21 Temmuz 2010 Çarşamba

işte bazenistemediğimşeyler yapıyorum..

benim yaşantım bu öyküler.. onların içinde yaşıyorum diye herkesin bunlara alışık olacağını sanıyorum..
elbet doğru sağlıklı olduğun hergün.. yapabileceklerin ve  başarabileceklerin için bir adamadır.. ve tadını çıkarmak gerekir..
elbet doğru küçük sıkıntılardan vızıldanmak sıkıcı ve bezdirici bir davranış biçimidir..
ve yine elbet doğru.. hiç bir tek insaoğlu veya kızının etrafında dönmez dünya..
ama sağlık öykünün ardındaki bişeylerin altını morlu pembeli fosforlu kalemle çizmek istedim ben..
aslında dünkü yazıda.. bir kez kırmızı elbiseli kadın için kapışmıştık.. o yüzden yumuşak anlatmaya çalışacağım..
bu kez..
                                                *
büyük ve başarılabilmesi mümkün görünmeyen kavgaların içindeyken.. bazen küçük sorunları halledebilmek çözebiliyor olmak.. moral verir.. büyük kavgaya devam cesareti verir.. demek istedim..
                                                *
bazen senin ve yakınlarının kaygısı aynıdır.. korkusu endişesi..
ama insan hiç kimseye kendi düşüncesini tam olarak aktaramaz..
sonuç.. sen ne zaman diye kollarken.. onlar acaba diye bekler..
***
şimdi grup olarak “eh be atalet.. bu dediklerin dışında her şey çıkıyodu anlattıklarından” diye kızabilirsiniz.. haklısınız..
bi de düşünün ben konuşup anlatırken de böyleyim..
hayır bi de güya kısa öykü kursu gördüm.. ders aldım di mi..
bu kurslu halim..
işte ondan daha çok bekler beni.. kitapçı rafları..
zor bu anlatma işleri benimle..
kedinin sakladığı gibi.. örtüp saklıyorum..
bak bu da aslında bi analizlik konu..
niye acaba demek istediğimi diyememek var serde..
bi de..
dün aslında başka birşey anlatacaktım.. kimbilir.. belki gelip bi ara bugün anlatıveririm..

7 yorum :

carpediem dedi ki...

anladım diyeceğim,
aslında küçük kazanımlar birikir
bir gün kocaman bir zafer olur...

Ece dedi ki...

Haydaaaa...Nereden çıktı şimdi bu;birden açıklama zorunda hissediş?
Seni okuyan, seni taaaaaaa başından beri takip eden, seni tanıyan birileri aslında ne(ler)demek istediğini anladı bi kere..
İnsan bazen tek bir cümleye sığdırabilir sayfalar dolusu 'demek isteyişleri'..Ya da sayfalar dolusu yazıp da 'hiçbir şeyi' anlatamayışı...

Yak çubuğunu Atalet'im:)))

Not 1:Bir kenara çekilip,pipo/sigara..ne varsa yakıp keyifle, etraftaki zırvaları dışarıdan seyretmek anlamındadır 'çubuk yakmak'

Not 2: Klavyeni kırmana gerek yok..Aslında benim de o yazıya ihtiyacım yoktu hüzünlenmek için..Deniz Baykal'ın yazlıkta,kelebek stilindeki yüzüşü de içimde birşey(!)leri dürter meselâ.

Not 3:Ay ne uzun yazdım..Dur bi öpiiimmm

Sevgi Gibi dedi ki...

çiçek deyince birisinin aklına papatya gelebilir, bir diğerinin aklına orkide. benim gibi her daim kafası karışık olanlar da çiçek mi, o da ne ? diyebilir pekala :)
bu örnek şimdi başka bir açıklama yazısı yazdırır mı sana bilemem ;))
ama herkesin aynı sonucu çıkartması da sıkıcı olurdu beeee diyip toparliyim ben.

ve bana yazmış olduğun yorumların... hiç beklemediğim bir anda, hiç beklemediğim bir şekilde ilaç gibi geldiler bana lokmanım hekimim, çok teşekkür ediyorum sana...

Adsız dedi ki...

sevgicim letecim..bi aralar kortni lavın kızıyla ilgili bi röportaj okumuştum.. rakçı olmuş.. armut dibine düşmüş.. yani..
neyse.. diyordu ki.. bardağın ne boş ne de dolu tarafını göreceksin.. hangi bardak.. daha iyi bi kavram..=P..
bi ara bu tadı yakalamıştım ama kaçtı elimden ucu.. uçurtma gibidir kaçan kavramlar illa en uzak dala yakalanırlar..
du bakalım deneriz buluruz bi daha.. elbet..
**************
ecenin bu haydaaaasını sesli duymak tüm blogseverlere nasip olsun derim =)
yok bişi ya..
ay alttan alsam kabahat.. körmüsünüz bu önemli mesajları görmediniz mi desem.. e kazan kaldırıyosunuz.. aaayh diyim ben sana ece..
sen anla..=P
valla vben çubuk deyine.. şööle muzur bişi düşündüydüm de dilim varmadığından barış çubuğu demiştim..=P
*******
dilaram.. ya da küçük kazanımlarla ayakta kalırsınız.. günün birinde büyük savaşı kazanabilecek şartı olgunlaştırana kadar.. da diyebiliriz..

atalet..

Sedencik dedi ki...

önce burayı okudum sonra dönüp cennet hanımı...
tam anlamıştım...
burayı tekrar okuyunca karıştım:)
şaka :)
cennet hanıma elbet üzüldüm ama ne yalan söyleyeyim...
asıl sizden burdan gitmek zorunda olmasına üzüldüm...
uyum sağlayabilse zaten gelmezdiki...
sen dilediğin gibi yaz seviyorum seni okumayı...
sevgiyle...

Sedencik dedi ki...

önce burayı okudum sonra dönüp cennet hanımı...
tam anlamıştım...
burayı tekrar okuyunca karıştım:)
şaka :)
cennet hanıma elbet üzüldüm ama ne yalan söyleyeyim...
asıl sizden burdan gitmek zorunda olmasına üzüldüm...
uyum sağlayabilse zaten gelmezdiki...
sen dilediğin gibi yaz seviyorum seni okumayı...
sevgiyle...

Sevgi Gibi dedi ki...

atalet, bunlar bana gene bi açıklama yazısı yazdırır diye mi yazmıyorsun sen :P
şaka tabi, özlüyorum ya yazılarını o sebeple sayfana gelip şımarıklık yapıyorum böyle.
öpüyorum.

Follow my blog with Bloglovin