12 Nisan 2011 Salı

......

çok uzun zaman önce..
bir kadın hamile imiş..

annesi varmış kadının..
babası..
abisi varmış..
onun da karısı..
hatta evliymiş de kadın.. kocasının bir sürü kardeşleri varmış..

normal bi durummuş yani..
evli barklı kadının biri hamile imiş.. ne var ki..

kadın hamile kaldığında kara gözlü kızım diye sevmiş bebeğini..
sonra düşük yapmış.. gitti kara gözlü kızım demiş.. gitti..
ama pek de üzülmemiş.. ilk gebeliklerin yüzde sekseni düşükle sonlanırmış..
sonra yeni bir işe başlamış kadın..
iş görüşmesinde..
bebek planlıyor musunuz.. diye sormuş patronu olacak kişi..
o da yok demiş..
zaten en az altı ay.. bebek yapmamalıymış nasılsa..düşükten hemen sonra..

sonra meğerse kadın ..
düşük yapmamış..
doktora gitmiş ki..
doktoru ona on iki haftalık canlı bebek.. deyivermiş..
aman zaman naaptın.. al bunu hemen.. daha işe yeni girdim.. söz verdim.. demiş kadın ultrason masasında doğrulup..
asistanlar öğrenciler bakakalmışlar..
çünkü üniversiteymiş orası.. poliklinikte yirmi kişinin önünde göstermiş kendini oniki haftalık can..
ve erkek egemen dediğimde.. hiç de bile denilen toplumun üst düzey okumuş yazmış meslek sahibi kadını.. annesi.. ondan pişmanlık duymuş bi anda..

doktoru saçmalama demiş.. kazık kadar bu..alınmaz..

kadın düşüne düşüne işine geri dönmüş..
sıkıla utana itiraf etmiş..
gebeliğini patronuna..
gülmüş patronu..

en sonunda aklına gelmiş bir de kocası olduğunu ona da haber vermiş..

ama annesine vermemiş..
yazlıkyaymışlar.. uzaktaymışlar..
manası yokmuş.. telefon açıp aman aman da neler olmuş da diye haber vermenin..
protokole sıkı bağlıymış o ve ailesi..desem de..
aslında annesinden kimbilir nasıl bir yorum geleceğinden korktuğundan..bu haberi hemen paylaşmak istememiş..azıcık tadını çıkarmak istemiş..

derken.. altı aylık olmuş gebelik..
annesi hala yazlıkta.. ama yeter gelin artık demiş..
neden diye sormuşlar..
e bebek alışverişi yapıcaz artık demiş.
ama aslında içinde bi yalnızlık bi hüzün..
şunu ye bunu içme.. diyen ..
ilgilenen yok.. çevresinde...
anne sevgisi peşinde..

gelmişler.. kuru bi telefon açmışlar geldik abinlerdeyiz.. gece geçicez eve..
işteymiş o..
akşam üzeri iş çıkışında koşarak gitmiş yanlarına..
annesi.. şöyle bir bakıp..
"ben hep geri dönersin diye beklemiştim.. ama .. artık bebek de olduğuna göre..
artık dönmezsin " demiş..

gülerek cevap vermiş..
ne alemsin demiş..
dediğine bak..

dememiş...
sen ne diyorsun ha.. ne diyorsun..
zayıfmış.. kırmaktansa kırılmayı.. kusmaktansa yutmayı yeğlermiş..

annesinin tüm ayak sürümelerine rağmen..
her yere taşımış onu.. şeklen..
pazenleri.. çulları çaputları.. birlikte almışlar..

annesi hep lafı.. " sen şimdi sezaryenle doğurmak istersin"e getirmiş..
hep "eğer sezaryen olursan ben gelmem"tehdidine getirmiş..
o sesini çıkarmamış..
doğuma yakın bazı sorunlar olmuş..
ertesi gün kadir günüymüş..
son kontrole gittiğinde.. sonrası bayram tatili.. dokuz günlük ölüm tatili..
doktoru o kadar risk alamam demiş.. bebeğiyarın alalım.. haftası tamam....

