30 Kasım 2012 Cuma

cümleye gelmiyor

neden okumayı seviyorum..
çünkü hem yaşam gibi hem değil..
yazarları seviyorum çünkü ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorlar..
bir dünya kurgulayıp kanapeyi yastık doldurur gibi güzel seçkin sözcüklerle dolduruyorlar..
bizlerin yaşamı daha konforlu hale gelsin diye..

evet bazen kitaplarda çok kötü şeylerin olduğunu kurguluyorlar..
ölüm aldatma afetler ve doğal afetler kötülükler dolandırıcılıklar ..
hepsi var herşey var..
fark şu ki..
okuduğun romanda gencecik bir insan ümitsizliğe kapılıp intihar ettiyse.. sayfanın arasına birşey sıkıştırıp..
mutfağa.. bahçeye dışarı gidebiliyorsun..
tahammül etmek zorunda değilsin..
sayfaları atlayabiliyorsun..

şiirin dediği gibi.. 
hani hep döner dolaşır aynı şiiri söylerim..
"Zira ``açlık'' da bir kelime 
Cümleye gelmez sarı saçlı kız gibi "

bir asistan tahminen 23-26 yaş arasında bir insanın ..
hayat kurtarma odaklı bir mesleğe sahip birinin.. bu yolda..
kendi hayatını sonlandırması.....
sonra ben.. biz siz.. o..
yiyelim içelim konuşalım..
bişiler yapalım yapmayalım...

olmuyor ama..
gelmiyor cümleye..
sabim şikayeti.. eğitim hastanesinde asistan doktor arkadaşımızın intiharına yol açtı..
bu cümle olmuyor..
telefonun ekranında ona bakıyorum..
bakıyorum..

bir kitap olsaydı elimdeki..
kıvırsaydım sayfanın köşesini..
yok hatta yırtıp çıkarsaydım o sayfayı o kitaptan..
Image Hosted by ImageShack.us

5 yorum :

"bi" dedi ki...

8(

Adsız dedi ki...

:(((
Bizde manyak çok, bir dolu pesten k.rane sebeplerle şikâyetler olur.Böyle bir uygulamaya neden başladılar ki?
"yanıyorum,içim yanıyor,çok fena aşığım yetişin" diye itfaiyeyi arayan manyakların yaşadığı bir ülkede doğru bir uygulama mı bu?!!!
Çok acı:(
Ece

laleninbahcesi dedi ki...

biz ilkokulda ilk önce arkadaşlarımızı şikayet etmemeyi öğrendik...Öğretmenimiz hemen şikayet yok derdi.

Keşke sayfayı kıvırabilseydi...

uctemmuz dedi ki...

insanın insan tahammülü azaldıkça işler sarpa sarıyor. sadece yasal düzenlemelerle, formüle kurallarla insanın kurduğu bir düzen asla yürümeyecek. birbirimizi anlamıyor, dinlemiyoruz. ben kendimi çektim. çünkü düzenin kuralları bunlar olduğu sürece haklıyı haksızı ayıramayacağımı anladım. kendi içimde bile böyle bir çabaya girmiyorum artık. puzzelın boşluklarına uymuyor parçalar, yapacak bir şey yok.

carpediem dedi ki...

http://www.hayatdiyebirisi.com/
tanıdığım biri
içimi yaktı
öylesine değil hem de çok,
kıvırım gidemedim sayfayı,
okuyunca http://www.yorgunblog.blogspot.com/
adım adım geliyorum demiş hem de,
annesiyle,ecemle oturup birlikte ders çalıştırmıştık sarı papatyam oğlumla,karabiberim Ayça'mı.anadolu lisesine hazırlarken ilkokulda,
sonra gittiler istanbula,hayat akıp gitti.sonra duydum öğrendim,üzüldüm hem de çok...
ama izni olmadan çok paylaşamıyorum sadece sana yazdım...belki yardımın dokunabilir diye ataletim...
anne güçlü kadın,ece,
babayı kaybetmek ne denli zor gelmiş Ayça'ma..
sevgiyle sarılıyorum sana..

Follow my blog with Bloglovin