19 Ağustos 2016 Cuma

kitap sayfalarının arasından başka sığınağı olmayan biri olarak.. canıtınla dertleşme..

bir an dikkatim başka yere kaydıysa demek..
önündeki suyu masaya döktüğünü farketmemişim..

öykü roman özyaşam konusunda konuşurken.. 
elindeki kağıt peçete ile..
masanın üzerini yavaş hareketlerle silen bir kadın görüyorum..
yavaşça .. 
daireler halinde..
içten dışa daireyi büyüterek siliyor..
gözleri yaptığı işte..

nasıl cern'e gittiğini..
gitmeden kitabını yayına bırakışını..
yayınlanmasının sürpriz etkisini..
anlatıyor..

masada sabit bir lekeyi çıkarmaya çalışır gibi..

depresif.. 
majör depresif diye düşünüyorum..
ama meğer suyu dökmüş..
obsesif bir silme değil bu durumda.. 
ama çok hüzünlü..

cern de geçirdiği günleri anlatıyor..
gün boyu çalıştığını..
sonra odasına dönüp.. 
yatağının üzerinde kitabını yazışını..
bir yıl başka hiç bir şey yapmayışını..
siliyor ve gözleri önüne dikili.. anlatıyor..
ta ki..
kendince o sildiği şey.. 
tamam olana kadar..

iki şey dikkatimi çekiyor..
biri silerken gösterdiği özen dikkat ve ..
içine sinene kadar.. 
yapmak için geçirdiği süreyi önemsememesi..
iki.. işi bittikten sonra bile..
dinleyenlerle göz temasını uzun süre kurmaması..
kendi kendine anlatır gibi..

ayrıca bedeninin artık hastalık nedeniyle..
onun ruh durumunu taşımadığını da söylüyor..

kırmızı pelerinli şehir'i anlatıyor ..
konuşmanın konusu o..
gerçeklerden yola çıkarak romanı tasarladığını..
şehrin gerçeğinin bu olduğunu..

başka eserlerini okumamışım..
ama aynı hafta..
önümüzdeki 50 yılın en başarılı yazarları arasına seçilmiş.. 
fransa'da..
o haberi okumuşum..
yapı kredi yayınları kültür merkezindeki söyleşiyi duymuşum.. 
gitmişim..

kaç yıl oldu..
vardır blogda..

bakacağım yazı bitince..

bugün halkı suça kışkırtmak ile suçlanan yazar bu.. 
gözümün önünde.. konuşma günü halleri..

masadaki suyu silmeye kendini öyle adayan..
bu arada konuşurken en doğru ifadeyi.. 
sözcüğü bulana kadar susup bekleyen biri..

kışkırtsa kışkırtsa..
insanı özenle üretmeye..
ağzının ölçüsünü bilmeye kışkırtır.. 
diye düşünüyorm haberi okuduğumdan beri..

insanlık için acı çekebilme kapasitesi var..
özyaşam öyküsünü anlatırken verdiği detaylardan belli..
ve insanın içindeki hüznü kışkırtır..
insanın acısını görebilen biri..
en çok o acı olmasın diye..
vicdanı kışkırtır..

sevdiğim her yazarı tanımam.. 
tanıdığım bazı yazarları kişi olarak sevememişliğim var..
aslı erdoğan..
koruma altına almak isteyebileceğim ..
kırılgan bir insan..

söyleşi boyunca bunu hissedebildim..

sözlerinden yazılarından alıntı filan yapmayacağım..
kitaplarını kitaplığımda .. sevip okşayacağım..

bir sitem yollayacağım ..
yüzsüzce karşımızda göbeğini kaşıyarak..
bir ay dört gündür..
"yaptık ama kandık da yaptık"..
"hem 45 sene kandık"..
diyenlerin her gün geçit yaptığı zamanlarda..

utanacağım bir de..

ve kızacağım tabii..
bu coğrafya olmak zorunda mıydı yaşayacağım yer diye..
rönesans döneminde topuzlu kadın resimleri üzerine çalışmalar yapabilecek..
doğal boyalarla ilgili makaleleri masa üstüne kaydedip..
belki de bir gün doğal dokumaları boyayıverecek..
gönül rahatlığı ile yaşanacak boş boş işlere takılacak nice yer varken..

tamam..
elbette yiyor .. içiyor.. 
doğum günü kutlamaları yapıyorum..
hatta birkaç kez..
arkadaşlarımla yemeğe bile çıktım..

ama ..
deyip içini boşaltayım.. 
bu dediklerimin..
çünkü boş içleri..
hergün patladığımız..
öldüğümüz..

dokuz aylık bebeklere.. küçücük çocuklara.. gencecik insanlara.. 
tecavüz edilen..
22 yaşında insanların öldürülüp yakıldığı..
göz altında kayıpların olduğu..

"türkiyede pedofili cezasız.. 
aman dikkat" diye vatandaşını uyaran avrupa ülkesine sinirlenip..
"isveç dünyanın en çok tecavüz suçu işlenen ülkesi" diye 
mahalle ağzı.. mahalle mantığı lafların..
edilmeyi bırak led'lerle havaalanlarına yazıldığı..

turistlerin sokaklarda..
"bunlar geliyor.. gavur ediyor milleti" diyenlerce kovaladığı..
"bas git.. bas git" diye takip edildiği..

dünyanın..
2016 yılına ait doğal kaynak rezervi tükeneli 15 gün olmuşken.. 
15 gündür 2017 rezervinden yerken bizler..
ve dünya çevre bilimciler.. 
2030 son tarihi bildiğimiz dünyanın derken..
yeraltı ve üstü sularının özelleştirilmeye çalışıldığı..
"çevreyi putlaştırmış" bunlar diye .. 
yeni bir yafta ile rekora koşan kafa yapısının..
tüm yeşil alanları imara sanayiye açtığı.. 
üstüne ormanı yok edecek olana teşvik vereceğini müjdelediği..

guglanımda "sihir namazı" araması yapmama neden olan..
tuhaf insanların yücelere danışman olduğu..

devlet fonlarının tek elden ve kimseye hesap vermeden ..
harcanmasını mümkün kılacak olan yasaların gündemde olduğu..

çakıcının ve 38 bin suçlunun ..
halka daha az zarar vereceği düşünülerek serbest bırakılırken.. 
aslı erdoğan'ın tutuklandığı yerde..
içi boş benim bu sosyal faaliyetlerimin..

daha ölmedim.. 
demeye çalışan bünyemin hezeyanları..

ama ruh durumumu sorarsan canıtın...
çal bre israfil.....
der geçerim..
çal ne olursun..
çal artık......





2 yorum :

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Neden böyle? Ne ara bu kadar yoz bir toplum olduk biz?
Selam olsun güzel kitapların yazarı güzel kadına ...

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Neden böyle? Ne ara bu kadar yoz bir toplum olduk biz?
Selam olsun güzel kitapların yazarı güzel kadına ...

Follow my blog with Bloglovin