gerekçe sağlammış..
ama sen gel de bunu annene anlat.. mış..
kadının kafasındaki..
evine gelmiş...
öyle sıkılmış bunalmış ki..
annesini aramış önce..
bilindik tepki.. beklenilen ve şaşırtmayan cevap..
o zaman ben gelmem..

derken.. abisinin karısını aramış.. annem restini çekti demiş..
ama pek de kötüydü sesi..
bir yoklasan.. demiş..

sonra bir arkadaşı aramış kadını..
kadın ağlamaya başlamış telefonda.. arkadaşı fırlamış gelmiş yanına..

derken kapı çalınmış..
bakmış kapıda abisinin karısı.. ve annesi.. anne bedenen gelmiş ama..
ne konuşuyor.. buz gibi donmuş gibi..
oturuyor..
abinin karısı riski anlamaya çalışıyormuş.. gereksinimleri soruyormuş.. anne taş..
kadın annesine anlatıyormuş hep..
"suyu azalmıştı"..
"zaten her gün hareketlerine bakılıyordu..
"bugün hareketleri çok azalmış bulundu..
"sonra kurban tatili gelicek.. alet kapalı olucak o zaman..
"hareketleri durursa bilemeyeceğiz..
"biz öğrenene kadar ölebilir içimde..
diye..
ama anne taşmış..
kadın bir üzülsün bir korksun istiyormuş.. endişelensin..
onu sevdiğini hissettirsin..

olmamış.. geldiği gibi.. taş gitmiş. annesi..
akşam ediyle büdü..
karısı kocası..
hastaneye gitmişler..
bir diazem verilmiş kadına uyusun diye..
uyuyamamış sabaha kadar..
sabah hazırlık yapmasını söylemişler.. koca karnıyla.. üniversitenin bakımsız.. halkımın pasaklı tuvaletinde..

kadın çok yalnız hissediyormuş.. çok da korkuyormuş.. terkedilmiş.. öyleymiş işte..
ya özürlüyse diye..
ya dawnsa..
ya 1860 anomaliden biriyse..

sonunda alıp uyutmuşlar.. kadını..
gözünü açmadan önce sesleri duymuş..
gözünü açmadan önce.. nesi var nesi var diye sormuş..
sapasağlam bi oğlan demişler..
dalmış yeniden.. göz aralığından.. bebeğe bir bakış atıp.. anesteziye daha fazla karşı koyamadan..

sonra uyanır kadın.. bebek yanında bir bebek yatağında.. üzerinde incecik bir tulum..
oda buz gibi..
kimse yok ..
o ilk uyandığında farkettiği kalabalıktan kimse yok odada..
oğlu ve kendi..
dokunur yanağına orta parmağının orta kıvrımıyla..
buz gibiymiş burnu yanağı..
giydirilmesi gerek..
kimse yoktur..
yarası izin vermez.. dener dener.. dönemez.. bebeği alamaz.. onu giydiremez..
zil yoktur kimseyi çağıramaz..
acizlik duygusu üzerine çöktü çökecek..

kapı aralanır..
iki arkadaşı gelmiştir..
iki onu çok seven erkek arkadaşı..
birisi çocuğu giydirir..
kadının gözleri dolar..
neden yalnız olduğunu.. anlatırken..
"uyudum.. anestezinin etkisiyle.. uyandım kimse yok.. nerdeler bilmiyorum.. bebek üşümüştü.. tam zamanında geldiniz..".. yeterince sakin yeterince.. "en doğal şey bu değil mi.. zaten diğer odalardakiler kuru kalabalık değil mi?? ne gerek var yanında birine.. işte tam gerek oldu siz geldiniz" der gibi.. sakin ve doğal..

