3 Eylül 2008 Çarşamba

ortası yok midur..

histeri.. nöroz.. konversiyon..
psikiatri ve tedavileri..

zormuş eskilerde..
soğuk su duşları..
döner sandalyede bayılana kadar döndürme..
ve daha nice işkenceler sadece aklını başına getirmek için uygulanırmış hastalara..
ayırıcı tanı da.. yok..
vücudu tanımıyorlar ki daha tam olarak.. mauyene ilkel..
çok değil 150 yıl önce..insanlar tedavi edilecek derken ölüverirmiş..

sonra elektrik çıkmış..
ağrıya acıya..
deliye..
ver elektriği..

bir sonrasında kimyasallar..
insülin verip şeker komasına sokarlarmış hastayı.. sonra şekerli su verip.. çıkarırlarmış..
ölüm riski.. yüzde kırklarda..
ne zaman mı ahanda 1960ra kadar..
yakın zaman..

elektroşok hala kullanılır..
azalarak azalarak..
ilaçlar arttıkça gerek de kalamayacak..

bizim doktor alfabemizde en çabuk öğrendiğimiz dersler.. psikiatr acilleri olur..
ilk nöbet tuttuğun gece öğrenirsin..
1-en çok bağıran hasta en iyi durumdakidir..
2-her acilin yüzde yirmi otuzu nörozdur..

nörozların çoğu.. kadındır..
şimdi anlatıcam biçok kızan olucak o yüzden..
nöroz faradi deyin gugle kızkardeşe
(jidom kadındır demiş gugl için.. ben pek tuttum bu işi biline )..
iyisi mi.. biraz ön bilgi toplayın.. hatta coşkun hocanın süper yazısını mutlaka okuyun derim..

nöroz çoğunlukla..
ciddi bir hastalığın belirtilerini ödünç alır da gelir..

evde başa çıkamadığı ortam..
hayatında başa çıkamadığı ortam onu boğunca..
atar kendini yere.. kapar gözünü..
komada hasta olarak getirilir..
yürüyemiyor.. konuşamıyor.. bir tarafı tutmuyor felç geçirdi.. diye..
getirilir..
tüm aile üyeleri etrafında pervane..
beş dakikalık ünlü durumunda..

genellikle yapılan muayeneden önce.. daha..
öyküsü anlatılırken tanı konuluverir..
muayene ile de kesinleşir bu durum..

doktorlar arası geyiğin önde gidenidir.. nörozlu hasta grubu..
konversif olanlar ama ..
aslında acilde bi ayıltılıp sonra uzun vadede psikiatri uzmanları ile zaman geçirmeleri gerekir..
hatta belki.. aile teraileri filan gerekir..
ama sevdiğim canım memleketimde bu..
belli aralıklar ile..
acile başı zaten hayati tehlikesi olan hastalarla yeterince kalabalık olan acil doktorunun karşısında bulur bu hastalar kendini..
kimse de.. deli doktoruna gitmeyi yediremez kendine..
bayılır gelir..
ayıltılır gider şeklinde bir yaşam döngüsü olur..

tedavisi.. biraz kızdıracak sizi..
genelde ağrılı uyaran ile düzelirler.. ( hani filmlerde iki tokat atarlar ya..=P)
ama böyle bu iş.. napiim..
çıtır öğrenci iken.. ilk nöbette.. kıdemli asistan..
yakınları dinledi..
çuval gibi yatan..
hastayı muayene etti..
sonra..
burnuna alkol döktü hastanın.. biz bakakaldık..
olamk istediğimiz doktor denilen şey bu muydu..
yazıktı kadına derken..
kadın kalktı oturuverdi..
psikiatri polikliniğine başvurması önerisi ile gönderdik..

ama biri var ki unutamam..
alkolü burnuna verdiler..
ayılmadı hasta..
ağrılı uyaran deriz.. çimdik işte basbayağı..
yok ayılmadı..
yarım saat uğraştıktan sonra..
asistan birden aaa.. dedi.. peki ayak parmağına nooldu bunun kopmuş..
biz palamutlar ayak parmağına bakarken..
hasta da hoplayıp oturdu..
nerde nerde diye..

