31 Ocak 2014 Cuma

metrodaydık sıkışık düzende duruyorduk sonra onu gördüm canıtın..

basit şeyler..
yaşam kesitleri sevenler.. 
basit öyküler sever mi ki..
............
metroda rasladım..
sıkışık düzende dururken yüzüm ona dönük duruyordu..
aslında yüzyüze durup konuştuğu kişinin tam ensesindeydim.. 
sağ omzunun üzerinden doğrudan yüzüne bakıyordum..

gözleri çok güzeldi kapkara .. kuyrukları yukarı doğru çekik..
kalın sürdüğü sürme ile daha da belirgin..
zaten mat ve esmer olan pürüzsüz teni..
mat ve açık renkli pudra ile maskeleşmiş..
koyu renk bir ruj sürmüş..
ama konuşmaktan .. yiyip içmekten uçmuş gitmiş..
öyle artık gibi de durmuyor lakin..
hani kırmızı meyvaların az güneş gören yerinde bir yeşil ya da pembe alan kalır.. 
onun çevresi gibi.. 
solarak uçmuş..
güldüğü zaman görünen çocuksu  dişleri iri ve bembeyaz..
üst dudağında siyah bir halka piercing 
elbette siyah olan sweat shirtün önü açık..
arasından üzeri yazılı bir tişört görünüyor..
bir de boynundaki  rüya yakalayıcı kolye..
kapüşonunu kaşlarının üzerine indirmiş..

yok genellikle bu kadar incelemem metrodakileri.. 
okurum..
okuyamadım sıkışık düzende ayakta olduğumdan..
oturanlara baktım.. 
görüş alanımdaki beş oturandan üçü akıllı telefonların ekranlarında..
 bazı parlak renkli baloncukları patlatıyor ya da düşürüyordular..
birisi canavardan kaçıyordu .. telefonu eğe çevire ..
komik görünüyordu..
ayakta duranlardan biri de yine tek parmakla oyun oynuyordu..
ilginç bişey bulamadım..

o anda..
"aynen.. aslında yirmi dediler ama ben onbeşe ikna ettim" 
cümlesi geldı kulağıma.. o zaman  çevirdim gözlerimi ilk kez yüzüne..
ve göz göze gelince hemen kaçırdım..
ve bütün bu betimlemeyi sadece o bir anlık bakışla yapabildim..
yakından tanıyorum çünkü onları..
o çocukları..

üzerindeki tişörtü kastediyordu..
beyoğlundaki pasajdan aldığını anlatıyordu..
pazarlık ettim yerine.. ikna ettim demesi hoşuma gitti..
kulak misafiri olmaya devam ettim..
oğlanın neler dediğini tam duyamadım ama..
onun isteği ile kapüşonunu çıkardı.. 
ve hemen geri taktı..
gene oğlanın duyamadığım bir sözü üzerine..

verdiği cevaptan ..
sol kulağındaki sayısız piercinge bir laf geldiğini anladım..
işte yok yirmi tane yok kırk tane diyorlar diye takıyorum..
o yüzden kapıyorum dedi..

araba istermiş.. ikinci.. mümkünse üçüncü dördüncü el..
tabii varsa öyle birşey..
üniversiteye girince dermiş annesi..
babasının arabası yokmuş..
çocuğun sorusu üzerine..
ayrılar ama boşanmadılar dedi..
neyi bekliyorlar dedi çocuk.. 
bu sefer duydum onu da..
sanırım onsekizime gelmemi dedi..
eğer beraber olmayacaklarsa keşke ayrılsalar dedi oğlan..
seninkiler uzun zamandır mı ayrı dedi kız..
ben doğmadan ayrılmışlar diye geldi cevap..
ama babanı görüyorsun değil mi dedi kız..
hiç tanımadım dedi oğlan..
daha iyi belki de.. dedi kız..
neresi iyi bunun dedi çocuk..
benimki gibi bir baban olsaydı.. daha iyi olduğunu anlardın dedi..
o esnada incecik uzun kız çocuk parmaklarıyla kapüşonun önünü biraz daha çekti gözlerine doğru.. 

çok güzel kapkara gözleri vardı..
kedi gibi yokluyordu etrafı ..
sadece bir kez gözgöze geldik..
o kadarcık zamanda gördüm.. sürmesini.. açık renk kalın tabaka pudrasını..
yalayıp yuttuğu koyu renk rujunun ardından kocaman çocuk dişlerini..

tüm silahlarını kuşanıp.. bir maske yaratıp çocukluğunu saklamıştı gözlerden.. 

aşina olmasaydım bu yüzlere.. yirmili yaşları tahmin ederdim..
ama ilgisini çekmeye çalıştığı oğlan daha en fazla onaltı yaşındaydı..
ordan anladım ..
bir de bir tane büyüttüğümden.. 
daha en fazla 15 yaşındaydı..

durağıma gelince..
inme telaşına kapıldım ben de..
yürüyen merdivenlere doğru ilerlerken..
gözümün kenarında gördüm onu yine.. 
kapüşonu önüne doğru çekiştirip ilerliyordu.. başka bir merdivene başka bir çıkışa doğru..

yanına gidip..
koluna dokunup..
geçecek ..
demek istedim..
demedim..


Image Hosted by ImageShack.us

3 yorum :

"bi" dedi ki...

artık erken mi büyüyorlar?
acele etmeleri gerekmese keşke.

Adsız dedi ki...

harika bir metin, ne güzel.
selamlar

sara k.

Leylak Dalı dedi ki...

Çok sevdim...

Follow my blog with Bloglovin