29 Kasım 2011 Salı

kelebekler .. şiddet.. erkekler ve kadınlar ve diğerleri..

"Kadına yönelik şiddet yaygın ve sistemli bir biçimde bütün dünyada erkekler tarafından uygulanmaya devam ediliyor. Kadına yönelik şiddet “kamusal veya özel yaşamda kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik acı, ıstırap veren ya da verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylem, tehdit, zorlama, keyfi olarak özgürlükten, ekonomik gereksinimlerden yoksun bırakma” olarak tanımlanıyor. Buna küçük yaşta evlenmeyi, çocuk doğurmaya zorlanmayı, erkeğe bağımlı hale getirmeyi, töre cinayetlerini, evde ve işyerinde emek sömürüsünü de eklemek gerekiyor. Sadece 25 Kasım’larda değil, kadınların şiddete karşı mücadeleleri her gün sürüyor."





üç kızkardeş...

“Bunca acıyla dolu ülkemiz için yapılacak her şeyi yapmak bir mutluluk kaynağı; kollarını kavuşturup oturmak ise çok üzücü” minerva
"Belki de bize en yakın şey ölüm; fakat bu beni korkutmuyor, haklı olan her şey için savaşmaya devam edeceğiz” mate
“Çocuklarımızın, bu yoz ve zalim sistemde yetişmesine izin vermeyeceğiz. Bu sisteme karşı savaşmak zorundayız. Ben kendi adıma her şeyimi vermeye hazırım; gerekirse hayatımı da” patria


dominik cumhuriyeti..
karaib adalarına yakın..
tatil turizm müzik kokteyl bar kumsal .. yeri.. aklımızda..
ama konumuz o değil..

kelebeklerinden bahsetsek.. dominik cumhuriyetinin..
mirabal kardeşlerden..

mirabal kızkardeşler dört kardeşler..
zengin ve gelişmiş kültürlü üst tabakadan bir ailenin çocukları..
yirmili yıllarda doğuyorlar.. okuyorlar.. tipik ellili yılların kadınları olup..
hepsi erkenden evleniyor..

ama zamanlar kötü..
bindokuzyüzotuzdan beri truhillo var ülkenin başında..
kendisine karşı çıkanların daimi olarak aşağılayan..
susturan.. ve terörize eden biri..

bir partide karşılaşıyor aile ilk olarak truhilloyla..
erken çıkıyorlar partiden ve babaları hemen tutuklanıyor..
hiç kimse bir partiden truhillodan önce çıkamaz çünkü..

ertesi gün aileden iki kişi daha..biri de minerva olmak üzere..
minerva her gün sorgulanıyor ve inatla truhilloya bir özür mektubu yazmayı reddediyor..
neyse ki..
zenginler ve tanıdıkları ve uluslararsı baskı
ve bir şekilde truhillonun kardeşine ulaşıyor ricaları ve aile salıveriliyor..

minerva zaten karşı ruhlu bir kadın....
okulda öğrenci iken aileleri truhillonun adamları tarafından işkence gören öldürülen arkadaşları var..
her zaman biraz asi.. yanlış işlere.. yanlış söylemlere hep karşı..
sosyalist halk partisine yakınlaşıyor..

"minerva" başta olmak üzere.. tüm aile.. kızkardeşler.. ve kocaları da katılıyor onlara..
dönemin diktatörü truhillo /trujillo/ya karşı fikirler besleyip örgütlenme çalışmalarına katılıyorlar..

minerva hukuk okumuş..
truhillonun fiziksel yakınlaşma çabalarına yüz vermemiş..
ve bu yüzden ama okulu bitirmesine rağmen çalışma sertifikası sahibi olmasına engel oluyor diktatör..


14 haziran hareketi olarak bilinen muhalif hareketi katılıyorlar..hatta düzenliyorlar..
kelebekler olarak biliniyorlar

çünkü minervanın yeraltına ilk katılan kızkardeşin adı bu.. kelebek..
minerva üçüncü kardeş..

mate.. en küçük kardeşi.. harekete ikinci katılan..
patria..ailenin en büyüğü..en son katılan harekete..erken evlenip erken anne oluyor..
dağlarda bir genç adamın.. infaz edilmesine tanık oluyor.. ancak ondan sonra..
fikren katıldığı harekete.. şahsen de katılıyor..

