1 Kasım 2012 Perşembe

sitem ve tahammül 30'un ilki


dün akşam bayram boyunca ertelediğim bir geçmiş olsun ziyaretini gerçekleştirmek üzere..
birlikte gideceğimiz arkadaşımla..
ince organizasyonlardan sonra yola çıkmıştım ki..
telefonla.. iki ayrı kişiden.. iki ayrı krizimsi tacizimsi haber.. gelsene talebi aldım..
her ikisine de nereye gittiğimi haber verdiğim beklendiğim için gelemeyeceğimi söyledim..
birisi iyi dedi..
ama mesaj atmayı sürdürdü..
diğeri..
anlamamaya uğraştı birkaç kere tekrar ettirdi..
erken kaçabilirsen gene de gel dedi..
ısrarcı çıktı yani..
bu nedenle..
bugünkü konu  sitem ve tahammül  kapsamına bağladı kendini..

tabii ben boş durmadım ve düşündüm..
ziyaretine gitmekte geciktiğim kişileri de düşündüm..
kendi benzer durumlardaki halimi de..
gittiğimiz yerde otururken eski bir anımız canlandı..
çocuks küçüktü..
ben bomontide..
çocuksla evdeydim..
kar yağmaya başladı..
onlar heyecanlı ve elbette hareketli bur duruma geçti..
yalnızdım..
karı severim.. saime hanım her kar diye sevindiğimde.. yaradan fakir fukaraya acısın diyerek boğazıma tıkardı bu sevinci sevindiğime utanırdım..
niyeti o olmasa da bendeki etkisi bu olurdu..

çocuks delirdi.. kanapeler yasdtıklar altüst çb gecikeceğini bildirdi telefonla..
o arada bir telefon daha geldi..
sacayağı denilen grubun diğer ikisi meğer ki bir aradaymış..
biri iş çıkışı diğerine uğramışmış ki.. kar bastırmış..
yer etiler..
istanbulun tepelerinden olup.. kar orda aniden tutar yollar buzlanır yollar ıssızlaşır..
böylece ziyarete giden orda kapalı .. mahsur kalmış..
camın önüne oturmuşlar.. sıcak şarabı koymuşlar.. beni aramışlar..
ben ay ben de orda olsaydım dedikçe..
hahaha deyip sinirimi kaldırıyorlar..
hatırlıyorum aslında içten içe.. ne kadar dertlenmiştim..
evde mahsur olan bendim altı yaş altı çocuksla..
onlar kar keyfi yaşamakta iken..
ama ben dertlendikçe.. onlar.. kahkahaların dozunu arttırdılar.. bir an gerçekten iletişemedik.. sanırım öylesine homurdanıyorum sandılar..
oysa ben gerçekten içten kırıldım ezildim..
şaçmalık..

sacayağının biri dedi ki..
şimdi olsa.. asla sesimi çıkarmazdım.. nisbet yapar gibi.. davranmazdım..
düşündüm.. ben de büyük olasılıkla.. a ne güzel olmuş .. keyfiniz olsun derdim..

bu anı da eklenince..
bugünün teması kesinleşti..

düşünüyorum ben genellikle sitem etmem..
ben de demem.. nisbet de yapmam.. genellikle elbette..
herkes yapabilir bunları ara sıra..
ama o bir olayla tırmanan gerilim dışında böyle bir anım yok..
onun da altyapısında.. o zamanlar sk olan çb tarafından da terkedilmiş olmak olabilir..
genellikle..
a ne iyi olmuş.. bi gün de beraber yapalım..  ay tadını çıkarın şeklindedir tepkilerim..
keşke bana da haber verseydiniz bile demem..

zira  böyle anların denk gelmesinin zor olduğunu bilirim.. 
hayatsa keyiflenilmesi gereken bi zaman dilimidir..
eh tesadüfen de olsa programlı da olsa sevdiklerim bir keyif yakaladı ise..
ben ona sevinirim.. sevinmeliyim içim de gidebilir ama bu onlara bunu belli etme hakkı vermez diye düşünürüm..
bu yüzden gerçekten bilenler bilir.. asla evet sanıyorum bunu deme hakkım var bu konuda.. 
kızmam.. o bir seferlik olay dışında..
o da zaten.. bir kere olduğu için.. aklıma çivi gibi çakılmış..
kişiyi nasıl bilirsin kendin gibi..
ama öyle değil..

insanlar..
yaşamımdaki herkesin.. bir numaram olmak istediğini farkettim bir zaman sonra..
herkes tek ve ilk olmalıydı.. ki öyleydiler..
ama bu durumda hassas tartı gibi zaman dağıtımı yapmam da gerekliydi..
oysa aralarında en yoğun olan en zaman fakiri olan bendim..

