29 Aralık 2012 Cumartesi

yılın en iyi hekimi seçilmeme .. ve sağlığa ve gençlere ve diğerlerine dair...



insan dediğin.. 
nasıl karmaşık bir karışım.. 
az önce geçen sene tam bu zamanlar kendime armağan ettiğim acendayı düşünüyordum..
tam bu zamanlar bir dostumla buluşmaya giderken  almıştım.. 
onu beklerken ambalajını açmıştım..
buluşma yerine erken gittiğim için..  
bir kadeh kırmızı şarap ısmarlayıp.. garsondan  kalem ödünç alıp defterin en son sayfasından başlayarak.. birşeyler karalamıştım.. günle anla zamanla ve kendimle ilgili.. 
bir tür geriye ve ileriye bakış niyetine..
geri geri yazdım deftere sonra..
"bu sefer tersten başlayalım" diye yazmıştım ilk olarak..
zira diğer yıllarda deftere düz başlayınca pek düzgün giden birşey olmadığını biliyordum..
bu defterin öyküsü ile sonlandırmayı istemiştim aslında bu yılı blog..

ama bugün çok.. hoş.. (bu benim tam da niteleyemediğim nesne durum haller için seçtiğim sıfattır) bir bağlantıya denk gelene kadar..
adres kısaltma sitelerinden alınmıştı bağlantı adresi.. 
tıklayınca ben çıkıyordum feysimin sayfasındaki ben .. 
ama bağlantı tanımında bir gariplik vardı.. 
"yılın en iyi doktoru" diyordu.. 
gerçi ben hekimi yeğlerim..
inanamadım bir kaç kere tıkladım.. hep ben.. hala ben =D..

ironi de.. 
sarkazm de.. adına sanına bakmadan üye olursan meslek sayfasına.. 
başına bu gelir elbet..
=).. 
çok güldüm kendi kendime..
ne olsa memleket meseleleri.. hele de meslek meselelerinden kaçmak için geldi yerleşti blog yazarı atalete..
haha onlar için de tuhaf..
aslında  feysimin bukunun sayfasına allı yeşilli yılbaşı süslü..sayfasına bakınca..
 yanlış adrese gelmiş kaydolmuş diye düşünmüş olabilirler..

meslek hayatımda böyle bir ödülü haketmediğim kesin ama.. 
atalete yakışmış bu =D..

bizim  meslek meseleleri zordur..
hekim olmak zor zanaattir..
zira hasta olmak.. ölmek zor zanaattir..
bu yolda birilerinin yanında olmak.. el vermek.. 
ona hem yakın hem uzak olmak.. en zorudur..

ilk klinik derslerden birinde "hoca"mız..
hasta nasıl muayene edilir'i anlatmıştı..
öncelikle hitap.. " asla amca dayı kardeş " denilmeyecek.. neden.. hasta yakını gibi hissettirirsen gereken disipline sahip olamazsın hasta ve tedavisi üzerinde..
demişti..
her şeyin bir kitaba göresi vardır.
hastayı muayene etmenin de..

ben doktor olacağım demeye başladığımda daha bişey bilmez bi ufacık veletken bile..
bu sözü söylediğimde duyanlarda bir saygı uyandırdığını farketmiştim.. 
fakülte öğrencisi iken de.. kime söylesem aynı saygı ifadesi..
ister istemez hem işin ciddiyetini kavrıyorsun.. hem de.. 
kendini biraz ciddiye alıyorsun..

bir tek uğur dündar vardı.. doktorları sallamayan..
geceleri acillere baskın yapar.. 
köpeği bağlasan durmaz acil köşelerinde az önce bir hastanın kustuğu ya da kanadığı sedyeyi yarım pürçük silip üzerinde uzanıp iki dakikalığına gözünü kapamış.. 
48 saattir nöbet tutmakta olan asistanın gözüne ışığı alnının çatına kamerayı dayar.. 
"doktor nöbette uyuyor" diye can alıcı haberler yapardı..
o kadar çok yapardı ki bunu.. 
zamanın tabip odası dergisinde.. 
"uğur dündar baskınında ilk yapılacaklar" diye ironik bir yazı basılmıştı..
ama bir tek o vardı işte..
o zamanlar hastalar sağlık sisteminin eksikliğine denk gelince.. "devlet uyuyor mu" diye çırpınırdı..

sonra seksen sonrası geliverdi..
bir büyüğümüz..
tayin edildiği yerde sağlık ocağı binası dışında hiç birşey.. 
ebe hemşire tansiyon aleti hatta termometre olmayan yerden.. 
merkeze alınan genç doktoru kastederek yöre halkına..
"ayağınıza doktor gönderdim.. siz tutamadınız " dedi.. 
hatta " ağaca bağlasaydınız" diye çözüm de önerdi..
ve işte o büyüğümüz..
ki ah alma sanatında uzmandır.. 
bir çığır başlatmış oldu..

