7 Şubat 2014 Cuma

cuma günleri iğneler gugl'anım kibele.. ayşe kız.. melisa ve canıtın israrla lale ve selgin de var..



uu ne çok sey sığdı bir haftaya...
anlatsam çok uzar..
kodlayayım..

mayıs sonu haziran başı hayatımıza bir sürü genç insan .girdi.
.
isim soyadı anne adı öğrendik onları..
tanır gibiyiz diz dize oturmuş dertleşmiş gibiyiz..

bu hafta onların haftasıydı peşpeşe...
hele bir eskişehir'li oğlumuz var ki... kayseri'ye kitledi bizi..
 hele bir annesiyle el ele bizi yukarılardan izleyen çocuğumuz var ki..
içimiz şişiyor..
ama neyse ki antalya'lı çocuklarımız hele de güzel gülüşlü .. onurlu duruşlu kızımız var ki..
bari onlar yüzümüzü güldürdü.. dedik..
hepsini kibele'ye emanet ettik..

bu arada dünya ağrısını yüreğimizin üzerinde hissettiğimize göre..
ayfer tunç'un dünya ağrısı ile yazdıklarımızı takip ediyor musunuz diye sormanın tam zamanı..
haftaya laleninbahçesi..
hem bibliyomanyakların bir de sürprizi var hatta iki..
birincisi.. artık her hafta bir kitap veriyorlar..
nasıl alırım ben de isterim dersen..
bibliymanyakları takibe al ve her haftanın ilk günü yayınlanan yazıya bir sonraki pazartesiye kadar..
yorum bırak..

yorumcular arasından pazar günü kura çekilecek..
haftaya lalemin duble kaymaklı etkinliği..
hem dünya ağrısı yazısı hem de canan tan'dan sizler için imzalattığı kitabı hediye edecek..

ikinci sürpriz..
artık kabul eden yazarlar ile.. dört yazarın yazısı da yayınlandıktan sonra röportaj yapıyoruz..
geçen ay esra türkekul ile yaptık..
bakalım ayfer tunç bizi röportaj için kabul edecek mi..
etse de başımızın tacıdır.. etmese de.. başımızın tacıdır..

he bir de..bibliyomanyakların en sevdiği yazar.. içlerinden biri selgin gb'nin kitabı da raflarda yerini aldı..
boş durur muyuz..
onu da okuduk..
biz üçümüz..
aramızda bir de selginin kitabını "iğneler" i değerlendirelim dedik..
leyla hanım da kabul etti..

o da olacak..
anlayacağınız bibliyomanyaklar atakta..

peki biz napıyoruz canıtınla..
ben atalet olarak..
imaj değiştirdim açıkçası..
buralardan paylaşmam ama.. ben de kadın olarak elbet saçımla başımla uğraşır..
uğraşmadan gezermişim ben hep böyleymişim gibi yaparım..

neyse..
ben ani bir kararla..
bundan dört ya da beş sene önce..
kara kaşlı kara gözlü bir kadınken aniden sarışın bombaya dönmüştüm..
her türk kadını bir gün sarışın olabilir..
bunu unutmayın bakın..
ve ayrıca da kendimi sarışın olarak çok sevdim..
ki çok şaşırtıcı idi..
zira yola çıkarken müsaitseniz bir boyaya geliyorum dediğim kuaföre doğru ilerlerken..
neden ben de sarışın olmayayım diye kendimi sorgulayıp..
kuaförü de şoka sormuştum..
net on dakikada verdiğim bu karar yüzünden..
aman ne olacak ki..
olmazsa gene boyarım demiştim teselli olarak..
ben bunu deyip evlenmiştim biliyor musun blog..
evliliğe karşı biri olarak..
baş ve işaret parmaklarım arasında sıkmadan tutup..
bakıp.. 
evlenme fikrine..
aman nolcak ki.. olmazsa boşanırım demiştim kendime..
kabul edebilme cesaretini bulmadan önce..
heyhey.. yüz yıllar geçti..

