20 Kasım 2012 Salı

ataletin otuzunun on dördü.. ve sorumluluk ve canıtını özledimler..

iş yerinde sakinlik saati..
vizitler bitti..
poliklinikler kontroller bitti..
dosyalar yazıldı..
dışardan korna sesleri vuruyor usul usul.. trafik kilit olmalı..

eskiden sabah saatlerini kullanırdım..
kargalarla paylaşırdım..
şimdilerde..
vakt-i kerahat..

yakındır çekmeceye bir şişe saklayıp akşan üzerlerinde bir kapak konyak atmaya başlamam =)..

ben bu bir aya kalkıştım ama..
sıkıldım bile aslında..
gene de ne kadar azimsiz olduğumu bir kez daha kanıtlamamak için o ilk gün verdiğim otuz kalemlik listeyi..
tamamlamak istiyorum..
otuz yazı olmasa da.. otuz kalem bir aya sığmalaı..

hem aslında iyi geldi yazmalar..
bazı uyguları çıkarmalar...
bazı hesapların altına.. kırmızı ile iki çizgi çekmeler toplamı yazıp sayfayı çevirmeler..

sabah yolda gelirken.. dur kalk trafikte.
önümde şu haçpek midir arkası düz.. ufak arabalardan vardı..
silecekleri mi çalıştırmış.. eli mi değmiş kullanan kadının..
arka cam sileceği çalışıyordu..
ama silecek yoktu..
sanırım silecek kırılmış koparılmış.. ama motora bağlayan birkaç santimlik kısmı yerinde kalmış..
öyle bi parmak siyah bişey.. ara ara bir 180 derecelik hareket yapıyor.. gidiyor geliyor..

hiç bir şeye yol açmıyor.. 
havayı bile hareket ettirmiyor..
gözümü rahatsız ediyor..
ama işlevsiz.. gereksiz.. başlatanın dikkatini bile çekmeyecek kadar ufak bir devinim..

kendisine sorarsan eminim büyük hareket peşindedir..
koca camı nasıl süpürdüm diye sevinç içindedir...
motordan elektriği belki tam temizlik için gereken kadar çekiyordur..
kim bilir..

belki sürütünme katsayıları azalıp daha az enerji tüketiyordur..
belki.. bu kadar hareket ediyorum ama bi işe yaramıyorum kimseden takdir görmüyorum diyordur..
bilemem hiç silecek olmadım hayatta..
ama ben onu izlerken düşündüm..
bazı insanlar da böyle..
büyük heveslerle ..
büyük hareketlere girişip..
hiç bir sonuca ulaşmıyorlar..
amaçları sonuç değil zaten..

hem istanbulun çamuru mu biter..
silse silse gene kirlenecek ..
aynı sileceğin durumu gibi..
bir evrensel.. dünyasal kıtasal ırksal  davaya adanıp..
hareketlen..
etraftakiler başka birşeyle ilgilenmeye başladığı anda.. 
bir 180derece süpür .. ortalığı dağıt onların dikkatini.. 
sorun çözme odaklı değil böyleleri..
sadece sorun çözebilirlikleri ile ilgili hareketlere meraklı..

sabah bir hasta .. tanı kargaşası ve sevk hadisesinde ters düştük koliglerle =).. 
anlatıp duruyor neden a kişisini değil de b kişisini seçmem gerektiğini ..
ki b kişisi de iyi biri..
doktorun iyi biri olmasının önem kazandığı günlerdeyiz..
iyi doktor ve iyi biri olması gerek gibi geliyor artık bana..
önce zaar vermesin..
etiğine hipokratına saygı sevgi muhabbet beslesin ve ayrıca işini de bilsin derdindeyim..
"b de iyidir " dedi..
"hayır şekerim aslında onun iyi biri olması meselesi değil .. dedi.. gene gereksiz yapılmış olan hata ile ilgili  ayrıntıya girdi..
"aslında tam olarak da öyle" dedim.."iyi olmalı.. ki ben onun dediğine güveneyim.. beni biliyorsun.. amaca ve soruna odaklıyım ben.. kim niye yapmamış onun yerine  ne demiş.. de kaytarmış gibi dedikoduya değil.. "
baktı bir an..
kuyruğu kopuk silecek olmayalım dedim..
hiç anlamadı..
ama sen blog.. sen canıtın anlarsın..
sorumluluk..
almak önemlidir..
alır gibi yapmanın..
sorumluluk payı belirleyip ona.. sadece ona sadık kalmanın anlamı yok..
sorumlusun aldığın ilk nefesle..
sorumlusun..
bilinçli blinçsiz her hareketle..
attığın her adım tükettiğin herşey.. biyerlere gidiyor ve orada.. bir yerlerde..
etkileri oluyor.
kelebek etkisi..
ya da benim durumumda..
silecek etkisi..

ama aldığın sorumluluğu yerine getirirken ne aferin ne kar ne çıkar ne geri dönüş beklemeyeceksin..
hep manevi bu dediklerim.. di mi canıtın.
elbet.. birileri farkedip de..
senin dostun.. çevren.. hiç tanımadığın biri için yaptığını..
gördüğünü beğendiğini belirten bir cümle kurarsa güzel..
ama kimse kurmazsa ne gam..
ne gam akşam yastığa başını koyduğunda ..
huzurla derin nefes alıp uykuya geçebiliyorsan..

silecek etkisi..
dostun morali düştüyse kaldırıp duvar kenarına koymak....ve eğer anlamsızca  yüksekse indirmemek..
dostun değer verdiği şeye değer vermek.. onun yanında kafa göz girişmemek o değer verilen şeye..
dostun imdadına yetişmek elbet..
ama imdatsız zamanlarında da gönenmek.. onun keyfinden..

"iyi gün dostu istiyorum demişti " bir arkadaşım yıllar önce..
"kötü günde birden biçok insan kaplıyor çevreni ama iyi durumunu paylaşacak insan öyle az ki"..

o zamanlar anlamamıştım..
şimdilerde anlıyor ve hak da veriyorum..

silecek etkisi ..
gereksiz hareketle.. uyarıyla ..
keyfi .. dengeyi bozmak.. öyle kolay ki..

kaptırmış giderken yeşil mavi pembe.. benim durumumda mürdüm hayallere..
döndürme gerçeğe..

 hangi kadın sanatçının konserinden önceydi.. cesarenin miydi??
tanıtım konuşmasında" kadın.. ağıt söylüyor.. kapatıp gözlerini o diyarlara gidiyor..
hipnozda gibi söylüyor şarkılarını.. o zamanlarda alkış filan yapmayın ..kadını uyandırmayın "
demişti sunucu kişi..
kadın seviniyorsa.. ya da üzülüyorsa.. bağla beline ipi.. ne uçup gitsin.. ne diplerde kaybolsun..
ama en önemlisi her iki durumda da  ipi aniden çekme.. 
ya da yerde geziniyorsa.. hele o zaman hiç çekme.. 

bak kadın iki bina arasından süzülen altın rengi ışığa odaklanıp da sonbahar keyfi yakalamaya çıktıysa sıkışık sabah trafiğinde.. 
dağıtma dikkatini.. kırık gereksiz amaçsız hareketinle..
zaten sıkıntıda trafikte ve sıkışık..
ve orda olmalı.. yolu var gidecek.. 

ne demiş adele.. 
bırak gökyüzü yıkılsın.. o kırılıp ufalandığında .
biz ayakta duracağız..

Image Hosted by ImageShack.us

Hiç yorum yok :

Follow my blog with Bloglovin