5 Ocak 2010 Salı

yalnız kalmak bir ilaç mıdır yoksa hastalığın ta kendisi.. mi ??

***********

duruma göre yalnızlık bazen hastalık gibi..   .. ama bazen ilaç gibi..bazen de sadece doğanın gereği..

kuru kalabalık içinde yalnız olmak.. kalabalık içinde acı çeken olmak.. ve dışa vuramamak.. umursamamak ve “o zaman neden burdayım”.. olmak..

pijamalı kanape üstü rahatını özlemek.. kanapede teve izlerken kendi kendine gülmek.. gülerken dönüp yanındakine bakmak.. baktığın yönde kimsenin olmaması.. bunun birden “rahatlatması” ya da “içe batması” ya da alışılmış olduğundan yana bile dönmemek..  listelendir..uzat.. alla pulla..

tamam dışardayız yine.. çıkardık ev halimizi..

********

her birliktelik, kalbinin emzireceği bir yeni bebektir.
önce emeklemeyi, sonra yürümeyi öğretmen gerekir..


*******



hızlı gidip.. hızlı beğenmek....



aramızda espri konusu..



”dünyanın en hızlı beğenen insanları”yla dolu etraf ..



feysimin bukunda bir durum bildirisi as.. saniye dolmadan biri beğeniyor.. ne demişim.. neyi beğeniyorsun belli değil.. çıkarcı beğenmeler.. baştan savma beğenmeler.. özensiz.. sıradanlaştıran.. beğenmeler..



tamam orası feys ama ya gerçek etraf.. komplimanlar da abartılı derecede şaşaalı ve sevgiler gösterişe dönük.. özelde de..



sessiz sakin sevmek yok..



adım adım ilerleyen dostluklar.. emekler.. denemeler.. varta atlatmalar.. sırdaşlıklar yoldaşlıklar yok..



reklam sevgileri.. günlük yaşamda..



ve aynı hızda.. nefretleri kusmak..bağıra böğüre bir an önce sevileni..nerde sakladın bunu neredeydi..



bu nasıl bir kimya.. serotoninden adrenaline nasıl bir kayış hızı.. yazık sana..



birlikteliklerin olasılık aşamasında iken.. dalda çürümesi..



********



kalbindeki sütü tüketmediler mi?


********



etrafa bakmak.. bir pırıltı bir cevher bir ışıma aramak.. her gördüğünü sandığında  sevinmek yeniden..



buldum buldum .. diye dellenmek “ben buldum” diye böbürlenmek..



sonra aniden foyanın dökülmesi.. karanlığın görülmesi..



bunu ben sadece aynalarda severim.. eski taş aynalarda..



yer yer.. camın altından sıyrılan kağıt.. ayna halinden.. kirli cama dönüştürür pırıltılı yüzeyi.. ama en azından cam işte.. en kötü ve sade haliyle camdır yine.. karşımızdaki ..



bir eskimişlik .. gün görmüşlük.. kullanılmışlık belirtisidir nihayetinde.. ne kötü malzemedir ne de kötü ustadır nedeni.. zamandır.. yine yansıttığı sensindir..



o yüzden.. sadece aynada severim..



insanda.. üzüyor beni.. korkutuyor da insanın karanlığı camınkinden kötü.. derin..



bir de üstelik yutar.. seni.. sarıp sarmalayıp yanına çeker..



bir öfke .. bir haddini bildirme arzusu kaplar benliği.. bir de onunla savaşıp yormak gerekir bünyeyi..



*************



aslında dostluklar da kardanadam gibidir.. 
eriyecekleri bile bile inşa edilir..


*************



cesaret gerek çünkü..



riski göze almak gerek.. o yüzden ne kaçmak ne de üstüne gitmek gerek..



bir  kalkan da gerek.. elbet..bazen umursamazlık..bazen şen şakraklık hali ile.. kalkanlanmak..



uzun süre  kalkan kullanmaktan.. taşımaktan..  yorulmak ..



************



bir şeye çok uzun süre bakarsan, onu görmemeye başlıyorsun. 


************



hele parlaksa.. hele parlaksa..



öyle körleşiyorsun ki..



************



bugüne çok uydu.. zakkum hipokondriak..




ZAKKUM - Hipokondriyak from Zakkum Live on Vimeo.

