31 Ekim 2007 Çarşamba

..


okullar açılırken..
gerekli kitaplar arasında geçem yılın fransızca kitabı da vardı..
bir sevindim.
ilk defa bişeye sahibiz.. ve kullanacağız.. diye..
hani denizden geçip derede boğulunası bir tamah..
ekonomi yaptık heyooo..
okul servis.. forma ve kırtasiye harcamalarımızda bir kazanım var diye....



ama boşuna imiş..
meğer çekirdek kitabı yok etmiş..

yıl sonunda ayırdığı kitapları hiçbir yere bağışlamamıştım aslında..
bir kez de.. sevgili 17lik için bir yıl önceli din bilgisi kitabını satın almak zorunda kalıp.. ağırıma gittiğinden..
artık yeni eğitim yılı boyunca da tutuyorum kitaplarını..



ama çekirdek baktı kitapların arasına..
yok dedi..
nerde ne zaman yok olduğunu bilmemeleri de beni delirtiyor..
arada kükrüyorum evde..
bu değirmenin suyu nerden geliyor .... diye ama ne fayda..


söölendim bi süre.. sonra..
iyi dedim..
bir arkadaşından alırsın fotokopi yaparız..


tam 3tür..
-ben bu kitabı kaç gündür evde tutuyorum..
ama hala yaptırmadın dedi bana.. sabahın saat 7sinde..
-evladım..
saçmalama.. neden getirdim demedin.. yaptırırdık..


şööle alt dudak aşağı doğru bükülüp önemsememedim
ile bilmem arasında bir mimikle baktı sadece..



-iyi.. dedim.. gene getir kitabı.. ama getirince söyle de bilelim..
üremiyo işte kitap mayoz ile kendi kendine dedim..


üç kere.. bu konuşma olmuş..
nihayet fransızca öğretmeni farketmiş..kitabın yokluğunu..
ve bugün..veli öğretmen iletişim defterine not yazmış..
bana..uyarı.. =P



neyse..
tamam dedim kitap var mı elimizde..
var dedi..
akşam gelirim alırım yaptırırız..
18 civarı işten çıkma çabaları içindeyim..
ama üstüste hasta yağıyor..
nihayet..
arabaya bindiğimde..
18.35 olmuş saat..


Ş.. ile L... arasını asla yarım saatte alamam.. ki.. eve gidilecek.. kitapla beraber..
fotokopi için..
1/3 yol geri dönülecek..

telefon açtım eve..
yardımcıya..
sen kitabı al..
L.. çarşıya git.. fotokopiye başlasınlar..
ben gelip seni ve kitabı alırım dedim..
tamam dedi..
ama çekirdeğin hocası vardı odasında..dedi..
bölüver canım dersi bi kitap için dedim..ne bilirim başıma gelecekleri..
aklımca girip kitabı isteyecek ve çıkacak odadan..nerdeeee??



L.. çarşıda.. park yeri sorunu var..
her yer kazılmış..
2 tur dolandım ve sonunda arabayı bir yere tepip..
telefon açtım..
aloo.. dedim..
yardımcım bi dakka dedi.. ve ırmak aldı telefonu..
renkli mi yapalım diyo..
yok dedim.. siyah beyaz da.. siz nerdesiniz..
3 kırtasiyeci var L.. çarşıda.. hangisindeler ki??
U.. kırtasiyedeyiz dediler..
ama benim birden aklıma geldi.. bu çekirdek derste olacaktı..

nooldu ki dedim ders bitti mi..
erken gönderdik dediler..



burada bir girdi yapmak gerek..
özel öğretmenler.. eğer sizin mazeretiniz nedeniyle erken çıkarlar veya.. son dakikada ders iptal etmek zorunda kalırlarsa..
sizden tam ücret alıyorlar..



birden.. bir şafak attı bende..
-nasıl yani??..
bir fotokopi için.. çekirdek de gelmek zorunda değildi ki..
-ama ben bilemedim de ondan size.. ders var dedim dedi yardımcı..
-e be canım ben dersi bölmekten söz ettim.. öğretmeni göndermekten değil..
peki sen akıl edemedin mi.. çekirdek hanım..
aynı ilgilenmedim ve bilmiyorum kılıklı mimik..
-komşuları da arasaydınız..
bikaç kişi.. daha alsaydınız yanınıza..
belki kitap kaçmak filan isterdi..

yardım ederlerdi taşımanıza..



sööleniyorum tam gaz..

kırtasiyecideki 3 adam arada bana bakıyorlar..

bu arada.. rafta modelaj kalemi gördü çekirdek..
-iş eğitimi dersi için gerekiyor dedi..
-iyi dedim..
aman resim ve heykel çalışmanız eksik kalmasın..


bu arada.. rafta başka bir takım malzemeler gördü..
-bunlar ne dedi..
-bunlar.. yağlı boya ile resim yapmak için..
fırça yerine kullanılan aletler..spatulalar..
kesin seneye bunları da alırız iş eğitimi dersi için..
rambrantlar yetiştiriyoruz ya..
aman canım ülkemize.. dedim..


tutamıyorum dilimi..
kızdım bi kere artık habire laf sokasım var..

