22 Temmuz 2008 Salı

..

anlaşılan iki büyük erkek kardeş dönüşümlü aile babalığı yapmışlar sonrasında..
saime hanımın ilkokul anısı yok hiç..
varsa da.. ben hiç dinlemedim.. ağzından..

ama orta okulda..
milastalar..
3 erkek ve saime hanım..
büyük abi..
liseyi bitirmiş..
öğretmen olarak göreve başlamış..
diğerleri okuldalar..




bir dul hanımın evinin bir bölümünü kiralamışlar..
o da arada onlara sahip çıkmakta..
milasın şehir merkezi çukurda.. evler tepeler doğru yapılmış..
kopuk anı dizileri devam ediyor..

meyve deve yüküyle gelip..
avludan doğru soğukluğa yıkılırmış..
abisinin .. devenin üstündeyken daha meyveler..
uzanıp uzanıp yemesini hatırlıyor..=)..
bir de devenin o sessiz yere çöküşünü..

saime hanım anne rolünde..
ev tipik bir milas evi.. avluya bakan odalar..
abi oraya tayin oluş olsa gerek..
o tarihlerde..

saime hanım kaprisli ve dikkafalı o zamandan..
bir kahve yapsan da içsek dedi diye ağabeyi..
yorgunmuymu.. dersi mi varmış ne ise..
kendiniz yapınız demiş.. benim işim var..
küsmüş abisi..
hep onu anlatırdı..
günlerce küs kaldı bana diye..
sonradan yaptım ama..
o içmedi ve küs kaldı diye..

bir şeyi istendiği anda yapılmazsa..
kırıcı olduğunu ordan öğrenmiş..
hiç gönül kırmamaya hep yetişmeye çalışırdı..

kendinden ufak kardeş de artık onlarla beraber..
yaş farkına rağmen ..
aynı sınıfta buluşmuşlar..
bir de çok iyi arkadaşları var..
ince kıvırcık saçlı bir kız..
çıtır sabahat..
okuldan eve beraber geliyorlar..
tatlı seviyor çıtır sabahat..
erkek kardeş helva pişiriyor onlara beraber yiyorlar..



saime hanım ile büyük abinin ayak numaraları aynı =P..
bir tane iki renkli zımbalı ayakkabıları var..
biri giyip gidiyor.. sabah..
öğlende o gelince öbürü giyip gidiyor..

büyük abi..
evin babası olan..
nazım hayranı..
ezbere okuyor nazım şiirlerini..
soruyor ufaklara..
kimin bu şiir bilin bakalım..
bilirlerse.. ödül.. bir muz şeker..

yıllar sonra..
bir nazım hayranı olduğumda..
şiirlerini okumaya/kitaptan/ başladığımda..
annemin..
akıyordu su..
yıkıyordu salkım söğütler..
suda saçlarını..
ya da..

yürüyor kırmızı boyun atkısı rüzgarda..
yürüyor ağır ağır..
diye başlayıp..
bir çok şiiri ezbere söylemesi karşısında ..
şoka girince..
anlatmıştı..

bir de..
pek bilinmeyen..
dönem TSM şarkıları söylerdi iş yaparken arada..
sonra gülerdi..
abim bu şarkıları yüzünü duvara dönüp de.. söylerdi diye..
neden derdim..
ne bileyim derdi..
istemem bir aşk yeter ben şimdi buldum yarimi..
diye mırıldanırdı..
o şarkı pek nadir çalınır bilir misiniz..??..
her seferinde annemin elinde bir iş..
sakin sesiyle söylediği anlar gelir..

şehir merkezi çukurda dedik ..
şehir gazinosu da orada..
yazları şarkıcılar geliyor..
hanende deniyor onlara..
çıplak sesle.. bir şarkı söylüyorlar..
tepelerde yankılanıyor.. saime hanımların avluya kadar..

saime hanımın sesi güzel..
bir gün bir ders boş geçiyor..
gürültü oluyor sınıfta..
müzik öğretmeni geliyor..
çocuklar gürültü yapmayın..
yok mu aranızda güzel sesi olan diyor..
sınıf hep beraber.. saimenin sesi güzel diyorlar..
saime kalkıyor ayağa..
dikiyor burnunu havaya..
ben hanende miyim istek üzerine şarkı söyleyeyim?? diyor..
neee... sen ha.. öğretmene haa..!!!
diyor öğretmeni..
yalıyor sabit kalemin* ucunu ..
0... sıfır veriyor saimeye..

