18 Mayıs 2012 Cuma

yaban.. yabancı.. lümpen.. ve martı.. ve lümpen..

tdk.gov.tr
yabancılaşmanın yakınlaşmadan doğduğunu keşfettim yakınlarda..

tam anlamıyla yaancıyken ya azıcık tanırken sorun yok.. her şey renkliolabilir..
süre az ilişki yüzeyseldir.. yakınlık hissedebilirim..

ama zamanla..tanıdıkça.. eksiklikler öne çıkmaya başlar..
ve hatalar..
hata ve eksikliklerin de şirin olanı vardır..
ama bir de itici olanı vardır..bu itme ve çekme meselesi katışıktır.. kimi neyin iteceği farklıdır elbet..

kurstan söz ediyorum..
ispanyolca bir a ve b iyiydi..
şimdi artık geçmiş de var hem de iki türlü..
ve gelecek de var.. hem de iki türlü..
dolayısıyla konulara daha derinlemesine girebiliyor insan..
geldiydim mi demek bu diye soranlar olmasa..

ders kitabında..
konu gezi olarak işleniyor..
mayaların ülkesindeyiz..
aaa ben mexicada görmüştüm dedi.. biri..
yok dedi hoca orda aztekler var..
latin amerikanın üç eski medeniyeti var..
inkalar mayalar.. ve aztekler..
boş baktı ve meksikadaki günlerine döndü bizim hatun..

çocukken öğrenmenin iyi tarafı bu dili..
çocuk kadar görgün.. çocuk kadar anlatacağın var..
kısıtlı yani..
kimse senden tarihle veya sanatla ilgili yorum yapmanı beklemiyor..
zamanla aklın ilgin büyüdükçe.. bilgin arttıkça.. dilin veya dillerin de gelişiyor genişliyor..
el el üstünde geçen yaşamlarda.. artmıyor bişey..
hiç film de mi izlemedin.. hiç national geographic channel'a da mı bakmadın..

bu hafta hiç iş çıkmadı elimden.. aslında azıcık iş kaldı.. yapılacak..
listedeki birimler yeniden artmadan birb bitirsem iyi olacak..
ama hava da izin vermedi pek..
bir de geleneksel söylenmemi yapayım ben ne zaman odaklanmak istesem..
manasız bir hareketlenme başlar etrafımda..

okuyorum sadece..
örnek onur caymaz okuyorum..
bayıla bayıla internet yazılarını.. güncelerini okudum..
ilginç oldu daha önce okuduklarımın..
güncelerde izlerini görmek..
hayallerini.. özlemlerini.. öğrenmek..
ilk kitaplarından birini .. bastırma sorunlarını okumak..
ve basın yayın dünyasında yaşadığı  zorluklarını okumak..

tesadüf o arada bir de.. okuduğum bir başka romanda benzer bir konu işleniyordu..
editörlerin kararına bağımlı.. reklamı yapılan ya da modası geçen kişi haline getirilebilmek..
sanatın sergileme ve sahne dalları neyse de..
yazar kadar özellikli birinin..
bir "satış metası" olarak ele alınışını algılamak..
yazın dünyasında bunların oluşması.. bana hiç şık gelmiyor..

onur caymaza dönersek..duyarlı bir insan ..
kitaplarının hayranı oldum o kesin.. külliyatını edinmekteyim.. bir tanesi de leylak dalımdan geldi.. arasına bir kuş kondurulmuş olarak..
ilk kitapları farklı yayın evinden çıktığından..
onlar ancak sahaflardan bulunuyor.. bir ben.. bir beynim.. bir de kitaplığım bir araya geldiğimizde.. tek tek izi sürülecek diğerlerinin de..

bunca okuyup yazmaya.. bunca birikime  elbet kitaplarla ilgili.. =).. ir yazı hazırlamam gerek kasıldım kaldım..
iki noktalarım olmadan kendimi çıplak hissediyorum..=)

başka..
şu örgü örmekten sıkılıp roman yazmaya başlayan canı sıkılan amerikalı kadın yazar.. küçük mucizeler dükkanı mıydı neydi.. onun üçüncü kitabı çıkmış..
yüz40milyon satmış amerikada..
una ne buyrulur peki..
gerçi bazıları beğenmiş bu kitabı da.. belki yazmayı öğrenmiştir dedim.. ya da belki ben ispanyolca kursundakilerden yabancılaştığım gibi.. okuyanların azılarından da yabancılaşmış olabilirim..

sahi yabancı ne demek acaba..
ya da" mağlup elit  ve/ veya mesrur lümpen" mi desem..





Image Hosted by ImageShack.us

2 yorum :

laleninbahcesi dedi ki...

Sen kendini hiç yabancı hissettin mi? gerçek anlamda diyorum. Seninle aynı dilin konuşulduğu bir yerde.Köklerinden kopmuş gibi oldun mu?, ayakların yere basmıyormuş gibi, köksüz gibi aynen aynen öyle. Ben hisseetim çok kötü bir şeydi ve henüz 20 yaşındaydım... O dönemde bir kitaplık dolusu kitap okudum, sadece okudum ve sadece onlara sığındım...O nedenle yabancılık dedin mi? bana gelecen adres benim.

Öpüyom seni,

Adsız dedi ki...

lalem en uzaylıyım.. yabancılık hafif kalır.. =) sana gelicem.. adres belli =)

Follow my blog with Bloglovin