9 Ocak 2014 Perşembe

saime hanım.. emire hanım.. iki farklı bağımsız şey hakkında ve yaşlı olmanın dayanılmaz hafifliğinden de söz edersek...

bir cümle ile bitebiliyor bazen başlamamış ilişkiler..
anlatım bozukluğu var atalet.. 
peki ..
o ilk cümle bazen bir ilişkinin başlamasına engel olabiliyor.

dün poliklinik..
çok eski bir hastam.. hatta bir komik tarafı var..
eski ilk karşılaşmamızda..
bir hasta yattı dediler..
patron aradı bizim hasan'ın annesi dedi dediler..
benden patronun hasan'ın annesini ala ve valâ ile ağırladım sardım sarmaladım şefkatle tedaviye aldım..

derken aynı hasan'ın benim abimin yani saime hanımın oğlunun da hasan'ı olduğu çıktı ortaya..
dolayısıyla çifte torpilli hatun el üstünde uğurlandı..

derken..
dün gene gelmiş..
odaya girdim.. iki kadın ayakta..
hasan'ın annesi.. üzerini çıkarıyor başı öne ve geriye dönük.. görmedi beni..
yanındaki kadınla göz göze geldik.. merhaba dedim el sıkıştık..
ayakta bekliyoruz hasan'ın annesi ile paltosu arasındaki savaşın sonlanmasını..
acil bir imza varmış.. 
kapı arasından uzattılar..
ayakta imzaladım..
döndüm savaş bitmiş..
hasan'ın annesi oturmuş.. ben ayakta.. diğer kadın ayakta..

ben de uzandım.. selamlaştım hasan'ın annesiyle..
ve sonra geçip yerime masama oturdum diğer hanım dikiliyor..
ben elimle oturun diye işaret ederken bir yandan nasılnız demeye çalışıyorum..
hasan'ın annesine.. o gene bana bakmıyor ve ..
diğer kadına 'otursana' diyor yüksek sesle..

kadınsa dikmiş gözünü bana..
'oturayım mı' dedi..
lütfen dedim..
'ne bileyim hiç adam yerine koymadınız.. bir selam bile vermediniz de..'

artık bi değiştim..ben..
yani özür filan dileyesim yok biliyor musunuz..
zira bu tipler işte kendini tek cümleyle ele veriyorlar..
heryerde tabii.. sadece muayene odasında değil..
mutsuz huzursuz keyifsiz keyif kaçıran tipler..
hiç oralı olmadım.. 
önce olur mu diye başlamış.. ilk sizinle selamlaştım filan diye anlatacak gibi olmuşken..
durup..
'hmm öyle mi.. eşeklik etmişim.. oturun bence şimdi' dedim..

sonra ..
sonra hep ve sadece hasan'ın annesiyle ilgilendim..
zira ikinci cümlede de faullüydü.. üçüncüde de..
ben hasan'ın annesine sordukça kadın cevapladı ve hep çuvalladı..
hastalık nüksedince doktora gittiklerini.. /alternatif tıp uzmanı/ 
onun tedavisi sürdüğü halde..
yeterli düzelme olmayınca bir fizikçi görsün dediğini..

o doktor ben fizikçi hayat bize güzel.. 

o yüzden geldiklerini ve dilersem arayabileceğimi söyledi..
dilemiyorum dedim..
ama o arasın dedi dedi..
aramayacağım dedim..

hasan'ın annesi anladı..
artık sonrasında yalnız kendisi konuştu..
aldık tedaviye..
bitti..

bugün hasan'ın oğlu yalnız geldi tedaviye..

dün..
poliklinikten geçerken..
çapa'dan gelmiş..
hızla odama yollanırken gözümün elifinin köşesinde ..
solumdaki koltukta oturan birini gördüm..
durdum ..
bir adım geri geldim durdum..
teatralim evet..