saime o sene kalıyor müzikten ikmale..
derken de sınıfta kalıyor..
öğretmen abi.. bir dilekçe veriyor ..
ilçe öğretim müdürlüğüne..
saime özel sınava alınıyor..
bülbül gibi şakıyor.. okuyor nota.. solfej..
geçiyor sınıfı..
o yüzden insanın girişimci ruhuna..
işini kendinin takip etmesine..
pek güvenirdi..

müziği iyi ama..
resmi kötü saime hanımın..
ödevini abisine yaptırıyor o da pek yetenekli canım..
öğretmen resmi görünce..
bir dahi çocuk buldum diye pek güzide öğrenci seçiyor saimeyi..

saime korkmakta foyası ortaya çıkacak diye..
hep arka sıralara oturmakta..
aralara diğer öğrencilerin sıralarından yığınak yapmakta..
öğretmen yanına gelip de derste yaptığı şeylerin ne kadar kötü olduğu anlaşılmasın diye..
ama nafile..

bir gün resim dersinden kaçıyor..
okula gider gibi çıkıyor evden..
mahallede bir tur atıyor..
geri dönüyor..
anlatırken gülerdi hep..
safmışım canım diye..
kaçtın eve geldin..
e bari sessiz otur di mi..

yok..
girmiş mutfağa tıkır tıkır iş yapmakta iken..
ev sahibesi sesleri duyuyor..
hırsız girdi sanıyor eve..
kapıya geliyor..
saime korkuyor cevap vermiyor çalan kapıya..
ev sahibesi korkuyor..
komşular hırsız var .. polis derken..
saime bakıyor iş büyüyecek..
açıyor kapıyı..
benim ben diyor..
nooldu neden evdesin diyor ev sahibesi..
ders boştu da.. eve geleyim dedim de..
biraz rahatsızdım da..
diyince.. saime..
lafı dolandırınca ...
peki.... diyor ama..
saime okuldan kaçtı diye.. de abilerine söylüyor kadın..

gene küsüyor abisi..
bu arada..
saime de..
ödevlerini başkasına asla yaptırma..
sen de kimsenin ödevini yapma diye ders çıkarıyor..
**************
meraklısına sabit kalem..
ıslatılınca çıkmayan bir kurşun kalem idi..
mavi ve kırmızı olurdu..
su bulunamadığından genelde yalanırdı ucu.. =P
tükenmez kalemin bir öncesi dönemdeyiz =)
***************
durum..
lamba kırık hala tepede..
öykü bitince çıkarılır mı ki..
sepya resimlerde bir canlanma mı oldu nedir..
hala hüzünlü olsak da..

11 yorum :

Adsız dedi ki...

ne merak ettim biliyor musun.
saime hanım tüm bunları, bu şekilde sana anlattıysa ne şanslısın.
yok eğer sen bildiklerini bu şekle sokarak anlatabiliyorsan, yine ne şanslısın.
öğretmen sabit kalemin ucunu gerçekten yalamış mı mesela. saime hanım söyledi mi bu ayrıntıyı diye düşündüm.
yok değilse, o sahneye daha uygun bir hareket olmazdı.

ATALET dedi ki...

hahaha..
söylemedi..
ama anlatırken..
ne... deyip o noktada bir kalem ucu yalama hareketi yapıp.. sonra orada olmayan bir not defterine görünmeyen bir yuvarlak çizip.. sıfır.. derdi..
görüntü sanıyorum onun hafızasına kazınmıştı..
böylece benim de hafızama..
annemin o taklidi kazındı.. =)

hatta öncesinde.. yakın gözlüklerin
üzerinden bakan kızgın bir öğretmen suratı da eklerdi.. d..
ben sen farkedip de..
yorum edene kadar .. hatırlamamıştım..

pantomim gibi bir anlatımdı..
kendi ayağa kalkıp..
burnunu dikip.. ben hanendemiyim derken ki..
fırlama ukala..
ergen kız taklidi de pek hoştu aslında..
=)

sevgiyle..

uctemmuz dedi ki...

Anne babanın çocukluğuna gidip onlara şöyle bir sarılmak, başlarını okşamak istediğin olur mu hiç atalet?
Hele o savaş yılları ertesindeki fotoğraflarına bakarken...

