21 Mayıs 2009 Perşembe

..

halkaya bi sarmal daha attırdım..
hem de nasıl yoğunlaşıp..

ama içime yoğunlaşamadığımdan .. genel söylemde kalıyorum..
şöyle net bir..".... olası" bulamadım..
öyle çok ki.. bi tane yetmiyor..
seri ve ihtisaslaşmış "...olası"lara gerek duyuyorum..
onu farkettim..

yünlerin yumak dışında ikinci sarılma biçimine çile denir hani..
benim halkalar da bu yün çilesi gibi..
acaba ondan mı çile demişler ki..
onu sararken kadının biri böyle halkalarına odaklanıp dururken..
biri napıyorsun dediğinde.. çilemi sarıyorum demiş olabilir mi..

bi de çeki var..
ama onun ilgisi yok..

yukarda kadının biri özellikle seçildi..
erkekler çile çekmeye karşı aşılı geliyorlar..
yoksa derviş olup özel programlar halinde çile çekmeye çabalarlar mıydı..
bak kadın çilekeş var mı..
doğal çilekeş onlar..
öğretisiz..

dün bi dost..
şakayla karışık uyarıda bulundu..
engelleyemediğim beden dilim ve dalga boyumla ilgili..
aman ha!! dedi..
tehlikeli madde olarak okuyormuş beni...
yok dikkat patlar değil.. dikkat yoldan çıkarır..

hem de nasıl dedim..
yoldan bi çıkarır bi daha iflah olmaz.. yolu bulamaz olursun..
hüzün ve öfke kokteyli bana yakışır bilirim..
ama favori günlük bakımım olduğunu söyleyemem...

yaşamı ardımsıra sürüklediğimin farkında değiller..
merak evet .. ama henüz empatilenme tepkisi çağırmıyorum..
ki..
bu iyi bişi..

dün feyse.. colette'den bi alıntı koydum..
hani akademinin aslında kadın olduğu için almak istemediği ama iyi yazar oluşu yadsınamadığından akademi üyesi olabilen kolet..

"acı çekmek dediğimiz gereksiz zaman kaybı yerine daha acil ve onurlu uğraşlar olduğuna inanıyorum..." demiş..

sabah 19lukla paylaştım cümleyi..
bence iyi değil dedi..
acı çekmezsin çektirirler..
dedim bedensel acı değil sözü edilen.. duygusal olan..
ama anlamamakta ısrarlı oldu..

bu durumda..acaba xyler acı çekmeyi .. yaptıklarındaki hatayı görmüyor ve doğal korunuyorlar mı acaba dedim..
ille çektirilmeleri mi gerek..

gerçi yok öyle bir derdim..
o eskidendi..acemi çırak dönemimde..
içimdeki acıyı aktarabildiğimi..
hatta karşı acı doğurabildiğimi sanırdım..
ustayım artık biliyorum ki..
yok öyle bir durum..

ama kavram olarak düşünürsek o zaman..
acı da uyum sağlanan bir şey olduğuna..
uyum sağlanan şeyler de hemen hafızanın gerilerine tepildiğine göre..
azıcık etki edebiliyorsan karşındakine..
hala dikkat etmekteyken..sana..
"napmaya çalışıyo bu saf" diyoken..
uzatmamalı..
doruk noktada iken..
bırakmalı..
ki unutulmasın..

zaman geçirmekse derdin..
hedefe ulaşmak değilse..
çok oyalanma yöntemi olabilir..

kurstan dün ilk kez..
birşeyler anladım sonunda..
teknik anlamda..
yoksa düne kadar bir okuma grubuna yazıldım sanmaya başlamıştım..

sanırım benden öykü yazarı olmaz..
ama deneme... belki..
hatta bir kitap formatı düşündüm..
her yazının sonunda bir kaç sayfa boşluk bırakılan...
hani blogda yorum yazılabildiği gibi..
oraya kendi fikir ve karşı fikirlerini yazabilsin diye okuyan....

bana yazılanı okuyorum ben ..
elle tutulur bişey ..
yazacağım yok ya..
öylesine..

