23 Ocak 2017 Pazartesi

Çelınc olmasa canıtın ne derse desin gelmezdim de...

Çellınla devam edesim var..
Başka binot koymadan yazıyorum..

En eski aım..
Hayatımın ozeti gibidir..

Eve buzdolabı gelmiş..
Ben 4 yaşındayım..
İki katlı bir rum evindeyiz..
Giriş holünde buzdolabının ambalajı açılıyor..
Bir heyecan bende..
Nedense ve nerden bulduysam abimin bisikletinin tekerlek şişirme pompasını almışım elime..
Dönüyorum kendi etrafımda..
Ve tabii pompa aniden açılıyor..
Ve elbette o açılıp uzadığı an ben buzdolabına yakınım ve o pompanın..
En ucunda sicri bir çıkıntı var.. hani şu tekerleğin sübabına takılan..
Ve buzdolabının yanı boydan boya çiziliyor..
Ve annem tam o anda sofaya giriş yapıyor..
Olayı görüyor ve bir hiiiiii iç çekişi duyuluyor annemden..
Atalet....
Diyor bir de..
Ve ben oracığa gömsünler istiyorum.. beni pompayı..
Ve bakamıyorum annemin yüzüne..

O sesteki hayal kırıklığı ve sitemi.. hiç unutmam..
Ve o buzdolabi ben liseye giderken bile ..
Saime hanımın oğlunun bekaŕ evine gidene kadar bizimle yaşadı..
Ve çizilmiş olan yanı duvar tarafına gelmedi hiç bir mutfağımızda..

Bir hayvan olsam..
Olmiyim ya..
Öyle dümdüz bi hayvan olamam ki..
Misal hem ağustos böceği hem karınca olabilirim mütant..
Deve ve devekuşu.. olabilirim..
Yarıs atı ve yük beygiri.. eş bedebde..
Olurum yani neden olmasın....

3 yorum :

Leylak Dalı dedi ki...

Şunu anlatayım istedim senin anın üstüne. Ben 5 yaşında falanım, anneannemle oturuyoruz henüz, dedem yeni ölmüş. Bir komşusu var Azeri kökenli, Hasan emmi, yaşlı bir adamcık. Konuşması Azerice'ye çalıyor, "çaydan yırtıldı" falan diyor çaydanlığı düşüp kırılınca ve biz arkadaşım Serpil'le çok gülüyoruz ona. Bir gün anneannemin kapısının önünde sohbete duruyor adam annemlerle. Biz Serpil'le arkadan yanaşıp adamın ceketine asılıyor ve Hasan emmiii Hasan emmmiii diye silkeliyoruz. Sen adam düş yere biz onu sallarken. Atalet, bunu yazarken bile kıpkırmızı oldum. O vicdan azabını hiç unutmadım, her aklıma geldiğinde üzüldüm, bir şey de olmamıştı aslında ama biz küçükten vicdanlı çocuklarmışız. Buzdolabi ya da insan, zarar vermek bize göre değil, omzumuza yük oluyor...

ATALET dedi ki...

Leylak dalım... o zamanlar saime hanımın yoktan var oluşunu.. emeğini.. alt yapısını bilmesem de.. annemin o içinden kopan sessiz hiiii .. sanki herşeyi anlatmıştı bana....
Evet biz vicdanlı ve şefkatliydik...
Hala öyleyiz ondandır gürültücü kırılganlar oluşumuz..
Atalet

MAVİANNE dedi ki...

annelerin sadece bir hiii sesi anlatır herşeyi
üzülmüş olsa da küçücük Atalet var oarda kazayla yapılmış bir yaramazlık
anılar iz bırakıyor bizlerde
sevgiler

Follow my blog with Bloglovin