Adsız dedi ki...

yav annemi tanısan..
onun bebekken bile başının filan okşanamayacağını anlardın..
fena halde dik başlı idi..
kendisi için karnı aç kuyruğu dik.. im ben derdi..

=)

zaten dirençlerinden belli..
hayatta kalma şekillerinden belli..

atalet........

laleninbahcesi dedi ki...

bak buradan herkese sölüyorum Saime Hanımın hikayesi bitince babanınki gelsin. Hani şu tenceredeki fasulyelerin bile ona selam durduğu .( hani yemeğe gelen bir misafiriniz söylemişti ya). Herkesle aynı fikirdeyim bu roman olmasa bile uzun öykü olmalı. O lambayı bile seviyorum

Oya dedi ki...

kaçırdığım yazıları okuyorum iki gündür..
gitmeden de demiştim oysa,
çok güzel yazılar yazmayın diye..
ama dinleyen yok ki tabi.. :)

ataletim..
saime hanım'ı anlatışın,
şiir gibi olmuş..
şarkı gibi..
okurken farkında olmadan,
arkadan ince bir nağme geliyor sanki..
akıyor,
çağlıyor adeta..
sanki doğduğundan beri,
"saime hanım"mış gibi anneciğin..
önce küçük hanım..
sonra genç hanım..
daha sonrasındaki hanım hanımlığını da,
okumaya devam edeceğiz inşallah..

bazı insanların hayatları kolay olmuyor işte..
ama saime hanım gibi savaşcı ruhlu olanlar için,
yaşananlar vitamin gibi adeta..

bir de resmini koysan ataletim saime hanım'ın,
bu biyografi tamamlanacak sanki :)

hamiş: bence bırak lamba biraz daha kırık kalsın.. hüzünden korkmamak lazım..

Adsız dedi ki...

lalem..
kaptırdık gidiyoruz işte..
=)..
yazarız onu da..
o daha da erken yıllardan başlar anılara..
1909 doğumlu =P

bilmem baymazsam sizi.. yazarım elbet..
aslında hoşuma da gitti..
sağolsun ..
hbaşak..
gergin hoca ve lamba =)..

oyam.. valla yazarken aklıma gelmedi değilsin.. de..
düşündüm ki.. bulur okursun nasıl olsa..

resimleri de gelecek elbet..
ama daha yıllar gelmedi..
hiç çocukluk fotosu yok.. saime hanımın zaten.
olanların bir kısmını da.. o yok etti nedense..
hastalığının ilerleyen dönemlerinde..
=(..
olsun varsın..
eldekileri eklerim sıraları geldikçe..


atalet

Adsız dedi ki...

Çoooook zevkle okuyorum.....bana en çok Gündüz Vassaf'ın kitabını hatırlattı. Annem Belkıs'ı. Okumuş muydunuz?

bitti dedi ki...

saime hanım
ne tatlı anlatmışsın
ben zati severim evvelden beri bu hikayeleri
büyüklerin yaşadıklarını
onların dönemlerini
hele bi de aykırı tiplerse zamanına göre
tadından yenmez
babamın halalarını dinlemeye doyamam hiç mesela
dedemin çocukluğundan bahsederlerken de halaaa inanamam
nası yani dedem de çocuk muydu bir zamanlar bile diesim gelir
=))

geçkalmadımki dedi ki...

Saime Hanım'ı okuyup sessizce Atalarına ve sana saygılarımı ve sevgilerimi bırakıp çekilmekten başka bir şey yapamıycam,
bir de devamını beklediğimi söyleyebilirim (Laleninbahçesi'nin yorumu da beklentimi artırıp heyecan kattı)

Adsız dedi ki...

hbasakım..
okumamıştım hayır..
=)
o dönem kadınların bir çok ortak özellikleri olduğunu bilecek kadar.. çok anı öykü okudum gerçi..
=)
saol bi de..

bittim..
masal dinler gibi değil mi..
=)
bana da öyle gelirdi eskiden.. de..
sonradan meğer hayat bi masalmış deyiverdim..

geçkalmayanım..
teşekkürler ederim..
=)
öperimmm herkeşleri bu yorum kutucuğundan da..

ataletiniz....

Follow my blog with Bloglovin