14 Temmuz 2010 Çarşamba

karagözlübikızçocuğu


olduğumu.. ergenliğimi hep anne olduktan sonra hatırladım..
çocuk’su büyütürken..
hayaller hayal kırıklıkları.. kendini akıllı sanmalar kurnazlık denemeleri.. hep kıyıya oturuşlar.. bedel ödemeler.. ağıra gitmeler..
hırçınlıklar..
sessiz küskünlüklerimi ..
onlarla hatırladım..
hep duygusal tartaklanma yaşamadım elbet.. yani öyle ezik filan değildim..
kendi dünyasında yaşayanlardandım biraz.. kendi kendine mutlu olanlardan.. o yüzden olay ya da duygu tavan yapmadıysa.. iz bırakmamış..
buna rağmen..
kara gözlü ergen.. olduğumda pek sıkıntılar vermiştim evdekilere.. anlıyorum..
bu karagözlü ergen.. olduğundan büyük görünenlerden.. 15ken yirmilik gibi olanlardan.. evin ön kapısında.. laklaka tutardı arkadaşını ki caddenin başından bir kara gözlü geliyorsa.. gelirken görebilsin diye.. burda “bir” belirsiz sıfat değil.. belşrli bir karagözlü idi söz konusu. yaşadığım bölgede.. ilgimi çeken tek ve ilk ve son xy..
onun geçmesinden hemen sonra.. bahçedeki salıncaklara yerleşilirdi..
hemen yanıbaşında sarmaşıklı bir çit olan salıncaklara..
sarmaşıkların hemen arkasındaki çay bahçesindeki o noktaya en yakın masaya oturur mu o kara gözlü diye.. görebilmek için vişneler oldu mu kontolü yapmaya.. o da olmadı lalehanın 3. kattaki evinin balkonuna..
hatırlıyorum da bir keresinde tütsü yakmış.. işaret ve orta parmaklarımızın arasında tutup arada bir ağzımıza götürür gibi yapmakta yani uzaktan bakan varsa.. sigara içiyor gibi görünmeye uğraşırken lalehanın annesine basılmıştık..
bi anlam da vermememişti kadıncağız.. ama kötü bişey yaptığımızı anlamıştı.. ne olduğunu anlamasa da.. ellerinde tütsüyle iki kız çocuğu =D..
her ne yapıyoduysanız yapmayın demişti.. derhal kesin.. =D..
ama “kara gözlü “kocaman adamdı.. varlığımızın bile farkında olduğunu sanmıyorum..
bunca yıl sonra adını hatırlıyorum.. hayko.. daracık kocaman yakalı siyah gömlekler ve daracık ispanyol paça siyah pantalonlar giyerdi.. yaz sıcağında..
ivıl aydı takma adı.. kötü bakardı..  ama sürmeliydi gözleri napiim..
ha bi de gerçekten matineler olurdu.. sadece s’leri ezen sesini duyduğumuz bir rum solist vardı ve gerçekten aklıma kalan üç şarkı var..
tamara.. ve.. kara gözler.. =P.. ha bi de.. niksarın fidanları.. o zamanlar bilmezdik ama kavırlanmış hali ile.. =P
bu şarkıların orijinal halini bilmezdim.. kim söylermiş’ini de.. o zamanlar evde dalida mireymatyö ve albüm kapağındaki resimleri hoşuma gitmeyen ama seslerinin buğusuna bayıldığım enriconun genç hali ile..kristian adam ve mişelfügen .. şu ıssızadamın meşhur ettikleri.. =) işte onları dinlerdim bağırta bağırta.. ve tekrar ve tekrar ve tekrar.. sözleri çıkarılacak şarkıların ezberlenecekler..
arada bir saimehanım canhavli ile kapıyı açar.. sustur artık şu kadını derdi hışımla.. kimbilir kaçbininci dinlememde iken..
saime hanım daha incesaz tarzında bir zevke sahipti.... cemal bey de.. aryalarıyla hımmlayarak.. öyle akşamları radyosunu kısık sesle açar gülümserdi.. gözleri kısık.. dinlerken.. parmakları oynardı kendinden bağımsız gibi..
biraz ukalaydım o zamanlar ukala aileden gelirdim ya da.. tipik koej kızı.. türkçe müzik dinlemez..
düzeldim ama yıllar sonra =P..
**************
üstüste aynı şarkıyı dinlemekle ilgili bir yazı okudum geçenlerde..
insana güven verirmiş.. tekrarlayan ritm ve şarkı.. o yüzden ergenler bunu sık yaparmış..
ama kendi isteği dışında bir şarkıyı üstüste dinlemek erişkinler dışında sinirlendirici bir etkiye sahipmiş..
bundan işte..
sen dinle dinle delirt evdekileri.. sonra git kendi ergeninden kendin delir… =D..
bütün mesele istekte..
ya da.. istemeden dinlemekte..
**************
ecem tamarayı bulmuş.. ekliyorum.. hatunun yırtmacına da bayıldım bu arada.. sööliyim =P

Sevim Çağlayan Tamara | video.eksenim.mynet.com
***************
dün yeni bir dizi izledim müziğini pek sevdim onu da ekleyeceğim..

***************

2 yorum :

Ece dedi ki...

Ammannn..Yüreğime indirecektin az daha..S'leri eze eze Rumca şarkı söyleyen adamı senin sürmeli gözlü zannettim.Daha da kötüsü bu adamı şu meşhur şarkıcı Hayko zannettim(daha neler di mi).

Ben yaşından da küçük görünen bir ergen olduğumdan mı nedir;kimse kafayı takmazdı bana.Ama Sealed with a kiss'i tekrar tekrar çalıp-söylediğimde annem dayanamayıp "ne diyor bu oğlan bu şarkıda da bin kere dinliyorsun" diye isyan etmişti:))

Sevim ablamızla ilgili şu yazıyı da kopyalayayım,gençler Ajda Pekkan mayo ile sahneye çıktı diye olağanüstü bir şey yaptı zannetmesin:))

ASIL OLAĞANÜSTÜ OLAN BUYDU;
"Sevim Çağlayan, 1959 yılında sahnelere çıktığı günden itibaren olay olur. Ankara Göl Gazinosu'nda, istiridye kabuğundan sahneye çıktığında, üzerinde, vücudunun yalnızca kapatılması şart olan yerlerini kapatan transparan bir kostüm vardır. Bu kostüm yüzünden hem gazino kapatılır hem de Çağlayan, halkı tahrik ettiği gerekçesiyle karakolluk olur."

(Şimdi de 'İstiridyeden çıkan kadın'diye gugılda arayan bir Hasan Bey çıkabilir:))))

Adsız dedi ki...

Hayko diyince benim de aklıma şarkıcı olan geldi önce ama o değildir dedim :)

"kendi dünyasında yaşayanlardan" biri olarak son zamanlarda bunu çok sorgulamaya başladım, iyi mi, kötü mü diye :)

Senin arkadaşın olmak isterdim ben o zamanlarda :)

Sevim Çağlayan'ı izleyince ve Ece'nin yorumunu okuyunca aklıma geldi, o zaman ki hatunların çoğu balık etinden de hallice ama dekolteleri bugünkünden çok daha fazlaymış :) Şimdi biri öyle yırtmaçla sahneye çıkınca olay oluyor :)

Ada

Follow my blog with Bloglovin