10 Mart 2015 Salı

bir roman. bir beyin cerrahı ve bir motivasyon konuşması



tanimadigim ne cok yazar okuyorum üstüste kimi tatsız kimi tadından .. hızlı okunmaya kuyılamadan geçiyor ellerimin arasindan..
beynimin kıvrımlarından..

bu minik kitapta beni en cok etkileyen cümleler..
kisisel aydınlanmamı sağlayan ikisi dısında..
doğu almanyada yoğun baskı döneminde yapabildiği minicik başkaldırıların batı doğu birleştikten sonra gereksiz hale gelmesiyle..
kahramanın hissettikleri ile ilgili olanlar..
coçuğu büyümüş.. sansür kalkmış..
ve dünya değisivermiş..

'belki' diyor yazar.. 'çok gec basladığı için.. gerçek hayata artık tutunamıyorum.. asıl hayatın geçip gitmiş olabileceği hissi.. daha doğrusu korkusuna kapıldım.. '

emanet yaşam dediğim şeyi anlatıyor..
yaşamın kurulma dönemini..
okuyup öğrenip askerlik yapıp meslekte ilerleyip.. aile kurup çocuk yetißtirmekle..
aile büyüklerinin yaşlılıklarıyla ilgilenme yılları..

o yüzden bir çok kişi..
yaşamının olgunluk döneminde..
geliştirdiği becerilerin uzmanlıklarin tadını çıkaracağına..
meyveleri toplayacağına..
birden boşluk duygusuna düşüyor ve depresyondan kaçmak için yan yollara sapıyor ..
dahası aklı başındalığından huzur duyacağına..
gençlere..
git anı yakala.. git oyalan .. git gez toz.. diyor..
orta yaşın olgusu bir tatminsizlik..

çağlar bir video göndermis bana.. bir beyin cerrahının konuşması tam da bunu anlatıyor..
seçim ve dönüşümünü ancak grönlandda alaskada yaşadıklarıyla algılıyor..
eh beyin cerrahlarında biraz tanrı kompleksi vardır..
doğrudur..
bizlerin hekimlerin yaşamı her hastayla biraz değişir dönüşür..
bunları kenara koyarsak..
insanın ne kadar küçük ve önemsiz olduğunu algılamasının..
işte bu yaşlarda önem kazanması gerektiğine inanıyorum..
tanrı kompleksine antidot olarak..
gençliğinde uğrunda günlerini saatlerini uykularıni verip edindiğin bilgi ve yaşam boyu edinfiğin deneyim sonucunu..
bir avuç genç insanın karşısında küçümsemek.. ezmek de ne?
zaten kendinden memnun bir nesil yetişmiş.. hele de en çok önem verdikleri kriter bir şeyi elde etmek için ne kadar kasacakları iken..
geç gelen aydınlanmaları sevmiyorum..
madison bölgesinin kapalı köprüleri diye bir kitap (filmi de var ) okuyup çok etkilenen elliyi devirmis bir erkeğe kaŕşı hissettiğim acıma gibi ..
tuhaf bir acıma geliyor bana..
kitaptaki ezik aşkı..
onca beğenmesi..
özlemesi idealize etmesi..
hiç yaşamamış olduklarına bir ağıt..

acaip bir başlangıcın kahramanı hayatı boyu yaptığı şeyi artık yapmasına gerek kalmadığı ve başka bir konuda yeteneği olmadığını düşünüyordu..
beyin cerrahı ise.. bunca yıldır mükemmel yaptığı işi yaparken birden..
hayatında başka bir sey yaşamadığını..

birincisi toplumsal değişimler yüzünden olduğu icin.. kontrol dışı nedenler yüzünden kendini sınırlı görmekle ilgili.. kurallar yetenek yaş..

ama ikinci..
ancak bir okyanusta.. kambur balinalarla karşılaştığında .. ya da penguenler arasinda.. anlıyor.. hayat güzeldir..
ve pardon sen tanrı değilsin..

konuşması..
mesleğimde iyiyim.. süperim..
macera dersen cıktım mı grönlanda kadar..
param da var ki hayalle kalmaz hiç bir isteğim..
diyor.. altyazıdan alt yazıdan..

ve gencecik cocuklara..
gidin diyor yaşayın..
keyfinize göre..
amaçsız hedefsiz rasgele..
herkesin atalet ve bolluk içinde oturup..
içindeki çocuğa iyi davranıp..
içindeki özü yakalayıp.. ordan evren bütününde bir zerre olmaya uğraştığı bir kuşağın ellili yaşlarını göremeyeceğim için mutluyum..

ben kitabın karakteri gibi..
tutkuyu da öźlemiyorum..
onu tutam tutam coşku coşku her yere serpiştiriyorum..
bir çok köşesini kıvırdım..
derin keyifli ve huzurlu buldum..
konuşma içinse..
keşke on küsur yıllik konyak kadehin ve en kocama ve kalın puronla..
kendi yaşıtlarına anlatsaydın..
abi.. boşuna yaşamişız..
yok böyle bişi .. diye..
balinaları ve penguenleri.. diyorum..

bir gün büyüyüncre..
ben de motivasyon konuşması yapıcam..

çaglara özel not:
geziye değinip durması.. konuşmasındaki gençlere yönelik köprü kurma amaçlı..
iyi bir hekim olduğunu duyup öğrendim..
ama keşke şöyle deseydi..
ben hergün insan hayatına dokunuyorum..
bunun için çok emek verdim. birden doldum.. ve gidip şu geziyi yaptım..
keşke daha erken yaşlarımda kendime molalar alabilseymişim..
ama mesleğim öncelikle kendi keyfimi düşüneceğim bir meslek değil.. kendinizi iyi tanıyın.. seçeceğiniz mesleğin yaşam biçimini iyi tanıyın.. kendinize göre seçin.. deseymiş.

pese..
arama motorlarina gidecek olanlara.. adam ne guzel anlatmış diyecek olanlara...
bu hekimle ilgili bir sorunum yok.. hep hayal ettiği bir şeyi yapabilmiş olmasından mutluyum..
o da benim gibi .. gençliğin cebinde yüz dolarla yakalananın vatan haini olduğu.. yurt dışına üc dolarla çıkıldığı ve pasaportumuza vize filan verilmediği yıllarda heba etmiş gençliğini..
aşağılamaya da çalışmıyorum..
purolu konyaklı cümlede..
tanık olduğum sahnelere gönderme yapıyorum..
beni çok eğlendiren eril muhabbetler..

kardeşlik dersini her hastasından zaten almış olduğunu varsayıyorum..
bunları öğrenmek için değil..

şartların şimdi oluştuğunu.. imkanların şimdi yettiğinin de söylenmis olmasını yeğlerdim..
daha olgun ve ayakları yerde motivasyon konuşmalarını yeğliyorum.. bu kadar..


posted from Bloggeroid

4 yorum :

Adsız dedi ki...

Hiç mi dememiş :)

sema

atalet-buduar dedi ki...

dememis.. hic dememis..
atalet

atalet-buduar dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
carpediem dedi ki...

Ben de anlatılanlar ya da yorumladığından anladığım gibi,
bu yaşımda yeni bir şehir,yeni arkadaşlar, yeni ortam .
Yabancılaşma,(kendine bile)uyum sağlama için çaba gösterme.
Geride bıraktıklarım,şehrim,dostlarım,
bu şehirde dostluk kurmam çok zor,sadece arkadaşlık yapabilmek acıtıcı.
tesellim kızımla birlikte olabilmek,birbirimizi tanıyabilmek için ikimizin de gösterdiği hoşgörü.

Follow my blog with Bloglovin