23 Temmuz 2013 Salı

feysimin buku niyetine bugün bağırmak istediklerim...


Bugün biraz kitaplık kurdu ile uğraştım..
Kendi halinde keyifle ilerliyor o blog farkında mısınız..
Ben de durup durup bir anda üç beş yazı ve fotoğraf ekliyorum..
Dün .. Pazar günleri kitabını ekledim mesela..
Yazarının..
Elbette bir kadının.. irene nemirovskinin yaşam öyküsü de içime battı..
Hepi topu 39 yıl yaşa ona da iki cihan savaşı bir Bolşevik isyanı denk gelsin..
Sonunda da auschwiz’de öl..
Bu arada da .. yaz..
Bu yıl bu yazarı yeniden keşfediyormuşuz..
Pek de iyi etmiş can yayınları bu eski yazarı anımsamakta..
Ve pek acı olmuş ölmesi.. zira benim sözcük sihirbazı dediklerimdenmiş.. eserlerinden yazarın olgunluk döneminden mahrum kaldık..
şimdi.. fransız suiti var sırada.. ölmeden önce üzerinde çalıştığı ve post mortem yıllar sonra basılan.. 

İşte biraz editörlük biraz grafik sanatçılığı işleri yaptım..
Taslak ettim düzenledim sakladım..
Sonra..
Haberlere baktım biraz..
Bodrumlular bbakana mektup yazmışlar..
Onlar şimdi bodrumda yatlardadır demişti ya bir konuşmasında..
Bodrumdadırlar sözcüğüne alınmışlar..
Demek bodrum sevenlerin bir tipi var..
Özel bir tipleme demek..
Onu da bodrum severler beğenmiyor olsalar gerek ki alınmışlar..
Mektubu sevdim içerik olarak halikarnassostan da balıkçışından da söz eden.. mandalinadan da zeytinden de dem vuran mektup..
Nedense bbakana ikinci tekil şahısla hitap ediyordu mektup ..
Ve ben buna takıldığımı farkettim..
Yok bu bir kez daha gösterdi k, benden adam kadın bişeycik olmaz..
Şu minik kız var mesela..
onbirinde evden kaçan ve amcasına sığınan kız çocuğunun o güzel yanaklarından.. amcasının da alnından şap diye öperim..
evlenecek yaşta değilim satılmak istemiyorum.. erkekler gibi ben de.. onurumla.. oyun  oynamak okula gitmek istiyorum demiş.. kristal çocuklar denyor ya.. boşa değil.. kara kara çarşaflar arasından bişe ışıklar saçıp parlayabiliyorlar..


dubai de Norveçli kadın..
iş gezisinde.. fazla alkol alıp sabah da kendini bilinmedik bir oda ve yatakta bulmuş..
şikayetçi olmuş..
hakkında evli olduğu halde ilişkiye girmek.. evli erkekle ilişkiye girmek ve alkol almakla ilgili dava açılmış..
karşı taraf erkeğede dava açılmış.. evli olduğu halde başka bir kadınla ilişkiye girmek ve alkol almak nedeniyle..
kadının pasaportunu da almışlar.. davayı da eylüle bırakmışlar.. kadın esir şehrin zindanları romanını yazacakmış tam.. Norveç konsolosluğu devreye girip..
kadını özgür bırakmış.

Tdk sitesindeki darbe ve çapulcu sözcüklerini değiştirdikleri için tdk başkanıyla konuşmak istemiş bazı chpli millet vekilleri..
Tdk başkanı işim var görüşemem demiş..
Zaten üzerinden bir buçuk ay geçmiş bu olayın..
Şimdi vakit bulup beyanat vermiş.. tdkyı bastılar kapıya dayandılar diye..

sağlık bakanından korkak annelerin korkak çocukları olur demiş..
sezaryene karşılar..
hayır bir de bunu bizleri salak yerine koyup dayatmalarından da sıkıldım..
anacım nerde o her bir belirtisini gugla yazıp kendine tanı koyup gelen cinfikir hasta grubu..
neden bu adamların dediklerini hiç kimse bi kere de gugla sormuyo..
korku katsayısı ile doğum şeklinin bir ilişkisi kurulmuş mudur diye..

velev..
basınç ve oksijensiz ortam yaşamadıkları için daha az stresle doğuyor sezaryen bebeleri..

hayır artık iyiden  halifecilik oynanmaya başladı sinir oluyorum..
utanmasalar kadınları aşılamaya da gerek yok. 
Ölen ölsün zaten fazla masraf çıkarıyorlar diyecekler..
bağırmak istiyorum her bir kadın adına.. 
bedenimden elini çek..

ekşi sözlük de bir foto gördüm asfalt çalışması yapılmış ağaç varmış orda..
ağacın gövdesine kadar asfaltlamışlar..
çevresinde boşluk bir santim kalmamış..
yani sulamayacağız.. sana su yok.. yağmur bile yok der gibi..

ağaçlara kıyan partinin belediye sınırlarında olmuş bu olay..