psikiatri kliniğine sevk ile..
gönderdik..

bu hastaların gündüzcüleri de vardır elbet..
gündüzcüler..
konuşamıyo yürüyemiyor diye.. nöroloji polikliniklerine gelirler..
nörologların o zamanlar bu konudaki en iyi tedavisi..
faradik akım..
faradik akım şiddetli ve çok kısa süreli akımdır..
diken gibi batar.. öldürmez çarpıp adamı ama.. acıtır fena halde..
dozu belli aletlerimiz vardır bu iş için..
bazen fırça ile.. bazen kıvılcımlarını bazen de.. ulo ile verirdik eskiden..

fizik tedavide.. geçmeyen ağrı tedavisibde felç tedavisinde kullanılır..
dı..
revulsif tedavi idi adı..
başka biyerini çok acıtınca.. esas ağrıyı taşıyan liflerin devre dışı kalacağı düşünülerek..
bir de.. sinir ve kas hastalıklarında..
tetkik için kullanılırı..

ama en çok nöroz için..
bir asistan arkadaş faradide o gün..
kadın konuşamıyo demişler.. yanağa faradi.. aman çok acıdı demiş.. iyileşmiş..
yürüyemiyo.. tabana faradi.. hasta terliğini giymeden..
yallah koridora..
tedavi başarılı..
hasta yakınları memnun..

ya ne acımasız .. demeye başlamadan önce düşünün..
bu acil bir tedavi yöntemi...idi..
sonrasında mutlaka gitmediği psikiatra gönderilirdi hasta..
yani biz napalımdı..
psikiatrlar naapsın nörologlar naapsın dı.. o zamanlar..

şimdi uyutuyoruz hastaları bu durumda..
şefkat gözteriyoruz..
ayılınca gene psikiatra gönderiyoruz.. gene gitmiyolar..

coşkun hocam demiş ki..
bize özgü bu hastalık batıda yok..
evet..
katılıyorum..
kendi aklı karakteri kişiliği ile etrafındakilere gösteremeyince kendini..
ulaşabildiğin tek şey bu..
migrenden bi farkı yok..
bastırılmış duyguların dışa vurumu..
depresyonun bi şekli bu da..

neyse gelelim nerden bu kadar ansiklopedik bilgi..

biz doktor geyiği deriz işte..
hani sallandıracaksın taksimde nin karşılığı..
basacaksın faradiyi..

bu ara..
ben faradi faradi diye geziyorum..
neden..

kadın 27 yaşında..
17 yerinden bıçaklamış sevgilisi..
neymiş..
sevgili evli imiş..
kadın da bunu öğrenince.. ben senden ayrılıyorum demiş..
adam da basmış bıçağı..
bir tanesi de şah damara yakın olmak üzere..
kadın ağır yaralı hastaneye gelmiş..
zor bela canını kurtarmışlar..
ama kadın..
sonradan..
birden benim sol tarafım tutmuyo demiş.....
ve solda bi felç var..
emarlar .. tetkikler..
bisürü..
ama sonuçta bişey yok..
gözlem.. dalgalanmalı giden bi felç..
hiç bi felce benzemeyen bi durum..
kolunu kaldır diyosun.. kalkmıyo o kol..
ama..
hadi sen kalk bakalım diyosun..
o tutmayan kola abanıp..
kalkıyo =P..

bacak da öyle..

e hasta tabi nörolog değil..
yürümesi de gerçek felç gibi değil..

tanı.. konversiyon..
yapılan da.. psikiatrik tedavi.. ve bu arada egzersiz tedavisi..
yutuyo hapları da..
bizim kliniğin en bi yakışıklı terapistini vermişler buna ..
terapist değil etiler rakçısı..
bi de şefkatli..
hasta memnun..
terapist memnun..
ama terapistin kız arkadaşı olan diğer terapist hiiiiç memnun değil..

