o seksenbir ben yetmişdört yaşımdayımdedi..
karşımdakikadın..
ufacık tefecik ..fazla konuşan ..
hastamın karısı..
anlatırken devamlı hastanın pijamasının kolunu..
yakasını..hastanın sacını düzeltiyor..
erkek belli yakışıklıymış gençken hala daöyle..
çok medeniler..
çok efendiler..
sadece kadın biraz fazlakonuşuyor..
çok ağrılı ve karışık bir süreçten geçmişler..
korkmuşlar..
otuzbeş günün sonunda evlerine mutlu mutlu dönmüşler..
çok memnundum dedi..
kadın..
ama dört gündür ağrıdan yürüyemiyor..
kusura bakma ama artık senin hatırın için yürüyemeyeceğim dedi bana dedi..
yattı.. yatış o yatış...
sonra hasta anlattı..
bu kadar çok konuşan biri olunca aynı soruları defalarca sormam gerekir..
gereksiz ayrıntıyı eleyip..
önemli noktaları saptamam gerekir..
bizim muayene hariç.. bu konuşmamız otuzbeş dakika sürmüş..
neyse sonunda..
hasta anlatmaya başladı..
sonra muayene ettim..
sonra..düzelir merak etmeyin dedim..
sevindiler ikisi de..
ve sonra..
dedi ki.. erkek..
bir tek şeye çok üzülüyorum dedi..
o da..bu sürede ters davrandım eşime bazen..
ama inanın ağrıdan..
tahammülüm o kadar azaldı ki..
ondan..
bunları söylerken önce bana baktı.. hep..
en son sözcükte.. döndü..eşinin gözüne baktı..
pijamanın yenini düzeltti kadın olan..
baş parmağı biraz fazla mı kaldı nedir..
hastanın bileğinde..
yo ben asla alınmadım dedi..
beni hiç kırmadı ki bunca yıldır..
anladım ben zaten ağrıdan olduğunu...
sonrasında bana defalarca..
evde bakamadım dedi..
çok zordu kaldıramadım..
iyi ama bakım değil tedavi gerek zaten..
üzülmeyin siz..
doğrusunu yaptınız..
hasta da güzelce düzeliyor..
durumu da iyi..
memnunum yani..
bugün telefonum çaldı..
.. hastanın yakını dediler..santralden..
ben de çocukları filan arıyor sandım..
baktım..karısı..
ben dedi..bişeyler halletmek için çıkmıştım..
bitiremedim..
biliyorum merak etmiştir beni..
lütfen haber verir misiniz..
iyiyim ben..
geleceğim az sonra..
sevgi saygı..
içinde üzerine titreme olan..
aynı anda..mesafesini koruma da.. olan..
kusurlu her davranışın açıklaması özrü olan sevgi..
ne zaman odalarına girsem..ya el eleler..
ya sohbette..
karşı odalarında da var öyle birçift..
üzerine titreyen kadın üzerine titreyen erkek..
içinde saygı ve mesafe olunca güzel oluyor ilişki....
tabii benimki reklamları izlemek gibi..
ama günlerdir bir an terslemediler birbirlerini..
reklamdan kısa filmegeçtik..belkidegerçekten uzun yıllardır böyle dostlukları..
böyle uzun süren sağlık sorunlarında..
erkeklerin huysuzluğu genelde zorlar ilişkileri..
erkek ne hasta olmaya gelir..
ne hasta bakmaya..
nelergördüm bilsen blog..araya girilmesigereken ne durumlara tanık oldum..
ama bu çiftlerde yok bu..
sakinler..
şefkatliler..
ve mesafeliler..
"Saygı, herhangi bir ilişki içinde olunan bir kurum, birey ve benzerine, söz konusu varlık veya oluşumun ilgi ve duygularının farkında tutum sergilemek, buna göre uygun bir davranış tarzını, tutumu benimsemektir. Saygı, genellikle, ilişkide olunan, iletişim kurulan varlık veya oluşumun hak, değer, inanç ve her türlü özelliğini göz önünde tutmak bunlara önyargısızyaklaşmayı içerir."
böyle diyor vikipedi..
sözcük açılımı değil de..
esaskavram olarak almış ele..
sözcük tanımı kendinden üzeride olana gibi ir tamlama içeriyor..
hayır..
sevgi nasıl k iuçar gider.. heryere konabilir..
saygı da herkese duyulur bence..
devamında demişki vikipedi..
"Her ne kadar tersi gibi gözükse de saygı kavramı haklar kavramının varlığından önce gelir ve haklar kavramına dayanmaz."
eski filmlerdeneçok duyulurdu bu replik..
bu ne saygısızlık..
yalnız filmlerde mi..
günlük dilde de..
şimdi "bu ne terbiyesizlik" var..
onun yerinde..
çıtırın birienim çıkmaya çalıştığım mağazanın koridor gibi kapısına benimle aynı yere sıkıştı.. geçişemedik..
zaten kural içerinin dışarıya boşalmasına izin vermektir..
ona uymadı.. sonunda yanımdan heryerimesürtünüp sıyrılarak geçti ve.. biyol verseydiniz dedi..
durdum.. durdurdum..
ya da siz bana yol verseydiniz.. sizden yaşça büyük olmama saygı gösterip dedim..
boş baktı..
saygı ..
giyinme odasını bebek odasına çevirdiğimde.. gardropları yatak odasına almıştım..
oysa orada bir bebek yatağına yer vardı zaten..
bir arkadaşım..
bıraksaydın gardropları dedi..
yatak odamın ufaldığını görünce..
ama benim bebeğime saygım var dediğimde nasıl şaşırmıştı ..
ben de ona şaşırmıştım ya..
amaşaşırmıyorum artık.. saygısızlığa..
şimdilerde şaşırtan saygı.. ve mesafe bırakan ilişkiler..
bak bu sefer..
bi sorunum var gibi yazmadım blog..
telaş yapma..
tüm yazılar gibi bu da yüreğime yıllar içinde oturan..
fikirler..
örnekler..
geçmişte kalanlar ve halde var olanlar..
kimileri umurumda aslında kimileri artık değil.. kanıksadım yok oluşlarını..
ama çevremde bulunsun istiyorum..
ve üzerinde fikir yürütmeye her zaman gerek var..
ne olsa..
ne demişler..
insan ne zaman ölür.. hakkında konuşulmadığında..
belki duygular.. kavramlar da öyledir.
biraz can katalım dedim..
.
3 yorum :
''Saygı'' ya yeniden can verdin Ataletim. Biz mahallede biri ölünce diğer evlerde de 40 gün radyo açılmayan evlerde,, paradan kouşulmayı ayıp sayan insanlar arasında büyüdük.Saygı en büyük eredemlerdendi... Ama diyorum ya, hani bir şey az olunca, yıllar geçtikçe değerlenir ya, belki saygı da öyle olur kimbilir...Herkes kendinde olsun, göz öününde olsun ister.
öptün seni çok Atalaetim canım benim
Ne kadar huzur verdi bilsen, eşine titreyen kadıncağızın uyumu, saygısı ve de haliyle kendiliğinden gelen sevgisi.
Ne çok ihtiyacımız var.
Ne çok istiyoruz aslında, sarmaşık gibi sevgiyle dolanmaya ve saygı görmeye...Ama...ama işte.
sevgilerimle.
Okudum yine,güzeldi.Sevgi saygı. Hava ve su gibi.
Yorum Gönder