11 Temmuz 2008 Cuma


asmak gerek böylesini..
deriz bazen..
türkçesi..
sallandıracaksın üçünü beşini taksim meydanında..

yani o kadar affedilmez bişidir yaptıkları..
ibret de olmalıdır verilen ceza..

ama sorarsan idam cezasına karşıyızdır..

yok bunlar değil..
örgücü kadınlar.. konu..
bir çok bilmiş laf ettim sibaksda..
sonra gene bir evrensel.. ezelden gelen.. ebede giden xx xy çatışması çıktı altından....
=D..
atalet eli deyince..
ne iken ne oluyo.. tabii..

devir..
fransız ihtilali..
her türlü aristokrat yok ediliyor..
en hızlı yok ediş için..
alet bile yaptı bay giyotin..
adını da bağışladı ..
kurdular meydana..
bir iki üç kelle..
bir iki üç.. kelle.. bir devri yok ettiler..suçludur diye..

örgücüler..
terimi de o zamandan kalma..
ilginç bir konudur..
ön bilgi olarak söyleyeyim.. ihtilal sonrası yazılmış..
bazı romanlarda filan da geçer..
örgücüler .. mahkeme salonlarında oturup yargılayanların..
kime nasıl yaklaştığının notunu tuttular..
örgüleri desenleri ile.. diyen bile var..
şatobrianın kabir ötesinden hatıralarında..geçer..

iki şehrin hikayesinde mesela.. terez..
daha ihtilal öncesinde..
kendi bildiği bir şekilde..
iki düz bir ters.. örer.. durur..
hatta .. ne örüyorsun diye sorulunca.. sakin..
kefenler örüyorum der.. cevap olarak.. kan dondurucu..
ve zamanı gelince de.. ihtilal sonrasında..
örgülerine bakıp bakıp birer birer o insanları deşifre eder ve kafalar kesilir..

denilene göre..
bu kadınlar..
giyotinin etrafında oturan kadınlardır..
örgüleri ile.. ve örgüye hiç ara vermeden.. idamları izlerler..
bu kadınlar..
ihtilalin yarattığı terörü..
cisimleştiriyorlar..

denilene göre..
giyotine giden yol üzerinde de onlar vardı..
kafası kesilecekleri götüren arabaların etrafında da onlar vardı...
mendillerini giyotinden dökülen kana batırırlardı.. diyen de var..

denilene göre..
örgücü kadınlar..
kıyımlarda çok rol oynadılar..
1792 ağustosunda tüilöri sarayına saldırıda örneğin..
ihtilalciler tarafından.. terör objesi olarak kullanıldılar..
yeni yöneticiler tarafından..
yeni elitler yani..marayı robespiyeri dinlediler..
ve ilettiler.. ve eylemlere katıldılar..

hatta bu denilenlere bakılarak..
bir psikanaliz kitabı yazan bile var..
diyor ki..
örgücü kadınlar..
kana ve şiddete bir çekim hissediyorlar.. du..
o kadar nefret dolular..dı..
çoğu basit ve eğitimsiz.. di..
sadece kendi şahsi hırs ve tutkuları tarafından bir de bazı ihtilalciler tarafından yönleniyorlar..dı..
açlık savaş ve sosyal kaos da kolaylaştırıyor bu manipülasyonu..

üzüntü verici ..değil mi??
ama bi o kadar da.. düşündürücü..
bir kadının.. yumuşak yaratığın.. kana susamış caniye dönüşmesi..
robespiyerin örgücüleri..
bir kadının.. doğuran yaratan bir kadının nasıl olup da..
bu kadar hainlik ve nefretle davranabildiği.. düşündürücü elbet..

hatta bazıları der kiii...
onların yanında..
mariantuanet.. madamelizabet..ondördüncülui..
hayatları sonlandırılırken bile cesaret.. asalet ve kibarlıkla davranarak..
parladılar karanlıkta..

sıkıldınız mı??
ama neden???
örgücüyü koyun bi kenara anlattıklarımda güncel olmayan ne var..??..

ben kendimi.. hafızamda kalanları denetlemek için okudum gene ve..
ordan oraya zıpladım elbet..
bazı şeyleri hatırladım..
bazılarını yeni farkettim..
bunu yazarken.. elimden gelein yaptım özetlemek için ama konu uzun .. kısa kesilmiyor..

mesela..
ihtilalle takvimin değişmesini ve I. ihtilal yılı
II. yıl gibi bir takvimleme yapıldığını hatırladım..
zamanı sıfırlamak her ihtilalin doğasında var.. dedim kendme not.. olarak..

derken..
örgücüleri..
terminolojik ve sosyal olarak araştıran yazılara denk geldim..
hep derim ya dil yaşayan birşeydir..
bakın nasıl değişmiş gelişmiş sözcük.. ve neden kalıcı olmuş.. bilin bakalım.. yok bilmeyin.. okuyun..

