23 Mayıs 2013 Perşembe

cennet... ve canıtın.. ve tüm dostlarım.. tanıdıklarım tanımadıklarım okuduklarım dinlediklerim..

bir dünyam olsa köşede usulca meteque çalsa.. 
gilbert becaud ona.. genç postacı öldü aşkımız artık sahipsiz kaldı diye cevap verse..
dolabımı temizliyorum anne diye terslense eminem.. burda olmanı nasıl isterdim diye iç çekse roger walters.. mathieu.. atinanın beyaz gülleri diyerek bir demet beyaz gülle girse bahçe kapısından içeri..
ben tam ortalarında olsam.. karşımda.. çığlık tablosu asılı dursa.. tam ortada.. bir yanında monet nin mor nilüferli tablosu.. diğerinde van gogh'un hasta çocuk tablosu..
peki tamam rembrantım da olsun.. o da inci küpeli kadın olsun..
ışık ışık dağılsınlar gözümün önünde..

yanım başım kitap olsa.
arkadaşım hipatia olsa..
virginia woolf çay hazır değil mi diye sinirlense..
george sand eli cebinde diğerinde sigara.. az biraz babalansa kalk kendin yap diye..
colette kedisini okşarken sakinleştirse ortalığı.
nin mektuplarını yazdığı masadan baksa .. yadırgayarak..
beauvoir..
hanımlar diye uyarsa sand ile woolfu..
austen seslensin mutfağa doğru. çay hazırlansın diye..
kundera.. çay içmenin dayanılmaz hafifliği diye inceden dalga geçse..

ocaktan kahve kokusu.. çay kokusu..
fırından ekmek kokusu..
sehpadan konyak kokusu gelsin..
şaraplarımızın üzeri tozlanmış..
peynir tekerleri  kabuklanmış olsun..
masada madeleineler dursun..
isteyen onu ısırıp çocukluğuna dönsün..

edebiyat ve müzik bana nasıl kapılar açıyor..
nasıl cennetler bağışlıyor..
sağolsunlar var olsunlar.....


1 yorum :

Leylak Dalı dedi ki...

"Biz de olalım biz de,
Durumlar nasıl dizde?"

Böyle şiir gibi kafiyeli yorumlar yazarım ortağıma :)

Follow my blog with Bloglovin