19 Ekim 2013 Cumartesi

cumartesi kolajı 3.. bu sefer bereketli.. canıtın bir sen yoksun aslında varsın ama portre değil peyzaj.. =)

arada yazamdım çünü pek çok hareket vardı.. 
ama ctesi günü kolaj günü..
onu unutmadım..
haftanın özeti..

doğanın en güzel renklerinin zamanı..
sanırım ilkbaharın parlank genç yeşilinden daha güzel sonbaharın kırmızıları pembeleri grileri ..





geçen cumartesi acaip öfkeli ve depresif moddaydım.. 
öfke benim için depresif modla paralel zaten..
ama günü normale çevirmek istedim..

ne olsa hiç bir insan ada değildir.. hepimizin bağlantıları var..
hayatla bağlantı kurmak demek dost biriyle de bağlantı kurmak demek..

bu nedenle kendime insan gibi davranacağım deyip..
iş çıkışı..
nişantaşı la durée ye gittim..
bir dostla..

la durée bir fransız makaron pastanesi..
makaronları ve mağazanın dekoru muhteşem..
La Durée yeşili..
altın rengi.. 
tabakları kahve fincanları gümüş servis takımları..

o bir tiryakilik kaynağı..
ama burada gördüğüm şubeler..
diğerleri kadar gelişmiş değil..
ağır taş yerinde hoş..

evet makaron çeşidi bile sadece dört taneydi ya hû..
olacak gibi değil..
olsun .. kafeole mi gümüşte içesim vardı içtim..


sonra nişantaşı vitrin.. derken sinemaya  mı gitmeli ki..
ay bak woody allen'ın son filmi.. kate'i de severim..
ama açım.. açız..
-iskender mi yesek.. 
-sen önden git sipariş et.. ben biletleri alayım..
-epeydir gitmedim oraya yürüyüp geçebilirim önünden.. 
gelince bulamazsan.. telefon et de beni geri çevir..
- tamam yürü gidelim.. bileti netten alırız..

derken gitmeyi hayallediğimiz yer kapanmış.. =)
kesin yürür giderdim ben ki..
paranoyalarımın aslında gerçeklere dayandığı bir kez daha kanıtlandı böylece.. 

pide mi yesek evet yesek..
pideci zaten bilik deli olduğunu kabul edenlerinmahalle'nin pidecisi..
kepekli pide nefis..

sonrası ..
ve sinemaya girmek..
kate izlemek..
çıkışta bu yıl mutlaka bir altın rengi ayakkabı alıp blucinden siyah elbiseye.. keten etekten.. 
chanel tayyöre herşeyin altına giyme dürtümüzle savaşmak..

yolda yürürken simsiyah kedinin armani mağazasının vitrininde uyuduğunu gördüm her kedi gibi..
gölgemden etkilenip ille yaklaşacak kıpraşacak..
orijinal pozu asla göstermeyecek..
ama o kadar güzeldi ki.. panter gibi.. 
bu hali de bence güzel..

mağazalarda..
fikir çalma..
sadece direnemedim yazan yastığa bakıp kıkırdama..
nefis bir not tahtalığı fikri geliştirdim.. ama çalmadım asla..
anlatıcam yaparken.. 



pazar..
bahçeye burnumu çıkardım sadece kahvemi içip geri dönecektim..
ama kendimi alıcı gözle bakarken buldum..
yaklaşık..
beş saat kalmışım..
içeri girdiğimde zaten yorgundum..
ama duş kabini ve küveti değişen ..
dolayısıyla artık yeni bazı aksesuarlar ve 
atmosfer hakeden banyoya çıkıp onu yerleştirmem gerekti..
yaptıklarımı buduara ekleyeceğim..

tam mumları yakıp.. kurstan gelecek çekirdeğe sürpiz yapma noktasında..
kapının çalınmasıyla.. sevdiğin insanların.. sürpiz ziyareti..
kahve konyakla yorgunluk atma..
gece uzun uzun örgü.. kriminal dizi..
walking the dead isimli ingiliz kapanmış dosyaları yeniden ele alan ekiple ilgili filmi izliyorum..
altı sezon filan izledim..
amerikan versiyonlarından daha güzel..
çünkü öyle bilgisayarlarıyla filan bizi etkilemiyorlar hatta bazen tıkanıp kalıyorlar..
ki daha gerçekçi..
ve daha az hareket edip daha çok düşünüyorlar..
ki bu da hoş..