neden sonra gelir çocuğun babası.. yalnızdır gene..
parmağını vermiştir bebenin avcuna..
herkes nerde.. sen neredesin?? der sakin....
e sen uyuyordun bebek uyuyordu.. ben de sıkıldım ameliyata girdim..

annem..??

ilk gidenlerdi onlar..
ara..
ne diycem ben annene..
çağırıyor seni de..

neden sonra kadının annesi gelir..

kapıda durur ilerlemez..
elleri çantasının sapında..iki ayağının parmak uçları birbirine yakın..

dört metrede durur..
seni dinlemiyorum kendime dönüğüm beden diliyle..
ne istiyorsun baban takside bekliyor.. hemen söyle.. gideceğim..

ne kadar terkedilmişlik..
ne kadar.. benim seveceğim gibi ol. mesajı..
ne kadar.. kabuşl edilmek istiyorsan boyundurukta yaşayacaksın dili..

ne kadar başına buyrukluk..
ne kadar harcanılabilirlik..

gitmiyorsun hiç bir yere.. gel sana gereksinimim var.. kıpırdıyamıyorum bebeğe bakamıyorum.. der kadın..
gülerek..
üste çıkmak.. yüzsüzlük etmek.. anlamazdan gelmek..
kırılmış gibi yapamazsın.. göbeğinden muhtaçsın.. bağlısın..
yaralısın.. ama hem olay çıkarıp hem yardım alamazsın..
yoksa alabilir misin..
bilmiyorum..
s.çılacak surata bakmam bakılacak surata s.çmam lafını çok doğru bulan biriyken hele..

akşam..
ramazan..
pide getirir.. bebeğin babası.. oruç açar.. anne..
bebeğin gıkı çıkmaz..
sanki melek..
hediye paketi..
anne neredeyse bak bana gerek yokmuş diyecek.. her odadan bayram havası.. mırıltılar kıkırtılar.. bu odada bir zaman geçse de eve gitsek havası..
eve.. bebeğimle başbaşa kalsam.. kimseye gerek olmasa..

ertesi gün..
eve döner kadın ve bebeği..

o bebek bugün 20 yılını bitirdi..
bana hayatımın en güzel bir sürü anını yaşattı.. en endişelilerini.. en korku dolularını.. içimin sızısı gözümün bebeği ikimin biri.. ama ille de birtanem.. ruh arkadaşım..
her doğum gününde..
onun doğumuna sevindiğim kadar belki daha da fazla..
bunları düşünürüm..
bu kadar terbiye edilesi.. bu kadar boyun eğdirilesi neyim var diye merak ederim..
o kadar zorken..
tepkisiz kalmak..kalmayı başardığım için bazen kendimi tebrik eder.. bazen de işte ta o zaman bile.. hatta daha öncesinde bile.. tahammül etmek.. benim hatam..
diye düşünürüm.. herkese bir mazeret bulurum affetmek için..

atalet.. benim adım..

demedim..
e annen bile durmadı der diye.. sen ne cehenneme gittin demedim bebeğin babasına..
demedim.. sen nasıl bir kadınsın kendi sözünü kanıtlamak için basıp gidebilecek kadar katı olmayı nasıl başardın.. demedim..

ilgisiz bir izleyici olarak geldim.. gideceğim de sanırım..

yapmadım..yapmayacağım..
ben hep orda oldum.. çocuklarım için .. orda olacağım..
yargılamayacağım.. öngörmeyeceğim..
yapmadım yapmayacağım..
korkacağım ama tırnaklarımı etime geçirip özgür bırakacağım..
hata yapacaklar ama ben demiştim demiyeceğim..
nasıl çıkarız bu hatadan diyeceğim..
kimse kalmasa etraflarında bilecekler ki.. ben orada olacağım onlar için..
tepelerinde değil ama.. kol mesafesinde olacağım..

sen şimdi cümlesi kurmayacağım..
sen zaten.. sen hep demeyeceğim..
kurmadım.. demedim..

