19 Ocak 2012 Perşembe

misis marpıl.. anlatım bozukluğu.. sosyal ortam ve diğerleri..

gene şu gönderme diyen düğmeye tıkladım ..
ama göndereceğim..
yani sanırım..
olur da bi yazıya tamamlanırsa.. düğmeye basışım..

evet ne okuyorum..
lalemin dediği gibi..
içinde istanbul olan.. içinde biz olan bi kitap.. selim ileriden..

zembereğimi geren bi zemberekkuşu kitabı okudum..
dili güzel..
kurgusu ilginç..
ancak fazla fantastik.. benim için..

bi de fazla lüks..
her başladığı işi.. yarıda bırakıp başka bi sorumluluğun arkasına koşmak zorunda kalan ben için fazla lüks bişeyler var kitapta..
adam canı istediği için işini bırakıyor mesela..
ha bi de kuyuya inip düşünüyor..
derin derin..

ben dağa kaçmak isterim hep oysa ki..
meğer marifet yer altına inmeyi becermekteymiş dedim ben de..
ama sonrasında bu istanbul masalı..
bu tersilerde diktirilmiş mantoların.. ayak ayak altına atıp sıraya fotoğraf çekitren kadınların..
dergilerin leylakların gizli bahçelerin bulunduğu kitap bana ılık duş etkisi yapıyor.. okurken..

bugün ruhum hırpalandı zaten..
birisi içi,n..
bu biraz amiyane mi oldu artık bna mı öyle geliyor dedim..
sen onu eşine sor..
dedi karşımdaki..
hep öyle idi.. ama
senden gizliyordu belki..

yoruldum ben...
anlatım hatası dolu yaılardan..
akıl fikir içermeyen konuşmalardan..
tepki sanılan salaklıklardan..
herkesin ağzının olmasından..
ağzı olan herkesin ayrıca bir se sosyal mediya sayfası olmasından..
sıkıldım ve yoruldum..

sinek ısırıklarının müellifi kitabında bi yerlerde.. editörler ile kitabını bastırmak isteyen yazar kişi arasında bir dialog geçiyor..
"artık herkes aforizma olarak kullanılacak cümleler yazma peşinde.. "

haklı..
hatta aforizma siteleri..
aforizma kitapları var..
hatta şafağın en eliflisi..bir kitap çıkarmış..
kendi kitaplarından aforizmaları toplamış..
satır olsa.. en fazla yüz satır.. ama sayfa olarak da bir o kadarlık bir basım ..
kitap diyemedim..
bak..
almadım da..
artık edebiyat..
edebi değil de..
popüler olma çabası içinde..

alıntılanmak isteyenlerin devri..
alıntılamak isteyen bunca çok olunca.. elbet..

akıllı sözler yazıp duranların hiçbiri..
tekrar ediyorum hiç biri..
onca akîl değil..
onca hoşgörülü değil..
yazdığını .. yayınla düğmesine ne basmadan önce ne bastıktan sonra.. anlıyor.. içselleştiriyor değil..

reyting peşindeyim.. akşamın keyfindeyim..

tahammülüm kalmamış benim dedim de ..
ama bunun kendi yaşamımla ilgisi yok..
tanık olduklarımdan bu hale geldim .. dedim de..

bir irlandaya..
bir ingiltereye git sen dedi bana dostumun biri bugün..
birden aklım başıma geldi..
muhteşem bir.. misis marpıl dizim var ayol dedim..

akşam ordayım..
eski şık..
az ve doğru konuşan dikkatli rikkatli bir seriye vereceğim önce kendimi..
ordan da eski istanbulun letafetine..
süper..

olmazsa..
prinkipio var halki var.. bizansdan daha iyi ne gelecek bana..
mor ipek sabahlığımı..
çantama koydum mu..
iş çıkışı ordayım..

oldu mu dersin yazı bilog..
boş durmandan iyidir..
oldu bence..


Image Hosted by ImageShack.us

6 yorum :

laleninbahcesi dedi ki...

Hem de çok güzel oldu çook...
Ah benim anneannem yaşayaydı da o aforizmacılar aforizma göreydi. Bak Elifin en şafaklısını severim severim de bazen çok ticari kitaplar çıkınca bozuşuyoruz.
Son okuduğum kitap bir aforizma bombardımanıydı zaten.
O ağzı olup da car car konuşanlara sen ürme ürme de... Köpekler lüzümsuz yere çok havlayınca böyle derler Ordu'da ürme kes sesini derler yani.

Öptüm çokk ataletim canım benim miiis gibi İstanbul kokanım...