kız ay dengemi kaybettim diyo..
kollarına yıkılıyor bizim yakışıklının..
diğer terapistin gözlerinde yıldırımlar..
bu arada.. normal felçde hasta arkaya değil öne düşer..yalan yani..)
biri bıçak dese.. kız bayılıyor..
ay bak nası korktu .. diyor yakışıklı
diğer kızda gene bi elektriklenme..

sorumluyla kıkırdıyoruz..
travestiler gibi diyor..
hani ille de küçük parmak havadadır y..
sanki kadın olmak küçük parmağın havada olması demektir sadece..
öyle komik yapıyor felç taklidini..
bi bakışta ayırdediliyor..

bense..
faradi faradi diye geziyorum ortada..

dün bu sefer.. psikoterapist gördü kızı..
travma sonrası stress için..
ben dedi hiç yardım edemem..
????
bana bıçaklanma sahnesini anlatıp ağladıktan sonra..
içindekileri yazmasını istedim geçen hasta..
yazmış..
eli bıçaklıya aşk mektubu şeklinde..

kızıyorum ben..
zayıf insanlara..
kızmak da değil ... basbayağı öfkeleniyorum..
buna aşk diyor..
elin adamından yiyor bıçağı.. şah damarına..
sonra aşk mektubu yazıyor..
e beter ol ki sen derdim..
hastam olmasa..
ama hastam o..

hani ne şefkatli atalet doktorunuz sizin di mi..
yok ööle bedavaya şefkat..

ahh diyorum ahhh...
faradi..
gözünü sevdiğimin faradisi..
kafasına faradi.. ayağına faradi.. vereceksin de vereceksin..

ama yok artık..
kalktı o tedaviler..
o zaman..
terapisti değiştirdim..
yakışıklıyı aldım..
diğer terapisti verdim..
çabuk iyileşir umarım..

evet..
kötüyüm ben..
ne var..
kimsenin nörozunu beslememeye and içtim ya..
beslemeyeceğim..

*************
durum..
yanlış bişey aslında doktor olmayanlara bu tip yazı yazmak..
siz kadınla ilgilenin..
gerisini unutun..
faradi şu anda daha çok estetik tıpta kullanılmakta..
ve bir de..
sinir kesisi olan hastalarda..
kasın erimesini engellemek amacıyla..
tedavide..
minimim acı ile..
ve de çok gerekli olarak..
demem o ki..
hani oldu doktora gittiniz..
ay bana faradi verir mi filan demeyin..
vermaz..
tıp tarhinde kaldı..bu işler..
verirse de..
dediğim gibi.. anca gerektiğinde verecektir..

yüz bakımı yaptırırken iiydi ama di mi??..
o zaman sormuyosunuz nedir bu suratıma verdiğin elektrikler diye..
hadi bakalım bi kurt düşsün içinize de görün şimdi...
***********
derseniz ki.. neden hoşlanmadığın bi hastanın tedavisini sürdürüyosun atalet..
onun da nedeni var elbet..

benim hastadan hoşlanma zorunluluğum yok..
onu iyi değerlendirme..
iyi davranma.. iyi diyalog kurma ve en önemlisi iyi tedavi etme zorunluluğum var..
onları da yapıyorum zaten..
nasıl ki bazen empati bardağım taşıp..
size üzücü yanlarını yazıyorum..
bu kez de..
kızgınlık yanı işte..

bu kadın.. yaşadıkları ile değil..
kadın olarak.. ders almayışı ile beni kızdırıyor..
zayıflığı ile..
ille de bir erkek arcılığı ile hayatta var olma dürtüsü ile..beni kızdırıyor..
hasta olarak onunla hiç bir sorunum yok..