neyse sarışınlık da uzun ömürlü oldu..
ama bu yaz başı herşeyden ve dünyadan ve gündemden pek sıkılmışken hafifleyesim geldi..
gene kuaförü şoka sokarak hafiflemeye karar verdim..
kes dedim .. sırtıma inen saçlarımı..
zaten hep topluyorum..
kısacık kes..
ve beni kızıl yap..

kesme konusunda pek mutluyum..
ama kızıl olamadım..
benim içimde bir irlandalı bir cincır bir hürrem yokmuş..
olamadık bir arada...
çukulata dedim evet çukulata..
ama olmadı..
bozuk çukulata matlığı ve dönük renginden kurtulamadık ve her yıkamada alttan sırıtan hürrem..
neyse sonunda ..
kazı dedim kuaföre..
peruk alıcam..
uzayınca boyasız gezicem..
aman etme dediler son bi şans ver ..
ve kuaförden çıktığımda kolumda takılı çanta ile aynı renkte idi saçım..
koyu yeşil ..
haki..
ceviz yeşili..

akşam .. elimde tabancasız geldim ama dükkanı bastım resmen..
kazı dedim..
yapacaktım..

bu kadar görüntüsüyle uğraşmayan ben..
gerçek söylüyorum..
gardropta.. beyazlar siyahlar morlar ve bir miktar kum rengi..
ayakkabılar nerdeyse hep ayni..
dekolte aynı..
makyaj malzemem bile bin yıldır ton sur ton aynı..
uğraşmam yani..
ama bu saçla ..
deliricem..

ve sonuç.. sarışın oldum..
kısa saçlı sarışın kadın..

bugün hastaneye gittiğimde..
kendimi marilin gelmiş gibi hissettiren tüm hasta.. hasta yakını ve personele ve dahi patronuma.. 
şaka değil akşam işin var mı diyen bile oldu ayol..
teşekkür ediyorum..

kuaförde.. geç saate kadar oyalanınca..
tvittırdan antalya gelişmelerini izlememe olanak sağlayan vayrles desteği için..
ordan yayın yapan tüm dostlara emekleri için..candan teşekkür ediyorum..
bir yıkamaya gittim..
baktım faltaylının videosu yayınlanmış..
vayrles sen olmasan netciğim sen olmasan ben eksiğim annem..

guglanıma da  teşekkür ediyorum..
bana en inanılmaz yerlerden bilgi sağladığı için..
yaradanım kibelem bizi ayırmasın..
bilgiye birbirimize ulaşalım diliyorum hem de her zaman..

aslında melisa kesmez'in atları bağlayın geceyi burda geçireceğiz kitabındaki..
öykülerden birindeki..anne kız öyküsünde yola çıkıp çocukluğumda yataktan çıkmayan anneleri olan noktacık ve aslan kitabındaki kız çocuğuna ve kendime uzayan bir yazı yazacaktım..

ama ben sarışınım ya..
bu da böyle olsun biloggg....

en önemli haberi verecektim unuttum..
selgin gb'nin iğnelerin tanıtımı.. yazarla tanışma partisi imza şeysi var yarın ..
saat 14.30 sonrasında..
kadiköyde kafka kafede..
gidin bence..
belki üstünüzden bir kuş geçer..
kaçırmayın bence bu fırsatı der..
 giderim ben.. 
ne olsa..
bugün cuma..
cuma günleri.. bavul hazırlamak gibi..
ne olsa.. =)





Image Hosted by ImageShack.us

2 yorum :

Leylak Dalı dedi ki...

Ben gidemem ve çatlarım :(
Dağıt saçlarını savur bebek, bir dahaki yazıya da Noktacık'la Anton'u yaz ama mutlaka :)

lale dedi ki...

ay kendi yazı günüm gelince bi heyecan yapıyom valla:))
Sarı saçlı halini daha önceden biliyorum sarışın bombaydın gerçekten de... Ama kısacık saçlı halini çok merak ediyorum.
Yarın çok sürprizli olacak desene...

Çook öptüm Ataletim Canım benim.

Follow my blog with Bloglovin