3 Aralık 2013 Salı

benim aralıklarım.. kokinalarım.. roman tombiş.. canıtın.. çekirdeğin dediği gibi.. blog yazma "keyfiiii"... ve diğerleri...



ne tuhaf bir zamanlar hem her gün hem de derin yazardım..
bazen günde bir kaç kere..
her yorumun altına.. 
yorum altı yazdığım.. 
kırk yorumu geçtiğim günler vardı..

blog açtığımda çok yalnız hissediyordum kendimi..
kraft yapmaktan tek hoşlanandım yakın çevrem içinde..
genelde yaptıklarımı beğenseler de ..
neden ille kendimin yaptığını anlamadıkları öyle belliydi ki çoğunluğun..
benim istediğim bir beğeni kalıbı vardı..
saime hanımın kalıbı..
bir kere gözler.. gri mavi olacak..
ağız hafifçe yandan gülümserken gözler önce işe sonra yüzüme dönecek.. ses çıkmayacak..
ama ben anlayacağım beğenildiğini..
beni ben olarak yani okuyan yazan çalışan kafası çalışan kadın olarak ayrıca bunu da yapabilen kişi olarak görmesi ve sıradanlaştırması gereken bir mimik..
eh o da herkeste yok..

sonra bir de..
burasınıda şöyle de yapabilirdin cevapları var..
güzel olmuş ama var..
içimden gelen cevap..
çok biliyorsan kendin yapsaydın..
ya da..
hayatında bi kere yaptın mı bunun gibi birşey..
ya da..
evet ama.. savunması..
neyi neden nasıl düşündüğüm açıklaması..
çok yorucuuuuuuu....

yaratıcının egosu vardır..
yoksa tanrılar neden hep yükseklerde yaşasınlar.. ida dağında olimposta filan..
o egoyu okşayacak birileri gerek..

bloglarda kraft seven dostlarım olsun onlarla ..
ay bu çok güzel..
şekerim seninki de çok güzel muhabbetini pek sevmiştim..
ama tabii..
ortalık örgüsünü tığını alıp komşu gezen 
bana da beklerim şekerim ortamına dönüşünce..
sıkıldım..

kaçtım o blogdan..
zaten hayatımda da değişiklikler oluyordu..
itirazlarım itiraflarım vardı..
kırk yaş depresyonuna az erken ya da geç giresim vardı..

atalete geldim..
atalet oldum çünkü gidemeyendim..
yanıma bir canıtın aldım..
çünkü gidebilene hayrandım..
ve kustum..
kraft çok sıkıcııı.. yemek çok sıkıcııı kitap.. e oku bana nee...
ana tanrıça ben ..
kullardan müşteki gene ben..
depresif ben..
yalnızım zaten beni kimse anlamıyor.. ben..

önceleri sadece kustum..
toplumdan erkeklerden kadınlardan vasıfsızlık olarak gördüklerimden..vefasızlıklardan kabalıklardan aymazlık ve salaklıklardan..
ağzıma dolan acı suları..

kadın öyküleri anlattım..
her birisi eline kapak tutuşturulmuş.. kadı öyküleri..

sonra güldüm evet..
arabesk olmayan ama dramatik öğeleri ağır yazılarımla dalga geçen yorumcular sayesinde..

bu noktada her zaman geçecek üç isim vardır..
kumım havuzum..
keşkülüm tarçın kokulum..

ben sıkıldım yazardım..
onlar yorum ederdi.. öff bu kadın da amma sıkılıyor derdi biri..
diğeri de hakkaten ya.. derdi..
ben gülerdim..
ve alperim natifim..

bi dolu yazımın altına gelip iki laf ederdi..
burda yazar.. diye yazardı mesela.. ya da sözcük oyunu yapardı..
olay biterdi bir anda..
benim açtığım pencerenin manzarası değişir.. millet beni bırakır..
onun dediklerine yorum ederdi..