bi de lanet olsun diyeyim..
gene en odaklı olmam zamanda gelen çağrıya..
hep böyle olur..
tamam benden anne olmaz demiştim..
perfeksiyonizm aşkına yapıyorum demiştim ne yapıyorsam..
ama bu kadar da denk getirilmez ki..
emanet duyguyla analık yeterince zor..
perfeksiyonizm bile zor toplarken.. beni..bu sene..
böyle de zamanlanmaz ki..

hah dur bak..
gene sinirlendim..
ve odaktan saptım..
neydi..
onlar yok o var..

salak atalet sen daha yaz.....
olup olacağın bu.. ne dediği anlaşılmayan blog sayfası sahibi...

Image Hosted by ImageShack.us

11 yorum :

Gergin dedi ki...

Atalet,günaydın.

Yazı bilimsel,benim gözlerimse
yeni doğmuş kedi eniğinin gözü
gibi.
Yani kapalı.
O yüzden yazıyla ilgili yorum
yapamıyorum.
Ancak sabah sabah belki hoşuna
gider diye şuraya bir şey
bırakıyorum.
Tıkla

ATALET dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
ATALET dedi ki...

yazının gözü bağlı bi kere..
senin gözün değil kapalı olan..

benimkiler ise..
mavi moru gördü..
keyiften çizgi gibi oldu..
teşekkürler..
=)

carpediem dedi ki...

anlıyoruz mu
anlayamıyoruz mu,
sen yaz okuruz...
ataletim

kayipsimurg dedi ki...

YOĞUŞMALI ATALET...
yumuş yumuş bi Atalet istemem zaten.

ATALET dedi ki...

simurgum.. şeytan azapta gerek diyosun yani...
=)
eh o da olur..
azcık da şeytanlık yapalım madem =)...

dilaram..
kim tutar beni zaten..
her içim kalktığında soluğu burda alıyorum ki..
=)

.. dedi ki...

"acı çekmek" ten anladığım ilk şey duygusal olan.
bedensel acı nedense aklıma gelmemişti, 19luktan sonra "hıı evet, o da olabilir" dedim. ama hala acı çekmek diyince kalp acısı anlıyorum.
bi de, salak deme ataletime!

ATALET dedi ki...

hahahhaah
ayçöreğim..
kim diyecek bunu diye düşünmüştüm o salağı eklerken..
ve nedense seni düşünmüştüm..
tanrım ben nası bir sanal uyanık.. gerçek yaşam safıyım ya.. olgun olcam diye...
=D...

19luk henüz hayata karışmamış.. makyajsız kamuflajsız veriyor tepkisini bana karşı..
o yüzden aydınlatıcı oluyor erkek bakış açısı olarak..
=)
yani gene yanılmıyosam.. eğer..

Adsız dedi ki...

benimde ne dediğim anlaşılmıyo. hatta ne yaptığım anlaşılmıyo. zira bu aralar o acı dediğin şeyi geçiriyorum. unutuyorum hayatın karmamaşasına dalıyorum bi anda. bi andada her şey alt üst oluyo. bilemiyorum ki hiç bişeyi. bildiklerimi de unutmuşum. başka bir hayatı yaşıyorum sanki unuttuğumda... zamanın içinde kayboluyorum. doğru dediğim şeyler meğer yanlışmış bu kadar yıl sanki hiç bişi öğrenmemişim.
benimkisi yorumdan çok iç dökme oldu galba.
-tukarikashi-

Adsız dedi ki...

anlaşılıyodur da...
alfabeyi bilen anlayabiliyodur ancak..

tuka..
ama keşke böyle olmasan..
zor çünkü böyle olmak..

atalet

Adsız dedi ki...

atalet valaa harikaa yazıorsun.her yazın öykü tadında emin olun,ben sizin güzel yazılarınız gibi güzel yorumlar yazamıyorum.yetenek bu da.sadce çok beğendiğimi sölyeebilirm .bilgi dağarcığım artıyor.saolun.

Follow my blog with Bloglovin