kaynak |
altı haftadır görmüyordum..
bi geldi ..
saçı üstü başı dağınık..
temiz kokuyor..
ama dağınık..
nasıl özlemişim..
koklaya koklaya sarıldım sımsıkı.. ordan biliyorum..
hemen aç mısın dedim..
sonra saçını kestir..
sonra ..
konuştuk..
o anlattı ben itiraz ettim..
benim itirazlarıma o sakin gene anlattı..
hem sevmek hem saygı duymak ..
hem olurlamak ve hem de endişeden ölmek mümkün..
onu anladım..
sonunda dayanamadım..
şu anda ne yapmak istediğimi biliyor musun dedim..
seni sırtlamak eve koşmak..
küvete sokup bi güzel yıkamak ..
penye pijamalarını giydirmek..
yatağa sokmak..
kaşık kaşık anneanne çorbası içirmek..
sonra sıkı sıkı şişman bir yorganla örtmek.. ışığı kapatıp seni uyutmak istiyorum..
dinledi hiç mimiksiz..
ve benim bunlara hiç itiraz etmeyeceğimi..
kabul edeceğimi düşünüyorsun dedi..
salak dedim..
seninle işim yok..
ben yedi sekiz yaşındaki oğluma yapıcam bunları..
çünkü hakkında endişelendiğim her sevdiğime aynen bunları yapmak isterim..
eve götürmek temizlemek..doyurmak ısıtmak..
sanırım.. insanlığın sürebilmesini sağlayan bu kadınların içgüdüsü..
ya da hadi daha doğru bir anlatım olsun..
sanırım insanlığın sürmesini sağlayan.. kadınların bu içgüdüsü..
iki gün sonra yeniden geldi..
konuştuk sonra..
şimdi bu bir teşekkür yazısı..
blog yazıyor olmaya bağlı şartların oluşmasına bir teşekkür..
zira.. dediği.. dış dürtülerle aniden gelişen davranışlar..
düşünce loopları.. benim zıplamalar uçan balon uçuşmalar diye etiketlediğim yazılarıma..
başka açıdan bakışlar..
yorumlaşmalara..
farklı yaşamları görmek ve anlamak.. okuduklarıma..
kendini .. kırıcı ve didaktik hatta dikte edici olmaktan sakınarak ifade etmeyi öğrenmek..
yorum ve yorumaltı yazılara..
yargılamamak..
kendi yargının sarsılmazlığına inanmamak..
başka blogları okurken .. demek bu da olabiliyormuş..dediğim..yazılar hele..
hoşgörüye..
olduğun gibi devam etmen gerektiğine inanmamak..
her şeyin bir izahı olması gerektiğine inanmamak..
akışına bırakabilmek bazen..
içselleştirebildiğin kadar.. dışsallaştırabilmek..
ne kadar katkısı olmuş blog yazmanın bana..
günceden çok..
düşünce derlemesi olmasını seviyorum bloğumun..
ve okuduklarım arasında benzerlerim kadar..
çok aykırı insanların olmasını da seviyorum..
özellikle ataletin ilk üç yılı..
bugün olduğum kadını olmama çok katkı sağladı..
itiraf ediyorum..
blog yazarı olan kadın.. bazen şimdi atalet olsa ne derdi.. diye düşünüyor bazen..
bazı durumlarda..
öyle yani..
şaka maka dört saat sohbet ettik..
hem de gerçekten sohbet..
sonra.. akşam yine karşılaştık ve..
gündüz sohbetimiz.. entelektüel olarak çok tatmin ediciydi.. dedi..
budur..
2 yorum :
Atalet beni de yıkasana, penye pijamalar giydirip çorba içirsene. Sonra da üstüme pofidik yorganı örtüp uyutursun. Bu ara o kadar çok ihtiyacım var ki.
Ben çok gençken, ailemden uzak alışmaya çalıştığım yeni bir şehirdeyken, oğlum aşırı yaramaz bir bebekken, saatler dolusu dersim varken, değil uyumaya yemek yemeye bile vakit bulamaz, kendime özel hiç bir şey yapamazken, bana içten gelerek yardımcı olacak hiç kimse yokken yatağa yatınca ne hayal ederdim biliyor musun? Annemin gelip üstümü örttüğünü...
Ben de Leylak gibi bir yerdeyken hatta sen bilirsin benim ''Denizi Olmayan Yer''i işte oradayken bi uyusam uyansam kendimi yazlıkta bulsam derdim. Niye yazlık,çünkü; orada deniz elimin altında...
Bir de ben etrafımdakiler yabancı dil konuşuyor da ben anlamıyorum sanırdım.Sonradan anladımki kendimi onlar kapatmışım.
Sen bi yazı yazdın bizim bi derdimizi dökesimiz geldi.
Valla bu yazı hepimize iyi geldi.
Yorum Gönder