oysa beeeeen nasıl uğraşmış.. ilmek ilmek..
ay pardon o başka bişeydi..
nokta nokta bezemiştim..
depresyon.. memnuniyetsizlik.. hor görü..
hıh sen ne bilirsin hallerini.. ümitle de dalgamı geçerdim..
inceden..
"ümit daima şarkı söyleyen tüylü küçük bir şeydir.."

biz bir grup deli blogcuyduk..
ve çok eğleniyorduk..
kendi aramızda..
arada gelen sonra gidenler oluyordu..
sonra hepsi gittiler..

yine başlarda.. kadim dostların bazılarına da  ekmek ufakları bıraktım beni bulsunlar diye..
lalem geldi.. seden geldi.. 
derken.. başka yeni dostlar geldi.

benle beraber yaşadı blog..
aslında ben atalet olarak yaşadım..
keyifle.. fransız filmleri gibi..
az olaylı çok anlamlı..ikinci bir hayatı..
benim lüksüm de bu..
bunu unutmamalıyım..

artık öyle ataletim ki.. sokakta..
 seslenseler döner bakarım..
adım seslenilince bakmayabilirim ama..

hiç düşünmedim..
ne yazıyorum..
ne tarz yazıyorum..
bu yazdıklarımla bir amacım bir yolu bir hedefim var mı diye..

sadece ataleti okuyanların bir kısmının..
kraft sevmezliğini bildiğimden..
onun köşesini ayırdım..
onun dışında ister beğen ister beğenme..
sayac koydum ama bakmadım bile kaç kişi bakmış.. görmüş..

bin8yüz küsur yazı eklemişim..
yani.. o kadar izlenesim yok ki..
isimleri ya bitişik.. ya da mesela yabancı isimleri.. 
okunduğu gibi yazıyorum..
ya da güncel olaysa sözünü edeceğim.. arasız yazıyorum ki..
guglanıma sorduklarında bulunmayım diye..
buna rağmen..
tarçınlı kurabiye ararken benim buduara yolu düşenler var..

son zamanlarda biraz farklılaştık gerçi..
eskiden saunalarda kokteyl partilere katılmaktan söz ederken..
şimdilerde.. 
daha bir şefkatlik anaçlık ..
yapıcılık sosyal dayanışmacı ruh oluştu..

geçenlerde uzun zamandır birlikte olmadığım kişilerle görüştüm..
onların şartlarında geçti buluşma..
ve birden onları bıraktığım onaltı yıl öncesinde yaşamayı sürdürdüklerini farkettim..

yine çay sofraları yine gündlik sohbetler..
hayır ben de çay sofrası kuruyorum tabii gelen dostlara..
ama bende şaraba yatay geçiş kolaydr her zaman..
hem servis ortadadır.. alırsın yersin ev sahibi..
 uğraşmaz öyle bir daha alırmısın ..
diye.. çayını koyayım mı diye..
benim konuklar.. sana da koyalım mı derler..
ve biz kendimizi unuturuz..
hayatımızın son zamanlardaki değişimlerinden söz ederken..
biraz fazla mı hızlı yaşıyoruz ..
bilmiyorum..

ama işte o zamanda geri gidiş hissettiren çay sofrasından sonra..
bana insanların böyle bir lüksleri varmış..
değişmeden durabiliyorlarmış dediğimde..
sen çok format attın kendine dedi.. dostum..
 o yüzden bunun doğal olduğunu sanıyorsun..
oysa bir çok insan buna gerek duymuyor yaşarken..

evet.. format.. benim bazen gün içinde fikir ve karar değiştirme özelliğim..
bir yargıda bulunup daha ağzımdan çıkarken..
 bunun ne kadar yersiz zamansız gereksiz ve dayatmacı olduğunu farkedip..
anında tornistan edivermem..

bunlarla beraber mi atalet dönüştü ..
atalet olmak mı bunlara yol açtı bilmiyorum..

ama atalet de dönüşüp durdu zaten..
sekiz sene..

eski yazılarımı açıyorum bakıyorum bazen ne güzel demişim..
 bazen de ne gereksiz..

