30 Ekim 2012 Salı

tepelik.. battaniye altı.. fikir gezdirmeler.. otuz gün.... ve canıtın ille de.. hakkında..

 geçen ay bir akım vardı yabancı bloglarda.. 
mesela kilo verme yolunda otuzbir gün..
evini düzenemenin otuzbir günü gibi..

bir ana konuda..
yazıyorlardı her gün..
birkaç tanesini izledim.. ve pek de faideli buldum..

sonra ay biterken ancak aklım başıma geldi..
kurcaladım biraz baktım bu üç yıldır devam eden bişeymiş.. fikir "yuvasını yapan kadın"dan çıkmış..
ne kadar tutarlı insanlar var..
hem otuz gün yaz hem de .. üç yıl yap bunu..
üstelik sana katılanlar olsun dalga dalga yayılsın..


bazı insanlara hayranım..
nasıl akıllı fikirli ve tutarlılar..


ben serinin sondan bir gün öncesinde ancak uyandım.. ama ne demişler.. geç olsun güç olmasın..

neden ilan ediyorum..
bağlayıcılığı olsun..diye..

neden gerek duydum..
"değiştir o chipleri"..
" değiştir o programı"..
"teflon kapla kendini"..
"bitir artık"..
"düşünme artık"..
bunlar her biri beni seven arkadaşlarımdan gelen uyarılar bana..
yeni tadlara kaymamı..
denemeden bilemeyeceğimi..
kendimi kendimden korumam gerektiğini düşünüyorlar..
bakıyorum akıllı ve fikirliler..
demek ki..
birbirlerinden habersiz bu uyarıları yapmaya iten birşey var onları..
her ne kadar 21liğe.. " herkes seni aynı konuda eleştiriyorsa..
o zaman bi dur düşün.. belki hakılıdırlar" desem de.. kendim bu uyarılara hep cevapsız kaldım bugüne kadar..

kimbilir bakarsın olur..
belki de haklıdırlar..
daha iyi bir atalet olmak mümkündür belki..
ego.. öz beğeni konusunda bir hatam olabilir..
diye düşündüm.. niye.. çünkü ben kendim olarak..
bu aralar akılsız fikirsizim..
bir tepeliğe çıkıp..
her yöne kafa tutasım..
her yöne fırça atasım var..
artık kime ne denk gelirse..

bunun nedeni genellikle kendi içindeki fırtınadır insanın..
ve fırtına durduk yerde çıkmaz..

iyi bilirim..
dürtmüştür biri..
başlamıştır  fırtına..
bir gün bir anda kendini fırtınanın gözünde buluverirsin. .

buldum da netekim.. hatta  o zamanki feryatlarım hala bu bloğun bağrında biryerlerde..

şimdi ise öyle bir dış etken yok..
rüzgar.. basınç.. baskı balata mutedil dalgalı..

hayat işte..
derim ya.. iniyor çıkıyor ilerledik derken aynı yerde son buluyor..

ama ben tepeden inersem de.. 
battaniyemin altında.. fikrimi dalgalanmaya bırakmak istiyorum..
bir yandan devam ediyorum yaşamaya..
ama ne yöne çekerlerse o yönde..
işte iş.. evde ev.. 
kendi yarattıklarını diretiyor..
üstelik vakit de var.. bana artakalan..
ama bulamıyorum  dengeli durumu..

o yüzden en iyi yaptığım şeyi yapmaya karar verdim..
ataleti çözmenin otuzbir günü..

bi dakika..
kasım kaç gün çekiyor ... otuz..
o zaman ataleti çözmenin otuz gününü yazmaya karar verdim..

yok ne yaptım ettim değil..
ataleti atalet yapan sıfatları didikleyeceğim..
bir çeşit oto analiz..
belki de..
sonunda kendimi anlarım da hem sizi hem de kendimi rahat bırakırım..
ya da teflon kaplamayı öğrenirim..
kendimi tabii.
ya da iyice açmazda kalıp oto analizden kara deliğe olmadı oto servise  giderim..

ha neden anons ediyorum ..
bu güzel bir kavram çünkü..

genişletilebilir.. 
farklılaştırılabilir..
bir ana konu belirleyip..
önce bir sistematik hazırlayıp..
sonra her gün bu sistematiğin bir temasını ele alabilir insan..

kütüphane oluşturmanın otuz günü..
ya da..
mutfağı yenilemenin otuzbir günü olabilir konu..
katılanlar arasında..
ne fikirler yok ki..
fotoşop öğrenmekten.
annelik deneyimleri paylaşmaya..
ya da hatta sonbaharla başa çıkmanın yollarını paylaşmaya kadar..

aslında yaratıcılık zorlamalar karşısında varlığını sürdürüyorsa..
farklı bir boyuttur.. diye inanıyorum.

her blog sahibi bir miktar yaratıcı..
kimi sözel.. kimi düşünsel.. kimi kayıtsal yaratıcı..
ama her gün otuz gün süreyle.. ya da otuzbir gün..
aynı konuda yazmak..
bu bir kendini deneme ..
o yüzden belki a değişik bir fikir.. deyip kendini denemek isteyebilir  okuyanlardan biri dedim..
haber veriyorum..

