11 Kasım 2012 Pazar

ataletin otuzunun onbiri.. beklenti..


çok erken öğrendim beklentisizliği..
şanssızlığım.. beklentileri olan insanlarla çevrili yaşamamız..
ilişkinin beklentisiz olanını ilk aşık olduğun insan dile getirmişti..
ilk aşk.. bana beklentigeliştirmememi söylüyordu..
çok tartıştık bu konuda.. herşeyin beklentisinin olduğunu söylerdim ona..
o ise deligibikorkardı..
daha iyi bir ev..bakım isterdi..hayvanlar mama.. bitkiler su isterdi..
onların ilgi beklediğiniilmek onu kasardı..
kısıtlardı..

elbet en kısa zamandao aşk bitti ve ben arkama bakmadan kaçtım..

ama yıllar geçince anladım ne demek istediğini..

ruhsal özgürlük ve davranış özgürlüğünü kısıtlıyor beklenti..
sorumluluk yüklüyor beklenti..
huzursuz ediyor..
ondan sevmiyor insanlar beklentiyi..
ama aslında bu değildi benim bahsetmek istediğim konu..
beklentilere cevap verip vermemek değil..
bu konuda tutarsızım..
bazen her yerde ben..
bazen dekoyduysan bul beni.
.
kimi tolere eder..
kimi ise küser kızar filan..
sıradan insan halleri....


tuhaf olan  ben beklentisizliğimle kızdırıyorum herkesi..
onların beklentilerine cevap vermememle değil..

kimseden ümmidi feyz etmem..
doğrudur..benim için..

ararım bazen 
dostluk .. sıcaklık..sohbet..ya da ir çaydanlık çayı paylaşacak birini..
ama bu bir sonraki çayı paylaşmak garantisi vermediği gibi..
dahada beteri..
kimseyi bulamazsam.
kızmadan reddedenlere...
sohbeti roman kahtramanıyla.. çayı bildiğin kendi kendime..
sıcaklığı.. bir battaniye ya da filmle atlatabilirim..
ve bu da  karşılığında bir asaiyet doğuruyor..
onu anlayabilmiş değilim.


yıllar önce bir krizdöneminde.. bir gün eve dönmek istememiştim.. ama yemek saatiydi..
mutlu ve çocuklular yuvasındamasa başında..
diğerleri zaten yalnızlıklarını gezdirmede idi..
evedönmüştüm..
isteksizce..
o andan sonra iki şeyim oldu..

anlık gezmelereçıkabilecek dost listesi..
ve kendi, başına yapılacak aktiviteler listesi..

bir dost elimi tuttuğunda dostça sevinirim..
ama tutmadığında.. kızmam..
bu da kendi gözünde onun benim elimi tam zamanında tutmuş olmasının değerini düşürüyor sanırım..
"ben senin elini tutmuştum" diyememesini sağlıyor..

bir dönem hergün görüşebiliriz..
sonra daolayların seyrideğişirse..
beni aramıyorsun demem..
onun hayatı değişirken benimki de değişir.. değişmelidir..

birine bana hayatımın ilk.. " yazık sana " diyeni olduğu için çok fazla yer vermiştim hayatımda..
sanırım beklentisizlik takıntılı sevgiliden hemen sonra idi.. daha konuyu sindirememiştim..

quazimodo modunda..
"ama bana yazık dedi " diye.
vefa yüklemiştim dey üklemiştim...
yıllar sonra.. ona bunu söylediğimde..
"ama sen bana ilk acıyandırn.. yazık sana demiştin " dediğimde..
"hiç hatırlamıyorum" dedi..
"hiçbir anlamı da yoktu o yazıkın.".

oysa zamanında o yazığı bir daha duymak için ne çok uğraştım ben..
hatta bazen dikte ettim..
bak şu an bana yazık sana demen gerekiyor diye..
o daen sevecen haliyle dedi.. demesine..
ama bakmeğer anlamıyormuş bile..neden..una takıldığımı..
o zaman acınacaksa.. kendi,ne kendin acı..
birileri de işey istiyorlarsa beklemesin direkt söylesin..

o yüzden beklentisizlik iyidir gerçekten..

bekleneni yerine getirsen bile.. bekleme.. kardeşim ..
"elin varsa.. başını kaşı"..
derdi saime hanım....


Image Hosted by ImageShack.us

2 yorum :

laleninbahcesi dedi ki...

Annem de öyle derdi, elin varsa başını kaşı...

Beklentisizlik konusunda aynı ben diyecem, kızacan bana:))Bu konuda dün akşam yazdığım yorum bi türlü gitmedi...

Ha beklentisizlik konusuna dönelim, bu konuda ilk aklım başıma çalışma hayatına ilk başladığım aylarda geldi. Neyse ki hemen çaktım köfteyi de çok eğlenceli bir çalışma hayatım oldu sonrasında. Baktım herkes-benden sonra tufan diyor... Abi bu kadar mı? olur ya...
Özel yaşamda ise şansa kadere işte , ilk flörtü ile evlenen gözü açılmadık sığırcık yavrusu olduğumdan demek ki beklenti ne demekti, aşk ne demekti, sevgi emekti ay pardon bu Selvi Boy Al Yazmalım repliğiydi...
Ataletim cenım benim

Çook öpüyorum seni

gul dedi ki...

Bu konu bu günlerde benim de kafamı kurcalıyor halbuki kimseden bir şey beklemediğimi sanırken oluyor, sonra içimden bir ses godot'yu beklerken bekle deyi veriyor...
kimden ne beklediğimiz ,kimin bizden ne beklediği önem kazanıyor...
yorgunsam razıyım kimseden bir şey beklemiyorum dolaysıyla benden de aman bi şey beklemeyin kafası oluşuyor sonra sevgi bekleyişi, boşluk dürtünce hadi bi daha başa dön... sanırım artık yoruldum godot'yu beklicem tek ağacın altın da ...

Follow my blog with Bloglovin