20 Nisan 2017 Perşembe

Ağaçlar yağmurlar yollar ve diğer şeyler..

İncecik yeşil yapraklı söğütler ıslanmıştı..
Erguvanlar ıslanmıştı..
Sakuralar ıslanmıştı..
Çimlerin arasından baş vermiş sarı süsenler.. ıslanmıştı..
Beyaz petalli baharlar.. ıslanmıstı..
Mor salkımlar ıslanmıştı..

Doğada yağmuru bulan bitkiler..
Bir ayin yapar gibidir..
Suyun üzerlerinden kayıp gitmesinin hazzını hissedersin izlerken..
Damla damla köklerine ulaşan suyun verdiği doyma hissini..
Okursun petallerinden.. yeşillerinden..

Ama burasi doğa değil..
Çevre yolu kenarı yeşil alan..
Burda onlar zevk almıyor..
Hasta banyosu gibi..
Bebek yıkanması gibi değil..

Gelin hamamı gibi değil..
Hemen yanıbaşlarında ekili..
Star wars amblemi şeklinde..
İşaret modeli ekilmiş her dem yeşiller var..
Bodur çalı..
Çalı çok yıllıktır..
Bilir bunu.. keyifle açar dallarını toprağa paralel..
Yayar kendini..
Bu çalılar top top büzülmüs.. cüce buxuslar..
Mevsim dönümünde hoyratça koparılacaklar topraktan..

Kalıcı olmak bitkinin doğasında var..
Yerini yurdunu benimsemek..
Toprağını kucaklamak..

Bizler.. şehrin köle pazarlarında mesai adı altında çile doldurtulan beyaz yakalar..
Mavi yakalar..onlar kazandıklarını harcasın diye ..
Çalışmalarının karşılığında..
Kendilerine ve ailelerine.. iyi hatta lüks bir yaşam sağladıklarını sansınlar diye açılan avemelerin vardiyalarından çıkanlar..
Gün doğmadan yola düşüp hava kararınca eve dönen ..
Okul çocukları..
Ve hatta şehrin emeklileri..
Yılların alışkanlığı ve bezginliğiyle..
Bu yolları günün en kalabalık saatlerinde..
Arpa boyu hızıyla arşınlarken..
Gözü sağa sola kaçtığında..
Öndeki aracın stop lambasından ayrıldığında..
Yeşili görsün diye..
Her şey normal .. insanoğlu kendini..
doğal yaşamında sansın diye.. oraya dikilmiş bitkiler..
Gün boyu bizlerle birlikte egzos koklayan yeşiller..
Aslında hayvanat bahçelerine kapatılmış o mahzun hayvanlardan ..
Farklı değiller..

Can çekişiyorlar..
Hele yolun dibine dikilmiş olanlar..
Yanlarından geçerken dallarını kıran.. yapraklarını uolan yüksek kasalı araçların gazi ettlkleri..
Sirklerdeki ucube gösterilerine katılanlar gibi..

Şu kelebek çalısı pekala sakallı kadını görün diye çığırtkanlı çadıra kapatılsa olur..
Şu laleler.. 
3 beş memeli cüce olabilir misal..

Hüzünlüler..

Bu ağaçlara gelin gibi çiçek açmış diyemezsin misal..
Şu atkestanelerinin yanında yöresinde yeni çimlenmiş bir kestane görmezsin..
Kısırlar..
Etraflarındaki toprak zehirli zaten..

Elimizin değdiği herşeyi kendimize benzettiğimiz büyük şehirde..
Yağan şey..
Bahar yağmuru değil...

Hiç yorum yok :

Follow my blog with Bloglovin