20 Mayıs 2015 Çarşamba

meneksenin aryan irkla imtihani.. ve diger fikir akislari.. gercibbiraz ziplamali.. dereyatagi az taslik da ondan..

açık renkli gözlerin nazar değdirme becerisi ispatlanmış..
bir gazetede yayınlandı..
liseli öğrencilerin fen projesi imiş bu..
şöyle mi yazdılar ki dosyaya..

materiel: menekşe bir kaç çift mavi ve yeşil göz..
metod.. menekşelere beş altı çift mavi yeşil göz.. günde birkaç kez birkaç dakika süre ile bakacak..
sonuç: menekşeler soldu .. nazar kanıtlandı.. ileride mekeşe yetiştiriciler mavi yeşil gözlülerden korusun çiçeklerini..
ya da topyekun kör edelim mavi yeşilleri..

bilimsellikte bir adım ileri gidersek..
bazı menekşeler mavi yeşil baktırıp..
bazı diğer menekşelere mavi yeşiller baktırmasak (kontrol grubu)..
hepsinin su ışık koşulları ayni olsa..
ve menekşenin hayati fonksiyonları (sanırım tomurcuk sayısı .. yeşil yaprak açma sıklığı filandır bunlar) .. takip edilse..
kontrollü çalışma.. oldu ..

bir adım daha gidelim:
bu hayat işlevlerinin kontrolünü..
bir de hangi menekşelere mavi yeşiller baktı..
hangilerine bakmadı bilmeyen biri yaparsa..
ohh kaymaklı kadayıfın çileği..
oldu sana çift-kör çalışma..

ben olsam menekşenin ekstra bir kırılganlığı var mı..
yoksa başka çiçeklerde de yaygın bir durum mu..
diye düşünür..
bir kaç çeşit çiçeğe ters ters mavi yeşil bakmadan sonucu yayınlamazdım..

artık bu çalışmalardan hangisi yapılmışsa yapılmış..
menekşeler nazara gelebiliyor..
açık renk gözler nazar edebiliyor..
bu iki değerli bilgi yayınlanmış..

çiçekler korkar çünkü bunu yapabiliyorlar..
artık o mavi yeşiller ne kadar kötü baktılar da menekşeler korktu onu düşünelim..
ama menekşenin gözü yok..
olsun gönlü var..
elektro fizyolojisi var..

bak birkaç bitkiyi odaya koymuş muhtemelen çoğu mavi gözlü avrupalı bilim insanları..
bir insanın içeri girip rasgele bir bitkiyi yok etmesini istemişler..
adam yolmuş.. atmış üstünde tepinmiş bitkinin..
diğerleri bitki bitki durmuşlar..

bitkilerin elektrofizyolojileri kaydedilmiş ..
bakmışlar dalgalar olay sırasında tavan yapıyor..
aa korkuyo bunlar.. demişler..
sonra merak saiki tabii bilim işnsanı..
acaba zarar vereni tanır mı ki bunlar demişler..
o insanı yine odaya göndermişler..
bu sefer bişey yolmamış ama..
bitkiler yine elektriksel çığlıklar atmışlar..

hem bitkiler kökleriyle haberleşiyormuş..
eğer tohumdaşı ise yanındaki..
köklerini toplayıp ona da gelişecek yer bırakıyormuş.. ama..
eğer yabancı ise..
yayılıyormuş.. o yalnız yabancıyı boğasıya..
bitkilerin de bizden pek farkı yok mu acaba.. ??

mavi yeşil gözlerden menekşeye nazar değmiş..

menekşenin hangi türü demeyin bana bilmiyorum..
ama şunu biliyorum..
doğu blokunda ve kuzey ve orta avrupa’da..
ben diyeyim aryan..
siz deyin sarışın ırkın yaşadığı yerlerde de menekşe var..
başka çiçekler de var..
onlara n’oluyor..

bir zamanlar iskandinavların da..
kara gözün nazar ederliğinden söz ettiklerini anlatmıştı birisi bana..
yoksa coğrafyaya göre mi değiyor bu nazar..
kimde nazar gücü var.. değişken birşey mi..

canlının kendine benzemezlikten korkması..
ötekileştirmesi ne fena bir duruş..
ne kısıtlayıcı..

oysa insanlar olarak bizler..böyle doğmuyoruz..
kendimizi aynada görünce tanımıyoruz..
yoksa bitki de mi???
hiç sormayın.. bunu bitkiyle nasıl araştırırım diye bilmiyorum..
bildiğim..
biz insanlar..
bir süre sonra kazanıyoruz bu ‘bedenimizi diğerlerinden ayırma’ becerisini..
arkasından hemen yadırgamayı ve korkmayı ağlamayı.. şikayet etmeyi öğreniyoruz..

korku hayatta kalma içgüdüsünden kaynaklanıyor..
ama hayatta kalabilenlerin de hayatını zindan edebiliyor..