anne oluşumu değil de hep bu hesaplaşmaları aklıma kazımalarının üzerimde bıraktığı tek etki bu..
onun dışında değişmedim..
ataletim..
bana yapılanlara izin verip.. ilgisiz bir izleyiciliğe devam ediyorum..
bana ulaşamayanların beni etkileme şansı da yok zaten..
çözdüm sonunda..
terkedilmiş değildim..
aslında sanırım..
içeri girecek kapı bulamıyorlardı diyeceğim..
gene onları affetmek için mazereti ben bulmuş olacağım..

hatta bak.. blog ..
daha önce de yazmıştım bu yazıyı.. ama ne kadar da kılıfı kılıfına.. kedi gibi örterek..
http://pnardnmz.blogcu.com/saime-hanim-ve-kaynak-bey/215696

terkedilmiştim ben o gün.. en ilgi odağı olmam gereken ..
en bakıma gerek duyduğum günde..
ben tek başınaydım o odada.. buz gibi bir bebekle..

Image Hosted by ImageShack.us

10 yorum :

gülsen VAROL dedi ki...

Esprili bir doktordu bugün hastanede girdiğim heyette bulunan bir zırtaboz.. ne demek bu diye sorarsan bilmiyorum ama kendisi ile bugün tanıştım!!. "tek ciğerle de yaşanır.. şükret bak iki adet olan organ hasta olan.. ya tek olan organın hasta olup bitseydi.. ha hah hahahahah " diyerek bana raporumu uzatan adam .. rivayete göre doktormuş!!
Kendimi hiç bugünkü kadar terkedilmiş hissetmedim.. sonra eve geldim ve ilk iş senin yeni yazını okumak oldu..
Seni kucaklamak, sarılmak teselli etmek öpmek, koruganın olmak, siper etmek tek ciğerli gövdemi sana...istedim..
Sevgili atalet seni anlayabildiğimi sanmıyorum ama seni sevdiğim konusunda hiç şüphem yok.

Adsız dedi ki...

hödükmüş o.. ve sanırım karşına çıkanların çoğu ve .. aslında öyleler..
ve giderek de daha hödükler gelecek..
diyorum var bi bildiğim..
köleleştirme düzeninde çalışabilecek kapasitedekiler gelecek..
türki cumhuriyetlerden gelenler alacak ben böyle çalışmam diyenlerin yerini daha neler yaşanacak ülkemde sağlık adına.. da..
konum bu değil..ben de sarıldım sana..
anlayarak üstelik..
anlamadan sarılabilir miydim diye meraklanarak..
ama halinden memnun..
atalet..

Leylak Dalı dedi ki...

Bu yazıda olanlara inanmak istemedim nedense, doğru olmasın dedim. Çoook içim sızladı. İnsanın annesine en çok ihtiyaç duyduğu zamanlar sanırım anne olmaya hazırlık zamanları, kendimden biliyorum, annemi sancı odasında kapının arkasına saklamıştık. Şimdi ben de sarılayım sana Ataletcim, 20 liğe sağlıklı, upuzun, gönlünce yaşayacağı bir ömür dileyeyim...

laleninbahcesi dedi ki...

daha okumaya başlarken hatırladım o yazını...Yorum yazmadan önce gidip baktım nasıl yorumladığıma. O zamanlar mesafeliymişiz demek daha... Sadevce kutlama yapmış sevgilerimi bırakmışım.
Ama bu gün kü yazını okurken, ses tonunu bildiğim , gülünce yüzün nasıl olur bildiğim bir kadının yazısını okudum ben. Hem de bu yazıyı okuduğumda henüz yeni yayınlamıştın. Daha kimsecikler görmemiş okumamıştıYorumumu yazdım, sonra sildim gittim.
Kaynak'ın ruh eşin olmasının nedeni işte o gün.Bence değer o duyguları yaşamaya.O gün öyle yaşanmasaydı ve oğlunda ruhdaşın olmasaydı. Hangisini tercih ederdin. Artık o günü buna kodla... Ben ölümüle ilk kez yüzleştiğim Ankara'yı artık güzelliklere kodladım.Ataletim canım benim sen de öyle yap.
Nice sağlıklı yaşlara yıllar yirmiliğe senin gibi bir annesi olmasının keyfini sürsün, keyfince dilediğince...

