3 Ekim 2011 Pazartesi

sırf burda dursun demelik..

okumaktan kudurmak denirse..
sünger ne kadar su emebilirse öyle gidiyor..şu anda elimde dört kitap dördü birbirine benzemez..

film.. aynen..

yaşamak.. ımmm eh o da fena sayılmaz..
kültürelden ağır basıyor.. sosyal olmam gerçi..

herkes bilir ben neşeli keyifli iken yazamam.. üretemem..

o yüzden.. yapay hüzün oluşturasım var..
loş ışık dramatik bi okuma.. özlü sözlü bi film..
belki çıkar bişey
o zamana kadar..
fotoğraf kareleri gibi bakıyorum.. kısa aralıklı.. büyük büyütmede..

dün bahçeyi taradım..

farkında mısınız ne kadar çok şeye kapılmış gidiyoruz..
bir kombinin parçasıyken diğerleri kırılınca..
tek kalmış kocaman bir saksı..un zamandır.. dibini deler kullanırım diye tuttuğum..
hatta aynı şekilde üç saksı koca kocalar..
ve nedense hep üzerine titrediğim saksılar kırılıp bu ordan oraya sürüdüklerim..
bişe olamadan başıma kalıyorlar..

kedilerin üzerine yatmayı sevdiği ve bu yüzden yeşilden çok kahve..
yapraktan çok dal kalan yüzey örtücü bitkiler..
bu yıl atasına onu bunu koyarım sararmaz kararmaz dediklerim..

sonunda kader günü gelmiş..

ne varsa gözüme batan ve ama.. kıyamadığım..
orasına bunu koyar burasına şunu sokarım da olur dediklerim..
hepsi..
bitti gitti..

ojelerimi bozmadan ..
beyaz mucurun üzerindeki yapraklarla beraber terkettiler evi..

başka..
benim alt oda dediğim.. sizin buduar olarak bildiğiniz yerde bir iki değişiklik var..

kitaplıktaki bazı kılıfsız duran kitaplar kılıflandılar..

azıcık sonbahar olası giydiklerimin..
azıcık.. örtünesi var dizlerimin..
takılara sonbahar renkleri taşımalı.. vazolara da..
konyak içilebilir artık örneğin..
daha sonbahar bir içki düşünemiyorum ben..
=)

fırında et pişirirken kullanmak için termometre ldım..
hiç durmadan hindi ve kaz pişirirmiş gibi..
bir de güzel cinayet aleti olur ondan di mi..
ama bir de peynir kesme takımı aldım ki..
kullanma yanında yat .. =)

sahi konyakla peynir gider mi ki..

burda dursun bu aralar iç halim..




Image Hosted by ImageShack.us

2 yorum :

laleninbahcesi dedi ki...

ben buraya tam bi metrelik yorum yaptım ama Google bana hesabın yok hesap aç dedi, ne demek istedi anlamadım...
sevdim senin bu ruh hallerini ben... Boş ver bir ara böyle takıl...Gazete okuma, haber neyin dinleme...OOoh yaşayıp gidelim kendi fildişi kulemizde...Çok ahkam keserler ama sanatı sanat için yapan sanatçılar olmasaydı, ne zevksiz ne estetik yoksunu bir dünya olurdu...
Böle işte Ataletim. Teyzem lafın sonunu getiremeyince ya da kıvıramayınca böyle işte der bırakırdı hhehe
Nise gegelimm şu yer örtücülere , bizim Hatce cyenge bana verdiydi, acem halısı dediydi adına da.Rengarenk çiçekler açardı ara ara... bahçeli evimde yer örtücü olarak, balkonlu evimde de komşuya sarkan çiçek olarak kullandım. Sonra dondu gitti... Hatce yengeye sorayım varsa isterim ama o başka şehirde şimdi yav...
Öptüm seni Ataletim canım benim.

Çiğdem dedi ki...

Bizim buralarda daha yaz bitmedi, sonbahar halleri ruhen gelse de güneş parlayıverince kaçıp gidiyor. Oysa ne çok özledim yağmur camlara vururken şömine başında kitap keyfini ama o da başka bir zamanda başka bir yerdeydi.

Senin şu buduarı çok kıskanıyorum biliyor musun? Buduardan çok bu kadar zevkli ve yaratıcı olmanı kıskanıyorum aslında.

Annem telefon edip düzeltir şimdi beni "ona kıskanmak değil gıpta derler" diye. Gıpta "yapmaya kalkışmayı" da içinde barındırır anneciğim, benimki düpedüz kıskançlık sen yakıştıramasan da. :)

Bazı bazı sanki birlikte susabileceğim birilerini arıyorum :)

Follow my blog with Bloglovin