.. dedi ki...

"yazar, yumurtladığı aforizmalar kadar yazardır" oldu artık. iyi okuyucu da bunları kaç kişiye forward ettiğiyle ölçülüyor olabilir.
hormonlu cümleler dolu ortalık.
öperim ataletim 8)

Adsız dedi ki...

lalem.. kütüphane kurdum.. ürme ürme demekten konuşmaya vakit kalmaz ay.. bıral onlar ürer pınar başka yere bakmayı öğrendi artık..
=) öptüm ki..

iki noktam ay çöreğim.. hormonlu okur ve yazarlar he.. =) hep bu gdolu rünlerden..ben de öperim..

şafak dedi ki...

yazının en sonunda göz parlaması oldu tabi şimdi mne yalşan söyleyim bi an, mor sabahlık : )
haliyle mor sabahliklı jpg aradı hızla gözlerim : )
neyse ee madem yok dur bari sırf burasıyla heyecan yapmiş düz erkek kimliğimi gizlemeye çalışayım
ve aforizmalar
evet bu aforizma insanları bana hep
"bakın ben ne kadar zekiyim, nasıl hisli
ve hayatın her bi kavramını nasıl çözmüşüm ki iki kelimeyle bile özetlerim aştım bunları ben sizi bekliyorum seviyeme gelin diye
hadi bu arada bana süratle hayran olun" demeye çalışırlarmış gibi gelir
ki evlat olsa sevilmezlerdirler benim gözümde
örtülü bi çiğlik
alttan alta bi kendini beğenmişlik
ben ne kadar da farklıyım
ahh ne çok bambaşkayım
siz hepiniz
ben tek şeysi
neyse uzamasın çok, konuyu nasıl bağlıyayım nasıl,,nasıl,,, nas,,hehh,,
sevmiyorum sizi ey aforizma insanları
azalark bitin mümkünse ...
mor sabahlıklı blog sahibesine de bu imkanı verdiği için teşekkkür ederim aynı zamanda : ) ve güzel günler dilerim çok : )

Adsız dedi ki...

Elif Şafak benim için 'Baba ve Piç'te bitmiştir. Komiktor bitirip sonra gidip ilk yazdıklarını okuduğumda beğenmiştim. Sonra yazarın giderek eksiesinden ötürü bir kuşku düşmüştü icime, acaba demiştim, şu Amerikanya'daki gibi bizim yayıncılar da kitabın üstündeki isim başka, yazarı başka ( taşeron) işlere mi girdiler? Neyse...Ha, aklıma geldi E.Ş. Nin aforizmalarını Mavi'nin tişörtlerine bastığını gördüğümde, yakında edebiyat ayak havlusuna düşerse şaşmamalı, dedim.
Aforizmalar beni aşar Atalet'im. Misal sıradan bir insan olarak dün feribotta bir sağa bir sola sallanırken tek derdim kusup kysmamak olabilir, tutup da acayip zekice cümleler kuramam ben. Hal böyle olunca okuduğum kitapta gececi bir taksi şöförü siftahsız gecenin ardından bilmem kaçıncı sigarasını yakıp da ağzındaki pası demli çayla yıkamaya çalışırken ağzından aforizmatik bir cümle döküldü mü, giderim ben o kitaptan.
Artık buradan da gitsem iyi olacak. Son söz: Barış Bıçakcı son zamanlarımın favorisi sevdiğim tazarların reenkarne halidir. Öpücükler...

Adsız dedi ki...

şafakk.. özlemişim ben seni.. =)..
sen yorum edeceksen ben hiç çıkarmam üzerimden mor sabahlığı =)..

aforizmalarla ilgili ben de.. hani şu okulda fotoğrafların altındaki yazıları okuyan bi şekilde derste onlardan söz edip puan kazanan çocuklar vardır.. onlara sinir olurum.. onu anımsadım senin yorumunu okurken.. =)..

selginim gebem.. ben de barış bıçakçıyı sevdim..
aforizma bence.. kişinin kitapta kendini bulduğu noktadır.. ben kırmızı rujla ilgili bişeye takılırım mesela başka biri de tencerede kaynayan çorbaya.. o an kim neyi sahiplenirse..
hep diyorum gene derim..
bit palası tek geçerim.. öyle sevmiştim ki.. doktora tezini bile okuyasım gelmişti.. uzun zamandan sonra bir firarperestle ısınır gibi olurken bir iskender furyası aldı sildi süpürdü gene..

ben de öperim ki..

atalet..

Follow my blog with Bloglovin