öğrenmemeli.. farklılığı..
hercai yaşamalı..
diycem.. bitkilerin de kötü örnek olduğunu anımsayacağım..

menekşe gözlerden menekşeye nazar değer mi ki??
pese..
mavi yeşil sözcüklerini özellikle seçtim.. zira mavi yeşil bizans takımlarına gönderme oldu bu..
abesle uğraşan ..
bu arada ille birşeyleri yok eden insan oğluna gönderme olsun..
ikonaklast ataletten..

posted from Bloggeroid

16 Mayıs 2015 Cumartesi

saime hanim.. leman hanim.. emayeler hakkinda



bir sekilde elime gecen 3-4 kenari lacivert kendisi beyaz emaye tabak..
ille de köy mutfağı olacak dediğimde suratını buruşturan..
çb'nin annesi Leman anneye rağmen..
tahtakaleden alınıp boyanan terekle yerini alıverdi
kolayca armutluda..
yadırgamadılar birbirlerini eski tanış onlar..

işlerin zor olduğu yıllardan anıları var Leman annenin..
o yüzden buruştu suratı..

benimse mutlu çocukluk yıllarımı anımsatıyor..
ondan israrım..

emaye tabağımız yoktu bizim..
ama bir yuvarlak tepsi.. kenarı kırmızı.. ortasında da kocaman bir kırmızı elma..
sofra kurup toplarken kullanılırdı..

bir pazar sabah..
nedense geç uyandığımda bana kahvaltı vermişlerdi o tepside..
ben de düşürmüştüm..
ufak bir kristal şekerlik dolusu toz şeker..
bomba gibi evin her yanına yayılmıştı..
ben mahcup..
Saime hanım öfkeli.. bastırılmışından..

şekerlik deyince aklıma o gelir.. hemen..

bir de lacivert kenarlı beyaz emaye bulaşık leğeni vardı..
temis su icine konur ocağın üzerinde ısıtılırdı..
emaye ile ilişkim bu kadar..

ama meyvadır.. çerezdir..
pek güzel görünür yaz sofrasında bu emayelerimde..
mavi beyaz keten örtümü serince..
hele de arkada mavi ortancalar çiçekteyken..
hoş şimdi ortancalarım yok..
ıtır ve rosssmarilerimin olmadığı gibi..
bahçeyi ekimde düzenleyecegim..

emayeden hızla melamine geçiş yapan anneler..
emayenin köşesinin pınçlamasından bıkmışlardı..
şu fotodaki cezvelerim datçada benim Saime hanıma armağanım..
sapları pınçlamış..
melamin düşer düşer ağlamazdı..
palaksın incecik su bardaklarının yerini alması..
masif mutfak masalarının yerini de dayanıklı formika masaların alması gibi..

emaye yükselişe geçmiş bu aralar..
toplayanlar var.. üretenler var..



bu yıl bir tepsi geldi bana armağan.. kenarı kırmızı üstelik..
çaydanlık kahvedanlık..
ufak bir koleksiyon da bende var..
çaydanlık migrenli bir cumartesi günü..
aklıma düşüp beni tahtakalelere koşturmuştu da bulamamıştım..
sonra hakkâriden gelmisti..
arama telaşımı duyan biri de..
cezayirden kahvedanlığı kapıp gelmişti..
kadın böyle..
toplayıcı..

hatta bir çocuk oturağı bile var..
tabii o terekte değil..
panik yok..

yeni jenerasyon emayeler üretiliyor
yeni çıtır ev sahibeleri bayılıyor..
onlara yenilik..
Leman annelere zor günler
bize çocukluk günlerimizin sorumsuz hafifliği..

söylüyorum burdan..
emaye beladır
pınç eder sağı solu..
çaydanlıksa içinin kirecini arıtamazsın..
sapları kızar el yakar
bakımı zordur..
doldurmayin evi onlarla ..

hem marilin ne demisti ..
nostalcia iznt glem..
hem ferhanım şensoyum ne demişti..
o tranvaydan cahide sonku inmeyecek..
bu kadar.
bitti..
posted from Bloggeroid

9 Mayıs 2015 Cumartesi

nesne ve eşya marifetiyle zamanda yolculuk

kişisel ve simdi delice gelen nedenlerle boşladım..
sonra çocuklar ergen oldu ..
sınavlar kurslar gösteriler..
tümüyle vazgeçtim..
ya hep ya hiç..

zaten bahçeye küsmüştüm önce..

birçok şeyde olduğu gibi.. küskünlüğüm ve görev duygum..
kaçırmama neden oldu..
bakir zamanları..
güzel olanları..

şimdi sırtıma dayanmış sitenin bahçelerinin bakımlı olmasına bari.. şükrederek..
gideceğim armutluma..
yine de sol yanım bakir orman..

benim armutlu' mun devremülkçüler ya da yazlıkçı larla ilgisi yok..

benim armutlum bir siteye ait ama siteyle bağlantısı yok..
benim gibi..

hayatımızın ilk mülkü..
4yl boyunca her ev dekorasyon mağazasından toplanmış aksesuar ve eşya ile ..
elde yapılan herşey ile..
benim ördüğüm bir yuvacık..

