10 Mayıs 2013 Cuma

selginim iki yazar bir öykü demiş.. haşa bir yazar bir gariban blog yazari bir öykü diye başlık atasım var.. canıtın duy sesimi..

selgin G B kısaca anlatmış ben uzunca anlatayım..
edebiyat haber sitesi bir süredir bir proje gerçekleştiriyor..
bir video koyuyor ..
siz de ona bir öykü yazıyorsunuz..
kabul şartlarına uyduysanız yayınlıyorlar..

selginim gebem .. daha önce katılmıştı.
ben çok beğenmiştim..
bana bir dahakine sana da haber vereyim dedi..

edebiyat haber benim de feysbukta takip ettiğim bir sayfa..
bir baktım yeni projeyi anons ediyorlar..
havada uçusan elele ya da  ne deniyorsa o çıkıntılara işte onlarla tutuşan aşık bi çift ahtapot..
laf aramızda filmi izlemiş ve beğenmiştim.. 
çok güldüm bu ironiye..
saime hanımın yetim hırsızlığa çıkmış.. ay erkenden doğmuş lafı kulaklarımda çınlayarak.
açılımı şansa bak olan  bir mesaj attım..selgine 
.
o daha serinnn bi kadın.. aşk var bunda dedi bana uymaz..
ehi.. bana hiç uymaz..

ama bu yazışmadan sonra.
düşünürken aşk ve kaybedilişi.. faktörler.. çabalar..  
mısır patlatıyodum o sırada.. hbç ile çekirdeğe.. 
derken birden bir kurgu oluverdi..
artık büyümüş çocuksumun mısırını verdim oturdum aklıma düşenleri yazdım..

az bişi..
ve topu paslaşır gibi.. ucu açık yerinde..
/zira ben devam etsem ne olacağı pek belliydi bana göre..  
masalların sonu gibi.. ve sonrasında sonsuza dek düşünüp kaldılar şeklinde /
bundan da bişey çıkarabilir dercesine.. 
kalemine klavyesine satırlarına bayıldığım selgin'e gönderdim .. 

ehi.. cevap geldi..
bir bölüm yazmış.. o arada ben romaya  gitmiştim..
meğer o da karadenizlerdeymiş..
/tam zamanı interneti seviyorum  demeinin ey okur/
yatağımın üzerinde makyajının son rötuşlarını yapan çekirdeği beklerken gördüm gelen kısmı..
başladım telefondan yazmaya kendimce devamını..
çekirdek de meraklandı ve geciken kendisi değilmiş gibi..
çemkirdi de hatta biraz..
napıyosun iki dakkada diyerek..
onu gelen yazıyı ve kendi gönderdiğimi okuyarak sakinleştirdim.. 
pek beğendi..

sonra selginimden geldi devam.. 
meğer aslında tümünü yazmış son bölümün ama bana sadece bir kısmı gelmiş..
araya benimkini yeniden katarak  şekillendirdik..

ay çok eğlendik..
ama aynı zamanda sonucu da beğendik sanki..

tadı tuzu yazısı tarzı bunca farklı  ama görüsü..
etiği.. aklı sağduyusu benzer iki kadından bir öykü çıkardık ortaya ..
buyrun..

biz size okutacak kadar beğendik.. umarım siz de beğenirsiniz..
efen'im.. 

videoyu izlemek için.. tıkkk

öykümüz ise.. buyrun budur..
italikler benim.. düz ve imla kurallarına uygun olanlar selginim gebem'indir..



PATLAMIŞ MISIR

mısırların patlama sesi azalınca kapattı altını tencerenin..
mısırları raftan aldığı iki porselen çukur kaba boşalttı..
çocuklarının kahkahalarla güldüğü salona girdi..
kanapede yayılmışlardı..
ekranda hızla hareket eden iki animasyon ahtapotu izliyorlardı..
tam ortalarına yerleşti..iki eliyle iki yana mısır kaplarını uzattı..
kızı mavvv diyerek kaptı kabını..
 hemen ayaklarını karnının üzerine yerleştirdi..
oğlu yine dalmıştı filmin içine.. 
bir kaç kez seslenince duydu annesini..


ahtapotlardan biri diğerini kurtarmak için çabalayıp duruyordu ekranda..
arabadaki buz kutusundan kurtarmış ama denize varamadan yine yakalanmışlar..
bu kez telefon tellerine kadar zıplamışlardı..
ama  bir oh diyemeden bu kez de martı kaptı teldekilerden birini..
diğeri.. bir an baktı uçurulup götürülen sevgilisinin arkasından..
çizgi ahtapot suratında yıkılmış bir ifade ile .. hayat zor der gibi bakıyordu..
derken yine harekete geçti..

ne zaman vazgeçtik birbirimizi kovalamaktan..
her koşulda beraber olak için zorluklarla başetme gücümüz ne zaman bitti tam olarak..
martının sevdiğimizi kaptığını bile farketmemeyi nasıl başardık..
diye düşünürken..
filmden uzaklaştı kadın..
 sağ eli ile kızının minik ayaklarını okşarken..

