4 Şubat 2013 Pazartesi

bir yığın anlamsız.. bir adet hüzünlü.. bir sürü sözcük eziyeti bu canıtın..

şimdi ben kızıyorum ya.. bazen.. bişeylere..

karşı taraf atağa geçip özür dilemeyince..
düşüne düşüne ben illa affedecek bişeyler buluyorum sonunda..

karşı taraf dediğim.. ergen tayfamdan söz ediyorum..

hep aklımda..
delikanlım iyi bak yıldızlara..
çünkü yıldızlar ve sen..

şiiri ile dolaşıyorum anlayacağın canıtın..
o yüzden klasik anneler gibi küsemiyorum..
o yüzden  yine klasik anneler gibi..
bastırıp özür mü diletsem ki??..

bazen arkadaşlarıyla tanışıyorum benim ergen tayfasının..
varlığını bildiğim..
ama nesnesini yeni gördüğüm kişiler..
anında sorgulanıyorum..
nası buldun..

aslında insanlarla ilgili fikir çok kısa sürede oluşur..
biliyorum..
biliyorsunuz..

ama belki de hemen analize hazır değildir bu ..
üstelik interaktif oluyor tabii..
söz konuşu kişi.. benim ergen ve ben..
ayaküstü..

beynim bi sürü tik atıyor.. otomatik olarak..

ama her ikimize yani ergenle bana yabancı biri için..
gördün mü nasıl bakıyordu..
ya da nasıl da bıdı bıdı..
konuşmaları hemen yapılabilirken..
bu ee nasıl buldun sorusu kitliyor beni..
ne diyim yani..

o sarışın saçlar çok çiğ ve ucuz duruyor.. biri onu daha iyi bir renge geçirmeli..
o saça o kıpkırmızı kaban olmamış..
"kırmızı zaten kendisi çok çarpıcı bir renk anlyo musuuun.. bir de bele kadar sarı saçlar fazla oluyo.. " 
hadi oldu..
diyelim ama..
bari o saç kuyruk yapılsa.. (ivanadan öğrendim evet ne var..).. o yaka arkada şöyle bir dikilse..
o düğmeler iliklenip.. kemer de kendi tokasına takılacağına..
hafif üstüste getirilip düğmelenmeden o kemer o beli vurgulayacak şekilde sıkılsa..

ve o tırnaklar bir kesilse kardeşim beş metre..
ve frech ya da annem kırmızısı dışında bi renge boyansa..

dik dursa bi kere..
bi de rahat konuşsa.. 
gibi..
aslında görgü deneyim aktarımı içeren ve fakat söyleyince..
giyim kuşam duruş konuşma bir bütün bir özyaşam öyküsü oluşturduğundan..
dilek hocamın dediği gibi..
kart vizit olduğundan..
ben okuduğum öz yaşam öyküsünü beğenmedim arkadaş.. 
şeklinde eleştiri gibi duracak cümleleri kuramıyorum..

dün bi dedim..
biraz görgüsüz..
insan kendi ayağına gelinsin diye beklemez..
kadının yanına kendi gelir .. dedim..
resmen dışlandım..
 benim gördüğüm en nazik en kibar insadır o denilip..
laf ağzıma tıkılıverdi..
haklıymışım..

yuvarlak konuşmayı becermem gerek..
ben bunu öğrenmeliyim..
ivana gibi..
önce söyleyecek iyi bir şey bulmalıyım...

ama esas.. 

şu garibim..
hayatında bir kuş olası kedi olup fare tutası  gelen amerikalı kadıncağızdan söz etmeliyim..
galata köprüsü ile sur dibi arasında en uzun .. geri dönülmez yolculuğa çıkan..
kadıncağıza.. 
huzur içinde yatsın.. yeryüzündeki son saatleri pek azaplı oldu sanırım.. çok üzgünüm bu nedenle..
yaşamın bu şekilde sonlanmasının .. ırku .. cinsi.. yeri yurdu olmaz..
çok acıdır.. çok acıtır.. demek istiyorum önce.
yazık ona..
ve benzer sonları yaşayanlara..

ayrıca.. onun hakkında insanların dediklerine karşı duyduğum nefretten..
söz etmeliyim..
bu nedenle, bu ölümle bağlantılı olarak..
"biz zaten.." le başlayıp.. türkiye halkını aşağılayan sözleri edenlere..
yani "ulusal aşağılık duygusu"ndan dertli kişilere..
"kesin ajandır.. du bakalım altından ne çıkıcak" diyen paranoyaklara..
"bizde her gün kaç kişi kayboluyor ölüyor.. bu kadar haber olmuyor" diyen.. yağ gibi üste çıkma saplantılılarına..
yaradanım kibelemden acil şifalar dilediğimi burdan tepkili bir şekilde duyurmalıyım..

..

zira bu zihinler iyileşmezse..
biz ezik.. aykırı.. güvenilmez ve tutarsız olmayı sürdüreceğiz.. besbelli..

huzur içinde yatsın kadıncağız..

ha bir de dün buduara inerken aklıma gelen pek hoş bişey vardı. ama..
onu unuttum.. işte..Image Hosted by ImageShack.us

Hiç yorum yok :

Follow my blog with Bloglovin