düşündüm..
insana ağaç.. ağaca su.. kadına  sezaryen yok daha neler neler yok..
ben söyleyeceğim.. der gibiler..
bir giyotin tepeme düşecek gibi daimi gergin hissediyorum..
acaip sırt ağrıları başladı..
iğneden korkan ben sırtıma kirpi gibi dray nidıl uygulattım.. bana mısın demiyor..
pilates germe egzersizi filan.. ııh hak getire.. sırtımda bir çok ceviz ve muhtelif bademler ..
ağrıyor bildiğin..
sağ mememin altında bir adet yumru..
önce bir korktum elbet sonra baktım.. aa..
orda bile bir fibro miyositim olmuş.
kaburgalar arası kasımda.. düşün artık..
dray nidıl yasaklanmadan bi kaç seans uygulatmam gerekecek kesin o da bi stres..

 helal ilaçla ilgili kalp damar cerrahı "ben jelatinli ilaç vermem asla.. onlar hep domuz kıkırdağı"
 diye açıklamış..orda burda bi yerlerde..
da anacım senin triküspite ve dahi mitrale taktığın kapaklar peki.. 
halis muhlis domuz kapağı onu da bi de hele..
e tutmuyor diğer canlıların ki..
bi ceylana gönül verdilerdi.. 
ceylan.. derisini bizim meclise verdi.. koltuk kaplattırdı ama ..
kalp kapağını veremedi işte..
uymadı..

napalım şimdi.. bırakalım ölsün mü millet..
hayır tamam çok konuşmaya da gerek yok da..
tamam hiç bahsetme.. senin de helal ilaçla ilgili.. 
bi beyanın olmayıversin n’olur.. susmak ta mı günah..

gelelim darp edilen doktorlara..
sağlık bakanlığı ..
sesinizi çıkarmayın meslek onurunuz azalıyo basına haber olmayın demiş..
bunun farkı yok..
kocası tehdit eden kadına da kocandır sever de.. 
döver de öldürünce bakarız davana demekten..
ye dayağını otur..
dün bir doktoru öyle dövdüler ki.. göz çukuru kemiği kırıldı yazıktır..
bugün gene benim duyduğum bir başka dayak var..
ama duymazsak yok sanacağız..
ne mutlu ülkedeyiz bugün de darp edilmedik diye..
gerine gerine mutlu sabahlara uyanacağız..

daha var var..
Yedikule bostanları var mesela..
Yakında duyacağız..
Orda kadınları öldürüyolardı.. toplanıp tiner çekiyorlardı..
Biz islah ettik.
Kötü mü ettik diyecekler..
Oysa Bizans devrinden beri bostan olan bir yerden söz ediyoruz..
Dünyanın ilk şehir içi bostanının örneği..
Hani kuşatma altında iken şehirler gıdasız kalıp halkı açlıktan kırılınca..
Teslim olurmuş ya..
Bu bostan nedeniyle.. Bizans yıllarca kafa tutabilmiş.. kendisini kuşatanlara..
Bu tarihi değeri silip atmak.
Nasıl bir hatadır..
Suni havuzlu..
Ki havuz takıntısını da çok arabik bulurum..
Anlamsız bir sözde parkımsı.. yapacaklar..
Türkiyenin engüzel marulu orda yetişir var mı bilen hani hafif yağlı yağlı olur.. kendinden..
O da bitti..

Sana su yok.. sezaryen hiç yok… epidural de yok bağıra bağıra doğur..
Aşererken marulu unut.. doğan çocuğun doktor olacak olursa cesur olsun ki.. yediği dayakları da dillendirmesin.. zaten bodruma da hiç gitmesin…

Saçmalıyorum evet..
Ne var..
En azından kendi sayfamda saçmalıyorum.
Milletboyu değil benim saçmalarım bir kişilik…

murat menteş bir köşe yazısı yazmış..
“bu ülkede kendimi evimde hissetmek istiyorum” demiş..
Hissiyatımdır..
demin sözünü ettiğim kuzucuk kız gibi.. ben de 
onurumla oyun oynamak istiyorum..
oynamak deyince..
mesela şu yazar gibi bişey yapabilirim ben de.. 
tüm ülkelerden bir kitap okuyabilirim..
ya da okumam..
ölü kadın yazarların tüm eserlerini okuyabilirim mesela hedef mi yok..

sen her gece "yarın ataletin sinirini kaldıracak hangi söylemde bulunsam" deme..
ben de dilediğim gibi.. üreteyim yazayım okuyayım boncuk dizeyim.. dikeyim sökeyim ..yapıştırayım..


Image Hosted by ImageShack.us

4 yorum :

Leylak Dalı dedi ki...

Fibromiyozitten de kardeşim :)
Gerginlikten dümbelek oldum ben de, kaç gündür başım ağrıyor, cinler tepemde.
İyi ki bilok milok var da iki derdimizi döküyoruz :)
Bademlerine cevizlerine selam eder seni de öperim...

ATALET dedi ki...

boşuna niksarın cevizlerine takılmadım...
benimkilerle yarıştıracaktım =)...

başının tepesinden öper tez zamanda düzelesin dilerim...

lale dedi ki...

hheheeh siz Niksar dediniz beni mi andınız?)) kulakalrım çınladı buraya koştum..

Bağır Ataletim bağır...Bağırmak bile yakışıyor sana:)

serpil dedi ki...

Ann Morgan'ın blogunu okudum biraz, listelere de bayıldım, ne güzel bir şey yapmış.

Follow my blog with Bloglovin