18 Ekim 2011 Salı

dı ilişki

geçen hafta yattı hastam.. yaşlı bir xy..
beyin kanamasına bağlı felci var..
düşme sonrası olmuş .. çok kötü değil durumu.. çabuk toparlayacak..
.
muayene için odasına girdiğimde..hastaya ne sorsam..
karısı cevap veriyordu.. oysa muayenenin bir parçası da hastanın anlama ve anlatma becerisi..
ben de..
kendisi anlatırsa daha iyi olur dedim..
eksik kalırsa.. siz tamamlarsınız olmaz mı.. dedim..
anlatmaz.. dedi..
hiç anlatmadı ki.. zaten kura kura oldu böyle.. asabiydi ses tonu..
hastamın da suratı bir ekşidi bu söz üzerine..

bir iki gün sonra..
odalarına girdiğimde.. hastam tekerlekli sandalyede eşi koltukta.. dizdize oturuyorlardı ve
üstelik elele..
nasıl huzurlu..
ne güzelsiniz dedi..
ee dedi.. biz otuzbişi senedir böyle beraber..
hastamın yüzü ekşiydi hala..

*****
bu da başka hastam..
yattığı günden beri güldürüyor beni..
onunki de damar tıkanmasına bağlı felç ..
benim adım temel dedi ilk gün..
ben kendimi tanıtınca..
ama safinaz yok dedi sonra..
o anda kapı açılınca anladık..
işte safinaz da geldi dedi.. karısının adı da buymuş..

bugün..
nasılsınız dedim..
kelim başım üşüyor dedi..
eşi de çok güzel örgü örüyor..
elinde görmüştüm köpük gibi bişey örüyordu.. toruna kazakmış..
eh dedim hanım o kadar güzel örüyor da.. sana bir takke örmüyor mu..
örmüyor dedi..
safinaz itiraz etti..
aaa hacı neden öyle söylüyorsun kaç tane tacın var dedi..
kalktı ve komodinin çekmecesini karıştırmaya başladı bir yandan da..
hayır gerçek sanacaklar..
ördüm örmez miyim.. kızı da örer..
bi dolap tacı var dedi..
ve elinde bir namaz takkesiyle doğruldu..
taktı başına.. okşadı yanaklarını..
biz de böyle değildik dedi hastam yakışıklıydık.. kıvırcık saçlarımız vardı..
hanım da zaten koştu beni kaçırmasın diye..

şimdi bu noktada..
kocalar bunu söyleyince..karıları genellikle bir "bak şimdi" bakışıyla terslenirler hafiften.. aşktan ölse.. koşa koşa gitse de gitmese de hep böyle üçüncü kişilerin önünde bunun dile getirilmesinden bir rahatsızlık gösterirler..
ama bizim safinaz hanım..
"koştum.. koşmaz mıyım.. hacımı kaçırmayım diye koştum.. " dedi..
kıvırcık saçları vardı böyle dedi..
biz..yani ben.. ve üç hemşire.. bakıyoruz sessiz..
o arada safinaz hanım..
habire orasını okşuyor.. burasını düzeltiyor.. "eli üstünde" tabirinin ayakta gezen hali..
şanslısın dedim temel bey.. hanımlar bakar da senin hanım çok sevgiyle bakıyor çok sevecen bakıyor sana..
safinaz hanım eğildi ..
saçının kıvırcığına.. uclaşrının akına.. dedi..
tamam bana bu kadarı yetti dedim..
daha fazlası beni bozar..
dedim evet..
zaten ondan severler ben ukala ters doktoru..
bu kadar romantizm benim sınırlarımı zorlar..
ve dönüp çıktım odadan.. gülerek..
ve peşimde üç hemşire ile..

***
sonra serdar turgutun şu yazısını kesip getirmiş biri..

geçen sene.. bu blogda.. erkeğin geleceği.. kanape televizyon ev olacak.. kadın yüksek topuklarının üzerinde elinde iş çantası üstünde kariyer kıyafetleri ile yükselen değerleri temsil edecek..
politikacılar da kadın olacak..
dayanışma haberleşme meraklısı kadınlar yönetime geçince..
asayiş daha berkemal olacak diyor sosyal trendçiler diye bir yazı eklenmişti..
kadına dair iyi şeyleri eklemeyi seven biri olarak keyifle bildirmiştim bunu..

işte bu yazı da biraz buna değiniyor..
biraz da başka şeylere..

