19 Aralık 2011 Pazartesi

olsa olsa...

Bir roman yazsam..
Zira başka çare yok..
Bir hayal dünyası yaratsam..
Hem dekor hem de karakterler benim yarattığımın dışına bi adım bile çıkmamak kaydıyla..
Renkli ve değişken olsalar..
Huzursuzluk dedikodu avamlık.. ahkam kesmek olmasa..
Pasaklılık.. küçük görmek düzesizlik sevgisizlik olmasa..

Kocaman ağaçların arasına kursam mekanı..
Kocaman güzel taş duvarlarla çevrili olsa..
Duvarın dışındaki yolu bile düzenlesem.. patika olsa.. bisiklet yolu olsa..
Az yüksek yığma taş duvarlar arasından devam etse kıvrıla kıvrıla.. yer yer korulardan geçilse yemyeşil..
Minicik köprülerden aşılsa yer yer mavi dingin.. yeryer hırçın grimsi.. beyaz köpüklü sular aksa altından köprülerin..
Bisikletin didonunun önünde hasır sepet olsa..
İçinde kırmızı beyaz kareli bir örtü ya da peçetenin ucu görünce..
Şarap şişesin,n şıngırtısı duyulsa minik kabartılardan geçerken..
Sıcak ekmek ya da kek kokusu gelse burnuma..
Demir kapı hem boyalı hem paslı olsa.. yıllardır bura olduğumuzu gösterecek kadar eski olsa..
İçeri girince bir mucurlu yolla ilerlesek birkaç basamakla çıkılan kapıya.. iki yanda elma ağaçları zeytin ağaçları olsa..
Sonbahar olsa.. yeşilin en yeşil zamanı olsa..
Serin ama güneşli .. güzel ışıklı olsa.. öğleden sonra olsa..
Basamaklardan girince her yer hafifçe ışıldasa..
Ortada bir masa olsa.. üzerine bi kucak zarfı fırlatsam.. mektuplar gelmiş olsa..
Sol taraftan hemen mutfağa girilse.. geniş olsa sıcak olsa.. bi dolu insan için bi dolu lezzetli yemek pişiyor olsa..
Tarçın koksa.. yeni bahar koksa.. badem koksa..
Yeni pişmiş kek ızgaranın üzerinde soğuyor olsa..
Tencerede.. sıcacık çorba.. beklese üşümüş gelenleri..
Çorbayı ince porselen kaselere koysak da içsek kasenin altına minik bir tabak koysak..
Dökmeden .. şapırdamadan içsek.. keki didiklemesek..
Çay tam deminde olsa.. herkes için çay saati olsa..
Girişin karşısında yaşam alanı olsa..
Kocaman koltuklar olsa..
Battaniyeler.. konyak kadehleri.. mumlar yansa sağda solda.. şömine olsa.. odunun biri çatlasa o arada..
Korkutsa bizi..
Kitaplık olsa.. arkada.. önü camekanlı olsa da kitaplar tozlanmasa.. merdiveni olsa en üst raflar ulaşılamayacak kadar yüksek olsa.. çok kitap olsa..
Hepsi okunmuş olsa..
Hem kedi hem köpek olsa..
Hepsi sevecen olsa..
Hiç bağırmasalar..
Mama tasları hep dolu olsa..
Kapıda kedi köpek kapısı olsa..
Bahçeye gidip gelseler..
Dizimin dibine.. kucağıma yerleşseler..
Sohbetler olsa.. saki alçak sesle.. arada kahkahalar artsa kabarsa..
Kırmızı da olsa mor da olsa.. bej de olsa konyak rengi de..
Ama kahverengi olmasa..
Benjaminler sağlıklı olsa.. sembol olmasa..
Kokinalar olsa..
Ve kızılcık likörü.. hatta portakallı kahveli likör de olsa.. ama hüzün olmasa tadında..
Özenmişlik olmasa yaşanan anlarda da..
Gerçekten yaşanmışlık olsa..
Gibi olmasa hiçbirşey de aslından öyle olsa..
Müzik herkesin gönlüne göre herkesin anladığı dilden herkesin sevdiği tondan olsa.. harmanlanmış olsa..
Sohbet olduğunda kendilğinden kısılsa da.. sessizlikte biraz artıverse..
Yastıklar olsa..
Bi sürü yastık olsa..
Ama oturup kalkanlardan sonra toplu dursa yastıklarla battaniyeler..
Hareket olsa..
Ama herkes kendi için hareket ediyor olsa.. mutfağa giden bişey isteyen var mı dese..
Kalabalık olsa.. ama kabalık olmasa..
Ses olsa gürültü olmasa..
Tartışma olmasa..
Bilgi olsa.. felsefe olsa.. ukalalık olmasa..
Dayanışma olsa da yarışma olmasa..
Sonbahar gülleri olsa kasımpatılarla çuhalarla beraber..
Hepsi rengarenk olsa..
Herkes birbirine iyi gelse..
Basamaklardan aşağı yukarı çocuklar gençler inse..
Ağaların birinde salıncak olsa.. az ötedeki göle yüzü dönük biri olsa.. sallansa.. biri de onu sallasa..
Sallananın atkısı uçsa.. havada..
Sallayanın kahkahası uçuşsa..
Gün batarken ışıklar vursa camlardan dışarıya..
İçerinin sıcak mutlu ve huzurlu olduğunu bildirse..
Ve bu gerçek olsa..
Rağmen gerçek olmasa..
İçin gerçek olsa..
Acele olmasa.. ama tembellik olmasa..
Bir şeyler merak edilse öğrenilse paylaşılsa da.. kimsenin sözü kesilmese..
Akşam herkes yatsa.. geride biri yalnız kalsa..
Diğerlerinin varlığını duyumsasa.. ve kendini biraz daha yerleştirse koltuğa.. bir yudum içse huzurdan..
Gülümsese kendi kendine..
Evin dekoru yaşama.. yaşamı dekoruna..
İçindekiler ve konukları da her ikisine uyumlu olsa..
Gibiler olmasa..
İçinler olmasa..
İsterimler olmasa..
Her şey istenildiği gibi olsa..


