdeğil m için mimlenme.. k için kitaplık.. s için sehpa hatta t için taç..

Mimlenmişim..
Aslında blog kurallarına bakarsan asla mim cevaplamam diye yazmışım..

Ama bu farklı..
Biir kitaplarla ilgili..
İki sevgi gibi ve odisi pek bişey istemez kimseden sevgi gibi.. odiyi tanımam.. biraz yapışkan biri sanki.. =).. onlar mimlemiş.. reddedemem..
Ve üçççç
Kütüphanemi göstermek için bir vesiledir..nedendir bahanedir..
Ki ben onu pek çok severim ve de her bir köşesi el emeğim olduğundan göster ve böbürlen içeriğini katabileceğim hiçbir işten kaçınmam..
İş bu yazı böbür yazısıdır….
.....
Mim kütüphanene git..
Gözünü kapat da git..
Kapalı gözle.. el yordamıyla bi kitap seç.. düşün .. duygulan..
55. sayfasını oku.. ama önce aç o sayfayı da okuyabil..
İçinden bi paragrafı seç buraya yapıştır..
Sonra da üç kişiye daha görev ver ..
Diyor..

Kütüphanesinin önüne gidene kadar gözleri açıkmış sevginin..
Ben de öyle yaptım..
Resmi görünce.. zaten aksi halde düşüp oralarda kalacağımı.. asla kütüphaneye ulaşamayacağımı anlarsınız..



Ama kopya çekmedim..
Gözlerim kamaştığından..çekemezdim..
Güzelliğinden kamaştı gözlerim..
/pese.. kütüphane değil aslında sözcük belki de kitaplık denmeli.. ama yukarı gidip tek tek düzeltmeyi istemiyor canım.. affola..//

Sonra kapadım gözlerimi..
Sağa sola doğru gezdirdim..
Biraz korktum gerçi..
Ya biblolarımdan birini devirsem .. ya midye kabuklaımı kırsam..
Konsept konsept yerleştirdiğim objelerim devrilse diye..
Ama sonunda cesaret edip bir hamle yaptım..
Kitaba parmağımı bastım..

Fotoğrafını çektim.. gözümü açıp..

=)

minet voltırs..
Buz odasındaki ölü..

Evet cinayet romanları severim.. bilinir..
Ama keşke şöyle daha havalı daha bura uygun bir eser geçseydi elime..Dedim..
beni daha anlaşılmaz daha çözülmez yapacak birşey..
bu aralar bu fikre takıldım zaten..
bu kadar sofistike şeyler seven biri olarak bu kadar düz olmak.. sırsız açık kitap gibi.. olmak kızdırıyor beni..
neyse..

Şeytan kim bilecek ki..
Değiştir dedi..
Ama ben değiştirmedim..
Minette agahta christie'nin mirasçısı diye düşünülen bir hatun..
Bu kitabı.. "en etkileyici ilk roman" olarak değerlendirilmiş..
Ödül de almış..
Bu kitabı kendim aldım..
onu biliyorum..bana pek kitap hediye edilmez.. almıştır nasıl olsa derler..
bunca yılda..
bir türkçe ile ilgili kitabı çocukların babasından..
bir orijinal haliyle ingilizce stefın kingi 20likten bir de lalemden onun çok sevdiği ve benim okumadığımı söylediğim bir murakami zevkini paylaşmak için verdiği kitabı.. bir de simurgumdan.. rakıbalık ayvalık.. yeniliklerimi ve hayalimi çağırıştırdığı için..
bir ağızda sayabildiklerim bunlar..
kitap.. türkçesi..ayşe gül güreden..gelmiş..
üzerinde masa başında şarap içen ve sohbet eden üç kadını gösteren bir resim var..
Can yayınlarında basılmış.. 2000 yılında.. sanırım işte evde heryerde okudum..
Anım izim bişeyim yok..
Duygusal olarak dingin bi dönemdeymişim..
Arasında notum el yazım kurutulmuş çiçeğim yok..
=9

55. sayfa.. ruhumu bilmem ama böbür konuma uygun çıktı..
Tümünü mü alsam dedim.. bir değil birkaç alıntı yapayım..
“hemen yanı başlarında duran saksılarda büyüyen bitkilerin ışıklarını gölgelediği tek tük masa lambaları vardı orada burada. Dışarıya bakan iki duvar boylu boyunca soluk mavi, uçuk pembe ve ölgün gri renklerde dokunmuş balık sırtı desenli bir perdeyle örtülüydü. Yerde gece mavisi bir halı
Rdı. Odanın içe bakan duvarlarına asılı cıvıl cıvıl yağlı boyalar , neşeyle gülümseyerek, insana hoş geldn diyorlardı sanki. İçleri tıka basa kitap dolu kitaplıklar duvarların boş kalan her bir köşesine asker gibi dizilmişlerdi yan yana. “

“Anne /en/ şöminenin yanındaki koltuklardan birine attı kendini pufff diye ve yan masadaki sigara paketinden bir sigara alıp tüttürerek dumanını tavana doğru üfledi.”

Bu kadar o sayfadan alıntım..
Ama karıştırmaya devam ettim..
“erkekler konuşma ihtiyacı duyunca onları kim dinliyor acaba ? kadınların dostları vardır; görünüşe göre erkeklerin yalnızca içki yoldaşları oluyor. “

“bu kız başkalarının ne düşündüğüne aldırmıyor diye düşündü Başçavuş. Anne’in çevresine verdiği mesaj apaçıktı.. “ne görüyorsanız ben oyum..”ister kabul edin ister etmeyin . bunun inanılmaz bir özgüvenden mi yoksa salt ilgisizlikten mi kaynaklandığını merak ediyordu . Her ne olursa olsun bu özelliğin kendisinde olmasını arzuladı Mc Loughlin “

Evet mimim tamam sanırım.. tamamdır tamam..

Kitabımı yeniden yerine yerleştirebilirim.. =)

Bu arada yine gözlerimle okşayabilirim her rafı..
Çekirdek son zamanlardaki haline bakıp yaşam alanının..
Çok sen oldu burası dedi..
=)

Ortadaki sehpa benim oluşturduğum
bir hafta sonu kolajı..
üzeri eski kitap sayfalarıyla kaplı..
bir köşede.. şanıma güzelliğime ve zekama yaraşır taçlı bir defne halkası var.. “laureate” akademik tabirde bir konuda diplomalandırılma anlamında..
altta yanlış bir tarih..
heyecan heves ve işgüzarlık ile.. ille de hemen şimdi yapıp koyacağım telaşının sonucunda..
parmak hesabında asla defne taçlandırılamayacağımı gösteren..
hatalı bir tarih..
aslında okumayı yazmayı öğrendiğim tarih olsun istemiştim..
ama. =9.. bu konuda bir deha olduğuma.. emeklemeden okurdum aslında verselerdi elime kitabı manasında bir tarih koymuş oldum oraya..
olsun..
olgun görünüyorum bu hesaba göre..

siz fikre bakın esas..
eleştirmeyi gülüşmeyi..
yaşımı hesaplamaya çalışıp ay bu da yaşlıymış demeyi bırakın bakayım..
yeniden dekore edilen ocal ofise bile sehpa olarak üzeri kitap sayfalaı kaplı bir sehpa seçmiş.. abedenin seçkin dekoratörü..
hep benden ilham alıyorlar.. trendi ben belirliyorum..

üzerinde kitaplar.. en üstte yeşil kaplı olan 1948de bir yıl basılıp bir daha çıkmayan bir edebiyat dergisinin.. bir yıllık sayılar.. bir ciltli kitap.. “ouvrages pour dames” Saime hanımdan.. arada rübik küp dümdüz bir hat şeklinde açılabiliyor..
zekamın şerefine..
mumluk kristaller mor çiçekler..süslü beş benzemez.. =)
üzerindeki ütü.. çocukluğuma gönderme.. üzerindeki.. sepet.. çok sevildiği defalarca kopup yeniden dikilmiş deri şeritlerinden.belli..
bu alandaki her bir nesne çok ben..

pese..
istiyorum ki..
tüm sevdiklerim ve dost bildiklerimin evlerinde birer benim gözümden kendi eşyaları olsa..
hani aman bu da pek eskidi ama şimdi değiştiremem .. çünkü.... eşyalarını ben onlara yeniden yenileştirsem..
istiyorum bunu çok..
nasıl gerçekleştirebilirim bilmiyorum bunu..
varsa fikriniz.. söyleyin..

pese gene.. öpücüğü bile .. şaraba borçluymuşuz.. onu öğrendim bu hafta..

pese üç.. seyyahatname yazarıyla bir kader birliğim mi var..
ben inziva dedikçe içtima oluyor hayatım..

pese dört..
alis harikalar diyarındaki telaşlı tavşan gibiyim.. arada yazmaya çalışıyorum ama.. zor oluyor zor..

pese sanırım son.. ben kimseyi mimlemiyorum.. ama üstne alınsanız da..
resim resim ekleseniz.. ne hoş olurdu =)
edit pese .. gene geldim...minet woltırs demiş ki.. "okumayı sevdiğin şeyi yazacaksın.. eğer ilgini çekmeyen bişey yazmaya uğraşırsan.. delirirsin.." sevdim..

