17 Eylül 2008 Çarşamba
çılgın kırkyama
herşey birden olabilir mi insan..
hem sade.. hem süslü..
hem rospik.. hem asil..
hem sıcak hem soğuk..
hem yakın hem mesafeli..
hem çok renkli hem monokrom..
hem depresif hem kahkahalı..
hem ters hem yumoş..
hem minimalist hem barok
hem rakçı hem klasikçi..
hem romantik komedi.. hem gerilim korku..
hem pasaklı hem düzen manyağı..
........
bayılıyorum tarzım var diyenlere..
tarzı olanlara..
bazen en sevdiklerim öyle birbirinden uzak
bazen seçtiklerimle nefret ettiklerim öye birbirine yakın.. ki..
ne tarzı..??..
olsa olsa deli kırk yamalara benzetirdim kendimi..
bi de birileri çıkıp ama senin tarzın var demiyolar mı..
yok..
benim tarzım..
olsa olsa..
maymun iştahıyla..
başıboşluk arasında birşey olur..
en güzelini saime hanım söylemiş..
ağzına bi parmak bal veriyolar..
ille de kovanı da.. istiyorsun demişti..
ne geliyorsa bu yüzden geliyor..
başıma..
alt tarafı bi oda daha güzel görünsün istiyorum.. olduğundan..
az masrafla.. çok yaratıcılıkla..
hadi biraz ilham alayım diyorum..
işte orda dağılıveriyorum..
taa.. üretim tekniğine kadar iniveriyorum farketmeden..
zaman fukarası ben..
iyice zaman bulamamaktan..
o güzelleşecek yer..iyice bozuluyor toplanamamakta..
fikirler arasında boğulunuluyor..
eldeki malzeme ile yapılıverecek şeyden..
bir anda.. bir uzun alınacaklar listesine geçiliyor..
sonunda da gerçekleşemeden bişey oluyor.. kalıyor..
zaten sırf bu yüzden blog yazmaya başlamıştım..
kendimi afişe edip..
mecbur kalmak için..
şunları yapıcam diyip..
yapmak zorunda kalmak için..
=P..
yani aynı anda..
fransız müzik tarihi ile..
rok müzik tarihini..
şebi şik dedikleri dökük kırık eşyanı beyaza boya.. kullan.. kampanyasının ürünlerinin sergilendiği bloglar ..
ile.. ikea kataloğu..
hatta bu yazıya eklemek için resim ararken bunların altına da..
crazy patchwork quilts arama sözcükleri sonucunda gugl hanımın beni gönderdiği bloglardan..
ingilterede bi köyde yaşayan ve tavuk yetiştirip..
kırkyama yapan hatunun bloğunu da sık kullanılanlara kaydedip..
hemen altında da..
shoeblog diye son çıkan ayakkabılar bloğu eklenince..
ne diyebilirim ki..
en son kendi örgü şişini kendin yap bilgisini okuyup..
ordan da.. kadının örgü örmeyi öğrenmeye kalkan 6 yaşındaki oğlunun öyküsünü okumaya başlarken kendime geldim..
biri beni durdursun..
ben bir.. procrastinator'um..
valla o nedir diyosanız.. kendiniz arayın..
gugla elimi verince kolumu kaptırıyorum..
=)
heh..
şu kitap kapağının altında yazanları okuyunca da..
kendime göre yeniden düzenledim..
bakın bakalım..
siz bir kitap olsanız..
ne olurdunuz..
ne yazardı sizi tanıtmak için.. kapakta =P..
************
resmin üzerine tıklayın da.. üzerindekiler okunur hale gelsin =P.............
Etiketler:
altı çizili satırlar
,
bu da burda dursun..