Image Hosted by ImageShack.us

8 yorum :

Adsız dedi ki...

KAR GA.....taptım, ağladım, diledim

.. dedi ki...

evet
"gibi olmasa hiçbirşey de aslından öyle olsa..."
ordaydım sanki ben.
ah orda olsam hep.. olsak...
bayıldım ben oraya.

laleninbahcesi dedi ki...

ama yavru kuş sen naptın bize akşam akşam...

Adsız dedi ki...

Arada ben de gelsem..Sebeplensem:))
Ece

Adsız dedi ki...

orada olsa...
ben ben gibi,
sen sen gibi olsa...
anlamak için anlatmak gerekmese....
sorular sorgulama gibi olmasa...
liman gibi olsa...
tarçın kokulu dinginlikler..
huzurlu derinlikler...
ada'm gibi ada olsa...

Mutfağa gidiyorum, birşey isteyen varmı :)))

Adsız dedi ki...

Ben geçerken bir kadeh şaraplık uğrasam ve sonra kalksam?
Giderken bardağımı mutfağa götürür, yıkar da bulaşıklığa koyarım suyu süzülsün diye.bardaktan damlayan sular gerçek olur.
Atalet, bu dünya ancak hayal olur, senin başta dediğin gibi. Olmaz öyle kalabalık olup da kabalık olmaması. Bir de yastıklar biri kanepeye oturup kalktıktan sonra bozulur. Ben de bozulmuş, dağılmış, oturanın şeklini almış yastıkları severim. Kimi kucağında tutar yastığını, biraz da göbeğini saklamak isteyerek, kimi rahatına düşkündür beline destek yapar bir yastığı, kimiyse sarılacak kimsesi olmadığı için koltuğunun altına sıkıştırır bir tane.
Misal ben gece yatarken hiç salonu toplamam. Sabah uyandığımda evimin yaşanmışlığını bir daha seyretmeyi severim. Bir tek annem bende kaldığı zaman toplarmış gibi yaparım ki, aslında annem bizim evde hep ben yokken replasman için kalır.
Yok bana dar basar bu evde...Bir kere fazla kalabalık, gerçek olmayacak kadar güzel ve galiba ben fazlasıyla gerçekçiyim.

Adsız dedi ki...

selginim gebem.. öykücüm.. yastıklara da ruh katmış.. o " kimiyse sarılacak kimsesi olmadığı için koltuğunun altına sıkıştırır bir tane."yi içselleştirdim.. bense hep düzeltirim oturma alanını.... iş sevdiğimden değil.. sabah uyandığımda.. öyle görmeyi sevdiğimden.. yoksa evin diğer yanları darmadağınık olabilir.. umurum olmaz..
kalabalıkların olup kabalıkların olmadığı yer.. cennet olabilir ancak o da eğer varsa.. derim.. =)..

sevgili adsız..
"ada"m gibi adam olsa.. sırtımız yere gelmez.. hem maddi.. hem manevi en çok da manevi.. =)

ecem.. sebeplen sonuçlan ne dilersen.. =)

lalem.. gagaladım ki ben =)

ayçöreğim saklambacım.. orda ol zaten sen.. =)

kar gam dilek zaten.. detaylandırılmış şekilci bir huzur ortamı dileği.. =D

atalet..

carpediem dedi ki...

keşkem.

Follow my blog with Bloglovin