Image Hosted by ImageShack.us

20 Kasım 2010 Cumartesi

seiçinsevgi..desembeni tam da yansıtmaz..



sevgi.. ilk aklıma gelen ne tuhaf hemen arkasından da sıkışmış.. geldi..

sevginin sıkıştırmayanını dileyelim o zaman..

silik geldi bir de..

iz bırakmanın da bir zerafeti var ama..

nedense bak saime hanım geldi.. ma se'den değil.. zerafetten geldi..
samsun geldi sonra oradan da.. kurtuluşsavaşıdeğil de.. esas ..
altı tane votka şot bardağı geldi..
bir de..
solak geldi..
solcugeldi ordan da..
sitem gelecek demiştim zaten..
sevmem hiç.. etmem de..
sitem gibi görünen laf sokmayı da sevmem..
sen geldi bir de..
sitem cümlelerinden mi suçlama cümlelerinden mi..
onu da sevmem.. sen cümlelerini sevmem..
saptama geldi sonra..
saptamaları severim bak..
bir kenarda tutarım.. aklımda..
serseri geldi..
severim.. ben hiç olmadığımdan mıdır nedir..
rüzgar yapsın ruhuma diye..
ama uzun dönemde fırtınaya çevirir..
o ruhu da alır sallar.. serseri sevgiler sevgililer..

sürme geldi bak..
bir rüzgarlı güzel gözlü çocuk sevdirmişti bana sürmeyi..
seher geldi ordan da kadın ismi için değil de..
gün doğumu niyetine..
ben hala boğazda gneşi doğurtamadım..
aslında pek de istediğimi sanmıyorum zaten..
sanırım ben sabahların değil akşamların alacakaranlıkların kadınıyım..

sempati geldi sonra..
sempatikleri sevmem aslında azıcık yaranma arzusu çağırıştırır bana..

silgi geldi sonra..
asla ortasından sicim geçirip boynuma asmadıysam da..
sicim de.. geldi silgiyle beraber..
severim sicimi..
ne yapacağımı bile bilmeden alırım.. gördükçe..

sırnaşmak geldi..
önül almak için yapılır en çok sanki..

sanki geldi bak.. atlamayalım..
soru geldi..
ama sorgu değil.. onu sevmem..
sıpa geldi.. güzel gözleriyle..
sim gldi sonra.. zer de ondan geldi.. gümüş ve altın..
altın sim diyenlere gıcık olduğum geldi sonra..
gümüş sim diyenlere gıcık olduğum kadar..

sütyen geldi..
su- tien midir.. alttan destek olan..
süt yeninden mi türemiştir diye konuşan biri geldi..
ki aslında sous-tiens-gorge dur tam adı bu parçanın.. ve memeyi değil göğüsü alttan destekleyen anlamında kullanılır..

subra ge
ldi.. bak bunu bilse bilse bi tek lale bilir dedim belki bir de ece..
var mı bileniniz.. ??? =D..

süt elbet .. süt gelsi..
sükunet geldi sonra..
sopa gelir gibi oldu ama bu yazıda bir sadelik var.. o yüzden gelirken gitti..

sağlık geldi elbet..
iyi korunması için...
selam geldi sonra..
siper geldi nedense.. hemen ardından..

servis geldi.. seda geldi saymayan akseden cinsinden..
daha çok gelir ama..
yeter sanki..


su geldi sonra bitirmeden önce..

ve girmeden felsefesine...
susuzluk geldi..
susuz yaz geldi..
ve derken sulama kovası geldi.. =p

*****************

kuş..
evet..
kuş..
özgürlüğünden..
uçuşabilmesinden..
yuvasını telaşlı pıtırtılarla oluşturmasından..
şarkı türkü neşesinden..
tedirginliğinden belki..
can havlinden..
yavruyu yuvadan atıvermesinden..
ay bu uçamayacak galiba.. dursun az daha dememesinden..
yaratıcılığından biraz da..
ve çeşitliliğinden..
aşık olanı.. hırsızı.. parlak seveni.. yüzelli yıl yaşayanı.. ceviz dikeni.. yükseğe uçanı.. denize dalanı..
sınırsız beceriyi tek türde.. görmenin getirdiği.. bir simgeleştirme ve keyiflenme duygusu uyandırıyor bende..

üç oldu mu koleksiyondur derler..
kuş koleksiyonu başlamış bende..
=9

nerden çıktı se'de kuş derseniz.. saplantı.. seiçin.. kuş saplantısı.. =)
bak aklıma geldi şimdi..
sarı.. sevmem ben..
bir de saçmalık.. se için..
ama sandık severim.. =9 sepet de severim..
alakası yok ama.. bavul da severim..seyahat sevdiğim gibi.. =P

fotolar.. benimmm =9..
p=align="right">Image Hosted by ImageShack.us

12 Kasım 2010 Cuma

rezalrreiçin.. zıpladım zıplatacağım..

acele acele yazmaktayım..
vazife gibi..
içimden dürmekte..
R harfi..

ne kadar zorlasam da ilk olarak..
rezalet.. geliyor aklıma..

ve tüm diğer sözcükler siliniyor..
o zaman..
re için benim için rezalet..
olsun diğer tün sözcükler sizin olsun..

--------
vircinya demiş ki..
okumak .. iki türlü olur..
edebiyat için okumak ve bilgi için okumak..
bilgi için okuyan.. bir şey buldukça onun kuyruğuna takılır gider..
edebiyat için okumanın kalitesi farklıdır..

doğrudur..
okur da bazen biri bazen diğeri gibi olma hakkını saklı tutar..

bazen her tümcenin her sözcüğün hakkını vere vere okumadayım dil içn anlatım için..
bazen de..
bir bilginin arkasına takılıp .. ordan oraya geçiş yapmadayım..
zıpzıplar..
aslında.. bir sürü küçük notlar oluşturuyor..

öncelikle..
* bir şairin.. ilginç hayatı dikkatimi yakaladı.. binlerce şiir yazmış.. yaşamı boyunca..
gençken de oldukça sosyal bir hanımmış..
ama sonrasında..
evine kapanmış..
kendine has bir sosyal yaşam oluşturmuş..
ziyaretçileri her zaman kabul etmiş..
ama kapalı kapılar arkasından görüşmüş..
bir nevi inziva..
erken de ölmüş yazık ellilerinde iken..
kız kardeşi bu kadar şiiri bulunca şaşırmış ne yapacağını..
oysa.. sadece on tanesi baılmış o yaşarken.. edebiyat dergilerinde..
ve anonim olarak..
birisi aslında herşeyi açıklıyor..
"ben hiçkimseyim.. ya sen kimsin..
sen de hiçkimse misin?
o zaman bizden iki tanecik var demek.. söyleme sakın..
bizi sürerler .. biliyorsun..

birisi olmak ne kadar iç karartıcı..
ne kadar genel.. kurbağa gibi..
gün boyunca adını söylemek..
sana hayran bir bataklığa.."

emili dikınsın..

evet bu duyguda ve sözcük sihrbazı bir şairin şiirlerini kendine saklamasından daha uygun bir davranış düşünemiyorum..

ne çok var...
içine kapanan.. inzivaya kaçan insanlar..
gerçi yanlış anlamamak gerek bunlar öyle pek de alçak gönüllü değiller..
farklılar ve farkındalar..
sadece bununla övünmenin getirisi onların gözünde rahatsızlık verici..
zira getirinin geldiği yeri pek de önemsememekteler..

neyse.. dedim ya takıldım bu ara gene zıp ve zıplara..

bir de..
başka yerden başka şeye atlama becerim düşünülürse..
nerden çıktı demeden kimse..
bir adet..
belkıs şevket hanım..
"osmanlı müdafaa-i hukuk-u nisvan cemiyeti" osmanlı kadın hakları derneği.. =D..
yönetiminden bir hanım..
ilk pilot değil ama ilk uçan hanım..



giyinmiş teyyareci kılığını..
binmiş..
öykü çok ilginç..
amaç uçak alabilmek için bağış toplamak ..
devir.. bakan harbi sonrası..
pilot fethi bey.. yakışıklı da adammış..=9

uçağın adı osmanlı..
markası deperdusen..

şimdi belkıs hanım tarihe.. ilk uçan müslüman kadın olarak geçmiş..

işin ilginç yanı bunu..
beğendiğim bir eski cam şekerlik sayesinde öğrendim..

belkıs hanımın uçuş gün öyküsü şekerlik gibi zaten.. okuyun ille de..

bu arada bu uçak yanı fotoğrafı kesinlikle.. yeni aldığım fazla erkeksi ama çok ergonomik postacı çantasının / ki benim çocuks istemediler.. şaşkınlar..bana kaldı çanta o yüzden / evet ne diyordum postacı çantasının önüne yakışır.. tam sayfa..
aslında büstiyerlerinin arasından kendi memelerine bakan uzun donlu kalın siyah çoraplı bir grup kadının vintıc fotoğrafını düşünmüştüm..
ama uçan bir kadın kesinlikle bunlardan daha çok yakışır.. evet..
hatta osmanlı posta pulu damga ya da şu osmanlı nisva hakları cemiyetinin logosu filan durun durun geldikçe geliyor aklıma ..