"ben arkadaşlarımla gitmek istiyorum" dedi çekirdek..
hadi gidip toplayayım dedim..
yaşam alanı yaratayım..
evin içini 6 günde topladım ..
her noktada anılarımı..
heves hırs ve değişimlerimi taradım..



el emeği demiştim değil mi?
bu tuvalet masası bir dostun annesinin..
kaybettik o dostu..
gencecik yaşta..
bizde.. şiirdeki gibi..*
bir masa bir sandalye..
bir de tuvalet masası var..

kapaklarındaki güller o zamanki yatak odamın bordürlerinden.. .

çocukları ögle uykusuna yatırdıkça boyamıştım..



yatak örtüm yeni ..
mavili patchwork eskimiş..
en azından gözümde..
patchwork yatak örtüsüne uyan mavi beyaz çizgili çarşafların kenarına çıtır desenli Sümerbank geceliklik basmalar geçirip diktiğim perdeleri de çıkardım kaldırdım..

köşedeki koltuk çb'nin gölcük'te askerlik yaparken açtığı muayenehanesinden..
1930'lardan..
onlardan da 3 tane var..
yeniden kaplayacağım..

baş ucu komodinlerim.. evlenirken aldıklarım..
maviye boyalı.. başucu lambalarım.. ahsap ayaklı .. onları da maviye boyadım..
o zamanlar.. duvarlarda asılı duranlar..
badanada indirilmiş ..
başka kombinler ile asılacak..

tuvalet masasının üzerindeki kutu ilk kolaj stencil boya deneyim.. bir yastığı.. ve birkaç topiary print'i ile banyoda idi..

her el attığım yerden anı fışkırıyor..



bu dolabı boyarken 3 yaşındaki çekirdek..
ben gidiyoom diye seslendi..
ay dur diyene kadar ortadan yok oldu..
hayatımın en korku dolu anıdır..
evin solu uçurum..
ötesi orman..
arkada ekskavatör çalışıyor..
önce çukura baktım.. dibinde görmemenin ferahlaması..
buhar oldu çocuk..
sonra bulduk ..
saklanmış..
cemal beyin sandığının arkasına..
cee yapacakmış..
benim sesim tırmanmaya.. telaşım artmaya başlayınca korkmuş..
bulduğumuzda birden dizlerim boşalmıştı.. ilk ve tek..
ama toparlanınca hemen boyaya devam etmiştim..
obsesyon..

teras katında bu dolap..
evin alaturka köşesi ve konuk odam..

sedir örtülerimle çok övünürüm.. niye bilmem!
bu yıl teras farklı kullanılacak..
mumluklar hazır divanlar hazır..







bahçeden topladığım meşeler..
fransadan getirdiğim antikalar..
saime hanımın evinden koltuklar..
datçadan toplanan kabuklar..
her biri başka bir pencere..
antikacılardan gelme şömine aksesuarları..

bu eşyalara verdiğim emek ve ilgi..
benim yuvayı tüylemek dediğim şey..

bugün yeni bir blogla kesişti yolum..
ben gibi biriktirici..
bunun bir koza örmek olduğunu düşünüyor..
ve o kozayı arkasına almadan ..
yaratamadığını..

benim beynim benzer ama farklı çalışıyor mesela..
ben yaratıcılığımı kozayı örerken kullanıyorum ..

bir yatak başucunun çekirdeğin pembe zamanlarından kalan döşemesini söküp altından çıkan..
hbçnin çocukluk zamanından kalan kırmızılı döşemeyi bulunca..
bir yastığın kılıfını yıkamak için çıkarıp..
içinden aynı kırmızılı kumaştan yastığı bulunca..
onların yaşam alanında duran..
her ikisinin çocukluklarından kalan sulu düdüklerin kırmızılarına uyumunu yakalayınca bir kozadan..
diğerine geçmiş oluyorum..

daha önce de dedim..
ortamı yaratmayı..
hep sevdim..
gençlik hatam hayalimdeki ortamı yaratmaktı..
içine giren gerçek insanları kısıtlama pahasına..
oysa şimdi akıllandım..
gerçek insanlara..
hayalleribilecekleri yerler yaratıyorum..

çekirdeğin odasının çocukluğu boyunca kilitli duran balkonuna
2 sandalye bir ayaklı tepsi yerleştirip..
akşam sakin bir şarabını içebilsin diye düşünürken..
geçen yılları daha iyi anlıyor insan..
ve ben bunu çok seviyorum..
bir gün bunları toplayıp yazacağım..

zamanında aldığım kuştüyü desenli banyo perdem var..
ölçüsü hem enine hem boyuna uymayan..
yanına aynı renklerde çizgili buldum.. aldım bu hafta..
penceresine..
çok komik ama.. benim için yapmışlar..
incecik bir fular .. kuştüyü desenli.. onu asacağım..
her odada bir 'eser' olmalı..
öyle sever gönlüm
o da internetten gelsin..



* bende bir boz halısı var..
bir de kitabı..
imzalı..

posted from Bloggeroid
Follow my blog with Bloglovin