6 yorum :

.. dedi ki...

ilk defa izledim, ,ilk dinledim bunu. kaçırmışım. tanıştım, çok sevdim.
zaten çok şey kaçırıyorum. şu hayatta feysimin bukunda bi bildirim de olmadı, "beğenim" de.
eski miyim neyim?
öyle çok çoşkun sözlerim yok.
kelimelerle de tam anlaşamıyorum.
ne sevgimi, hayranlığımı, ne beğenimi ve şükranımı sunacak kelime bulamıyorum.
belki bu sebeple işte.
baştan savma, sıradan beğenilerle eskittik sözcükleri de.
şimdi ihtiyaç olduğunda boş kalıyorum.
ben yine çok sevdim bu yazıyı.
seni hep çok seviyorum zaten.

alpernatif dedi ki...

valla iş yerinden seyredemediğim için,oranın yorumu akşama inşallah

sevme işine gelince
bana şeyli sevgiler lazım
ben gerekirse gitmeliyim hiç haber vermeden
ama bir gün
ama bir yıl
döndükten sonra bıraktığım yerde olmalı arkadaşlığım
karşılıklı oturduğumuz zaman "ıııı" dememeli karşımdaki
aynı heyecanla anlatmalı hayatını

yalnız kalmaksa ayrı bir olgu
seviyorum ben yalnız olmayı
blogdan dahi uzun süreli ayrılıklarım yalnız olma adına hep
terbiye edilmeye bırakılan et gibi hissediyorum kendimi o dönemlerde
beni yalnızlığa kaçırtan şey her ne ise yavaş yavaş işliyor içime

gerçi eti terbiye etmek, eti çürütmek anlamına gelir
belki de çürütüyorum kendimi acı çekmez hale gelene kadar

aaaaaa
ne çok yazdım !

üçtemmuz dedi ki...

Benim ise...inadına coşkun sözlerim. Beğenilerim de çok. sevgi sözcüklerim de.
hatta yazıyı okuduğumda eyvah, bu anlatılan ben miyim yoksa dedim.
öyle bile olsa farketmez.
neyi neden yaptığım biliyorum çünkü.
hayatla başetmenin yolları var.
her insanın farklı bir yolu var.
ve yaşadaıklarımdan tek bir şey bile öğrendiysem o da şu: her birimizin yaşama tarzına saygım var.
cidden var.
ben yüksek sesle konuşmayı, mümkün olduğunca çok insanı gönülden sevmeyi, kızınca bunu söylemeyi, beğenince bunu daha da çok söylemeyi seçtim.:)
kolay mı? değil.
Ama şu anda bulunduğum yolda kendimi böyle iyihissediyorum.
sevgiler, tatlım.:)

Adsız dedi ki...

üçüm temmuzum..
sen değilsin elbet kastedilen..
biz aştık o yolları.. tüketmeden birbirimizi arttırarak hatta bazı yönlerden..
bu hızlı hayranlıklar..
yürümeyen gruplaşmalar..
süperiz.. süpersiniz süperler.. durumları için..
***
alperim natifim..
yalnızlığı ben de severim.. benim için ilaçtır devadır.. terbiye güzel benzetme olmuş.. ben dinlenmeye bırakmak diyorum..
tortular dibe.. çer çöp üste.. ayrışıyor..duru duygu bilgi.. ortaya çıkıyor..
=)
hakkaten nasıl çok konuşmuşun..
***
saklamcım bozuk moralli burdam..
ne demek o.. hayatta herşeyi kaçırmak..
hiiiiç olmamış.. hiiiç uymamış..
senin o koca gözleri neden kocaman..
masaldaki gibi cevabı.. hiiç bişeyi kaçırmamak için..
sen olmasan biz kısçe kediyi.. köpekleri.. etrafta olanı bieni.. bir buzdolabı kapağının bir ev içi halinin bir iş seçme kriterinin bir bankta kitap okumanın.. ailenin .. nasıl önemli olduğunu nasıl farkedeceğiz..
öperim koca koca.. =)

atalet..

laleninbahcesi dedi ki...

bu şarkı bu yazıya yakışmıştı. Bi de hem seviyom hem beğeniyom seni var mı bir diyeceğin:))))

sedencik dedi ki...

çabucak beğeniler yerini öfkeli eleştirilere bırakıyorsa...
başka ifadeyle...
hız,bünyeyi bozuyorsa...
ki benim kanımca bozar...
çarklar hızla tersine dönüyorsa...
bir değerlendirme dahi yapmaya fırsat yoksa...
hele...
kuru kalabalıklardaki yalnızlıklara rahmet okutan cinsinden birde sevdiklerin ve sevildiklerin arasında an'lıkda olsa ürperdiysen...
eh...
ilaçtır yalnızlık...
en etkilisinden :)
şairin dediği gibi...
paylaşılmıyorda hakikaten...
gerektiği zaman tamam...
ama yeterki alışkanlık yapmasın di mi :))
sevgiyle...

Follow my blog with Bloglovin