o arada aklıma..
dün gece saat 22 de..
biz halasında şehrazat izlerken telefon açıp..
-benim yarın sabah için dinamometre yapmam gerek dediği geldi..
-ne zaman verildi kızım bu ödev.. diye sordum suçluluk duyguları içinde..
çoccuğuma ödev verildi.. ben kötü ben .. evde değilim..
cuma günü verilmiş.. 3 gün tatilde yapsınlar diye..ama nerdeee...
yumurta popodan çıkınca.. folluk aramak derim ben buna..
sabah da utanmadan..
öğretmene not yazmamı istemişti..
ben de..
-ne yazıcam yani..
bill ve tom aşkına düşen şaşkın öğrenciniz..
ödevi unutmuş.. gece yarısı aklına geldiğinde de..yay ve sopa bulamadık..
dinamometremizi yapamadık diye mi yazıcam..
git kendi özrünü kendin bul..
sıfırını al..
tepemi attırma demişim..



döndüm kırtasiyecinin ortasında..
-nooldu dinamometre dedim..
-hiiiç.. evde unuttum dedim.. cumaya getir dedi .. öğretmen demez mi..



sinir oluyorum bu ''bize'' ödev veren hocalara..
17lik için de asansör.. yürüyen merdiven yapmamız gerekmişti.. hem de işleyen..
ama hocalarla ilgili.. dedikoduları çekirdeğin önünde yapmam..
fırladım dükkandan dışarıya..



birden bir arkadaşımın..
L.. çarşıdaki..
Ş.. şarküterinin imaj danışmanı olduğu..
ve ara ara baskın yaptığı geldi..
çevirdim telefonu..
-aloooo jüjüm..
naber..
ben L.. çarşıdayım da..
burda kırtasiyecideki diğer aile efradını kaltletmemek için kendimi meydana attım..
aklıma geldi..
baskın yapiim mi.. neleri kontrol ediim senin şarküteride.. dedim..
23 yaşında kız annesi hemen anladı beni..
-noolmuş dedi..
özeti dinledi..
-amaaan salla dedi..
23lük de ööle devam edecek..
karşına benim marka dizayn ödevim vardı da unutmuşum..
çabuk bana yetiştir.. ya da yapmama yardım et diye arayabiliyor bu yaşta bile..
-yav dedim ben çekirdeğe kızıyorum ama bu öğretmenlere de sinir oluyorum..
niye bana ödev veriyolar..
bu çocuklar..
nerden nalbur bulacak yay ve tahta veya demir parçası bulacak..
besbelli bu ödevi babalar anneler yapacak..
e ben bu yaşta neden bunu yapmak zorundayım yavvvvvvvvvvvvvvvvv
-git eve koy şarabını.. dedi...
rahatla..



öpüştük kapadık..
ben dükkana girdim..
-az kaldı dedi fotokopi başındaki adam..2/3 ü bitti..
çekirdek kitapların arasında.. kendine roman seçmekte..
o arada kalemleri uhuları almış.. zaten.. biz eski kitabı kullanacağız diye sevindik..
masraf giderek artıyor..

-bi de sprey vernik de gerekiyor dedi.. iş eğitimi için..
ben bu iş eğitimi öğretmenini döverim..
diyecem diyemiyorum..
ama çekirdeği didklemeden de duramıyorum..
-hele bi eve gidip o atmadığımız kitapların arasında bulalım bunca eziyet eden kitabı..
bak ben o zaman sorarım sana..dedim..
kırtasiyenin sahibi hiç sesini çıkarmıyor ama ara ara bakıyor bana.. ben konuştukça..
en iyisi gene çıkmak dışarı..



gene çıktım dışarı..
bir arkadaşım da.. bu gece beni iş sonrası hepi aur'a davet etmişti..
ben de..
dün şehrazat bugün sen .. olmaz dedim diye acık alınmıştı..
onu aradım..
bak dedim..
ne hayırlı olmuş..
gelmemem..
güldü telefonda kıkır kıkır..beni dinledikçe..
o sırada..
karşıdan çekirdeğin geldiğini gördüm..
elinde bişey mi var ne..
olamaz diye bağırdım telefona..
nooldu dedi kızcağız..
çekirdek bana kahve getiriyor..



L.. çarşı kazı yeri..
ben çarşının ortasına kadar yürümüşüm fark etmeden hırstan..
çekirdek de..
meydanda bana doğru bir türk kahvesi fincanı ile ilerliyor..
bi yandan da sırıtıyor..
ben yaptım de bari de.. annen sevinsin dediler dedi..
bütün adrenalin yerlerde..serotonin tavan yaptı..


dışardan nasıl tehditkar göründüm ki.. diye düşündüm ve gülmeye başladım..
çek dedim bir resmimi.. çabuk..
bu an.. unutulmaz olmalı..
çektik..
omzumda çanta.. sırtımda pardösü.. keyifle içtim inşaat arazisinde kavemi..



derken bitti fotokopi..
ama adamların suratı.. bi tuhaf..
-adresi bırakın biz yapıp getirelim dediler..
-nasıl?? neden??
fotokopiyi çeken..
sayfaları kağıda oturtmamış..
enini boyuna çekmiş..
her sayfanın sadece yarısı var..
baktım..
bu kırtasiyecilerin başbaşa kalması gerekiyor..
-yok dedim..
biz şurdan S...İş e gidelim.. madem..
geliriz birazdan..