bu bloğun okurlarından biri de benim bu dönemlerimin tanığıdır..
hatta ikisi..
örneğin biriyle buluşup kahve içmeye kalktıysam. diğeri bana neden haber verilmedi diye kızardı.. 
eh ama ben zaten o kahve zamanını ayda bir kere bulmuştum.. 
ve öyle denk gelivermişti.. saati bile kısıtlıydı desem de alınır ve tavır koyardı..
saime hanımın uzun hastalığında..
bana.. daha ne kadar her cumartesini vermeyi düşünüyorsun.. diye sormuştu biri.. birlikte birşeyler yapmayı programladığı ve ben reddettiğimde.. 

sanırım bu bölüşmelerde.. en az talebi olan ve kriz çıkaran kişiydi.. çb..
ama şimdiki durumda.. onun da bundan oldukça hoşnut olduğunu düşünüyorum açıkçası.. =)

kişiyi nasıl bilirsin kendin gibi..
kriz anlarında yanlarında olmaya çalıştım.. hep.. yettiğince..
gerçi krizlarini açıp haber veren onlardı..
ben neler oluyor ne var diye pek aramazdım..
o yüzden haberim olan krizler diye netleştireyim..
onlar da genellikle benimkilere ..
tastamamdık..
ama ne zaman iyi ve keyifli zamanlar yakalasam bir diğerinin tepkisine maruz kaldım..
de ki.. ben o zamanlar gençtim..
üzerine üç kere bazıları da kesin u dönüşler şeklinde değiştim dönüştüm.. büyüdüm..
ama hala.. bu tarz sitemler .. beklentiler ve tepkiler eksilmedi yaşamımdan..

bu durumda..
ben kişilere gösterdiğim tolerans ve hoşgörüyü..
geri dönüş olarak alamıyorum..
bu durumda benim bir geri bildirim sorunum var..
bu sorunu çözmem gerek..
karşımdakileri büyütmek değiştirmek ya da..
yaşamımdan çıkarmak değil bunun çözümü..
zira ben o kişilerle geçirdiğim zamanları seviyorum..
kişileri seviyorum..
bu tepkilerini duyduğumda..
hem bu tepkideki haksızlığa..
hem de..
buna yol açtığıma üzülüyorum..
duble yani..

bunu sakin zamanlarda dile getirdim..
bakın ben hiç yapmıyorum.. dedim..
ay haber vermediyse.. vardır bi kafa karışıklığı zaman darlığı diyemiyor musunuz dedim..
sitem sevmem dedim..
ama işe yaramadı..

bu yüzden bunu çözmem gerek..
aman ne halleri varsa görsünler benim tutumum değil..
öyle yaparak rahatlayamıyorum.. ve bunu haketmeyen kişilerden söz ediyorum..
yoksa bunu milyon kere söyleyen oldu.. faydası yok..

benim insanlardan sitem yemeyecek kadar net bir cevaba gereksinimim var..
ya da tutuma..
sanki üzerimde tahammülde sınır yok ne dilerseniz söyleyebilirsiniz asla kendini kaybetmeyecektir.. diye yazan bir yafta var..
ve bundan sıkıldım..
ay çok işim var yorgunum dediğimde.. ama başka gezmelere vakit bulabildiğimin hatırlatılması ne kadar üzücü oluyor anlamalarını istiyorum..
böyle durumlarda benim genel tepkim ama ben de seni özledimdir..
bunu aynalayabilseler keşke insanlarım..

sanırım bu deneyimler nedeniyle..
çocuks ne zaman kapris yapsa biri diğerinden eksik kaldığını dile getirse..
çünkü onu senden çok seviyorum var mı itirazın gibi kaba ve non pedagojik cevaplar verdim..
ve anladılar..
eğer ben var olmayı sürdürürsem adalet ve eşitlik illa sağlanır.. sevgide ilgide ve beraberlikte..
çünkü yaşam budur..
o yüzden bu sözlerim onlara değil..

yani otuzun biri..
ataletin yakaladığı keyif anlarını.. paylaşmadığı kişilere karşı elde var bir kırıcı olmayan hatta yapıcı olan cevaba gereksinimi var..... 
zira bütün çabalarına karşın.. ne bu tepkileri durdurabildi..
ne de.. bu tepkiler nedeniyle üzülmekten koruyabildi kendini..

evet biliyorum süperim çok tatlıyım vazgeçilmezim ama..
ben de bir blogcuyum nihayetinde..
..



Image Hosted by ImageShack.us

5 yorum :

Leylak Dalı dedi ki...