************


kadın karikatürcüler var bir de..
ilk kadın karikatürcü fatma zehra hanım da bu bizim uçan kadın belkıs şevketi ararken çıktı karşıma..
ordan da yazıya..
ve biri ne demiş..
en sevilenlerden biri..
"Kadınlar da çizsin zenginlik olsun diye düşündüler. Biraz garnitür olarak baktılar bize…" ramize erer demiş bunu..
eh doğru tesbitleri olmasa.. karikatürcü olamazdı zaten..
bunu da okuyun.. bence..

r harfi hakkını kaybetmemiş olsun..
ben aslında bu aralar tesbit zamanlarımda olayım..
bir başka karikatürcünün dediği gibi..
"Türkiye’de bir tek ‘ev kadını’ çok fazla zaten. Kadın pilot, kadın şoför vs. neden çok azsa ‘kadın karikatürcü’ de benzer nedenlerden dolayı çok az…" demiş gülay hanım..
ev kadınları alınmasın.. belki istemeye istemeye sistemin baskısıyla bu duruma katlanıyor bazıları..
ama insanın iyisi kötüsü olur da kadının olmaz mı..
bazısı da bunu ciddi bir yaşam kolaylığı olarak görüyor..
ve parazitoloji.. ilerliyor bu arada .. vakit çok.. takip alanı.. yok..
bol bol lak lak..
takip olmayınca.. laklağın içi de boş kalıyor sonuç olarak.. birini boş bırakırsan diğerlerinin ömrünü mercekler.. yer bitirir..
kadın kısmının .. en eleştirilen tarafı budur.. ve nedeni de budur.. der..
iş bu yukardakiler gibi laklak etmiş olmanın rahatsızlığı ..
ve fakat ataletçe bir yüzsüzlük ile..


ben rezaletten başka bişeyler bulup geleyim..
siz iyi olun..

emilinin şiirinin örijinali budur..

"I'm nobody! Who are you?
Are you nobody, too?
Then there's a pair of us--don't tell!
They'd banish us, you know.

How dreary to be somebody!
How public, like a frog
To tell your name the livelong day
To an admiring bog!"

ben??..
benim ne orijinalim ne taklidim bulunur.. =D
----------
yazı çizi de da yapışıklığı harf hatası filan bakamadan bastırdım gitti..

Image Hosted by ImageShack.us

2 Kasım 2010 Salı

p... benim için ama.. ille de benim için..



p için..
sendi.. arttikraft..
inanılmaz bir sıcaklık ve ölçülü ilgi ile yaşamıma bir giren bir çıkan bir amerikalı kadın için..



prever.. p için..
" bir kuş kafeste olsa özgürlük ağlar dediği için"
"kuşlar ellerinden geleni yapıyor.. örnek oluyor" dediği için..



p..
kendi adımın baş harfi için..

poyraz için keskin hoyrat ve canlandırıcı olduğu için..
perdah..
p için..
özenli zamanların gerekliliği olduğu için..
düşünsenize..
klavyeleşmiş iletişimde not tutmada..
kayganlaştıracak kağıt..
kurutulacak mürekkep yok..
dolayısıyla akıldan geçenle ekranda parlayan arasında ışık hızından kısa zaman dilimleri..
erken söylenmişliklerin..
erken bitirişlerin.. başlangıçların zamanında..
p perdah için..

perşembe perişanlık demek için.. p..

plebisit demek geldi bak içimden nedense..
=)
pervasız pertavsız.. p için..
haha bi de bak.. p için yazınca..
ne çağırışıyor.. =)..
esin geldi bi kere..
iki de sevdiğim küfür var.. p için..
=D..
evet ağzı bozuk atalet..
pes..
güreşçi için değil de..
daha çok .. söylediklerinin saçmalığı nedeniyle bazı kişiler için..
sık sık kullandığım..

patavatsız var bi de..
ama patavat ne bilmiyorum onu farkettim =)hatta baktım.. tedeka da bilmiyor..
pandispanya var.. paskalya var çörekli ve yumurtalı.. =)
ve dahası tatilli..
papaz var pilav var..
pilaki yok ama.. sevmem..
palamut var..deniz kokulu..
çocukken sevmediğim..
ama inadına bu kış..
kıvırcık salata küçük kırmızı turp ve limonla beraber balık pazarından..
yağmurlu bir akşam üzeri alasım olan..
sıcak bir eve dönüp keyifle hazırlamak için..
üzerine tatlı .. helva olabilir..
balıklar yüzmeye devam etmesin midemde diye..
cemal beyin öğretisi ile inandığım.. şehir efsanesi..

ama zaten ben balık sevmem.. palamut sevmem..
özlem sevmem..yaşanmamış ya da yaşanırken anılaşamamış emanet kalmış şeyleri hiç sevmem..

o zaman ..
palamut var.. meşe ve çınar ağacından gelen..
yeşil kokulu..
çocukken bir romanda okumuştum..
"palamuttan satranç takımı yapmıştı .. yılbaşı hediyesi niyetine çocuk kahraman..
ne merak etmiştim..
palamut ne diye.. guglsız zamanlardı..
hatta yılbaşında hediyesiz partisiz zamanlardı..
sonradan merak ettim..
bu yusyuvarlak şeyden nasıl satranç takımı yapılır ki diye..
gugllı zamanlardı ama gugl bilemedi.. bu merakımın karşılığını..

pan var şaşkın ve eğlenme düşkünü..
panik var.. panın fırlamalığından doğan..
panama var keten için kanal için..
pardüse diye içi dışına çıkarılan.. pardösü var.. üst giyim demek olan..
portmanto var fortmanto diye dışı içine kaçırılan..
parmak var..
=)
çok faydalı bir nimet..
en küçük parmağın bile elin bütününe yüzdeonaltılık katkısı var..
işlevsellikten yana..
yazar çizer hareket çeker .. konuşur.. işaret diliyle.. tutar okşar kaşır.. parmaklar..
ojelenir.. kadeh tutar.. sigara tutar.. eker .. biçer..
parmak var.. biri diğerinden ayrılmadan.. sevilebilen..

peynir var..
şaraba yaren.. rakıya eş..
bunun bir keçi peyniri alt grubu var..
ki en güzel salatası nerdedir istanbulda diye bana sormanız gerek..
keçi peyniri gurmsi oldum ben .. ruhumu tedavi ederken..=p

porsuk var hem hayvanından hem ağacından..=)ikisi de romanlardan..
piyedöpul var bi de bunun piyedökoku var..
=)
hatta prensdögali de var..
maksat yaşam renklensin güzelleşsin..

pire var amann..
bu yazı burnumdan getiren..
paşa var..
paşaların paşası oyunu geldi aklıma ordan da nisa serezli tolga aşkıner ikilisi..
ilk marjinal çiftlerden.. =9
program var profesyonel var.. püf var.. =)
lambaya demek için.. pürüz var..
gidermek için..
püskül var..

********************************

kuşları sevmeyi geç öğrendim..
biraz üzülüyorum bu yüzden..
ama şimdi aramızda herşeyi herşey çözümledik..
karşılıklı anlaştık..
onlar benimle ilgilenmiyor..
ben de onlarla..
ben onlara bakıyorum..
bırakıyorum yapsınlar neyse istedikleri..
BÜTÜN KUŞLAR ELLERİNDEN GELENİN EN İYİSİNİ YAPMAKTALAR..
ÖRNEK OLUYORLAR..
ama örneğin savaş sırasında takdire değer şekilde
cesurca davranan bay buzul gibi örnek olmuyorlar..
veya çocukluğanda o kadar fakir ve o kadar dürüst olan ..
ve büyük pol olduğunda o kadar zengin ve o kadar saygın
ve o kadar korkutucu ve o kadar cimri olan
küçük pol gibi örnek olmuyorlar..
veya örneğin şu yaşlı hizmetçi gibi..
örnek bir yaşam ve ölümü olan..
asla tartışmayan.. hiç tartışmamış olan..
hele beyefendi veya hanımefendi ile ..
hele şu berbat ücret konusunu hiç tartışmamış olan..
hayır..

kuşlar.. örnek verir..
gerektiği gibi örnek..
kuş örneği..
kuş örneği..
tüylerin .. kanatların.. uçuşun.. örneğini..
yuvanın yolculukların şarkıların örneğini..
kuşların güzelliğinin örneğini..
kuşların ışığının örneğini..

prever jak..

şiirin sonuna ek..
ki buna çok ihtiyacım var benim.....

ve bir de..
size armağan ettim bu az bilinen prever şiirinin çevirisini..

orhan velinin çevirilerini yaptığı pek de güzel yaptığı bir şair..
ama bu şiirin.. türkçesini bulamadım ben..
bana kaldı..

çılgın ve sıkıcı bezdirici bir günün sonunda..
nörotik obsesif titizlikte birinci
akılsızlıkta daha da iyi olan kişilerle uğraştığım..
günümü kanat ışığı gibi aydınlatan şiiri..

ünsümden sevgigibimden yola çıkıp..
preverde konaklayarak kendi kendime zoraki güzelleştirdiğim ve şimdi de..
bir kaç yudum en grenache'ından şarapla cilalayacağım günümün sonundan..

iki arada bi derede..
eski günlerdeki gibi..
bloğa ille de yeni yazı eklemek gerek ..
tuhaf saplantısı ile..
size..

Image Hosted by ImageShack.us

28 Ekim 2010 Perşembe

özgünöiçin..




akıldan çıkarmak için..
"e purtan el turn.."

ama ö için..
vircinya..ne alakası var demeyiniz.. az sonra.. açıklanacaktır.. kendiliğinden..
ö için özdemir.. aşkın yalanını şiirselleştirdiği için..hatta sevginin..
gerçeklerini de kendine yontarak..