,
çılgın kırkyama
,
kolaj
,
zıplamalar
Gönderen
ATALET
zaman:
17:42
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
9 yorum :
tatlım senin tarzın tarz sahibi olamıyor olmak ki zaten :)
yırtınma yani niye yok diye ya da sende tarz var diyenlere bozulma... çünkü hakikaten tarzın var senin... sadece farkında değilsin hepsi bu :)
Sevgili Atalet..yine harika,
yine gülümseten, öğreten, yaa işte ben de buyum dedirten, bende de ataletle benzeşen özellikler varsa demek ki bende çok şekerim iyiyim dedirtip özgüveni artıran bir yazı yazmışsın..
hep gece yarıları gelip acele okuyup çıkıyordum sayfanı, şimdi geriye dönüp sindire sindire okuyacağım.
bir de gugıla gidip araştırma işim var.
Çok işim var çok..
kitap olsaydım ne olurdum düşünmedim kendimi bi dizayn edeyim bide (benim özgür ruhlu bana eskiden "kitap gibi karı" diye laf atardı evde :)
Sevgiyle öptümmmm...
Valla herhalde marquez (doğru mu yazdım yav?) yazardı benim romanı
Yüzyıllık abazalık
Naif
Kendine has karakter
Ve her nesil abaza
da,
böyle bir kitap tutar mıydı bilmirem :D
geçen akşam sel dedi ki:
sana bi postal alalım kış gelmeden.
düşündüm:
bağcıklı siyah postala, kısa dağınık saçlara ve dantellere ortaçağ kadifelerine, incilere...
aynı mesafede duruyorum.
aynı şeyi dedim ona:
benim bi tarzım yok mu, manyak mıyım, nasıl bir zevk aralığı bu böyle?
ama öyle.
hem neye başlasam yarım, bu maymun iştahlı halim yüzümden.
hem her şeyde aklım kalıyor.
o yukarda yazığın listesinin epeyi var bende malesef 8(
valla ben, tarz marz bilmem ama keyifli birisin onu bilirim :)
Ben kitap olsaydım, sanırım adım GÜNDELİKÇİ VEYA ANLIKÇI olurdu.
‘Gündelik’çi olurdu, çünkü eve gelen, adı gündelikçi olan kadınlardan daha iyi temizlik yapabilirim. Bi de herşeyi gündelik plânlıyorum artık. Günlük olarak saklıyorum her şeyi vs.
‘An’lıkçı olurdu, çünkü bir anda aklıma geliveren şeyleri hemen yapmam gerektiği gibi bir saplantım var. Ayrıca ANmak bile istemediğim ya da çok istediklerimi devamlı anmak gibi bir rahatsızlığım daha var:))
Galiba en doğrusu; ANLIK GÜNDELİKÇİ yazardı benim kapağımda.
Not. Hâlâ temizlik yapılıyor. Ben şu anda birden aklıma geliverdiği için açıverdim bilgisayarı.
Akşama(hâlâ bugün içinde olacak)kimler ne yazmış-ne demiş,onları karıştıracam.
benim kitabımın adı sanırım kaç ya da sev olurdu. Çünkü benden ya kaçarsın ya da seversin. Yok ikisinin arası. En üstteki tanım beni anlatıyor sandım. En çok da düzen konusu. Her yer düzen içinde olsun derken bi bakmışız her yer her yerde. Çok sevdim yazını çoook
ödevimi yaptım procrastinator un anlamını araştırdım, fokurfokur com.daki açıklamada kendimi buldum. son dakikacı olduğumu daha bir anladım..
Ayrıca Kitabımın kapağı kırmızı olurdu kesin ucundan kedimin kuyruğu, özgür ruhlu kocamın beyaz sakalları görünürdü, kapakta bir yakın gözlük resmi de olurdu ama içeriğini tasarlayamadım saniyede fikrim değişiyor..
galiba benden kitap mitap olamayacak..
sevgiler...
"Birlikte" ya da "beraber" olurdu benim kitabımın ismi.
En çok bunu severim ben.
Kalabalık olsun, neşe olsun, yemekler yensin, sohbetler edilsin.
Ve herkes gerçek haliyle olsun.:)
Kitap kapağında her renkten birazcık...bir de limon ve vanilya koksun...
Böyle.
Senin gibi olmayan insanlara düz insan denme ihtimali var ki bu da iyi bir şey değil. yani bence.zigzag düz dikişten daha güzel değil mi?..:)
Yorum Gönder