sonunda bana bakan kadına..
siz emire hanım mısınız dedim..
çıkaramadım dedi..
siz emire hanım mısınız dedim.. 
yüzünüzü biliyorum ama adınızı söyleseniz dedi..
siz emire hanım mısınız dedim..
evet dedi..

ben atalet dedim..
saime hanımın kızı atalet..

emire hanım..
saime hanımın meslek arkadaşı..
eskiden böyle bir terim vardı..
yani yakın dost olmayan ama aynı iş çevresinde çalışanlar öyle tanımlardı birbirini..
saime hanımdan biraz daha genç..

emire hanımı ben kendinden biraz daha genç ve kendinden daha güzel bir kocası olmasıyla hatırlıyorum..
yaşı bana yakın yakışıklı bir oğluyla..
ve biraz çapkın o yüzden eleştirilen kızıyla..

emire hanım kadınlığın sırrını bilen bir hanımdı..
bizim  eve gelip gitmişliği yoktu hiç..
ama biraz pasaklı olduğu söylenirdi evinde..

düne bağlantı olsun burdan..
temiz evler değil bazı şeylerin sırrı..
dedikodu değilse kocasının ehlikeyif olduğu..
emire hanımın da gardrobunun bir köşesinde bir dansöz elbisesinin olduğu söylenirdi.. =)
tamamen hafızamın ve denilenlerin yalancısıyım..

saime hanım da benim gibi gençlere düşkün..
kankaları .. kendinden iyice genç arkadaşları..
emire hanım ben sizden küçüğüm dedikçe.. apla apla deyip sinirlendirirlerdi emire hanımı..
onu nerden anımsadım derseniz..

saime hanımdan ben çok çekinirdim..
onlar hacer.. mualla ve o kankaydılar.. 
ben tabii onlardan küçüktüm deyince anımsadım o apla muhabbetini..

çantamı fırlatıp odama çıkmayıp..
diz çöktüm dizinin dibine.. başladık kaynatmaya..
patron beni bu halde buldu evet..
bizim osman'ın teyzesi dedi..
nolur benim olsun mu dedim..
sormadım bile emire hanımın doktor seçme hakkını..
o sırada yanımıza gelen..
 o zamanında azcık iç çektiren eskinin yakışıklı oğlu..
biraz bozuldu sanki bu işe.. tenzil-i doktor mu olduk ki dedi sanırım.. 
olsun dedi patron..

uzun sohbet ettik.. emire hanımla..
sonra muayene ettik.. onun da rızasıyla.. hastam oldu benim..
 yakışıklı oğlu da.. o da gönüllü oldu hastam olmaya..  
ama artık yakışıklı değildi.. oysa ben hep güzel hep çekiciyim =)..

kadın her yerde her yaşta kadın..
anılar algılar hoş bir seçmece..

emire hanım çok eğlenceli aklı süper düper başında ve derhal cep telefonunu alıp..
aloo semiha pınarı buldum..
aloo hacer pınarı buldum.. diye her birisini bir bir aradı..
sonra da telefonları elime veriverdi..
altın kızlar film setine düşmüş gibiydim =)
öyle eğlenceli oldu ki..
ilk kez saime hanım adı geçti ve fakat hüzün gelmedi geriden..

cemal beyden de söz ettik..
sefertaslarına koyardı dedi.. her sefertasının içine ayrıca porselen tabakla koyardı yemekleri..
bizlere ikram getirirdi..dedi..
ama bunları destekleyen mimikler görülmelikti..

okula taşınan yemekleri net biliyorum da sefertası ayrıntısı çok işte hafızamda..
sonuç olarak ..
yaşlı olmanın dayanılmaz hafifliği bulaşıcıydı dün..

emire hanım bakalım 
ilerleyen günlerde bana anımsamadığım neler anlatacak.. 
bu yazı sanırım birkaç gün sürecek...

Image Hosted by ImageShack.us

Hiç yorum yok :

Follow my blog with Bloglovin