20 Kasım 2009 Cuma

cumaşapşalı…..

cuma şapşalı

şapşal bir durum var… resim seçimi ondan.. kapının dışında elde pantalon çizme kalmak kadar şapşal.. durumun dışında kaldım..zira.. hem de bi kaç yerde birden durum dışıyım şu anda.. o yüzden bişey hatırladım..ve  kafamda sürekli bu şey dolanıyor..

zamanında birinin bana söylediği bir şey..

“des réticences qui ne sont pas définitives” demişti..

daha doğrusu yazmıştı..

e .. tabii ki havalı bişi olacak şurda anlatacağımız.. tarzı öyle olacak en azından.. yoksa içeriği pek gariban..

cümleye baktığımda benim de sizden farkım yoktu..

anlamamıştım.. kibarca.. hatta çekingence teşekkür etmiştim.. yaaa… işte ben eskiden çekingendim de.. çocuktum daha hatta..

kalıcı bişeydir ya yazı.. altına da kocaman imzasını attığına göre kötü bişey değildir diye düşünerek..

eve varınca soluğu adı pöti kendisi beş kilo olan larusumun başında almıştım…

benim bizim laruslar öyle bir dilden diğerine değildi.. aynı dilden aynı dile sözcükleri tanımlayan cinsten.. tdk karşılığı..

söylemek istediğini tutan .. sözylemeyendi retisansın anlamı.. definitif de belirleyici kalıcı anlamına geliyordu..

KALICI OLMAYAN  TEREDDÜTLER.. gibi bişeydi.. bu cümlenin anlamı.. cümle de değil.. sıfat tamlaması..mı.. sanırım..

anlamamıştım pek açıkçası.. neden bana böyl bir şey yazdığını…

yıllar geçti o dilden.. diğerine çeviri yapan bi sözlüğü.. ve aklımı bir arada  bulup a.. sözcüğün tam dilimiz karşılığını bulmam…

“réticence:
retisañs / nf (söz) geçiştirme, kapalı geçme; tereddüt (sans réticence: tereddütsüz)
[la] (söz) geçiştirme, kapalı geçme; tereddüt

définitif:
, ive definitif, iv / adj kesin, son (en définitive sözün kısası, kısacası)”

evet..

anladım bu kez..

aslında eğer daha onsekizimde olmasaymışım.. ben ..

gidip de sormaya cesaret edebilse imişim..

o zamandan bana sanırım önemli bir ders vermş olacakmış..

belki de bugün bu düşünce ile ilgilenmeyecekmişim..

kızıyorum ben.. ve pek söylemiyorum..

tekrarlıyorum bana söyleneni.. böyle mi dedin diye soruyorum.. gerçekten doğru mu anladım diye..

cevap gelirken daha düşünüyorum bir yandan.. ben buna yol açacak.. bu davranışı sözü anlaşmazlığı oluşturacak ne yaptım..

öyle hemen cırtlamıyorum.. sen ne demek istiyosun…diye..

tepki vermiyorum..

taş gibi sağlamım sanılıyor.. ya da tırstım.. ya da kabullendim.. ama arkada tıkır tıkır çalışıyorum aslında..olay örgüsü hakkında.. benim payım.. karşı tarafın kişilik özellikleri benzer davranışları olmuş muydu.. sıklığı..

sonra susmaya devam ediyorum..aha sustu..  derler..

her an bıdır bıdır bişiler söyleyen biri olarak susunca dikkati çekerim sanıyorum..kendime değil ayol.. durumda bir b..kluk olduğuna..nooldu ki derler sanıyorum..

ama .. devam ediyor elbet karşımdaki.. ben sustukça..

e ne demişler.. susmak kabulden gelirmiş..

itiraz ediyorum hakim bey.. susmak bazen de akıllı kişilerin.. burda akıl zeka anlamında kullanılmıyor..geçmişten ders alan.. olaylar ile pişerek gelişen kişi anlamında kullanılıyor..

baştan alayım.. susmak akıllı kişilerin durumu ayrıntılı değerlendirme durum bildirisidir..

burdan uzar bu konu.. tartışırsın.. kavga edersin.. fikrini söylersin.. söylemez.. çeker gidersin.. bi sürü sonuca ulaşır..

ama bendeki kesin olmayan suskunluklar cümlesi ile açıkça anlatıldığı gibi…sorunlu bi suskunluk..

ben susuyorum…

susuyorum.. karşı taraf.. bildiğini okumaya devam ediyor..

sonra iyileşiyorum… ve karşımdaki sanki bişey olmadı..

ya da ben hazmedilecek kadar na-hoş bulduğum halde söyleneni yapılanı..

/na-hoş da nasıl hoş bir sözcük di mi/

hiç hazım olayı yaşanmamı.ş. gerekmemiş gibi..

ya da dahası hazmettim yenisine yer açtım gibi algılıyor..

bunu ..hep bu yüzden ..başıma gelenler..

o yazı elime verildiği gün.. anlasaymışım.. iyi olurmuş…

çünkü hala öyleyim .. onyedimdeki gibi..

aksiyon.. suskunluk.. analiz.. hazım.. aksiyon…. şeklinde sürüyor bende silsile..

oysa.. aksiyon.. reaksiyon olmalıdır.. doğalı..

neden diye düşündüm..

sanırım ben çok şans’tan yanayım..insanların birden fazla şansı hakettiklerine inanıyorum..

bi de kişiyi nasıl biliyorum elbet.. kendim gibi.. bencileyin .. analiz yaparken hem empati hem de mantık ve adalet kullanacaklarına inanıyorum.. bi şey demeseler de.. kendilerini düzeltirler sanıyorum.. inanıyorum buna..