çıktık..


böyle durumlarda çocuklar birden bir sosyal.. sohbet-kar (var mı bööle bir sözcük..)
ve yardımsever oluyor nedense..=P
bizim çekirdek de öyle..elimdekileri taşımama yardım etmeler..kapıları açıp tutmalar..
e ne olsa korku.. dağları bekler..


-buranın bir ayna pastası var.. ödül alan.. fransalarda.. onu alalım akşam için bari..
-yaban mersinli efendim dedi.. tezgahtaki delikanlı..
antioksidan etkisi var kalp hastalıklarından koruyor..
-iyi dedim.. kalbi koruyalım..
şekere boşver..
birden gözüme.. ufak top gibi kahverengi bir pastacık ilişti..
-bu nedir dedim..
çukulatalı bi ad söölediler....
-hadi dedim..
siz o aynalı pastayı paketletin.. ama bunu da oturarak yiyelim..
yemek öncesi doyurmasın.. bölelim de yiyelim..
-olur.. dediler..
tek kişilik pastayı 4'e böldüklerini görünce..
-3 kişi 4 parçayı nasıl bölüşür dedim.. tezgahtaki kıza..
baktı ve..
-son dilim için savaşarak dedi.. =P
sonra baktım o dilimi de 3'e bölmez mi??

neyse..


biz çukulata dozunu aldık..
-ohhhhh...
dedik..
hesap ödeyeceğim.. geçtim kasaya..
-beğendiniz mi dedi..
kasiyer..
bu L.. çarşının esnafı hep bööle sıcak mıdır??
-evet dedim..
maalesef.. sanırım yeni bir tiryakiliğim oldu..
yuvarlana yuvarlana gelirim artık.. sık sık..

çıktık..


kırtasiyeciye geldim..
bizimkileri arabaya oturtup..
-bitmek üzere.. dedi..

başka biri duruyor fotokopi makinesinin başında..
sonra bana..
-o arkadaş dedi.. üzüntüsünden istifa etti..
bizden sonra.. benim hissettiğim gibi.. bişeyler olmuş da.. belli..
-ben biraz asabiydim de..
acaba ben mi şaşırttım arkadaşınızı diye üzüldüm dedim..
-yok dedi..
zaten öfleyerek başlamıştı çekmeye..
kızınız geldiğinde tam da çıkmak üzere idi..
kitap kalın olunca istemedi yapmayı..
isteksiz yapılan işten hayır gelmez zaten..

-evet dedim anlıyorum ama..gene de rahatsız oldum..
-yok dediler..
insan bi kere de..
kontrol eder.. yaptığı işi..

-peki dedim..
bütün bu kağıtlar..
atıklar..
napıyorsunuz..onları..
arkada bir toplama kutusu var..
biz faks çekerken kullanıyoruz terslerini..
bazen de diğer esnaf not kağıdı olarak kullanmak için ister..
bir de yaşlılarımız var..
onlar da gelir..
not kağıdı için ister..
-ne varsa onlarda var dedim..
-evet yokluk görmüşler elbet dedi..



kitabımı aldım..

mı eki gayet bilinçli..

zaten kaybedilen kitaba verilen ücret.
fotokopi ücreti..
öğretmene verilen hava parası ücreti..
pastaların ücreti..
iki.. normal şartlarda yapmayacağım telefon konuşması ücreti..
bi sürü gereksiz ama nedense görüldüğü anda en önemliiii ihtiyaç haline gelen tuhaf kırtasiye malzemesi ücreti..

e bu kadar harcamışken..
bir de rafta..
''anneler ve diğer canavarlar '' diye bir kitap görüp..duruma uygunluğu nedeniyle dayanamayıp..
onu da kendime aldım..
onun ücreti..



muhtemelen.. işten ayrılan elemanın ettiği ahhhh!!!



döndüm eve.. saat 20.55..idi..demek bir de.. 16.35-20.55 arası geçirilen zaman ..

hakettim ben bu MI ekini..=P


ööö.. bu kitap unutulmazlar arasına girer..

yazıyı hazırladım.. şimdi..
ayna pastamı yiyeceğim..

yatacağım hemen..


bana sen neden böyle enerjiksin..
nasıl böyle olabiliyorsun diyorlar..
ben de..
ben sirkde yaşıyorum diyorum.. o iyi geliyor.. deneyin siz de.. bakın iyi gelecek..
haksız mıyım..

ama ..

hadi iyi perşembeler..

1 yorum :

carpediem dedi ki...

destan yazılmış burada.
okudukça okuyasım geldi atletim.
semeriyle seksene malolmuş.
bazan böyle çıldırtırlar insanı,
bazan değil ya her zaman.
çok şükür bizimkinin okulu bitti de kurtuldum ben.
darısı sana canım...

Follow my blog with Bloglovin