19altmışa kadar sürüyor çalışmaları.. muhalif hareketin sembolü oluyorlar.. ..
minerva ve kızkardeşleri ve kocaları defalarca göz altına alınıp işkence görüyorlar konuşturulmaya çalışıyorlar..
ama buna rağmen direnmeye..
diktatöre karşı çalışmaya devam ediyorlar..
sırf sussunlar artık diye kocalarını tutuklatıyor.. ama susmuyor kadınlar.. aktivistler..

ta ki sonunda hapisteki kocalarını ziyarete giderken yolları kesilip..
bir şeker mısırı tarlasına çekilip..
vahşice önce tecavüze uğrayıp sonunda da dövülüp boğulup.. öldürülene kadar..
cesetleri bir araca konup uçurumdan aşağı atılıyor.. kaza süsü vermek üzere..
ve o uçurumun dibinde.. 25 kasımda bulunuyor 1960 yılının..
truhillo tahat edicem sanıyorsa da yanılıyor..
izlerini gizlemek için hemen adamları tutuklatıyor..
ama bunda da yanılıyor..

çok tepki oluşuyor halktan ve zaten sürmekte olan anti truhillo hareket..
bir yıl geçmeden de truhillonun öldürülmesi ile sonlanıyor..

kelebek kızkardeşlerin..
öldürülmeleri için emrin doğrudan truhillo tarafından verilip verilmediği ile ilgili şaibeler olsa da...
öldürenler truhillonun sağ kolu ve gizli polisinin üst düzey çalışanları..
böyle emirler verilmeden böyle işlerin yapılmadığı varsayılıyor....

dört kız kardeşten biri sağ kalıyor sadece..
kızkardeşlerinin fikirlerine yakınlık duysa da hiç bir zaman aktif olmamış olan "dede"..
ikinci kız kardeş.. evli çocuklu imiş.. o gün de onlarla yola çıkmamış..
çocuklarını o büyütüyor.. kardeşlerinin..

şimdilerde de..
ve ölümlerinden önceki on ayda oturdukları evde kurulan vakfı yönetiyor.... minerva mirabal vakfı..
evde hiç bir şey değiştirilmemiş.. yaşadıkları günlerden..
ve sağ kalan kızkardeş.. bir de anı-roman yazmış..
"bahçelerinde hala yaşiyorlar"..diye..

bir de afiş gördüm araştırırken..
diktatör öldü siz ölmediniz.. diyordu.. üç kız kardeşin resminin altında..

bindokuzyüz99un aralık ayının on7sinde..
birleşmiş milletlerin genel kurulundan bir karar çıkıyor..
kadına karşı şiddete karşı uluslararsı dayanışma günü.. olarak kabul ediliyor..
cinsiyet ayrımına karşı onaltı günün ilk günü bu..
ve onaltıncı gün de.. on aralık.. insan hakları gününe denk geliyor..

kelebeklerin ömrü kısadır..
acaba.. minerva.. kod adı kelebek olunca.. hissetmiş midir..
bir ürperme yaşamış mıdır..
“önemli olan içimizdir.. bir insanın kendi içinde kim olduğudur.. ” — mate


foto: http://www.colonialzone-dr.com/images/thumb6042148.jpg


Image Hosted by ImageShack.us

6 yorum :

.. dedi ki...

kızları var mıydı acaba?
teyzenin baktığı o çocuklar ne oldular merak ettim.
keşke böyle bitmeseymiş hikayeleri.
sırf senden öğrendiklerimi not edeceğim bir defter mi edinsem ben?
8)

Adsız dedi ki...

canımsın desem daha da bişi demesem.. çocuklarından bahsedilmiyordu okuduğum yerlerde..ama film var.. iki adet.. haklarında yapılmış.. biri de 2010 yılında üstelik.. belki onlarda vardır.. zira tru storiymiş 2010daki film.. bi de 2004 de galiba.. adına kurulan vakfın onaylayıp sattığı başka bi tane var.. ben izleme listeme aldım.. buraya bağlantılı yeni yazı yaparım yeni bişi öğrenirsem.. öpeyim de kocamannnnn ohhhh..

atalet..

lale dedi ki...

Ben boşuna mı sana Ataletim canım benim dedim...
İnsanı araştırmaya , ileriye daha ileriye teşvik eden tavrını da seviyom harbiden de ondan...
Filmi hatırlamadım, tam adını yazarsan ben de buldurmaya çalışrım.
Öpim gidim

Adsız dedi ki...

birisi.. "tropico de sangres"

diğeri..

"in the time of the butterflies"

sentüpte fragmanları var.. =)

atalet..

Adsız dedi ki...

varmış kızlar.. patrianın iki oğlu..bir kızı.. minervanın bir kızı bir oğlu.. matenin de bir kızı varmış..
kibeleye emanet.. hepsi çalışıyor.. hepsi aktivist.. =)

atalet

Çiğdem dedi ki...

Korkuyorum senden demiş idim. Çocukları için kar küreme makinası gibidir anneler, yeter ki bırakacakları bir çift emin el olsun... Dede işte o emin el... onun da görevi bu "davada". Bir kısım anneler önde kar, kaya kürerken arkada ısıtan, doyuran, bakan, seven olmak.

Follow my blog with Bloglovin