durmamdan susmamdan bişeylerin ters gitmekte olduğunu anlayıp.. bir daha değerlendireceklerine inanıyorum durumu..

ama olmuyor.. muş…

kesin olmayan suskunluk bu işte..

susuyor.. sonra bişey yokmuş gibi devam ediyor..

ama aptalım anlamına da gelmez değil mi..

ve yine aslında.. sapla samanı karıştırmamayı da bilirim..

ve yine aslında.. doz aşımı hele uzmanlık alanımdır…

neyse.. cuma cuma kafa şişti..

aslında gevezeyim evet..

aslında kendimi anlatmaya .. açık olmaya yatkınım evet.. benim uyarım sınır belirlemem.. kendimi anlatmamdan geçiyor..

hoşlanmadığım şeylerle ilgili uyarı yapmayı beceremeyip susuyorum..

ama bi süre sonra.. hazım mıdır affetme midir.. tamir becerisi midir..ne haltsa.. düzeliyorum..

e naapsın karşıdaki..

beni kararsız sanıyor.. olduğu yerden devam edecek sanıyor..

oysa değil..

şimdi acilen egzersiz bulmam gerek..

etkili bir ifade şekli çalışmam gerek….

hoşlanmadığımda..

ne yapmam gerek…. onu bulup öğrenmem gerek..

bu yanlış oldu dediğimde.. anlayacak biri de gerek elbet..

kendi yaptığı yanlış anlamayan.. ben deyince anlayacak mıdır.. sanmam..

 

bu durumda.. ben galiba susunca tam susmayı öğrenmeliyim..

sevdim mi tam severim.. sildim mi bir kalemde..  resim

öyle bi şarkı yok muydu..

bunun rak versiyonuna çalışayım en iyisi ben..

=P..

***********

şapşal durumdaki fotonun kasları güsel.. ne dersiniz????

7 yorum :

laleninbahcesi dedi ki...

eylem başlatıyorum hatta facebook da grup kuruyorumk, tüm şapşallar böyle olsun.

Ece dedi ki...

Etkili yöntem için istediğin egzersizi yap,dene,faydası olacağını sanmıyorum ben. İnsanlar gene anlayabileceğini kadar anlıyor.Ya da işine geldiği şekliyle..

Not:Hem o dışarda kalmış bi şapşal gibi görünmedi bana. Btün teçhizatı dışarda çıkartmış, içeride zaman kaybetmek istememiş gibi geldi.Ne dersin? Ve...evet..kaslar güzel:))

Adsız dedi ki...

lale.. dağıldım iyi fikir..
şapşalları sevme ve yükseltme derneği bile kurabilirim..
tek vermeleri gereken bilgi.. ölçüleri yağ kas oranları ve boy resimleri olur..
tamam süper.. =)

********************

ece var ya.. seni cin seni..
ben de aniden dışarı kaçmak zorunda kaldı diye düşünüyodum ama senin dediğin daha dooru sanki...=D..

egzersizlerden vazgeçtim ben de zaten..
kendimi olduum gibi.. olsa olsa iki kilo daha eksik sarı yerine kızıl saç.. jartiyer yerine gepiyer gibi ufak değişiklikler dışında olduum gibi..sevmeye karar verdim..
daha mükemmel olcam da nolcak..

atalet..

alpernatif dedi ki...

Susmayı sevmiyorum
Sıranın bana gelmesi için susmak zor geliyor
Her şeyi söyleyeyim
Her şeyi bağırayım
Her şey olup bittikten sonra da kendi kendime kalayım
Kimse beni o saatten sonra anlamaya çalışmasın
Bilmem ki haklımıyım ?

üçtemmuz dedi ki...

ya ne acayip, yazdığım onca şeyi silmişim, hızla tuşlara basarken.
yeniden mi yazacağım? aynı kelimelerle mi? ama olmaz ki...:)
şunu diyecektim...
yazını okudukça gülümsedim. çünkü benzer şeyler hissediyorum ben de.
eskiden ani reaksiyon insanıydım.
nettim.
asla beklemezdim.
kimine göre "sert" bir insandım, kimine göre "kişilikli" bir insan.
ama kendimdim.
içimde neredeyse hiç tortu yoktu.
derhal harekete geçer, hemen konuşur, hemen kendimce bir karara varırdım.
mutluydum.
yıllar bana beklemeyi, sabretmeyi, alttan almayı öğretti.
böyle yazınca ne güzel görünüyor.
halbuki değil tatlım.
kırılıyor içime atıyorum, bekliyorum, çoğu zaman beklediğim an geldiğinde benim hislerim değişmiş oluyor.
tatsız tuzsuz, ota moka bulaşmaz bir tip oldum gibi geliyor. (ama bak, hala kendime acımasızım, bu değişmemiş)
sen seçimini elbet kendin yapacaksın.
ama ben bu yumurtanın kabuğunu kırmak isterdim.
bilmem olur mu?
öperim canım.:)

carpediem dedi ki...

şapşal değil,
bilinçli...
bilerek,isteyerek
taammüden hareket ediyor,
görünüyor ...

Adsız dedi ki...

bazen ben de çok konuşarak cevap verdiğim,
car car karşılıklı atıştığım zamanlarda kendimi kötü hissediyorum..

diyorum ki bi daha ki sefere susucam..
asil durucam..
bilge şeysi..

o zaman da kendimi yiyorum:
neden sustum? susmam gereken tartışma bu değildi!
yanlış konuşmayı seçtim sessiz kalmak için diye..

yani susunca da yiyorum kendimi konuşunca da.
benim durumum da böyle işte..

hayat gibi

Follow my blog with Bloglovin