ö.. özlem.. kimse alınmasın.. benim için..
bir isim sadece.. bir kadın ismi..
duygudur ama aslında.. derseniz..
açıklayayım..
bir salaklık katsayı ölçeri.. başka durumlarda kaçış..yine elbet benim için..
körlükte seçicilik benim için..

sözlüğe bakarsan bildiğin ve ayrı olduğun şeyin yanında olmamasından doğan duygudur kesin tanımı..
ya da benzer bişey..
ama aslında biz neyi "bilebil"iyoruz ki.. bize gösterilen dışında..

bi de özlemişim var..
eh tabi yaşam yoğun hızlı..
fark bile etmeyebiliyoruz..
özlem nesnesini özlediğimizi..
görünce farkediyoruz..
özlemişim..
elinden aldım.. hoşlandığın şeyleri..
farketmedin..
ancak bir daha yaşatırsam..
özlemişim..
ile taçlandırılır.. elinden aldıklarım..
severim özlemişimi..

özlem serbest çağırışımla.. insan sıcağı..
sarılma sıcağı.. ne dediğini biliyorum bakışı..
seni her halinle bilir..
ve beğenmesem de.. ne kınar.. ne kınatırım.. duygusu..

azıcık toz sabun kokusu benim için..
banyodan gelen buhar..
bir yanı mavi kocaman puanlı..
çift taraflı .. diğer yanı beyaz kocaman puanlı kocaman bebe yakalı bir bornoz..
truva kar kollu bir bluz..
özlem pazartesi perşembe.. kütüphane kokusu..
özlem.. beş çayı ..
özlem.. hüzün..

örtü var ..
kat kat kat kat..
serebileceğin..
gerçekler gibi kat kat kat olabilen..

ama ö dersen bana..ö dersen..
örgü en başından beri bunu söylemek istiyorum..bugün..
özlemle iç içe..
örgü..
örgücü kadınlar.. le trikotöz.. fransız devrimindeki kadınlar..
benim ergen buhranım sırasında saime hanımın kafasını yerken ..
ki bir tek keredir.. o yüzden çekirdeğe hoşgörü göstermeme neden değildir..
onun krem rengi bir yünle bana okula gömlek içine giyebileceğim..
bir içlik örüyor olma gerçeği..
"bana" bir şey örüyor olduğunun farkında mıydı yoksa yünü yumağı şişi örgüyü kafama atmamak için..
sadece motife yoğunlaşıp.. ilmek mi sayıyordu .. bilmem..
ama hiç konuşmadan örmeye devam etti..
benim şikayetlerime eşlik eden ..
tekdüze..
şiş tıkırtısı..

örgü..
domestik görülen hor görülen el işi..
haraşodan başka örgü bilmem ..denilerek aşağılanan işlem..
aslında ailenin temel taşı..
kişiye objeye göre örülecek şeyin gerekli malzemesinin kestirilmesinden başlayıp..
kalıp gibi tam oturan bir parçayı oluşturmak için ince hesaplamalar gereken..
içine motif de yerleştirmek gerekirse..
daha da karmaşıklaşan bir mühendislik dalı..
sonuç ortaya tam oturan tam olması gerektiği gibi..
yün arttırmadan.. bir kişiye özel parça çıkarmak..
el emeği olmasının dışında..
arsu ve sebat da gerektiren..
bir duygusal hezeyanla..
bir anda bırakılıp..
yıllarca bir daha dokunulmayabilen.. zanaat..

çekirdek minicikken..
bana bir resim çiz dedim..
sana bir kazak öreceğim..
önüne de senin çizdiğin resmi işleyeceğim..
bana bir çimenlik çiçekler bir ev bulutlar ve iki güneş olan bir peyzaj çizdi..
iki güneş dedim..
evet dedi.. biri sönerse.. diğeri devam etsin aydınlatmaya diye..

nasıl da bilmiş.. hayattaki gerçek güvenlik alanını..
elindekini yedekle..
kime çekmiş bu kız..
neden benim gibi bütün yumurtalarını aynı kişiye.. ay aynı sepete.. koymamış..

yirmilik kız olsun istiyordum ben..
o da poposunu döndü.. asla göstermiyor.. kendini..
ben de hep açık sarı somon açık yeşil gidiyorum..
örgüde çeyizde..
pembeye de bastıramıyorum ama.. gene de doktor BEY..gülerek .. ilan edince.. xynin gelişini..doğuma on gün kala..
eve gidip.. lacivert beyaz.. maço mu maço bir kazakçık başladım..
napıyorsun dedi.. biyolojik baba..
erkekleştiriyorum dedim..
o kazakçık bir çerçevede asılı duruyor bugün..

ilk örgüm..
saime hanım.. okulda bütün gün bunları öğretiyorum.. evde de seninle uğraşamam dediği için.. geç başlayan örme maceramın ilk basamağı..
elimde üç büyük dolu market poşeti büyüklüğünde yün paketi ile eve geldiğimde../ambalaj kağıdı ile paketlemişlerdi evet anımsıyorum..
çok dramatik bir giriş yapmıştım yüncüden eve döndüğümde..baktı ve..
"bir tek ilmek soramazsın" dedi..
gerçi onun yardımı.. o zamanlar yabancı dilini unutmasın destekleme kampanyası içinde.. ikinci çıkartma sonrası protesto ettiğimiz.. sonra da anarşiden unuttuğumuz ülkenin iki baba dergisine aboneliğim vardı..
işbu dergilerden biri.. "fiş triko" verirdi her ay.. ve adan zeye anlatırdı..
herşeyi ayrıntıyı..
yani örtülü yardımdı..
her şeyini kendim ve fiş trikonun üstlendiğimiz üzerinde bir hayat ağacı silueti olan bir manto ile başlamıştım..
örgüye..
sormadı

çelınc.. evet..
kişilere karşı değil..
ama kendimi daha daha daha.. zorlamayı severim.. otomazoistim..
kendime çelıncrım..
.. tek bir ilmik..

on gün sonra giydim.. o nasıl bir yüz ifadesi..saime hanımda.. tarif edilemez..
bir kaş havada.. gözler hafif aşağı doğru.. gözlerdeki hoşnut pırıltıyı gizlemek için..
dudaklarda bir küçük gülmseme..
" işte bu benim kızım.. beni ezdi gerçi ama olsun.. başardı .. "
hem başarsın hem başarmasın istediğimiz anlar vardır ya.. işte.. onlardan birinin ..
yazılar filmatik.. mimiği..

he o manto bir yandan patoloji çalıarak ve vizede en yüksek notu da alarak örüldü aşağılamayalım..


ama meğer ne incelikler varmış..
ben mantoyu giydikçe uzadı.. dizlerimin altından ki biz ona midi derdik..
ayak bileklerime geldi.. ki biz ona.. maksi derdik..
meğer örerken beraberinde aynı renkte bir iplikle örmek gerekirmiş..
sonradan söyledi..
=P..
mastırs taç..

sevmediğim kişiler için öremem..
sevdiğimi sandığım bazı kişiler için de..
hiç örmediğim zamanlar oldu..
ama etrafımda yün yumakları dolu bir sepet her zaman oldu.. nerdeyse her zaman..
kendi iplerimi kopardığım.. kendi mezarımı kazdığım..
dönemler hariç..
kısa sürdü..

uzun oldu uzun bu yazı..
iki güne bile sığar..



vircinyam örgü severmiş..
1912de kocasına.. "niting iz dı seyving of layf" demiş..
örgü yaşam kurtarmaktır..
mı demek istemiş..
yoksa yaşamı güvene almaktır mı..

bence örgü..
hatıra defteri yazmaktır..
tutanaktır..
bir nevi..

ö.. ömür için..
ömre bedel için..

ö için..
ödül..
ödü patlamak..
öz..
öbür.. öbürü..
ö için..
öcü..
ö için..

***********
dizüstü battaniyesinin fotosu sedenim ayrık otum için...
=)




Image Hosted by ImageShack.us

26 Ekim 2010 Salı

oiçinodun..odoiçin



o için olta..
benim için eski bir anı..
çocukluğumda saime hanımın oğlunun beni kardeşleştirme girişimlerinden biri..
ama ben sürekli oltamı karıştırıp.. p kendininkini bırakıp benim oltamla ilgilenirken balıkların onu yemlerini yutup kaçtıkları..
çapari miydi yoksa.. onunki de düğüm mü olmuştu ama sonunda..
no balık bol sinirle eve dönüş ve "bu senin kızın"la başlayan cümledeki suçlama ve memnuniyetsizlik ..
sonuç..
kardeşleşememe..

o...
ilk yaz sinemasında..
iyi kötü ve çirkin filminin son sahnesinde.. biri sanırım iyi idi.. uzaklaşırken diğeri kuma gömülü olsa gerek ..
arkasından seslenir..
alt yazıda..
o... çocuğu diye geçer..
atalet.. ilkokul öğrencisidir..
sözcüğü bilmez..
en yüksek perdeden sorar..
halaaaaaa...
o çocuğu ne demek..
tüm izleyiciler döner bakar..

cevabı alamadım sanırım hatırlamıyrum..
ama kuzinim kıkır kıkır gülmeye başladığında dikkatim dağılmıştı..
ısrarcı olmadım zaten.. hayatta asla..
bir tek kezdir benim.. istek dilek ve taleplerim..
ya karşılanır..
ya sonsuza ya da kendim o işi halledecek hale gelene kadar.. susulur..
saklanır.. akılda hafıza..
kötü bir özellik..
galiba..
sanırım..

