-neden rEca ederim derlerdi ki..
dedi..
-kibarız daha da kibar olalım diye mi ki ??
-nayır nolamazlar da vardı ya..
-onlar daha etkileyici olsun diyeydi.. yoksa öyle konuşan kimse yoktu.. ama biliyor musun eski deyişler hep yok olmakta.. mesela o eski filmlerde o yıkık dökük ahşap evden biri fırlardı ve birşeyler söylerdi.. unutuldu hepsi.. akıntı çağanozu mesela sadece istanbullulara has bir deyişti.. kalmadı unutuldu..
-evet teatora da derlerdi..
-obiraz buradaki rumların etkisiyle idi.. hafif bozuk bir yabancı dil..
-iskorpit gibi..
-e ama skorbut demek de zor tabii..
-istop oynardık bi de.. =D.. aslında stop işte.. bi de iiiiisssstoooop diye bağırırdık.. diğerleri de dururdu..
-ne diyordu o hasta florens naytingeyl hastanesine..
-floewsan naytingeyl..
-eh der elbet.. öyle isim koyarsan..
eski zeki müren filmleri sipariş etmiş.. derdi.. eski diyalogları yakalamak..
dedim ki..
bu kadar yıllık sohbetlerimizin acaba ne kadarı bizans ne kadarı da sözcükler alışkanlıklar gelenekler ve çıkış noktaları üzerine..
derken aklıma biri sarı diğeri yeşil boyaları yer yer silinmiş iki tahta harf geldi..
bir şifoniyerin dik bölmesine benim çocuk elbiselerimi asabilmek için yuvarlak uzun bir sopayı.. bak o da eski bir oklava olabilir.. bir C bir de O harfi çakmıştı babam..
O harfi olduğu gibi idi de.. C harfinin ağzı yukarı doğru bakardı..
oklavabenzeri sopanın bir ucu Onun tam ortasına yerleşir.. C nin ağzından içeri sürülür.. böylece takılıp çıkarılabilirdi de gereğinde..
eski bir oyuncak alfabenin iiki harfi..
gerisi neredeydi hiç hatırlamıyorum.. hiç benim olmuş muydular.. bilmiyorum..
ama açılan bir kapaktan o iki harfin nasıl göründüğünü hatırlıyorum dün gibi..
3-4 yaşında olsan gerek.. yerden yukarı bakmam gerekiyordu o taş çatlasa birbuçuk metrelik yüksekliğe..
neydi dönüşümün üç sözcüğü.. hatırlayalım..
re-use.. yeniden kullan..
re-cycle.. dönüştür..
re-duce.. azalt..
sahi mart geldi değil mi..
benim halkalardan biri daha kapanacak ..