11 yorum :

laleninbahcesi dedi ki...

ben halbuki koşa koşa gelmiştim, ataletimm yazı yaşmış, yokmudur bunun ortası diye başlık da tmış diye. Sonra karşımda Stefan King buldum atalet yerine. Sen içiniçin bütün kadınlar adına kızdın o kıza, biz kendi kendimize var olabiliriz, bunu bilmesiği için, doğarken ona bildirilmediği için. Ah be ataletim bu düzen değişmeli diye bağırınırken hep sandılar ki sadece siyasal düzenedir başkaldırı , halbuki tüm ezilmişlereydi . Hep de baş rolde bi kadın. Ezenleri doğuran , büyüten kadın hem de. Öptüm ben seni

burdasaklaniyorum dedi ki...

kendi işimden öyle bunalmış durumdayım ataletim.
imrendim sana.
yaptığın işe, kızsan da sevsen de, tanıdığın insanlar olmasına.
faradi günlük hayatta da kullanılır bişey aslında.
aklıma geldi de
bir arkadaşım kocasına kızdığında ellini kolunu duvara vurup morartırdı, elim çok acıyınca sinirim azalıyor diye.
bir de bu el kol sarılı, mos mor çıkınca adamın karşısına, adam da iyi davranıyordu herhalde.
neyse.
yok yok ben istifa edicem.
bıçaklanıp da aşk mektubu yazan o salak gibi olurum yoksa bu şartlarda devam edersem.
di mi?

Adsız dedi ki...

Bazen insanlar mazoşist olabiliyor tabi :) Kendimden ibliyorum..Bu şekilde fiziksel olmasa da çok yakın zamanda ruhsal olarak kendime ciddi işkenceler çektirdim biliyorsun sen d..Benim ki bi anlık hataydı ..Çok ağır bedeller ödetmedi şükür..Toparlandım ve ders ladım da üstelik...Ama bu kadın..Ders alır mı bilmem...Çok farklı bir boyutu işin ..Ya kendi anne babamı ailemi düşünüyorum..El bebek gü bebek büyüdük.dayak yemedik..Yarın öbürgün adamın biri çıkacak bana kafa göz dalacak ve ben hala en salak halimle ona aşk mektubu yazıcam..Bu hakikaten ruhsal bi hastalık yaa...Çok zor çokk...ya bi de bu eğitimle falan da alakalı değil ki insanları eğitelim de dayak yemwsinler diyelim...Yok öyle..Duymuyor musunuz hiç kimler kimler dayak yiyor..Daha geçenlerde yok muydu kocasınınidrarı kafasından boca edilen gayet de eğitimli bir kadın örneğimiz ...Bunun önüne geçilemez bence...Bi kadın ya buna izin verir ya da vermez..Bu taa doğdugu anda genleriyle gelir ...Ölene kadar da gider...Dayak yemez ama maaşını sayar verir mesela eline adamın ...Kuruş da alamaz...Bilmiyorum ben...Başka bişey de demiyorum..Ama seni öperim en sırnaşıkından..Muuuaaaahhhhhhhhhhhhhh...

Adsız dedi ki...

Aaa bişey daha geldi aklıma..Gecen radyoda Amerikalı erkeklerin yüzde bilmem kaçının (kaçtı hatırlamıyorum ama iyi bir yüzdeydi) evde şiddete maruz kladığı öğrenilmiş anket ve araştırmalar sonucunda :D ...Çoğu da bunu dışarıya yansıtmıyormuş..:)) Bu hatunları toplayıp ABD ye semir-eğitim falan gibi bişeye mi göndersek naapsak ki ...

uctemmuz dedi ki...

Herkesin ağrı eşiği farklıymış ataletim? Gerçekten öyle mi?
Belki ayakların suya erme eşiği de farklıdır da ondan oluyordur bu durumlar.
Fazla iyimser mi oldu ne.
Özellikle yaşı ilerlemiş kadınlarda oluyor gibi bu faradilik durumlar. O ana kadar yaşanılanlar bir imdat çığlığı gibi farkına varmadan oyuna dönüşüyor. Kalp krizi geçiriyormuşsun gibi, beyin kanaması geçiriyormuşsun gibi hissediyorlar. 5 dakikalık tanıdıklar arası şöhrete çok ihtiyaçları oluyor bu insanların. Birzcık ilgiye, birazcık sevgiye. Belki de yeter artık biraz da benimle ilgilenin demektir, ne bileyim.İstek üzerine yazmak beter birşeydir amma..rica etsem bir gün "sanki hastalıklarını" anlatsan...Ve nasıl başedileceğini. O kadar çok insanda rastlıyorum ki.

alpernatif dedi ki...