bu o... nın son anı hali..
o... çocukları isimli film..
benden ayrı filmi izleyen çekirdek..
/bu kıza başka bi isim bulmuştuk unuttum.. zaten sanırım onun da vakti geçti.. kadıncık mı desem ki.. /
neden o kadınları döbvüyolardı filmin başında dediğimde.. o... oldukları için demişti..
gerçek nedeni.. dönemi anlatığımda..
ki kısa ve hızlı olmalı anlatılan.. çünkü..
dikkat odaklaması kötüdür.. yengeçtir.. beladır.. ergendir bi de üstüne.. =D

kadının bu işi para karşılığı yapması mı daha kötü.. çıkar karşılığı mı bilmem..
kadının çaresizliğini kullanması erkeğin kullandırması mı kötü..
yoksa kadının bunu seçim olarak görmesi mi..
karışık bir konudur..
ancak..
o... dediğinde.. vesikalı vergili.. bildiğin kadın meslek grubu .. hüzünlü bir durumdur bana göre..

o için..
oda..
kendine ait olması kapısını vurup kapatıp başkalarını dışarda bırakabilme halidir..
benim için..
dünyayı .. herkesi..
vircinya için.. yazar olmanın birinci yolu..
kadın kişi kim olmak için.. oda.. o için..

olmaz.. eskilerde.. bir eylem bildiren sözcüğün.. geniş zaman çekimi iken..
şimdilerde..
olmazlanmak gibi bir kullanımını da duyduğum..
olmaz olamaz nidalarıyla türk senaristlerinin en favori tepki belirtme diyaloğu..

olur..
olmazın tersi.. zıddı..
o da bir çekim halinden terfi eden bir sözcük olarak yer alıyor dilimizde..
olurlamak olur vermek.. de var artık mutluyuz gururluyuz..

okumak..
süperdir.. nadir bulunur bir özelliktir..
yanısıra illa bir içecek.. belki bir müzik.. bir diz üstü battaniye.. yastık..
gibi konforlu donanımla birlikte.. tadından yenmez..
kitap göğsüne düşüp dalınan uyku en dinlendirici olandır..

okur.. yukardaki eylemi.. yapan ve bir gurme gibi okuyacak tadlar peşinde koşturup..
şarap tadıcı gibi..
yazarını yeni kitabını takip ederek.. tadım defteri gibi okuduklarından notlar cımbızlayıp..
parfümeri yerine kitapçılardaki o tuhaf kokuyu koklamaktan raf fareliği yapmaktan mutlu olan kişi..

ortamalı..
benim sık kullandığım saime hanımdan devraldığım bir sözcük..
demek ki malım kıymetli .. en azından bazıları..
=)

ortak..
içi boşalmış sözcük..
bence tedeke.. artık.. bu sözcüğü..
kazıklamak aldatmak için bir süre birlikte olunan kişi.. olarak çevirmeli..

olağan.. dediler mi.. içim tirer.. illa ki arkasında.. sıradışı ve önemli bişeyi saklamaktadır zira..
memleketim paranoyası.. başka bişi değil..

orda.. önüne hadi de gelip.. bir de gülücük konunca.. dudaklara..
şakalaşarak inanmama bildiren içinde bir tutam da şaşırma olan bir eski deyim..
bugünkü dilde..
"yok artık" oldu sanırım..

osuruk .. ağacı için....
laleeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee...
sana bi haberim var en altta.. =)

onaltı.. benim için iki tane önemli onaltı var..
biri şubat.. diğeri de mayıs..
bir de ağustos vardı sanki.. var mıydı..

onmak.. tamir olmak.. sağlığa kavuşmak..
içinde kavuşmak olmayınca..
size de.. mekanik gelmiyor mu ??

o için..
olasılık..

o için..
olanak..

olgunluk.. o için..
oje en kırmızısından..
oğul.. arı için.. bir de .. yirmilik için..
oğlak okul okşamak..
bir de oksijen.. o için..
orman .. oksijen için..
yaz için.. sonbahar için..
ama piknik için değil..

omuz.. ortam.. oyunbozan.. o için..
oynamak.. oyun için.. dans için.. /ki hiç sevmem bu ifadeyi/ rol için..

oyuncak..
beyoğlunda.. japon oyuncakçısı için..
bir doğum günümde bir gelip sonra gidiveren bebek için..
naci için.. samanlı ayım..
en son kocaman kadınken kendime aldığım klamsi bumsi ve mistır huk için..
bir kayip simurgdan gelen zıpzıpla.. diplomalarımın yanında sakladığım inek için..
bir saime hanımın oğlundan bir de.. benim kadıncıktan gelen..
ayıcıklar için..

oyuncak..
içimizde fırsat bekleyen.. şımarmak değil..
naif zevkler alabilmek için bekleyen..
minik ayrıntıları görebilmek..
bugün yarın olunca kandırmacasını sürdürebilecek gücü vermek için fırsat bekleyen çocuk için..
oyuncak..
o için..

*************

cumartesi.. hastanenin yakınındaki kestirme pasajdan geçerken hızlıca.. bir yeni açılan kitabevi gördüm..
eski kitaplarınız alınır yazıyordu..
ve vitrinde.. tam ortasında..
"bir genç kız yetişiyor"..
betty smith..
kuşe kapağı da üzerinde..
bilmeyenler için..
saime hanımın kütüphanesinden hırsızlama okuduğum kitaplardan biridir..
bir evinin yanında ağaca tırmanıp orda kitap okuma sahnesi.. ki osuruk ağacıdır o.. ve yine ki..
kitabın arkasında tuğba ağacı demektedir..
bir de soğuttuğu kahveyi lavaboya döken kızı için..

"her insanın ruhu biraz lüksle beslenmeli.. benim kızıma verebildiğim lüks bu haftada bir fincen kahvenin sıcaklığını avucunda hissetmek..
dediği sahnedir aklımda kalan..
ama özel yeri vardır benim için..
işte o kitap..
aldım hemen..
koydum kütüphaneme..
*************
pazar ..
kabukları kumları kaldırdım..
yapraklar tohumlar var.. artık kütüphanemde dekor olarak..
ve bir de kara tahtam..
ki onun silgisini .. balkonlu kadın yapıvermiş.. becerikli elleri kocaman yüreğiyle ..
morları da var elbet..
çocukluğumuzun kara tahta silgilerinden keçe..
=)

benim kara tahtam..
küre şeklinde..
ve üzerinde..
"ama gene de dönüyor" yazmakta.. şimdilik..

**************
şarap evet..
kırmızıya döndüm artık.. içim de ısındı ..
**************
dün akşam..
eve dönerken.. arabaların arasında..
elinde bir sürü bayrakla biri belirdi..
önce..
noooluyo dedim..
sonra haa 29u geliyorya dedim..
ama sonra yanıma yanaştı ve..
arabaların yollarını kesen .. dilenen erişkinlerin söylemlerine geçiş yaptı..
kalp ameliyatı olması gereken bir yakını için dörtbinlira toplaması gerekyormuş..

mendiller kalemler eşliğinde.. okul önlük kitap masrafına..
küçük kutulukuranlar yasinlerdua kitapları eşiliğinde.. yaradanın beni ve o an arabada olmadığından var mıdır yok mudur bilinmeyen çocuklarımın sağlı ve kazasız belasız kalma dilekleri..
ve hatta bakar mısınızlar eşliğinde başlayan.. hasta yakınına yardımlara alışmıştık ama..
güzelim bayrağım eşliğinde..
kalp hastasına yardım..
bu nedense çok içimi acıttı..
düşündüm..
bu bayraklara bir para verdi aldı..
az karla satacak..
yirmidokuzu geliyor zaten..
sokak satıcıları dolacak etrafa..
raici de belli olacak..
ama neden neden yanına.. bir de kalp hastalığı katıldı ki..
bayrağın artık "hasta birinin" varlığına gereksinimi mi var kendini sattırmak için..
dedim ..

işte öyle..
****
pese.. saime hanımın oğlu benim özkardeşimdir.. kardeşleşememe hali ille üvey olmayı gerektirmez..

