27 Şubat 2013 Çarşamba

sabah erken.. kuyruk sıkışması.. ahkam.. ah canıtın.. ve diğerleri..

sabah erken uyandığımın fakında olarak uyandım..
ama o sağdan sola dönsem..
yatağairaz daha yayılsam uyanışlarından değil..
cin gibi bir uyanış..
saate baktım daha beş..

barınamadam yatakta..
çıktım.. kalktım yani..

kahvemi hazırladım..
çıplakayakladolandım evde biraz..
sesetmeden ışık açmadan yapılacak birşey bulamadım..
kitabımı aldım elime..
hüzünlü birlimonlu kek öyküsü anlatıyor..
ilginç bir kitap..
en azından yemeğin içindeki duyguları anlatan bir kitap olduğu için güzel..
ramenli filmi anımsatıyor bana..

hani kızın ilk başarılı ramen çorbasını içen herkes ağlamıştı ya..

yanından geçtiğimiz..aynı mekanda durduğumuz insanların bilinçaltı seslerini duyabilsek ne kadar yorucu olurdu..
ben mesela ne çok yorardım etrafımdakileri..

yemek yerken..
pişirenin her duygusunu anlasak..
ne kadar yorucu olurdu..
hele ben gibi..
içselleştirme şampiyonuysanız..

ama içselleştirmede seçiciyim son zamanlarda..
onu da söylemeden geçmeyim..

sonra..
kahvem elimde..
şalım omzumda..
ve ayaklarım hala çıplak olarak..
biraz redıra baktım..
beş altı gündür netle ancak..bir ilişki içindeyim..
epeyce yazı birikmiş..

birince..
bir pencere vardı..
dümdüz ağaçlardan oluşan bir koruya bakan..
içerinin dışarıdan daha sıcak olduğunu gösteren buğulu camlardan.. yeşile açılan bir fotoğraf..
içerde hemen camın önünde pas rengi örtüsüyle ufak bir masa..
kocaman bir fincan..
bir kitap..

hani bir otursan..sanki hiç kalkmazsın o masadan..


oysa..
ne kadar benzer..
yeşile açılan bir evi..
her fırsatta bırakıp gidiyorum..

başka yaşamlara açıldığı için güzel o fotoğraflardaki pencereler..

sonra herşeyi ertelediğini anlatan ve yazının sonunda..
ertelediklerine baş göz gönül koymadığından ertelediğini keşfeden.. bir kadının yazısını..

derken..
kendi stilini bul ve yapış diyen bir yazı..
bırak başkalarının süper düzenli..
mükemmel yaşam karelerine bakmayı.. karenin dışında inan hiçbirşey mükemmel değil..
diyen bir yazı..

ne çok ahkam yutturuluyor bize..
kraft bloğu okuyoruz alt tarafı..
herkesin sadece gönül koyduğu şeyleri yaptığı..
kendi stiline yapıştığı..
hiç bir yere gidilmeyen..
sorumluluk yükümlülük olmayan dünyaya kaçış özlemi ne kadar yaygın..

benimse derdim tek.. çözümüm tek..
canıtının kanadına yapışamamak..
ve canıtının kanadına yapışmak..



o istemeden okuduğum ahkamlar..
özellikle şahsıma uygun bedende benim için  kesilenler..
"tam elime zımbamı almıştım ..geldi..yapamadım istediğimi.. " dediğimde..
sen de yap.. bırak geleni..
reddet.. diyenleri..

yaşam koçlarını..
burdan bilgilendirmek istiyorum..
hepsini biliyorum..
dediğiniz ve diyeceklerinizin..
çözümlerinizin..

herkesin sadece gönül koyduğu şeyleri yaptığı..
kendi stiline yapıştığı..
istemediğin hiç bir yere gidilmeyen..
sorumluluk yükümlülük olmayan..
kendi istediğini yaptığın.. sadece kendi istediğini.. ve istediğin zamanda..
dünyaya kaçış özlemi ne kadar yaygın..
dinlemek bile istemiyoruz yapılamamışları ve diğerlerini..

