geldim blog..
dün psikologa dediğim gibiyim..
iyiyim ve o kadar ani bir iyilik haline düştüm ki..
korkuyorum..
=)
şimdi..
şu karikatüre baktım az önce.. iki koyun oturmuşlar yemyeşil çayırlarda .. göğe bakıyorlar..
biri diyor ki.. şu gökteki iki bulut yanyana..
kafası koparılmış koyuna benziyo..
diğeri de diyor ki..
sen de kurban bayramı yaklaştıkça..
paranoyaklaşıyorsun..
paranoya dediğin şey tecrüne zaten..
o tecrübeyi yaşamamış olana..
tecrübeyi acıyla yaşamış tanıklık etmiş olanlar tabii bir kez daha yaşamak istemiyor..
paranoya dediğin çoğu zaman..
sevdiklerini koruma içgüdünden kaynaklanıyor..
yani evinde bi baş bi traş.. bi elin yağda diğeri içkinde .. gelirin kendine zamanın kendine yaşıyorsan..
hiç o paranoyayı geliştirmeden yaşar gidersin..
paranoya yaşam zaten..
tekrarlanabilir acıları engellemek için anılardan medet ummak..
bi de karakter tabii..
yani git başka şeyleri tecrübe et..
di mi..
niye ille amerikayı bi daha keşfedesin var..
benim gibi..
bilip de susanlara özgü paranoya hem..
sinekler gibi böcekler gibi mütasyonla geçiremiyorsun hayatta öğrendiklerini..
çocuğuna..
o zaman da sözel oluyorsun dinlemiyorlar tabii benim de dinlemediğim gibi..
o zaman susuyorsun..
ellerin havada böyle ay düşerse.. hatta "se" de ne.. düşün-ce tutayım diye bekliyorsun..
ömrümü yediler ömrümü..
bak çbnin hiç paranoyası yok..
o diyeceğini diyor..
dinlemiş mi anlamış mı..
sinir olmuş mu karşı taraf umursamadan..
diyor sonra rahatına bakıyor..
hatta uyarımı tutuyor mu diye bile düşünmüyor..
o görev tanımını belirlemiş..
söyle.. hatta dikte et..
sonra git keyfine bak..
ben manyağım..
söyleme.. uzaklaştırma..
ezme..
üzme..
ama bil ve sus..
kırk yılda bir konuşunca..
paranoyaksın anneeee...
değilim yav değilim..
paranoya gerçekleşmeyecek olan şeyler kurgulamak ve korkmaktır..
bu dediklerimin gerçekleşmesi pek olası..
bizim hbç..
artık kendi kanatlarıyla uçmaya karar verdi..
okuyacak (son yılında).. çalışacak..
evini değiştirip kirasını kendi ödeyecek..
miş..
oyuncu kediler gibi pek keyifli..
ve çok da saygı duyuyorum kendisine..
verilen kristalli yaşamın dışına çıkmaya çalıştığı için..
hayatın gerçeklerini anlamaya karar verdiği için..
bunu içinden hissedip uygulama cesareti için..
saygı duyuyorum..
/ kim soktu bu çocukların aklına böyle özgürlükleri kendine yeterli olmaları filan ??
sen soktun atalet.. hay bin kunduz sana atalet../
ama tabii arada ufak teknik destekler gerekiyor arıyor..
-evi ilaçlatmam gerek nasıl yapılıyor..
diye aradı..
"ah benim canım çocuğum.. böcekli evlere gittiiiieeeaaaa"
-belediyeyi arıyorsunuz ..
hangi semttesiniz..??
-xxzz teyiz..
"ah benim çocuum altın tıopum.. nerelrde ev tuttuuuuaaaaaa..."
-tamam ama ben bilmiyorum hangi belediyeye bağlı ..
sorarsanız guglanım haber verir..
ancak apartmanın yöneticisine söyleyin de..
ortak alanlar da ilaçlanmazsa.. arınamazsınız çünkü..
-ne yöneticisi anne ya..
"ah benim çocuuuuoooommmm"..
-peki canım..
sen bilirsin..
kapadık..
kırk sekiz saat sonra..
-bastık ilacı hiç kalmadı..
-iyi..
-ama benim arkadaşım var.. o tarım ilacı getirecek onunla da ..
-neeeeee #€@&%!!!!!... organik fosfor..!!!!
öldürücü o!!!!!.. değdiğinde öldürür.. solurken öldürür.. öldürür ölüm.. !!!!
"gözümün önünde organik fosfordan ölmüş ağızları yeşil köpüklü bebeler intihar etmiş kadınlar zorunlu hizmet anıları"..
-anne kazık kadar adamız yani hem arkadaşım biliyo bu işleri..ziraat okuyo..
hem de ortak alanlara yapıcaz onu..
-ne!!! elalemin çocuğu elini sürer yalar elini ölür ölür.. şakası yok..
organik fosfor öldürür.!!!€@%&!!!.
-anne ben sana organik fosfor demedim nerden çıkarıyosun..
-tarım ilaçlarının genel adıdır o ben biliyorum ben gördüm ben otopsi yaptım ay uf.. sakın..
sessizlik..
