14 Kasım 2013 Perşembe

ŞEFKATLE İLMEK İLMEK BUZLARI ERİTELİM ve düşünüyorum her ilmekte..ve canıtın senin kanadın van gölüne değer gibi.. ve diğerleri..


yazayım diyorum..
sonra bişeyler oluyor kaçıyor ipin ucu..

sabah kalktım cumartesiden beri ilk kez bloglovin’e girdim..
ne çok yazı eklenmiş..
bende türkiyeden okuduğum blogcular goriller klasöründe kayıtlı ..
aslında az blog takip ediyorum evet..

uzun zamandır interneti kullanan biri olarak..
emaillerin blog niyetine kullanıldığı günlere yetiştim..
o yüzden alıntılar özlü öyküler ekleyen blogları okumuyorum..
şiir sevmem..
e yemek yapmayı bilirim gelmişim kaç yaşıma.. düzenli yemek bloğu takip etmem ..
eskidem bir mutfak ve yemek yaparken düşündüklerini..
önlüğüne bakıp annesini..
hırkasına bakıp.. yazdığı öyküsünü ekleyen bir blogcu hanım vardı sivastan yazardı..
onu okurdum mesela..

eski blogcuların çoğu kapadı..
bir hevesle bıcır bıcır canım kocacım bir tanecik bebeğim yazan kızkardeşler sanırım hayatın grçek yüzüyle karşılaştı.. ve artık kocasının canı bebeğinin de hep bebeği olmadığı gerçeği ile yüzleşmek zorunda kaldı..
kapadı..
gittiği bloğun yazılarını ..
bak ne diyorum yazısını değil yazılarını..
çünkü bu işin raconu öyledir.
bir yazı okursun..
bir minik ısırık almak gibidir.. pek bbişey anlamamış olursun..
azıcık gerileri karıştırman gerekir..
yazanı tanıyacaksın bi kere..
nedir necidir.. nelere önem verir..
ben buna arşiv deşiklemesi derim..
sonra yorum edersin..
yoksa.. gelip harika bi paylaşım..
bana da beklerim..
ııh bu tanışmanın en kötü yoludur..
romantik komedi olsa..
kızın önemli iş toplantısında..
erkeğin köşede önüne çıkıp üzerine kahve dökmesi sahnesi olarak adlandırılabilir bu..

neyse işte o yüzden benim takip ettiğim blog yazarı azdır..
hayat dalgalanıyor ne olsa..
gün de.. dolayısıyla blog da..dalgalanmalı.. hep ciciş hep ciciş.. yapay geliyor bana..

eh sevdiklerimin bir kısmı da kapadı zaten..
ya da artık yazmıyor ..
o zaman da.. az blog var listemde..
orda bile 75 yazı birikmiş..

pucca bloğa dönmüş görünüyor..
düzenli yazmış..
üstelik eski kendi halinde yazmış..
bir çok blog bizden bahsetmiş..
bize katıldığından bahsetmiş...

ne diyecektim yolumu kaybettim de..

bu örgü konusu aslında diyeceğim..
ters pis atalet olarak çok kibarım bu arada ben..
ama nasıl birşey ise..
bu iyi bir iş görmek için yola çıktığımızdan mı nedendir bilmem..
bu toplu projede..
katılımcıların hepsi mi hem ölçülü hem de tatlı insanlar olur..

daha önce bi ortak proje nedeniyle beraber editörlük yaptığımız lale..
sen hani daha ben kimseyle projeye girmem diyordun nooldu diye sormuştu..
da endişeliydi azıcık..
onun için yazıyorum bu bölümü..
iyiyim ben lale..
bu işbitirici çözüm odaklı kadınlarla beraber olup..
iyi olmamanın imkanı yok hatta..

örgü meselesi..
aniden yola çıktığım..
her katılanla zenginleşen çok güzel birşeye dönüştü..
ben buna sosyal sorumluluk filan demiyorum..
aslında bence bu bir kadın dayanışması ve ee ama sıkıldım hep acı haber dinlemekten hadi çözebileceğimiz kadarını çözelim bari..
deme biçimi.. oldu..
günlük yaşamı bir yandan sürdürürken bir yandan bir bilinç oluşuyor..

peki siz hayal ediyor musunuz kim giyecek acaba o bereleri..
nasıl bir bebe..
nasıl bir anne alacak ve bakacak o atkıya..
ne düşünecek kim örmüş bunu benim bebeme.. diyecek mi..
ben daha güzelini yapardım diyecek mi??..
deriz zira biz kadın kısmısı..
ve bebelerimize herşeyin en iyisini en güzelini isteriz..