benimse derdim tek.. çözümüm tek..
canıtının kanadına yapışamamak..
ve canıtının kanadına yapışmak..
çözümsüzüm o yüzden..
ahkamları vestiyere alayım..
bu da el yapımı.. vintıc ahkam emanetfişiniz.. çıkışta ahkamınızı alınız..
fişimi veriniz..

yazasım geldi.. bugün.. epeydir..
sözcük yormuyorum..
yazıyorum arada bişeyler.. şikayetten başka bir sözcük dizisioluşturamıyorum..
teselliyi de ş,kayet kadar..
uzak ve soğuk görürüm..
yazdıklarımın içinde ben yokum..
farkediyorum..

yorgunum..

bugün.. bu sabahın köründe..
kapısı açık..
hatta kapısı olmayan mutfağımda oturup..
sokak lambalarının sönmesine..
havanın aydınlanmasına..
bulutlu az gözü yaşlı bir sabahın başlamasına tanıklık ederken..
asla yanlış anlaşılmasın "enerjik" değil ama..
yazabilecek.. klavyeden doğru tonu çıkarabilecek durumda hissettim kendimi..
o yüzden açtım note pad'i..
derken.. leke geldi..
kafa attı gene ayağıma..
bir kafa.. bir kuyruk.. bir kafa bir kuyruk.. yine kuyruk..
kalkıp kapıyı açtım..
kuyruğunu sıkıştırmamayı başardım.. arkasından kapatırken.. yine..

bu eve geldiğinden beri ..
kapıyı arkasından her kapatışımda..
o kuyruğa dikkat etmedeyim..
sıkışmasın diye..

sıkışmasın kimse diye..
hep dikkat ediyorum..

pek yorgunum aslında..sabahın köründe..
pek sıkışığım ..
uzun zamandan beri..



Image Hosted by ImageShack.us

8 yorum :

lale dedi ki...

ıt diye uyanırım ben...Hani çizgi film karakterleri vardır ya gözleri link diye açılır ha öyleyim işte...Uyandım mıda? bir daha uyuyamam...

Şu palamut bi bitsin geçicem limonlu keke:)

Kolay olsun günün...

Öptüm seni Ataletim canım benim

laleninbahcesi dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
laleninbahcesi dedi ki...

ahhaah çok meşgul ettim bu sabah burayı:) pıt diye yerine it diye,düzeltirken daha gari bişi, halbuki uyandım yav,hatta kahvem bile elimde,yani yeşil çay kısmı bile geçilmiş:)

Adsız dedi ki...

olsun lalem..
zengin görünüyo bak..=)
sabahın körü yazısında..
üçyorum..
benim yorum altı ile ettimi dört..

=)..

günaydın sana da..
atalet

"bi" dedi ki...

beşinciyim 8)
ben hiç öyle uyanamıyorum. belki çok nadir, olmuştur bi kaç kez.
ama şimdi senden dinleyince nasıl imrendim. seher vakti, üstte şal elde kahveyle kitap okumaya. ama sonra yine uykum gelir benim biliyorum. eğer üstüne kalkıp işe gideceksem tadını çıkartamam da... bi cumartesi günü yapayım ben bunu.
öperim sıkı sıkı 8)

cumbada dedi ki...

Ben de aynen o saatlerde birden açarım gözümü ne varsa..ve de uyuyamam illaki gündoğumu seyredilecek...Sevgiyle kalın yalnız değilsiniz...

carpediem dedi ki...

ben de hep yedi de,
hem de kaçta yatarsam yatayım.
kafam meşgul değilse,
uyku tutmaz o zaman beni,
uyuyamam.
kahve vazgeçilmezim eğer erken kalkmışsam yoksa
iş yerinde sabah kahvesi.
düşündüm de iç seslerimizi
duyabilsek,başkalarının da
yaşanacak yer olur muydu
bu dünya
ataletim.

carpediem dedi ki...

valla aşağıdaki yazıları okumak epey bir zor olmaya başladı.

Follow my blog with Bloglovin