Tamam
Şimdi hekimlik benim için şöyle bir şey oldu
Vereceksin elektriği
Vereceksin elektriği
Hele bir iyileşmesin :D

Bir de tek taraflı olarak düşünme yahu
bir erkek aracılığı ile var olma

genişlet biraz tanımı
bir insan aracılığı ile var olma
gene yanlış ama sanki kulağa daha hoş geldi
(bilim adamı yerine bilim insanı gibi)

Şarküteri dedi ki...

televizyonda hastane sit kom dizisi izler gibi dalmışım yazıya. Bitirince araya reklam girmiş gibi oldu. bence çok hassas ve sabırtaşı deldiren bir iş yapıyorsun atalet, allah bol sabırlar versin.

carpediem dedi ki...

Atalet,
Gugul un kadın olduğu konusunda
hemfikirim çünkü
o kadar bilgiyi erkek
hem bilemez hem de saklayamaz,
Üstüne üstlük paylaşamaz
bencilliğinden,
Tabii gugulu tıkladığımda
ilk sırada ataletim arz-ı endam eyledi,
ki hakkıdır,konuyu gündeme getirip açıklayan o
Çoşkun hoca pek güzel
bağlamış konuyu
herkesin anlayacağı dilden,
anlamayanlar da zaten faradilik olanlar.
Bir de sadece bizim topluma has olması
ilginç diyemeyeceğim çünkü
Bu toplum kendine olan özgüvenini kazanmadı daha.
çok olacak tabii faradilik vakalar,
insan hakkı olan haklar bile verilmemişken daha…

Adsız dedi ki...

Kendi varlığını bir erkeğin varlığına bağlayan kadınlara gıcık oluyorum..Bak yazarken bile sinirlendim ne diyeceğim şaşırdım..Ben olsam tedavi etmem bu kadını yani zaten senin alanlık bi tedavisi yok yalan sölediğini bile bile onun oyununu niye devam ettireyim ki...Bide aklımdan kalbimden şunlar geçiyor ...


Başka türlü bir şey benim istediğim
Ne ağaca benzer ne de buluta
Burası gibi değil gideceğim memleket
Denizi ayrı deniz
Havası ayrı hava

Nerde gördüklerim nerde o beklediğim
Rengi başka tadı başka
Bir başka yolculuk dalından düşmek yere
Yaşadığımdan uzun
Bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
Ağacın yüksekliğince,yüksekliğince rüzgarda
Ve bir yeni ömür vardığın çimen yeşilliğince

Kadeh

Kedi Narnia dedi ki...

anacıığııım ben o sayılan yöntemlerin hepsinin amerikan filmlerine gerilim katması ve seyrederken seyircinin kalbini sıkıştırması için yapılıyor sanıyordum! vay başımıza gelenler!

Adsız dedi ki...

Hepiciğimiz böyle sinirsel bir şeyler yaşamış ve bazen de rol kesmişizdir. Şahsen ben üç beş başarılı denemem olmuştur.
Çocuklarımın babaannesi geldi aklıma ne alaka ise; eşini kaybettiğin de kendini atı atıvermişti bir yerlere...Baktım gitgide dozu artıyor birde geçmişten az bi şey hıncım da var yaradana sığınıp iki tokat attımdı.)))Babaanne kendine geldi bende kendimi az bi şey tedavi ettim.. sinirim geçti..:)) bu konuda bende yazmalıyım... Ben kim miyim??? Bodrumun sureyyası anacım.) sevgi ile kalın efemmmm

Follow my blog with Bloglovin