Image Hosted by ImageShack.us

23 Ekim 2010 Cumartesi

ne için neler varmışbakalım..



nimbus.. yağmur bulutu..
n için..

nane nedense ilk aklıma gelen sözcük..
n denince..
nankör kedi için..
sorarım size.. insanlarda olmasaydı türetilir miydi bu sıfat..
kendi kötü özelliğini bulunca hayvancıkta.. ya da benzetince..
nasıl da üstünden atar.. ademoğlu adem kızı..

naylon.. torba için çevre için..

nesivar.. bir oyun.. gençler için..

niye.. bizim çocuksun en sevdiği sorgu sözcüğü olduğu için..

neden.. en sinir olduğum sözcüklerden biri..
herşeyin bir nedeni varmışçasına..
oysa herşeyin bir sonucu var..
ben bunu sorarım işte..
anlatıp dökülünce biri.. neden demem.. sonuç.?? derim..

nihayet.. sonu ve sabrı belirtmek için..
ben de diyeceğim bigün..

nihayet!!!! nidaları atacağım..

namus.. bekçilik etmek günahsızları yakalamak için..
zira gerçek namussuzlar.. ortada hem de göğsünü gererek dolaşır marifetçesine..

numara.. "ne numaralar çeviriyorsun??" demek için..

ne için nadan.. benim için de..
nadanımdır evet..
inanılmaz biliyorum.. ama nadan olduğumu da biliyorum..
eğitiyorum kendimi gerçi epey kaybettim.. ama öyleydim.. öyleyim.. her sn olabilirim..

nedamet.. hiç inanılmayacak bir vazgeçme durumu..

nihilist.. sonunda birçoğumuzun dönüştğü dönüşeceği kavram için..

beş N .. gazeteciler için.. bir K ile birlikte..
nadir.. duygu.. dostluk.. sadakat..ahlak etik.. için..

nasır.. orhan veli için..
nazar.. metafizik için..
nazım.. şiir için.. şair için..
naz.. etmeyi bilmediğim.. için..
nefes.. nabız.. yaşam için.. n için..
nefti.. saime hanım için.. bu kış için..
nem..yaz aylarında istanbulu bize zehir etmek için..

nazik.. artık sadece kebap için..
nimet.. yanına bulunmazı da kalıcı tamlama olarak almak için..
nitelik nicelik.. karşı değer.. olsun için..

nöbet.. doktor için .. asker için..

nokta.. üç nokta.. cümle sonunu anlamlandırmak için..
iki nokta.. benim için.. okurken nefes alın diye.. =)

nüfuz.. kötüye kullanılsın..
nüfus üçer üçer artsın için..

nitçe.. ağlamasın için..

ne için..
narçiçeği..
rengi için.. bi de..
***********
hayat yemek gibidir..
kaba ne attığın değil.. ateşin nasıl etki ettiği önemlidir..
demiş bi yerlerde biri..
ben de not almışım..
=)..



Image Hosted by ImageShack.us

20 Ekim 2010 Çarşamba

m için martı..



m için.. mana..

manasızlık için mana..
makul..
aklın kabul edebilecekleri için..
mantık bi de.. fikir akışı sağlayabilme becerisi ..
me için..

meme..
meme vermek.. mamografi çektirmek.. memeden kesmek.. için..
maarif.. takvimi için değil.. bakalığı için.. ve memur ve maaş..
eğitime başladığım yıllara taşıdığı için beni..

martı elbet..
benim için atalet için canıtın için..
arkasındaki derin manaları için..
istanbul için..martı..
yaşam sevinci.. kanadı için.. yuvası yavrusu için..
maaş ve ücret arasındaki farkı bilen var mı sahi..
şimdilerde herkes performans aşkına kaptırılmış..
peşinden yaşam da performans aşkına işçileştirilmiş..
yaşam köleleşmiş..
farketmeden..

mabat.. p.p. için değil..
arkası yarın niyetine..

modern.. müze için..

masa.. m için..
öyle çok şey niyetine..
önce yemek masası.. sonra.. çizim masası olan masa için..
üzeri bir deli buhurun yumruğuyla kırılan..
bir başka deli buhurun.. tamir ettirip..
hala ümit denilen şeyin hiç susmayan küçük tüylü bir şey olduğuna inanılan zamanlarda..
minicik bir arabanın üzerinde getirilip.. iki ucundan iki kişinin.. taşıdığı masa niyetine..


bir minicik çalışma masası niyetine..
büyüdükçe.. dizler altına sımadığından.. makyaj masasına dönüşen..
sonra laciverde boyanıp..
bir yine ümitli zamanda bir mutfağa yerleşen..

masa ..köşeleri için..
sivri.. keskin köşeleri gören bir kadının gözlerine yerleşen hüzün için..
buna karşılık bir erkeğin gözlerinden sevincin kaybolması için..

masa.. m için..
üzerinde atılan imzalar..yenilen yemekler..
içilen içkiler.. söndürülen sigaralar..fırlatılan erikler..
geçmiş zamanlar boşa çabalamalar için..

macaristan sonra..
kızları için değil de..
tepedeki eli buğday başaklı kıza ulaşma uğruna adım adım katedilen yolları için..
öp gelmeleri için..
bu anının paylaşıldığı yirmiliğin bu yaz..
öpgelmeyi gerçek sözcük sanıp..
annesinin uydurmuş olabileceğinden şüphe etmeden..
"ilk öpgelimiyaşıyacaktım.. senin yüzünden olmadı" deyip arkadaşını şoka sokması için..

madik atmak.. kandırmak.. aldatmak niyetine kullanıldığı günleri bilme adına..

macera.. bir kitap adı ya da konusu olabilir..

maden .. her zaman hüzünlü.. yokluğa yoksunluğa..acıya götüren sözcük..
ama bir de.. çizgi romanlara çocukluğa.. karın üzeri uzanıp..
okumalara dalma günlerine.. evet oraya da götüren sözcük..

maddi ve manevi.. zarar görmek.. manevi terketti de yerini.. duygusala..
maddi hala dokunulmazlığını korumada..
bedensel desen yetmez.. parasal desen yetmez.. zengin sözcük olduğu için..

minoma var bi de..
bilenlerin sayısı beşi geçmez..
benim çocukluk nikim.. nedendir.. bilmem gerçek adılma uzak yakın ilgisi yokken

meşe.. palamutları için.. bir de sobada şöminede en güzel yanan odun olduğundan..
meşe kaplama mutfaklar için..
bende onlardan 3 tane oldu..
bir "dönem mutfağı"

mahremiyet..
özel hayat denilen şey olmayan ama onu da kapsayan sözcük..
makara..
evet kenarı çivili olabilen..
artık ahşaptan yapılmayan.. plastiği güzel olmayan şey..
içimi ısıtan bi de..
benim tahta makara sevgimi duyan xy dostumun.. gittiği yerlerden bana tahta makarası arayıp bulması şeklinde ortaya çıkıveren .. sıcaklıklar..
için.. m için.. makara..

maket..
hiç yapmadığım.. hiç de yapasım olmayan şey..

makine.. m için.. dikiş için.. ev işleri için.. anları zaptetmek için..
yalan için dolan için.. tanıya giden yolda.. tetkik için.. makine..

maki.. ege ve akdeniz için.. bulmacalar için.. coğrafya için.. maki..

malta eriği.. bir yaz başlangıcı hüznü için.. cemal bey için.. sevdiğim için..

markiz.. pastane olan asil olan için değil..

marifet.. yerini beceriye terkettiği için..
ama "bu yaptığını bir marifet mi sandın".. diyebilmek için hala gerekli olduğu için..

marks.. insanlara olan inancı için..
müse.. hüzün şiiri için..

matriks.. zor zamanlarımda.. " amaaannn boşver zaten herşey sanal" şeklinde bir salak avunma sağladığı için..
mavi.. m için..

mekruh... kadınlar mezarlığı için.. ayla kutlu için..
mor... elbet...
benim için...
menekşe.. yine benim için.. okulum için.. metafor..
anlaşılmadan anlaşmak için..
milföy.. divan pastanesi için..
kutulayıp saime hanıma.. çay saati sürprizi yapmak için..
motor.. eyvah yaşlandığımı nasıl saklarım diyen her xy için..
münasebetsiz.. azarlamak için.. olmadık bir şey yaptığında söylediğinde..
"ilişkisiz" diye tersleyemezken kimseyi..

müzik müzisyen..
benim için senin için.. çekirdek için..

mücver.. yemek için bayılmak için.. mmmm demek için...
mizanpli mizanpaj mizansen.. =).. ben sevdiğim için..

mors morg model.. bu dizi işte psikanaliz için..
metre.. mezuro/mizura.. =).. m için..
matem.. m için..
matara.. susayanlar için..
matara kılıfı.. ille de elişi yapacağım diyenler için..
maruzat ve mazeret.. duyasım yok.. onun için..
=)

milad.. beyaz sayfalar yazası olanlar için..
mizah.. sağlam durmak hafiflemek için..
mum.. fotoğraf çekmek.. yakıp derdine yanmak için..