ihtilal öncesi yıllarda.. örgücü kadın../trikotöz/
fahişe anlamında.. toplumun en alt kesimi anlamında..
hatta akıl hastanelerinde yatan..
3 kuruşa çorap ören.. en düşük gelir düzeyindekiler ..
zeka özürlüler için kullanılıyor..

sonrasında.. anlamı değişiyor gene..
ihtilal sırasında yazılan bir sözlüğe göre..

işte..
bu sözlükteki bir çok yeni sözcük.. kadınlara ait sözcükler..örgücüler..
külotsuzlar.. jüponsuzlar.. Jakobinler..maranın arkadaşları..
sürtenler..düşkünler..giyotin dehşetçileri..ajitasyoncular..
dişi havlayanlar..robespiyerciler.. denmiş ihtilal taraftarı kadınlara..
her ne şekilde isimlendirilirlerse..
hep mahkeme salonundalar ve hep.. sesleri .. çığlıkları ile..
mahkemeyi yargıyı yönlendirmekteler..

onlar aslında kim ne derse desin..
politikaya karışan ilk kadınlar.. =)

örgücü ve örgüsü..evden çıkıp.. mahkeme salonuna nasıl girdiyse..
yasa bile çıkarılmış..
kadınlar mahkemeye girebilir ve örgü örebilir diye..=P

devrim kendi çocuklarını yerken..
bu kadınlardan biri de..
"jakobendir" denilerek yargılanmış..
evinde odun yakmadan sıcak ve aydınlık bir yerde işini yapmak örgüsünü örmek için..
mahkemelere gittiğini anlatmış savunmasında..=P

asıl komik olan bir örgü yok ortada aslında..
o zamanın işi dikiş.. ören yok.. diken var..
askerlere yelek bişiler dikenler mahkeme izlerken..
örgücü nerden gelmiş..
?????
tabi bu "örgücülerin" bazılarının örgü de örmedikleri anlamına gelmiyor..
ama bu kadar yaygın bir terimin.. örgü örmeyen kadınlar için kullanılması ilginç..
devrim taraftarı kadınların adının bu şekilde kayda geçerken yukarda yazdığım..
diğer adlandırmaların yok olması neden ??
hem de devrim yıllarında daha çok kullanılırken sonradan yok olması..
ve yerini örgücülere bırakması..

örgü gibi sakinleştirici ve dişil bir eylem nasıl bu kadar kana bulanmış bir kitleyi..
temsil eder hale gelmiş.??
kitle gerçekten bu kadar kana bulanmış mı??..

ben merak ettim..
siz????????????

ihtilal öncesinde ve sırasında..
kadınlara biçilen rol..
anne ve eş rolü..
toplum ve şehrin dışında..
evin çatısı altında..

evinde örgü ören kadının hiç saldırgan bi etkisi yok..
tam aksine sıcaklık yumoşluk ve sevgi ifadesi..
genellikle kendisi değil başkaları için örer..evinin sükuneti içinde..

iki tablo ekledim..

birincisi.. köylü kadın.. ihtilal öncesinde..
örgü örüyor yüzü gülüyor..
ve kedisi oynuyor yanda.. gravürün adı.. köylü kadın.. sonradan külotsuz olarak değiştirilmiş..



diğerinde..ihtilal dönemi resmi ..
eller belde..yüzlerde tehdit edici bir ifade..



kadın nasıl bu kadar değişmiş..
simge nasıl bu kadar önemli..
dikkat edin..
esas mesele örgünün örüldüğü yerde..

biri evde.. sukunet içinde..
diğeri mahkemede çığlıklar arasında..
işte bu kadar kadınsı bir işin..
bu kadar korkunç bir atmosferde sürdürebilir olmasındaki tezat..
"örgücüler"i ölümsüz kılmış..
hem kadınları.. hem de terimi..
kendinde..
bir arada..
en büyük şefkati ve en korkunç şiddeti barındırabilmesidir..
"örgücüler" sözcüğünü.. etkileyici ve kalıcı kılan..

saklayan kadını..simgeler..
uslu görüntünün altında..
tehlikeyi saklayan kadını..

özel alan ile..
toplumsal alan arasındaki görünmez sınırları aşanlar..
"örgücüler"..
yumuşak ve şefkatli.. evde öyleler..
eşiği geçer geçmez.. tehlikeliler..=P

aslında mahkeme salonundaki kadınlardan söz eden bir çok resmi kayıt var..
ama giyotin çevresindeki kadınlarda böyle bir resmi kayıt yok..
bu aslında vurucu olsun diye oluşan bir şehir efsanesi mi??
politikaya erkek alanına girmeye çalışan kadın..
ruhu kanla beslenen kadındır!!!!
o kadar aşağılık ve düşkün bişey yani..!!!

resmi dönem kayıtlarında olmayan şey..
edebiyatta.. yaratılan "kötü kadın"..
ihtilalin cadıları..

ihtilal sonrası hem fransız hem de anglosakson..
hele de anglosakson yazarlar..
çirkin ve kötücül bir "örgücü" kadın imajı pekiştirdiler..
aslında olan biteni izleyen
ve evinden çıkan ve hayata karışan..
ve fikir sahibi olup onu kullanan..
ve kendi gücünü keşfeden kadını..
yeniden eve tıkmak için eserleri kullandılar..