-ben biliyorum dedi..
neden biz konuşamıyoruz..
-evet çünkü sen..
organik fosforla oynamak istiyorsun..
-dur dedi..
bak arkadaşım bana deseydi bunu..
ben ona tamam abi..
dikkat ederiz okuruz uyarırız filan derdim..
ama sen söyleyince direkt savunmaya geçiyorum..
yanlış yapıyorum..
bu noktada rahatlamış olan ben..
-evet.. istediğim bu.. peki dediklerini duydum ve dikkat edeceğim der insan anneye ya..
savunmaya geçmezsen süper olur..
ama itiraf edeyim ki.. ben de bunu senin yaşında başka birine söyleyecek olsam..
savunmaya geçmezsen süper olur..
ama itiraf edeyim ki.. ben de bunu senin yaşında başka birine söyleyecek olsam..
bu kadar sert uyarmazdım daha sakin açıklardım..
uzlaştık..
paranoya bitti mi peki yoo..
derin örtülü depresif moda girdim..
"oyoyoy benim çoccuuuooomm..
böcekli evlerde.. organik fosfor kokularındaaa..."..
sonra sıkıldım..
ay biran önce yapsalar da.. sağ kalsalar da..
bunu da atlattık desem..
diye gerildim mi sana.. bi de manyağım..
anladımsa geri döndüremiyorum.. bir an önce yapsınlar diye tepinmeye başlıyorum..
manyağım evet..
derken bling..
fikrim geldi..
guglanıma sordum..
elektronik haşere savar..
ehi..
verdim kırkdokuz lirayı..
aldım bi tane..
150 -300 metrekareye haşere ve kemirgen sokmayacağız..
sadece evde hemstır besleyenlere yasak..
kedi köpek kuş güvende.. iyi..
mesaj attım..
-deli miyiz neyiz ayol bu devirde..
zehirlerle uğraşıyoruz..
teknolojiden yardım aldım..
sana ev hediyesi aldım.. dedim..
=)
telefon açtı..
gülerek..
-starkraft diye bi oyun var dedi (warkraft da olabilir .. aklımda kalan böyle bir fonetik)..
orda bi böceğimsi canlılar var..
vıcır vıcır çoğalıp işgal ediyorlar..
ikinci tür.. insanımsı..
ev yapıyo duvar yapıyo terlikle vuruyo filan o böceğimsilerden kurtulmaya çalışıyo..
bir de üçüncü tür var.. uzaylımsı..
onlar böyle arkadan geliyor.. laserle filan uğraşıyorlar..
biz kendimizi o insanımsılara benzetmiştik arkadaşlarla..
şimdi sen elektronik aldım deyince..
-hah dedim ben uzaylımsıyım..
arkadan dolaştım..
laser kullandım..
=)
hemstırlar konusundan bahsettim..
etki alanından bahsettim..
komşularda hemstır var mı diye soracakmış..
bence yoktur o xxzz mahallede ama önyargılı olmayayım tabii.. sorsun bakalım..
şimdilik atlattık-ımsı..
yalnız laf arasında..
tavana hamak asıcam dedi..
şimdi o hamaktan kafa üstü çakılırsa gibi bi dert çıkarsam mı kendime..
çıkarmasam mı onu düşünüyorum..
bu günlük..
"oy benim çocuuoomm" noktasından çıkabilirim...
ve o nedenle..
aklıma gelen getirilen bir şarkı nedeniyle yazdığım yorumu paylaşabilirim..
"kimsenin kurallara uymadığı bir yerde.. bilgi.. ölümcül bir dost olabilir..
insanlığın kaderi.. aptalların elinde... "
king crimson epitaph..
dinleyin sıkı şarkıdır..
benim hayatla ilgili ilk öğrendiğim prensiplerden biridir..
ne prensiplerim vardı değiştiler..
ama bu süregidiyor işte ne yazık ki..
bu yazının ilk bölümü.. gerisi gelecek o yüzden..
4 yorum :
Bittim ben sana ne diyeyim.. :) Oy benim çocuuoomm ha!!! Tamam sustum beni de görücez... Tamaaaaaam diyen gitti...
Nazlı yurtta telefonunu banyo dolabına kilitlemiş yatmış uyumuş. Onu arayacağım,soracağım hiç kimse yok kafayı yemiştik. Daha gideli bir hafta olmuştu daha...
Bak komplo teorileri yazmakta üstüme yoktur eğer yardım istersen çığır:)
Onlar büyüdüler ama bizi de paspas ettiler...öyle deyince kızıyorlar ama otobüs durağına kusmuşluğum bile vardır, halbuki o yani bücür Gamze benden bir önceki akşamın intikamını almak için telefonunu evde bırakmış, yollarda yavaş yürümüş, gelen dolmuşlara binmemiş falan. Yani eve gelmesi gereken saatten m ne üç saat geç gelince anla işte...
Rahat ol diyecem , nasılsa bildiklerini yapacaklar.
Lale... ısır o cadıyı benim için.. Vakti gelince benim cadıyı o ısıracak.. :)
kesinklikle dünyanın kaderi aptalların elinde atalatim... Doya doya okudum...Özlemişim der kurbiş :P
Yorum Gönder