************
evde bir çello macerası var.. ama ç geçti..

elektronun e si gitarın gesi geçti..
kemanın kesine yasam.. ya da kontrbasla cevap veresim var .. kontrbasın kesine.. ama k da geçti..
m müzik için
ya da m mandolin.. mızıkanın m si..
deyip yazsam kendisi ana yazı olacak kadar.. =)..
piyanonun pesine gelince anlatayım..ya da saksafonun s sine..
udun usu da olabilir..
bongonun be"si geçtiğine göre.. bekleyin lütfen..=D

pese..evet bunların hepsi var..bizim evde..
ben mi..

düdük .. benim favori müzik aletim düdük..=D

Image Hosted by ImageShack.us

19 Ekim 2010 Salı

liçin çiçekpazarsız lale


söyle bakayım l'li sözcük..
-leylek..
-içimden leyleğin ömrü laklakla geçer.. leyleği havada görmek..
dışımdan "başka"..
-leman..
-hangisi kadın olan dergi olan göl olan..??
-kadın olan..
...
-bi de lusern..
-tavanarası penceresi olan??
-hayır isviçrede şehir olan..

lale.. tüm laleler aradında bir farklı lale.. lalem için..
sarıyı çok seven bir kadının masasının ortasında.. yuvarlacık bir vazoda.. kocaman bir demet sarı laleyi.. çiçeğin bittiği.. sapın henüz başladığı noktasına toplu iğne ile tek delik delip.. çiçeğin boynunu daha geçbükmesini sağladığını anlattığı o kış günü için..
uzun yıllar kalabalık bir aile olarak yaşadıktan sonra nihayet ediyle büdü yalnız kaldıklarında.. artık adamın kadrısının kadın olduğunu bile unuttuğu uzun bir zaman diliminin son demlerinde..
kucaklayıp getirdiği sarı laleler için..
sarı laleler şarkısı yapılmadan önce..
çok önce..
çiçek pazarından lale aldım ifadesi nasıl yabancı gelir bana ..
çiçek pasajı var beynimi kirletmiş olan önceden..
barlar sokağı..
niye çiçek pasajından lale alasın ki diyesim var hep..
l.. sarı lale can tombul vazoda..goblen masa örtüsünün üzerinde..
bir kış günü için..

leylak..
kokusu ve rengi için..
babamın bahçesinde olduğu benim bahçemde olmadığı için..
lüle..
kıvrımı için.. taş için değil..

lirik..
aşkın anlatıldığı şiir olan değil..
müzikte kullanıldığı anlamıyla..

lamba..
süslü şapkalar için..
sokakta aralıklı aydınlık karanlık ışık oyunları yağmur ve arnavut kaldırımları için..

liman..
sığınmak için değil..
yanyana parketmiş tekneleri.. suya yansımaları balık ve ıslak ağ kokusu.. her an demir alıp uzaklaşabilme duygusu için..
martıları için..

lira.. çene yormak.. çekirdeğe harcamak için..

likör.
yaşamsız evin tam dekorunu tamdan bir öteye götürmek için..
ahududu olanu değil..
vişne olanı..
kahveli portakallı olanı ve bir de kızılcık olanı için..
biri sıcak yaz gecelerine renk ve buğu kaksın diye..
diğerleri kahvenin yanında kışı ısıtıp .. kokutsun diye..

limbo.. dans için..
lingo.. şişeleri..
lor... taze tuzsuz olanı..
balla .. tatlı niyetine..

layık..
ille de herşeyin hakedilmesi için bir özellik gerektiği kanısı için..
ben sana layık değilim deyip.. yalan söylemek için..

liyakat..
artık olmayan kavram..
onun yerine laysıns demeyi yeğleyenler için..

lakin..
itira etmek için şık bir sözcük olsun diye..
ama ama ama diyerek tekrarlanamadığı göz süzüp dudak büzük bebeleştirilemediği için..

laçka.. gevşemek.. işlevsiz hale gelmek geri dönülmeyen noktaya ulaşmak için..
loca..
ille de şarabi kırmızı kadifelerle döşemek için..

lodos..
sahilde yürürken tuzlanmak için..
baş ağrısı için..
gevşek ve halsizlik için..
loş..
romantizm için..
migren sonrası için..
lavanta..
her dem her zaman rengi kokusu yaprağı tanesi güzelliği narinliği etkisi için..
laf..
lafı uzatmadan gitmek için.....
**********
lavanta.. zamanı geçmedi daha..
tanelerini toz şekere gömün..
bir kat lavanta..
bir kat toz şeker..
bir kat lavanta..
bir kat toz şeker..
kapaklı bir kavanoza..
karanlık bi yerde saklayın iki üç hafta ..
sonra soğuk bir sonbahar gününde.. çayınıza bu şekeri katın..
ben anın..
sonra sıcak bir yaz gününde.. limonata yapın beni anın..
kurabiyede kullanın..

bala katın lavantayı..
beni anın..

pirinçle karıştırın bir şık torbaya doldurun..
sıkı sıkı değil ama..
o torbayı yatağınıza alın.. ensenize koyun..
uyku yastığı yapın..
alnınıza gözlerinizin üzerine koyun..
baş ağrınızı gerginliğinizi atın..

lavantayı bir süzgece koyun.. sıcak suyun içinde bekletin az..
için..
beni anın..

banyoda duştan akan suyun altına gelecen bir yere.. asın bir torba lavantayı.. gevşeyin beni anın..
=)



Image Hosted by ImageShack.us

14 Ekim 2010 Perşembe





k.. kahve için kadeh için.. kakao için ve .. konyak için..
karamelalar için.
sahi..
ali muhittinin dikdörtgen karamelaları vardı bulamıyorum artık..

kırk için..
kırkbir kere maşallah için..
kırık için..
şeytanın bacağını kırmak için..
kalp ve hatır kırmak için..
k için kırmak..
bir de..
kırılıp.. çıkıl çıkıl olmak tabirinden dolayı saime hanım için...
kırık.. rip için..
ki öyleyim blog..
azıcık ateşli gözlerimi parlatacak kadar..
azıcık sulu..
azıcık da her yerim ağrıyor için..
ama geri dönülmez noktadayım ve yatıracak mı beni.. yoksa burdan püskürtülecek mi bilmem..
ha bi de kırılası kafam için.. gene hemen migrene dönesi oldu.

kanat uçmak için.. martı için..

kadife.. sarmak için.. yumuşacık..
bir de eline eldiven yapıp tırnakları yumruğu saklamak için..
kanape.. ve kahverengi..
sinir bozmak için..
terapi için..
terapilik olmak içim..
kahve rengi.. çukulata için..

kuru..
odun için.. atıversek ateşe de çıtırdasa..
yaprak için.. kırmızı sarı .. gözlere..
fasulye için bol acılı..
kuru..
içim kurudu sabretmekten demek için..

kara en sevdiğim..
giymek için..
bir de.. içini karartma demek için..
ama gözü kara da demek için..

kara gözlü kızım diye sevmek için bir ergeni..

kırmızı..
dudak için..
kara giysilere can katmak için..

kedi..
gibi kıvrılı yatmak için..
ayaklarımın üzerindeki sıcaklık için..
sessiz yürüyüş için..

kuyu...
içine bağırıp kapağını kapatmak için..
kıskançlık.
ne şarabı ya. aslında güzel ve rafine bişeyden anlamayan mendeburun birinin üzüm bağı yapıp.. şarabını da üretmeye başlaması için.

kor..
içine düşüp de yakmak için..
köz..
geçmişte kalan ateşli duygular için..

kahpe.. her kızdığın kadına seslenmek için..
kalleş..
sana verdiği sözleri tutmayan..
üstelik tutar gibi rol yapıp seni yıllarca sırtından bıçaklamış olanlar için..

köpek..
canım.. sevimli bri hareket için..
kirpik.. gözlerinin içinde cirit atan duyguları saklamak için..

kibir..
gereksiz dayanaksız burnu büyüklük için..
kör.. gönül gözünü kullanmayan için..
kıl.. her zaman üstte kalmaya çalışanlar için..

keyif..
ummadığın yerden gelen..
ummadığın zamanda gelen sürpriz güzel düşünceler için.. davranışlar için..

kilo.. vermek için..
kitap.. kitaplık.. delirmek kaplamak için.. okumak yaşamk için.. arasında saklanmak için..
içinde hazine bulmak için..

köhne.. ev için..
insan için..
kibar.. unutuşmauş bir davranış inceliğini tanımlamak için..

kantar.. topuzunu aman kaçırmamak için..
kalbur.. iyile eleyip.. sonra dokumak için..
kayıp..
öyle çok ki.. ne listeye ne yazıya gelmez..
kalp.. ritmi için.. kırmak için.. hop etmek için..
ahhhhh diyesim geldi bak ...
kerhen.. istemeye istemeye zorla neredeyse.. yapmak için..
k.. kitap için demiş miydim.. kitaplık.. kitap ayracı için..
kaplamak için.. sevgiyle ya da sayfayla..
k..
kara tahta için..
buldum boyanın tarifini.. ekleyeceğim size de..
pek keyifli..
herkesin bi karatahtası olmalı..
not almalı..
mesaj bırakabilmeli..
dilek istek yazabilmeli..
diyerek..

küre..
son takıntım..
dünyalar.. özellikle eskicilerden toplanan kağıttan katlanan farketmez..
karatahta küre.. demiş miydim..

karizma demiş mydim peki..
ve bir de..
kitap.. demişmiydim..
miydim ayrı..
=)

arasından bir kurutulmuş yaprak çıkan 51 yılından bir fransızca botanik kitabı aldım deyip cümle içinde kullanmış mıydım..


*****************

parisde bir ev bulunmuş.. pigal meydanında..
19kırkbirde sahibi kadın savaş döneminde kapatıp güneye kaçmış..
o gün bugündür açılmamış..ev..
hatun ölmüş.. mirasçıları da evi bir açmışlarsa..
sanki uyuyan prensesin şatosu..
hiç bilinmeyen bir tablo bulunmuş.. boldiniden meğer evin sahibesinin büyük byük kadın kişilerinden biri..
boldinin ilham perilerindenmiş..
boldininin kurdeleye sarılı aşk mektupları bulunmuş.. bid e clemenceaunun.. eski başbakanlardan..
pembe elbiseli kadın tablosu iki milyon öroya satılmış..
da..
bunca yıldır evin kirası düzenli ödenmiş..
ve kapalı durmuş..
inanılır gibi değil..

bu devirde hala masallar olabiliyor..