O sırada adam, iş yemeği bitiminde müşterilerle vedalaştıktan sonra barda yerini almıştı. Uzakta, deniz kenarında bir şehirdeydi. Günün yorgunluğu olanca ağırlığıyla omuzlarına çökmüştü.Telefonunu sessiz konumundan çıkardı. Cevapsız çağrı olup olmadığına bakarken kaşlarının yukarı doğru hareketiyle alnında oluşan kırışıklıklar hayal kırıklığını anlatıyordu. Tezgahın ardında barmen ona doğru yaklaşıp önüne bir bardak altlığı koydu.

Barmenin “Ne içerdiniz sorusu?” bir bakıma içinde ihtiyaç halinde sohbet arkadaşlığı vaad ediyordu. Telefonunun ekranı kararırken kafasını kaldırıp “Viski,” dedi. “Tek buzlu.”

Barmen önce viskiyi sonra da tezgahın alt rafından hazır çerez tabaklarından birini çıkarıp önüne koydu. Adam dalgın hareketlerle eli fıstık kabuklarının arasında dolanırken yanına gelen kadını sırtına dokunan ince, zarif elin varlığıyla fark etti.

“Zor ve uzun bir gündü değil mi?” diye sordu kadın eliyle barmene işaret ederken.

Adam, evet, anlamında kafasını salladı.

Kadın, adamın önündeki bardağı işaret ederek, aynısından istedi. Adama yaklaştı. “Sonuçta istediğimizi aldık ama değil mi?” diye sordu.

Adam dudaklarına iğreti bir gülümseme yerleştirerek “Evet. Oldu. Bundan sonra önümüz açık.”

Kadın bar taburesi üzerinde bacak bacak üstüne atınca eteği biraz daha yukarı sıyrıldı. Elini adamın elinin üstüne koydu. “Çok çalıştık. Çalıştın.” dedi. “Büyük ödülü hak etmiş olmalıyız.”

Adam  uzaklara gitmiş gibiydi. Ani bir hareketle yerinden kalktı. Kadın şaşkındı.

“Bana biraz müsade eder misin?” dedi, kabalığını hafifletmek için.

Kadın az önce adamın eli üzerindeki elini, yana doğru açıp omzunu hafifçe kaldırışıyla, ne yapmamı bekliyorsun ki, demek istiyordu.

Adam elinde viski bardağı ile terasa çıktı, telefonunu kulağına götürdü. Uzun uzun çaldırdı.

kadın tam kızının odasından çıkarken telefonunun çaldığını duydu..
kapıyı yavaşça cektı.. 
merakla telefona dogru koştu.tam ulaştıgı anda sustu telefon..
bir cevapsız arama gorunuyordu ekranda sahipsiz..
göstere tıkladı..
Aşkın yazıyordu ekranda..

kocasının adın ılk kaydettıgı zaman.. 
ne cok gulmuslerdı..
"ee hem aşkınım hem Askın’ım" demıstı ..
hafif ukala bır kaş kaldırışıyla..

şımdı sadece "Aşkın aramış" diye düşündü..
telefonu yavaşça bıraktı komodinin üzerine..
keşke yetişseydi..
"İyiyiz.. Çocukları yatırdım.. Selam söyle .. iyi geceler" 
gibi sıradan cevapları daha kolay verebilirdi..
oysa kendisi aradığında…
bir giriş cümlesı gerekecekti.. 

aramadı..
telefonu bırakıp..
oğlunun odasına gitti.. " Hadi bakalım yatağa" dedı..
"Babam ne zaman gelecek" dıye sordu cocuk..
"Arayıp da hem iyi geceler demek hem de sormak ister misin.."
"Süper" diye sevindi çocuk..
hemen telefonu getirip oğluna verdi..
kendisini de yatak örtüsünü açmak..
ortada dağılmıs kitapları oyuncakları toparlamakla meşgul etti …

Telefon açılmadı. Bir an gözünün önüne çok tanıdık bir görüntü geldi. Karısı kanepede kıvrılmış yatıyordu, üstüne aldığı battaniye kaymış, aşağı sarkmıştı. Sol eli yanağının altındaydı. Saçları sağ yanağının üzerine dağılmıştı. Uzanıp  saçlarını kulağının arkasına almak istedi.

Bardağını dudaklarına götürerek kovaladı tüm bunları. Çok eskide kalmıştı. Hızla evden ayrılmadan önceki gün yaşadıkları kavganın parçaları üşüştü beynine.
Yarım dönerek içeri baktı. Oradaydı, barda oturuyordu. Sağ omzunu hafifçe bara doğru eğmişti. Bluzunun sırt açıklığı biraz daha derinleşmişti sanki. Telefonuna bir kere daha umutsuzlukla baktı.
Mesaj ekranına “İyi geceler. Sabah çocuklarla konuşmak için ararım,” diye yazarken aslında kararını çoktan vermişti.
Bara döndü. Barmen, “Devam?” diye sordu. “Hayır,” dedi. Kadın beklediği gibi inanmaz baktı.
“Ben sabah uçuşumu erkene alacağım, kahvaltıda evde olmak istiyorum. Sana iyi geceler,” dedi.

kadın itiraz edecekmiş gibi yerinde dikleşirken..
telefonu çalmaya başladı..


Image Hosted by ImageShack.us

1 yorum :

Leylak Dalı dedi ki...

Ay Selgin'de okudum okudum, pek bi güzel olmuş. Ellerinize sağlık şeker kadınlar, öpirem sizi...

Follow my blog with Bloglovin