şimdi  sağlık sistemimizin sarf maddesi listesinin en başında "doktor" gelmektedir..
insan gücü köleleştirildikçe..
sekiz saat yetmez.. on iki saat.. yıl başı. mart ayı deyip insanlar iş yerlerine sabah karanlığında girip.. 
akşam karanlığında çıkmaya başlayınca..
maaşı kıdemi kadroyu hak edebilmek için.. başka türlüsü mümkün olmayınca..
bir başkası daha az maaşla aynı kadroyu hemen doldurmaya gönüllü olunca..

doktorlar da girdi bu duruma..bu böyle biline..
hocası.. asistanı.. uzmanı..
özelde genelde heryerde..
sağlık sisteminin.. hem en kolay vazgeçilebilir hem de en kolay manipüle edilir "malzemesi" oldu.. 
özelde kamuda heryerde..

eh sistem bunu yaparsa.. 
gerisi gelir elbette..
geldi de..

hasta da başladı..
sağlık sisteminin bozuk düzenini doktorun sırtına yüklemeye..
yok hatta biraz daha ileri gitti.. aslında tüm sıkıntısını yüklemeye başladı..

parasızlığının mutsuzluğunun doyumsuzluğunun çaresini bulmuştu..
sırada bekleyen hasta.. bekletenin doktor olduğuna hükmetti.. bastı tokadı..
acil dolabında ilaç bulunmayınca.. bulundurmayanın doktor olduğuna hükmetti.. vurdu yumruğu..
işin cılkı çıkmakta gecikmedi..

bu yıl okuduklarım arasında..
bir başka doktorun nerede olduğu sorulup.."bilmiyorum" dediği için hasta tarafından dövülen hekim vardı.. 
alnının çatına silah dayanıp.. tahlillerine bakması isteneni..
en son da dün iki gencecik doktor yine.. 
hasta ve hasta yakını tarafından..
dakikalarca..

hani deseler bi tane patlattı..
onu bile anlayacağım..
ama dakikalarca.. süren dayaklar..
sadece doktora duyulan kızgınlığın sonucu olamaz değil mi..

ben anlamaya bile çalışmıyorum..
bir insanı döve döve.. kömür filan çıkarttırabilirsin..
ya da yol yaptırırsın..
hatta fırında başka insanları da yaktırırsın..
ama sağlığını nasıl emanet edersin dövdüğüne..
çocuğununkini..
??

yarın beynini kalbini açacak olana nasıl el kaldırırsın..
hepsi bir yemine güvenerek mi..
bi kere hipokrata uyduk da..
önce zarar vermeyeceğiz denildi diye mi..
nasıl bir keşmekeşli zihindir bu..
ben anlamaya filan çalışmıyorum o zihni..

türk tabipler birliğinin..
sayfasına girdiğim zaman sol üst köşede.. 
"şiddet görüyorsan tıkla" düğmesi var..
her girdiğimde acı veriyor bana..

çok zor günlerde genç meslektaşlarım..
üstelik kendilerini anlatmak için söyledikleri herşey..
onları toplumdan daha uzağa itiyor..
olmasaydın doktor.. deniliyor..
ne yazık ki her insanın hatta benim bile bir doktorla hoş olmayan anısı var..
kendini dost meclisinde sanıp  anlatırsın bazen derdini..
gözünün önünde soğuyuverir karşındakinin bakışları.. 
sana tepki vermemeye çalışır dostluk hatrına.. ama artık uzaktadır gözbebekleri..
ve nihayet..
"ama bazı doktorlar da.. çok.. .. .." olur  cevabı..
şaşmaz bir kalıptır bu..
o yüzden artık hiç bahsetmiyorum..
inan blog senden bahsediyorum..
hastalardan hastaneden bahsetmiyorum..

ben o yüzden.. 
aslında çok hüzünleniyorum .. genç doktorlara..
tıp okumak istiyorum diyene neden?? diye sormak istiyorum.
ben bari bin yaşındayım.. daha iyi günleri gördüm..
onlar bunca emek sonucunda öyle çok tartaklanıyorlar ki..

ben o yüzden.. 
allı yeşilli ataletin feysbuk sayfasını 2012nin en iyi doktoru seçmelerine sevindim..
hala mizah duygularını kaybetmedikleri için..

atalet okurlar bilirler.. ben gençleri çok sever hele de hiç kıyamam..
ama onlara çok kıyılıyor..
2013 de yeni yasaları var artık.. 
onlara dokunan yandı.. 
bu caydırıcı olur mu peki..
olmaz..

zira dün izlediğim doktor dövme sahnesinde..
öyle bir hınç ve hırs vardı ki hedefin aslında doktorun kendisi olmadığı öyle belirgindi ki..

yasaya değil..
kibeleye devrediyorum bu işi..
2013 de sağlık çalışanları ve doktorların..
nöbetleri rahat..
teşhisleri doğru ve kolay..
tedavileri başarılı..
hastaları şefkatli ..
üst kıdemleri.. yöneticileri de dirayetli olsun diliyorum..




Image Hosted by ImageShack.us

3 yorum :

Adsız dedi ki...

ben hala esinlenme kısmındayım. hakkım teslim edilinceye dek protesto ediyorum seni.

lale dedi ki...

Bence sen tüm zamanların en iyi hekimisin...İltifat da sayma dediklerimi...Hastaya gel,senin için elimden geleni yapayım diyen bir hekimsin. Bir hasta daha ne ister. Dileğin ,dileğim olsun tüm sağlık çalışanlarının gönlünce bir yıl olsun.

Adsız dedi ki...

3. sınıftayım ve şimdiden pişman olmak üzereyim yaptığım seçimden. Bir yandan iyi doktor olamayacağım korkusu diğer yandan bu okul biter mi stresi vardı üzerimde. Buna birde benim de başıma bunlar gelir mi soruları eklendi. Sizin gibi hekimleri gördükçe nasıl iyi hekim, iyi insan olunur u öğreniyor olsam da hep bir tedirginlik var. Açıkçası önümü göremiyorum kesinlikle.
İçimden geldi paylaşayım dedim. Dileklerinizin üstüne söylenecek söz yok. Umarım her şey dilediğiniz gibi olur.
Başak.

Follow my blog with Bloglovin