siz düşünüyor musunuz ..
oradaki yaşam biçimini..
ben düşünemiyorum..
zira benim bildiğim yaşam içinde yaşadığım..
ve filmlerden romanlardan öğrendiğim..
zira ben van’a gitmedim..
değil gerçek vana ben turist olarak bile gitmedim..
ben konyaya gittim zamanında... beyşehire gittim onun dağ köylerine kadar gittim..
yani ortalama bir kentli konyalıdan daha iyi bilirim orada köyde olanları.. düşünme kalıbını.. öncelikleri..
ama van’ı bilmem..

o yüzden hayal kuramıyorum örerken..
ama bir bağ kuruyorum evet..
gereksinimi olan insanları düşünüyorum..
temel gereksinimleri sağlayamayan anne ve babaları..
geleceği bırak akşamı kontrol altına alamamış ebeveyni düşünüyorum..

düşünüyorum..
onların mahcubiyetini..
çocukları üşürken hissedebilecekleri öfkeyi isyanı hissetmeye çalışıyorum..
suskunlaşıyorlardır kesin..
başlarını önlerine eğip dalıp gidip duruyorlardır..

ya da belki  bu acizlik onları yorup çocuklarına daha sert davranmalarını sağlıyordur..
anne üşüdüm.. dediğinde ..
gir şu örtünün altına yat len kes sesini diyordur belki.. baba..
zira vardır böyle bir huyu ..
insanoğlunun..
doğrudan ya da dolaylı acizliğinin başarısızlığının .. sorumlu olsun olmasın..
içinde bulunduğu eksikliğin yüzne vurulmasını istemez..
ama denge de vardır..
biri öyle dediğinde..
gir örtünün altına yat aşağı dediğinde..
diğeri gidip okşardır onu.. insankızı denge sever..
soğumuş ellerini üfleyip hohlayıp ısıtırdır.. belki.. belki bi başını okşardır..
ama bir şey demez.. ses çıkarmaz..
baba daha da ezilmesin daha da söylenmesin diye belki..
açlık ve üşümenin ilacı uyumaktır.. uyuyup unutmaktır..

yat aşağı diyen de üşüdüm diyeni değil..kendini azarlamıştır zaten..
kapının önüne çıkmış mıdır..
bir sigara yakıp tozuyan kara geceyi beyazlatan kara ve rüzgara doğru salmış mıdır nefesini.. dumanının..
bilmiyorum ki..
ben van’ı hiç bilmiyorum..
ama işte her ilmekte düşünüyorum..

bir işe yaradığımız kesin bence..
ama esas..
kendimize yararı var bu tip şeylerin..
yani her yardım yardım.. önemli ve değerli bir şey için birleştiniz birleştik..
ama marketten bir battaniye almaktan..
ya da.. internetten bir tık ile alıp gideceği adrese göndermekten daha farklı birşey bu..
örüyoruz ilmek ilmek ve onlarla aramızda bir de köprü örüyoruz..
bize katılıp öremem ama alırım diyenler de farklı durumda.. örenlerle birlikte hareket ediyorlar..
onun için istiyorum fotoğrafları..
birileri ördükçe benim için ısınıyor..
birileri ördükçe gözümün önünde köprüler kuruluyor .
hem de ağaç kesmeden..=)..
dahası.. kendi içimizde ilmekler de çözüyoruz..

vanlı bir hastam vadı yıllar öncesinden patlamalarla gülen bir sesi vardı..
taburcu olduktan sonra da arada telefonla arardı beni..
o yüzden sesi daha canlı hafızamda yüzüne göre..
her vanlı patlamalarla mı güler.. konuşurken..
peki depremde evlerini kaybeden..
devletin yaptığı kobilerle borçlandırılan..
o binalara taşınmayanlar..
geleceği anahtar deliğinden bile göremeyenler..
onlar da patlamalarla güler mi..

bu aralar en çok onu düşünüyorum..
kimbilir bir çağrı gidiyordur evren aracılığıyla onlara da belki..
bir ilmek daha..
rüyasında iç çekmiştir o kız çocuğu belki..

konu nedir derseniz..
onunla ilgili bilgi için TIK 
facebook paylaşım sayfası.. fotoğraflar .. örülenler katılanlar için TIK 


Image Hosted by ImageShack.us

Hiç yorum yok :

Follow my blog with Bloglovin