Image Hosted by ImageShack.us

13 Ekim 2010 Çarşamba

jantjeiçin



j...
için jant olmalıydı..
olacaktı da..

ilk patlak lastiği değiştirmem daha doğrusu değiştirememem anısına..
nadide hanımın kaldığı konukevinde..
saime hanımla .. ziyaretten çıktığımızda..
yerle yeksan bulduğumuzda..
jant kapağını açamayışım..
neysekiorda olan kuzenimin yardımıile yedek lastiği takışım..

aradan yirmi yıl geçmişken..
bu kez uzun yolda..
moladan döndüğümüzde lastiği gene yarı yarıya inmiş bulmak..
ama teknoloji desteği ile bu kez kompresörle şişirip..
lastikçiye gitmek..
orda aneucuzmuş onbeşliraya lastiği tamir ettirip yola devam etmemin anısına..

pamuk prenses gibi kadınım..
biliyorum evet..
var öyle cabbar.. cengaver kadınlar.. lastiği de değiştirir..
ben aslında.. bu konuları rahatça başkasına brakır.. hiç de üzülmem..

j.. bir asi verocka blogcu anısına..
jeli sözcük yok yeterince diye üzüldüğü için..
ara ara ortaya jelisözcük.. yazardı..
klavyesindeki j harfinin eskimemesi silikleşmemesi diğer harflerle bir fark oluşturduğundan..
o da eşitler arasında farka dayanamadığından..

jartiyer elbet..
aslında görevi..
çorabı yerinde tutmak olan..
onun yaptığını hangi lastik olsa yapabilir olan..
içgiyim parçası.. kullanımı da oldukça konforsuz..
hele külotlu çorapla kıyaslandığında..
ve lakin kadın bedeninin ulaşılması zor olması gereken alanlarına giyildiği için..
ortalıkta sergilenmeyen..
her gizli tutulan şey gibi.. şehir efsanesi tadında..
bir heyecan uyandıran..
cinselliği kullanarak eğlendiren..
para kazanan kişilerin..
işte tam da bu nedenle.. sergileyivermesinin daha da..
reklam etmesi nedeniyle..
adı bile..
bir ooveaaa tepkisi alabilen üzeri dantelli dandik lastik..

jile.. kazakların üzerine giyilen elbise iken hiç bi numarası olmayan..
ama içgiyimde kullanıldığında..
jartiyere rakip..
eski çağda kullanılanı..fanilanın ile sütyenin ara duruşunda ..
tamamen fonksiyonel.. şimdilerde..
beyaz penye giyilmesinin uygun olmadığı zamanlarda kullanılmak üzere..iç giyimin ..
en şeker kız kendi ile..
en revü kızı kostümü gibileştirilip her yanı dantel..
kırmızı siyah .. kaldır yukarı it özellikleriyle donatılmış hali..
yatak odası ve sahne dışında kullanılabilirliği az.. nerdeyse yok..

jandarma.. bizsosyalistizdostuzyalnızbizsana.. diye türkülen söyleten..
saf yaşta tazecikdelikanlınınaskere gitmiş kırsal yerleşim alanındakolluk güç etkisi oluşturma hali..

jambon.. domuzun dananın fedakarlığıyla..
yiyebildiğimiz.. hafif ıslak pembe ve her nedense köşeleri yuvarlanmış kare biçiminde olan protein ..

janti derler eskiler.. kibar salon erkeği tadındaki xylere..
şimdi demiyorlar zaten ortada salon da kalmamış.. erkeği de.. kibarlıksa.. eziklik zira..

jiujitsu.. masaj mıydı uzak doğu dövüşü mü bilemedim birden bakmaya da üşendim.. ama geliverdi işte..

japon.. çalışkan.. adalı insan topluluğu.. kuralcı.. ve geleneklerine uygun yaşamayı sürdüren..
üstelik.. soyu tükenen onur kavramının.. tek örneği olarak.. görevlerini başarı ile sürdürmekteler..
gerçi onların ve benim onur dediğimize..
"salakkk'lık" diyenlerin sayısı çoğunluğu oluşturuyor ama olsun..

jigolo..hakkkı feci yenen meslek grubu..
nedense..
bunların kadın versiyonları..
yani kendilerinden yaşlı zengin ve aslında hiç tanımadıkları erkeklerle seks yapan ..
kimi tam zamanlı..
kimi ise gerçek yaşamdaki .. öğretim eğitimle edinilmiş mesleklerini sürdürürken..
oradan elde edemedikleri.. gelir ve şartları tadabilmek için..
ikinci iş olarak akşamdan akşama..
iş çıkışı kokteyl saatlerinde yapan karşı cinslerinin toplumda..
yerleri yükselir..giderek sayıları da artarken..
neredeyse yapmayana yine "salakkkk" olarak bakılır halde iken..
bu jigolo kısmına..
da pek ezik kişiler gibi bakılır..
üstelik onlardan faydalanan da..
haklarında konuşan da..
bu ezme işini pek sever..
aslında pek hakları yenilen..
sendikalaşsalariyiolacak olan.. iş kolu çalışanları..

üstelik toplumda.. evlilik ya da ilişkiden ağzı fena yanmış..
olgun çağında..
tam da bişeylerden tad almaya hazır olduğu yaşında..
eş durumunu kendinden daha hevesli daha genç birilerine terketmiş..
paralı ve güçlü kadınların sayısı epeyce artmışken..
çoğu yeni bir ilişki istemiyorum derken..
hatta altını olan kuralı koyar kardeşim de derken..
ilişkinin i halinden bile bahsedişi olamayacak kadar kırılıp da ayrılmış olan.. kadın sayısı..

demem o ki..
eski zamanın kötü kadınları nasıl gizli saklı masum edepli görünmek zorunda kaldıysa..
şimdi de bu jigololar öyle..
kalabalıklar ama anonim kalıyorlar..
meslek kimlikleri zedeli bunların..
pek yazık..

jilet..
en güzeli pembe ve turuncu saplı olanları..
çift bıçaklı üç bıçaklı.. sinekkaydı deyimini borçlu olduğumuz..
eski gemilerin yeniden kullanımına da vesile olan ince kesici plaka..

jogging.. nedense koşmaya çıkıyorum.. demeye dilimiz dönmediğinden..
tembel miyiz neyiz .. koşarak yaptığımız spor eylemine verdiğimiz havalı yabancı dilde isim..

jöle.. pelte o .. bildiğin.. kıkırdaktaki kolajenin renklendirilip.. tadlandırılıp yeme içme süsü..
bir de kısa saçlı dik duruşlu ezik xylerin..
limon yerine kafalarına sürdükleri şey..
parlak uzun ve dokunulsun diye istenen xx saçlarında da kullanıldı zamanında..
ama işte dokunulma halini pek keyifsiz kılınca..
hızlıca vazgeçildi..

jet.. sonrasında leg'e yol açan havada giden ulaşım aracı..

jorjet bilen kaldı mı bilmem..
ama kumaşın krep halinin tamlaması..
krep jorjet olunca.. ondan elbise dikilir..
dö şin olunca.. gecelik..

jön.. genç demek.. fransız dilinde..
ama sinema sanatında.. ne kır saçlı jönler var..
ayhanışığın elliyaşında bile jön olduğu düşünülürse..
erkeklerin kendilerine toz kondurmama halinin doruk noktası sözcüğü olarak kabul edebiliriz..

jeton mu jöton mu.. aslında atmakdan türemiş.. sözcük...
bir deliğe atıldığında para niyetine iş gören eskiden metal şimdilerde o bile plastik.. nesne..

jiklet.. bir gün rötönüye kalmama neden olan adi sözcük..
japone.. giysilerde en sevmediğim yakıştığı tek bir kişi bile görmediğim kol şekli..

jarse.. gevşek elastik dokuma.. bu da japone gibi.. pek az kişide iyi durur..

jüri.. tek başına karar verilmesi halinde yükümlülüğü pek ağır gelecek olan durumlarda..
tek başına yapsalar.. rahatsız olacakları şeyleri yapmak için..
sorumluluğu azaltmak için..
birkaç kişinin birleşik de elini ancak taşın altına soktuğu karar şekli..

jeoloji.. son istanbul depremiyle birlikte aniden varlığını öğrendiğimiz.. bilim dalı..
jeo ile başlayan tüm meslekler.. jeofizik.. jeokimya..
jeopolitik.. seninle hiç ilgisi olmayan..
sadece bulunduğun yer itibariyle.. saldırıya uğramanı.. aniden parlamanı..
geleceğinin planlanmasını sağlayan durumu belirten sözcük..
zengin adamın karısı.. güçlü adamın karısı.. katilin karısı generalin karısı ..
imamın ya da.. fırıncının da karısı halinin toplumsal izdüşümü..

jinekolog.. her kadının en yakın dostu işbirlikçisi sırdaşı olan tıp mesleği uygulayıcısı..
aslında bu iş tek başına yapılmaz.. jinekolog ve obstetrik uzmanısındır..
dilimizde..
karşılığı "kadın hastalıkları ve doğum uzmanı" olup da..
kadın doğum uzmanı gibi komik bir kısaltmaya maruz kalmış olan..
tam bilim dalı adı budur..

je mi sevimsiz ben mi saldırganım bilemedim şimdi..

ama bu harfi de salladık işte..
sırada.. kahramanın kası olacak yarın..

şimdilik..
non.."je" ne regrette rien.. diyerek uzaklaşıyorum..

hayır.. hiçbirşeyden pişman değilim...........



Image Hosted by ImageShack.us

Follow my blog with Bloglovin