Çiğdem dedi ki...

Daha nice güzel günlerini görün :)

Annelik yıldönümünüz kutlu olsun..

Sedencik dedi ki...

baskın karakterlerin çocuklarıyla iletişiminde zaman zaman oluyor bu...
''doğru nedir'' diye sorsan
cevap ''benim yaptığım'' gelecektir :)
dolayısıyla çocukları sanırım ...
*onu model alıp aynısı olmaya çalışanlar
*ona benzememek için tam tersi bir kişilik ve davranış geliştirenler...
birde 2 ayağı yere bastığı anda çekip gidenler:)
olarak ayrılıyor...
yazın okurken içime oturdu oturmasınada...
yazarken seni düşündüm o yüzden dağıl biraz istiyorum...
ama şu sorun var ya
''boyun eğdirilecek neyim vardı ki''
bu dağılamaz bile...
biliyorsun tabi cevabı ama bir de ben soruyla cevaplıyım...
canım atalet sen hayatında hiç ezik,ağlak,vızlayan,ortalama altı zeka,donanımsız....
__leblebiii çorummm aloooo
dediğinde ''l''yi anlamayan birine...
boyun eğdirilmek biat ettirmek için uğraşıldığını gördün mü ???
öpüyorum kocaman...
sevgiyle...

Sedencik dedi ki...

unutmuşum
birde mutlu sağlıklı uzun yıllar dilerim 20 liğe...
herşey dilediği gibi olsun...
sevgiyle...

Adsız dedi ki...

sedencikten başlayayım cevaplamaya istedim..
neyim vardı ki.. sorusu ile başlayan paragrafa dayanarak..
=9

evet her şartta ağlak olmamak benim seçimim.. ve inmemek belli bir düzeyin altına..

bir de çabuk tamir etme yetim varmış kendimi..
ki bunlar iyi şeyler..
seviyorum seni sedenim ayrık otum..
teşekkür ederim..
varlığına.. ve dileklere..

leylak dalım..
olmasın dilerdim ..
neden biliyor musun..
güzel şeyleri hatırlamadan önce.. bu hüzün verenleri iyice bir ayıklaman gerekiyor..
zaten yazma nedenim de bu..
artık çıksın gitsin.. bu duygu..
üzerini şekerledikçe.. örttükçe..
kendi hatammış gibi sakladıkça..
hep o hüzün kalıyor.. hep en sevdiğim zamanlarda..
teşekkür ederim.. çokşeyden kardeşime.. iyi dilekler için.. varlığı için..

lalem.. kahkahamı ve hafifseyerek gülüşümü bilince..
dünden bu güne..
hatta bi dur..
özledim yahu....
ne zaman tokuşturacağız kahkahaları bi daha ..=)..

ben 20liğimi.. olduğu gibi seviyorum..
hataları.. tanıdık.. kırıklıkları tanıdık..
çözüm olmak.. eşlik etmek.. daha kolay..
gönlümü kırması kolay ama alması da bir okadar kolay..
o yüzden..
bu çocuğun bedeli o günse..
ki bu kavramı sevdim..
oh.. pek de iyi olmuş.. derim.. geçerim.. =)

çiğdem .. teşekkür ederim.. iyi dileklere.. =)

atalet

.. dedi ki...

senin sen olmana sebep olduğu için, yaşadığın tüm bu tuhaf, alışılmadık ve zor olaylara bir teşekkür hissi duyuyorum sanki.
adı güzel, kendi güzel, içi güzel oğlun sağlıkla ve çok mutlu yaşasın koca bir ömür.
8)

carpediem dedi ki...

yaşadıkların değil mi seni sen yapan...

Follow my blog with Bloglovin