düşündüm de..
kendi adıma..
bu programla..
belki bazen "mecbur".. ya da "pasif agresif" olmama yol açan özelliklerimi de bulur..
ve  hoşlanmadığım bu ve benzeri  hallerimden de kurtulurum..

ataleti yeniden yapılandırmak..

ben bunu bir kaç kere yaptım zaten.. 
aslında hergün biraz yeniden yapılanıyor insan oğlu insan kızı..
genellikle yaşam etrafımızda akarken.. sahildeki çakıl taşları gibi..
rendelene zımparalana..
yeniden yapılanıyoruz..
ama bazen böyle ..
yeşilçam filmlerindeki gibi..
hızlı  ve kararlı..
yönü belirli bir yapılanma da gerekiyor..

son yeniden yapılanmadan bazı kar (şapkalı a lütfen)..
bazı zararlarla çıktım..
bazı kişiler de bundan faydalandılar veya zarar gördüler..

ine çıka düz gittim sandım ama yuvarlak çizip başlangıca değilse de..
pek benzer bir yere geldim.

peki neden yeniden başlayasım var..
çünkü..
memnuniyetsiz kişiyim..
kendimle uğraşmayı severim..
bir de diğer değişimlerimde .. yanımda yoldaşlar..
bazen elimden tutanlar.. bazen sessiz tanıklar vardı..
aksiyon çoktu..
kalabalık kadrolu ve aksiyonlu  değil de siyah beyaz fransız filmi tadında olsun bu seferki dedim..

en azından kararım şimdilik bu..
yeniden yapılanır mıyım..
aynı yerde sayar mıyım bilmiyorum..

hatta otuz gün kendimle uğraşmayı sürdürebilir miyim onu da bilmiyorum..

eh ama atalettesin..
burada bir numaralı kural..
kural olmaması..
ve olan kuralların da değişmeye hazır olmaları..

sen kendi adına.. 
tutarlı olup aklında nicedir olan bir projeyi..
otuz günde yazarak gerçekleştirebileceksen.. süper..
oley hatta..

hadi başla ..
düşünmeye..
var mı öyle bir şey aklında kenarda..
kişisel gelişim..
yeni bir eğitim programı..
bir dil öğrenme girişimi..
eniting???..

yarın ..
bunu nasıl ele almaya karar verdiğimi yazacağım..
sonra..
bakalım o listeyi sürdürebilecek miyim..

ay en azından şu battaniyenin altından ya da tepelikten farklı bir yere konuşlanacak mıyım ..ben  onu merak ediyorum..

ama buduar.. sürecek..
orda aktivitelerimiz devam edecek..






Image Hosted by ImageShack.us

5 yorum :

carpediem dedi ki...

sevdim bu fikri ataletim,ama dürtüklenmek lazım sanırım,
hadi yaz,
hadi yap,
ne duruyorsun hala(şapkalı a lar)vb.
hayat akıp giderken,tutarlı olmak çok önemli,onca insan yaşayıp gidiyor hayatı geldiği gibi...
kendi adıma,kütüphanemi düzenlemem lazım,giysi dolabımı boşaltmam lazım,hobilerime vakit ayırıp,yarım kalan işlerimi tamamlamam lazım.
yapacak çok işim var anlaşılan.
yarın başlayayım o halde.

laleninbahcesi dedi ki...

Ben hep etamin işlemek istedim mesela... Ama hep istedim... İşlesem şöle otuz gün boyunca...

Kütüphanemi de ele alsam mesela... Ne güel bir fikirmiş.

Öptüm çok Ataletim canım benim...Yangında ilk kurtarılacakım

Ecehan dedi ki...

Fikir iyi görünüyor ama sanırım kendime güvenim iyi görünmüyor gözüme.
Yani 31 gün için tutarlılık tutturmak zor ama kesinlikle denenmeye değer.
Ben ilk 31 günde hangi projeyi seçeceğimi düşünsem ;-))
Hakkaten sevdim bu fikri.
N'apsam acaba?

"bi" dedi ki...

karışık sebze çorbasına atılmış da kaynıyor gibi hissediyorum bazen. her şey karışık, her yer karışık, kafam karışık, ev karışık...
fikir harika, evet. fakat ben de Ecem gibi kendime güvenemedim, tembel, erteleyici, üşengeç ve söylenip duran huzursuz bi ruh halindeyim.
ama...
tam da sırası belki be ataletim.
taşındık, taşınamadık, yerleşemedik fakan derken öyle eğreti bi ev hali içindeyim ki şu an.
"eksiksiz ve huzurlu bir ev için 30 gün" başlatıyorum bi gayret.
yazalım bakalım ki en kötü ihtimal günlerimin verimsizliğini görünür kılar belki. bu da bi fayda nihayetinde.
seviyorum seni. Yine 8)

Adsız dedi ki...

hadi deneyin. pilvdan dönenlere yeni kaşık benden.. =)

atalet..

Follow my blog with Bloglovin