iki çocuk büyüttüm ben burda..
 o arada ergenlikten geçirip erişkin ettim huu ..
o arada ne çok el aldım..

hayatımda..
mesleğim..
anneliğim ve blog yazmam..
sanırım en tutarlı şekilde sürdürdüğüm üç şey..
onun dışında..
cıx yok bi numaram..

ilkokul birde..yüzme yaz okuluna vermiştim de..
hbç yi..
(ilk açıldığında 13lüktü onun adı..
çocuk.. orta öğretimi bitirdi.. lys'ye girdi.. liseyi kazandı.. öss ye girdi..
nerdeyse üniversiteyi bitirecek elinizde ayol..)..

iki üç sene sonra sıkıldım deyip bırakmıştı..
o sene de yüzme takımı kurulmuştu okulda..
sonra duyduğumda.. yıldız sporcular yıldız takımla arasındaydı ..
ne üzülmüştüm.. tutarsız diye..
benden geçmiş meğerse..

başladığım hiç bir şeyi başarmadan bırakmam..
ama başarmak üzere olduğumu hissettiğim anda..
ben bunu kıvırdım dediğim anda vazgeçtiğim çok şey vardır..
ne diye kızıp üzülüyorsun çocuğa..

işte.. geri dönüşü gayet mümkünken..
yazıları silmeye bile gerek yokken..
sadece şablonu silip..
hatta şablon yerine bir fotoğraf koyup..
bu bilog sahibesine ulaşılmıyor tatlişkom demek son derece mümkünken..
  en uzun soluklu  işim bu benim.. 
bir sayfayı açmak ve oraya yazmak..
günü duyguyu anıyı..

arkaik zamanların "katipleri" gibiyim..

her konuda birden çok fazla yazmışım..

 de ki kokina zamanı..
dün bizim roman tömbiş..
geldi ..
elinde şişko bir demetle..
o anda da hemşire açtı mı kapıyı içerden.. 
"aa" dedi "ama  birden açtın kapıyı..
önce kokinaları görecekti sonra beni.."

bana sürpriz hazırlamış..
kendince..
geçen sene aniden gelince dur deyip fotoğrafını çekmiştim ya..
sanırım onu sevmiş..

kokina zamanı..
yılbaşı zamanı..
benim..
bloğun..
saime hanımın oğlunun doğum günü..
yeğenlerimin doğum günü..
aralıkta..

kokina zamanı..
cemal bey.. 
aralıkta gitti.. bizi bırakıp saime hanımın yanına..
bir de kubilay.. 

kokina zamanları ve  benim aralıklarım..
sekiz senedir kayıt altında..
benim lüksüm bu..

sen de ulaşmak istiyorsan eğer.. kokinalı yazılara..
bazen de kokinasız aralıklara..

ilk kokinalar..
2008 asla kokinadan bahsetmediğim.. ama en sevdiğim aralık yazım..
2009
2010
2011
2012


Image Hosted by ImageShack.us

3 yorum :

"bi" dedi ki...

o zamanlardan beri, taaa o yıllardan beri hayatımda olman ne güzel.
bu sene alıcam bi kokina kendime.
ilk kez.

Adsız dedi ki...

Nasıl özlemişim!

Nasıl iyi geldi.. Nasıl bir hafifçe buruluverdi içim..

Ohhh! derin.. temiz bir nefes çektim içime resmen.. Yazıyı yorumlamıycam elbet.. Lezzetine doyamadım.. Ama çok özlemişim be! Ne çok zaman olmuş okumamışım hayatımda bir sürü lüzumsuz, manasız detay, koşturmaca varken..

Özlemişim.. Özlemek böyle olunca güzel işte.. Kavuşabildiğinde farkediyorsun ne kadar kocamanmış o içinde kapladığı yer..

Özlemişim Ataletimmmm..

Jido



Adsız dedi ki...

ikiniz de benim canlarım.. güzellerim kalbimin iki köşesi.. biri koca gözlü kızım diğeri çiçek gözlü kızım ..

teşekkür ederim sizlere..

atalet..

Follow my blog with Bloglovin