30 Ocak 2014 Perşembe

çocukluk kitaplarının arasında neler buldum biliyor musun canıtın.. hıhı evet hüzün tabii ne olsun başka..



bir karar aldım..
bundan sonra her gün minik bir yazı ekleyeceğim..
ille de lezzetinden parmak yedirtmesi gerekmiyor..
ama yazma disiplinini beslemek gerekiyor..

sanırım cep telefonunun akıllanması da biraz etkiledi..
kimi ün pisiyi hiç açmıyorum..
ama o zaman kalabalık bir toplantıya gitmiş de..
sadece dinleyen insanlara dönüşüyorum..
söyleyecek nice cümle var ama ancak cevap olup kalıyorlar..
oysa burası ve buduar benim mırıldanma yerim..

hayat hızlı..
ne zaman yavaş olduysa..
ortağım leylak dalımla açtığımız bloğu daha fazla işletemedik..
bunun da nedeni..
yine akıllılaşan teknoloji belki de..

insanlar zaten facebook da instagramda kendi kendilerine yayınlayıp birçok beğeniyi kabul ederken..
neden bir de mail yoluyla bir başka bloga yayınlansın diye göndersin ki.. bunun twitterı ve tumbler'ı da var üstelik..

hem ne demişler..
taşıma suyla değirmen dönmez..
takip edecek onca yazı ve blog ..
yazılacak en az iki blog hatta bibliyomanyaklarla birlikte 3 blog varken ..
neden beni hüzünlendirdi peki kapatmak..

bilmiyorum..

sabah iki sene mektep tatilini aradım..
tek kitap olarak olmadığını biliyordum da..
ciltli olanların içinde vardır sandım..

benim çocukluk kitaplarım..
masallar..
çocuk kitapları fareler ve insanlar sardalye sokağı..
batı cephesinde yeni birşey yok..
gibi bir kaç erişkin okumasına geçiş kitabım..
cemal bey tarafından ciltlettirilmiş.. üzerinde adı..
altında da benim adım yaldızlı harflerle basılmış..
kırmızı yeşil lacivert boncuk mavi ve kahverengi cilt kapakları..

benden başlamıyor bizim ailenin kitap ve ayrıntı merakı..
bir kez alışırsan hep yaparsın ben de kitaplarıma çok dşkünüm işte..

hepsine baktım..
bir tanesi ben çevirirken fırrt dedi köşelerini düşürdü sayfanın..
sabahtı .. işe gidiyordum acelem vardı..
inceleyemedim.. neden oldu..

yoksa kitaplık kurtlarının kapanış fotosunda..
kitap kurtları iş başında mı olmak istedi..
bilemedim..
ama o ciltlerin arasından sızan koku nefisti..
benim kendime özgü kokum..

zira her eski kitap aynı kokmaz..
kağıdın yapımında kullanılan..
 mürekkebin yapımında kullanılan..
 ciltteki boya ve yapıştırıcılarda kullanan bir çok maddeyle birlikte..
saklandıkları evin ve ortamın kokusu da siner yıllar içinde..

on yaşımdan beri benimleler..
o zamandan beri farklı evlerde odalarda..
farklı insanlar da olsa da çevrelerinde..
aslolan hep ben..
 blogdan.. evlilikten.. çocuklardan önceki ben..
benim kahvem..
benim mutfağımdan sızan buğular..
benim içtiğim sigaralar ve benim parfümüm..
parfümlerim hatta sayısız .. 

aynı tiyatro günündeki gibi..
o günde okunan şu meşhur tirad gibi..
perdelerin kıvrımı arasına sığınan replikler gibi..
benim koku notalarım bu kez sözcüklerin arasına sığınmış..
ne fena ki çocukken köşe kıvırmaz.. araya birşey sıkıştırmaz ve..
altını çizmezmişim.. kitaplarımın..
bakıyorum ve sadece anılarım.. onları okurken geri planda duyduğum malum ev sesleri..
yediğim kurabiyeler.. 
elmalar ve şekerler..
oturduğum koltuklar .. 
ama hepsi beynimin kıvrımları arasından..

tam bir saklambaç sarmalı.. 
anılar kokular sözcükler arasında oynanan bir saklambaç.. 

son not.. bibliyomanyaklar'da kitap armağanları bu haftadan itibaren başlıyor..
kaçırmayınız.. ayrıntıları görmek için..
şu.. yazımıza bakabilrsiniz..

bizler kendi bloglarımızda duyuracağız.. ama siz akıllı teknoloji kullanıyorsanız bence bibliyomanyakların sayfasını..
facebook sayfasını..
twitter hesabını takibe alın..

2 yorum :

carpediem dedi ki...

koku dedin ya,
evet kokular alıp götürür beni de yıllar öncesine.
kokunun peşinden gitmişliğim vardır hiç yitip gitmez o kokular çünkü.
hatırlatır bana geçmiş günleri,anları,anıları...

"bi" dedi ki...

bloğun kapanması beni de üzdü, tek bir yazı yollamış biri olarak sorumluluk, suçluluk hissettim. sanki bi canlıyı hayatta tutmaya gücümüz yetmemiş gibi. saçma belki ama... bi üzüldüm işte. zaten her bitiş canımı yakar benim.

Follow my blog with Bloglovin