pazartesi çalıştım..
ecem ve lalem.. sırasıyla dirsek ve dizlerini getirmişlerdi bana..
ve yeni banyo hediyeleri getirmişlerdi..
cansınız kızlar..
çekirdek ne kadar etkilendi anlatamam..

akşam nihayet saat beşte..
ayh artık arife deyip eve döndüm..

bayram sabahı çekirdekle yalnızdık..
nefis bir salata zamanı..
salata ve börek..
sonrası geldi anlattım zaten..
gelene salata gidene salata..
hüzünsüz arınmış bir bayramdı..
su böreği bayram böreği olmuş kuzuma bir dahaki bayramda unutmayayım..

öğleden sonra..
önceden uyarmadığım aramadığım sevgili hbç geldi..
gelmişken banyoyu da değerlendirdi..
sonrasında hareket gidişler.. gelişler..
gelen ve gidenlere sevgi gösterme..
evcilik oynar gibi aralarda..
mısır ekmeğiymiş.. birbirinden habersiz üç kere alınmış kilo kilo havuçları eritme girişimiyle..
havuçlu kekmiş..
havuçlu adı nedir bilmediğim sırf üstüne dökülen yogurt nedeniyle..
benim havuç borani dediğim..
sevgili lemn anneden öğrendiğim zeytinyağlıyı.. 
yapmalar .. yemeler sunmalar..

hazır evdeyken..
en sevdiğim yazarlardan biri okuyor diye.. eşzamanlı okumak için.. patricia cornwell'in 
bone bed'ini.. bitirme..
stephan kingin son kitabını bitirme..
ev ödevim kitabımı okuma.. notlar alma..
yazlık kışlık yapma..
en sevdiğim..
hava da hazır serinlemişken..
kazakları çıkarıp bakma..
yeni neler alınacak hayallenme..
ayırıp gereksinimi olanlara gönderme..
evde dolaşan enerji..
temizlik ve düzen duygusu..
yastıkmış.. battişmiş.. sağa sola yerleştirme..
tarçın kokusuna prim verme..
kendine huzurlu.. keyifli.. güzel bir sonbahar kış tasarlama ..
çıkacak aksiliklerin önüne geçemeyeceğini bilme..
 kafayı sallayıp geriye atma.. zamanı..

perdeleri kalınlaştırıp..
halıları yeniden yayma..
evi ısıtma..
mum yakma..
müzik dinleme ve örgü..
ve konyak ve şarap..
ve peynir..

bu kez..
kolaj sayısı çok fazla..
nerdeyse her güne bir kolaj =)..
affet canıtın.. bundan sonra her güne bir kare.. 


Image Hosted by ImageShack.us

5 yorum :

lale dedi ki...

oooyyyy nasıl iyi geldi bu yazı bana anlatamam...

Bayramı sayende arefeden yaptık biz de...Ne güzel oldu...
Kolajlara bayıldım, macaronlara atladım, örgüler öresim,hemen kitabımı elime alasım geldi... Hatta havuçlu kek yapasım bile geldi... Bu yazı bayramın en keyifli okuması oldu.

Ece dedi ki...

Bana da çok iyi geldi. Enerjin tükenmesin.
Harika makaronlar yapan bir arkadaşım var.LaDurée halt etmiş yanında. Her şeyiyle doğal. En ufak bir katkı maddesi yok ve asla gıda boyası kullanmaz vs. borcum olsun sana :)

Evin tam özlemini çektiğin atmosferi yaşamış. Tatil güzel şey.

Dirseğim ve ben teşekkür ediyor ve öpüyoruz

carpediem dedi ki...

ben de gelsem dizlerim için,
kabul eder misin..
her şey çok güzel görünüyor,
buradan...

Adsız dedi ki...

lalem.. heveslendirebildiysem ne mutlu.. tabi kitaba değil.. ona sen heveslendiriyorsun bizi..

ecem bak ben bu sözü unutmam.. makaron da makaron..
mağdurum da mağdurum der dururum ona göre.. =)..

dilaram dizlerini getir.. kendini getir..
ne mutlu olurum ki.. =)

atalet

Adsız dedi ki...

ayyyy ne özlemişimmmm
seni okumayı
şu akıllı telefon yüzünden pc açmaya üşenir oldum...bu sebepleeee çok uzak kaldım...

sevgiler "bitti"

Follow my blog with Bloglovin