Atalet bu yazıyı ben mi yazdım, noktası, virgülü, her çizgisi benim aklımdakiler. Neden yapamıyoruz, neden sitem paratoneri gibiyiz. Bir çözüm bulursan ne olur bana da bildir, sitem duydum mu çıldırıyorum ardından da çok üzülüyorum, ne kadar benzeşiyoruz bu konuda. Evet çözüm bulursan martının kanadında bildir, ne de olsa doktor olan sensin, martısı olan da :)
Öperim en sitemsizinden...

mamila dedi ki...

Çözümü bende bekleyenlerden olucam.Of ki of yani.

Adsız dedi ki...

Hoşlanmayacaksın muhtemelen. Klavyem çatal dilli bu aralar. Ama o şikayetçi olduğun sitemler sevgidendir umursamaktandır aslında. Hatta en az küsmek, kırılmak kadar. Aksi "bana ne" olur. Bana kalırsa sana asıl o dokunur. Sitem edilmesinden şikayet etmeyi şımarıklık olarak görüyorum. Sana sitem etmeyen artık seni umursamıyordur. Ne olduğun nasıl olduğun ne yaptığın onu ilgilendirmiyordur. Hem hiç öteki taraftan baktın mı? K.Simurg

Kedi Narnia dedi ki...

Simurg arkadaşın yorumuna bakıırsa beni seven tek Allah kulu yok!Çünkü ben neredeyse hayatı boyunca çok az siteme maruz olmuş biriyim. Onlarda en çok aslında görüşmekten hoşlanmadığım ama benimle görüşmeyi çok isteyen kişilerden gelmiştir. Yani oratada karşılıklı sevgi ve saygının, dostluğun olduğu bir ilişki yoktur. Yazıyı okurken bunu düşündüm. Ve diğer 2 arkadaşın sitemden ötürü yaşadığı sıkıntıyı.. Ben çok fazla beklentileri olan ve sürekli sitem eden bir babanın kızıyım. Aklı başında biri olduğumda asla babam gibi olmayacağım derdim. Onun sitemi bana değil etrafada olsa sürekli dinlemek zorunda olduğum için bile sıkıntı verirdi. Sitem eden biriyim evet. daha genç olduğum dönemlerde çok yaptığım birşeydi. Şimdiyse sindirilmesi gerektiğine karar verdim. Bir kaç uyarı almıştım zamanında. Beni çok sevdiğini iyi bildiğim bir dostumun benden yana şikayette bulunduğunu öğrendiğimde ve bunu başka birinden duyduğumda çok üzülmüştüm. Ama beni üzen tek gerçek beni sevdiği halde arkadaşımı sitemlerimden ötürü kendimden bezdirme gerçeğiydi. Korkarsam en çok bundan korkarım. Biri benden sıkılacağına ve yaklaşımlarını ona göre adımlandıracağına hayatından beni silsin daha iyi. Bu birazda ilişkideki alanını bilmekten geçiyor. Karşı tarafın yaşam tarzı yada ailesinden ötürü önceliği kime vermesi gerektiğini kavramaktan ve bunu üzerine alınmamaktan, bundan ötürü kendisinin sevilmediğini yada ihmal edildiğini düşünmek yerine olaya 2 taraflı bakmasından geçiyor. Bunu yapmak zor... hem de çok zor ama yapılamaz değil. Eleştiriye açık olabilmeyi beceriyorsan ve karşındakini kendinden bıktırma niyetinde değilsen olamayacak bir şey değil. Senin yerinde hiç olmadım Atalet. Yorumun başında da dediğim gibi.. ama sitemkarlığın kişinin kendisinide yıprattığını çok iyi biliyorum artık. Biri benden sıkılacaksa şayet ben onu ne kadar seversem seveyim hayatında olmıyayım o zaman. Kişinin kamburu değil sık sık görüşemediği halde bir araya geldiğinde unutulması mümkün olmayan tad veren dostu olayım isterim... Sana bol şans diliyorum :) Bu bloğuda pek bir sevdim...

Saygılar

"bi" dedi ki...

pek sitem eden biri değilim. "hiç" demiyim hadi temkinli davranıp da... pek değilim yani. benim duygum şu: sitem ettiğim mevzu gerçekleşirse, orda samimiyet sorguluyorum. o sebeple anlamı olmuyor. benim güven problemim var en çok. sitem de, samimiyeti sorgulattığı için bende güvensizlik yaratıyor. ısrar da aynı şey. kardeş bunlar ikisi.
not: içimden kendi kendime üzülürüm ama, söylemem. o sitem sayılmaz 8)

Follow my blog with Bloglovin