örgücü kötüdür..


ve o kadınlar..
mecburen örmeye devam ettiler.. hayatta olmasa bile..
giyotinin önünde..
edebiyatta.. resimlerde.. ve filmlerde..

**********
not.. ve hayret..
inceleme yazısında..
"ihtilal yıllarında yazılan sözlükte" cümlesini okuyunca..
Néologiste français ou vocabulaire portatif des mots les plus nouveaux de la langue française de Reinhardt7fransız dilinin en yeni kelimeleri sözlüğü..=P..

durdum...
düşünün..
o tarihlerde de sözlükler yazılmış..
bu da tuhaf.. kan gövdeyi götürürken bazıları oturup.. sözlük hazırlayabiliyor..
insan oğlu.. boşuna dememiş.. hayat yine de devam etmekte diye..

ressamlar da devam etmiş ayrıca..
maranın.. robespiyerin ve tüm sahnelerin resimleri var..

boşuna dememişler..
ars longa vita brevis diye..
***********
son..
her araştırmanın altından..
kadın hazır kuvvet olarak çıkarılıyor ortayar..
gereğinde çıkar evden kullan.. sonra.. bi bahane bul.. geri gönder..
tarih tekrarlamalardan oluşur..=)..



***********
sallandırmak lazım..
ormanları yakanları.. şirinceyi.. mersini..
var mı itirazı olan..
her birinizi işaretledim..
kime haraşo kime pirinç örgü yakışır.. biliyorum ona göre..
***********

durum.. krem rengi.. pullu payetli süper bi merserize buldum..
örgü örüyorum..
dikkat sakının..................

10 yorum :

alpernatif dedi ki...

Oyyyy
Erkek olarak tırstım
2008 uluslararsı gay güzeli olarak da tırstım
örülmeden tüyeyim
Daha naif zamanlarda gelirim :D

ATALET dedi ki...

hahaha..
aslında başına..
alper sen gözlerini yum demeyi düşünmedim desem yalan olur
=)

uctemmuz dedi ki...

(Durumun vehametini anlamak açısından...)
Şişler...Kaç numara?

geçkalmadımki dedi ki...

Gazetelere, haberlere bakınca acaba ben de bir çift şiş edinsem de 2 ters bi yüz bişeyler örsem diye düşündüm şimdi..
Korksun millet dimi ama..
bu hain paragrafın altına yakışmasa da

:) Sevgiler...

laleninbahcesi dedi ki...

bu örgücü kadınlar hep var. Şimdi başka çığlıklar atyorlar ama sesleri artık bize kadar geliyor. Gün olur, devran döner örgücü kadınlara da sıra gelir.Bu hukuk bir gün herkese lazım olur.
Dünkü Vatan da Mutlu Tönbekicinin Şirince de yangının ortasından azdığı bir yazı vardı, öyle bir betimlemişti ki yanan hayvanların çığlıklarını duydum sanki.

Adsız dedi ki...

ince ince şişler üçüm temmuzum.
metal bi de..
ve..
iğne gibi uçlarıııı...
=P
************
sevgi her yere uyar geçkalmayanım..
=)
************
hep var elbet..
lalem..
ama amaç..
evden çıkarılıp eve geri tepilmeyen güç olmak..
ve kayıt tutmaya gerek kalmayacak ortamlarda yaşamak olunca..
şiş de gerek kalmaz.. di mi..
ben de okudum mutluyu.. ordan çıktı sanki bu yazı zaten..
duygusunu.. kadınlığın yumuşaklığı denilen şeyi ne kadar güzel yansıtıyordu..
gözlerim doldu benim de..

ataletiniz..
tüylerim ürperdi.. =(

Ada dedi ki...

Okuduğum en ilginç blog yazısı
konusu bu galiba :)

Enteresan gerçekten örgü gibi sakinleştirici ve munis yanı olan bir eylemin, ihtilalle bağdaşması..Belki de şişlerin delici etkisi sebep olmuştur buna :)

Bu arada ben düz örgü severim Ataletim :p

( çok çok işim vardı bu hafta
yazılarını okuyorum ama yoramıyorum, iyi günlerde kullan
evini ve buduarını :)öpüyorum..)

Adsız dedi ki...

En kalın şiş olsa diye düşünüyordum ama ..
Fazla acıtmaz belki ..
Sen de ince demişsin zaten yukarıda ..
Ördüğüme değsin bari ..
Ben selanik düşündüm ataletim ..
Saç örgüsü de olabilir :))
Kötü kadın Müzeyyen olasım var :))
Şişlemek istiyorum :)))

Çiğdem dedi ki...

Selanik örgü yakışmış bu durumda benim örgüye :)

Çiğdem dedi ki...

ve aynı şeyi düşünmüşüz birdemetmavi ile :)

Follow my blog with Bloglovin