yazıda beni etkileyen iki cümle var..
kadınlar " aşağı" doğru evlenmek istemiyor.. cümlesi birinci..
kadınların sosyal statüde yükselmek için değil evlenmek birbiri üzerine evlediği ev kurduğu bişey kurmadan verdiği yeni yaşam biçimini çağırıştırdı bana..
ters bağlantıları severim..
iki karım var..
haha bende üç tane var..
beyanatları yapan erkekler..
açık oturumlarda bunları konuşan.. " iki kadın da izin veriyorsa olabilir tabii" diyen kadınlar..
geldi aklıma..

yazının ikinci bölümünde..
"peki ama bütün bunlar bizi ilgilendirir mi" diyorlar bana demiş s.turgut..
sonra da ilgilendirir demiş..
çünkü abededeki " her dönüşüm her yenilik.. popüler kültür araçları ile dergiler haberler filmler.. aracılığı ile dünyaya yayılır..ben özellikle ülkemizde bu dönüşümün olacağını hissediyorum.. çünkü kadınlarımız bizden daha atılımcı .. daha ileri gidecek potansiyeli var..ilişkileri tamamen onların belirleyeceği kuralların kadınlar tarafından konulacağı günler uzak değil.. demiş..
"erkek ister dirensin ister vahşete başvurup çırpınsın.. kaçınılmaz süreç durmayacak.. 21. yüzyılda.. kadının karşısında ikinci sınıf olacak .. ve bu gerekiyor demiş..
bu önemli.. bunu hatta çabuklaştırmalıyız demiş..
bu durumdan mutlu olacak erkekler de var.. çünkü kadının güçlü ve daha mutlu olduğu bir dünya her bakımdan güzeldir.. anlamlıdır demiş..ülkemizde kadın döven ve öldüren erkekler var olabilir.. çünkü biz barbar dönemini yaşayan bir ülkeyiz demiş..
heryerde böyle erkekler var.. ama onlar engelleyemeyecek demiş..
***
bu anlattığım üç şey..
bir de karikatür..



bunu yer aldığı feysbuk profilinde bu resme yapılan yorumları..
ve daha beş benzemez şeyi..
aslında birleştiren bir ortak nokta var ki peşpeşe fikir çakmaları yaptı ama..

parmağımla işaret edemedim..
altını parlak mor kalemle çizemedim..

yine de var..
değil mi..

*********

Image Hosted by ImageShack.us

dı " güzel günler göreceğiz hayatta" diye mırıldanan..

5 yorum :

Çiğdem dedi ki...

İlk anlattığın hastan annemle babamı hatırlatı bana. Babam yattıkça ömrü artsın amcamın :) Seyirci bulunca birbirlerine girer sonra el ele diz dize otururlardı. Hep bizimle "nasıl korkuttuk ama" diye dalga geçtiklerini düşünmüşümdür.

Karikatüre bayıldım. :) Teselli olacaksa o hatuna, günümüzde o son cümle "sen de gidip başkasını .. öyle mi..." şeklinde de olabilir.

Attilla İlhan' ın bir sözü vardı vaktiyle. "Anneler kızlarınızı koleje yollayıp mutsuzluklarına sebep oluyorsunuz" demişti. Sonra da açıklamıştı.

Hayatı oradaki arkadaşlıklar gibi sanıyorlar. Bir yandan sizin gibi mükemmel ev kadını olmayı öğretiyorsunuz diğer yandan kariyer sahibi olmasını istiyorsunuz. Buna uygun mükemmel koca nerede? mealinde.

:))

laleninbahcesi dedi ki...

Ataletim canım benim, derin mevzu bu işler...Ben pek kafa yormam bu kadın erkek ilişkilerine, bi sürü teyzeli, enişteli ya da halalı enişteli , dayılı yengeli ve de amcalı yengeli ilişki gördüm.
Dayımla yengemi babam tanıştırmış, onlarınki siyah beyaz bir yeşilçam filmi gibiydi...Hep şık kadın, hep şık ve görebilecein en nazik erkek. Ama yengem dayıma kızmayıversin ilk iş babamın kulaklarını çınlatmak olurdu.
Bu yıl Altın Portakal verdi ilk işareti ve Güzel Günlar Göreceğiz dedi. Bence de...
Öptüm seni Öyle bir Geçer ki Zaman seyrederkene...Şu anda Soner ortalığı yıkmakla meşgul:)

şafak dedi ki...

koca yazıdan
, onca detaydan kendime çikarsadığım tek sonuç şu oldu;
"yakın gelecekte bi gün, artık hatunlar teklif edecekmiş, ne güzel" : )

.. dedi ki...

erkekleri severim. feminist falan da değilim ama "kadın karşısında ikinci sınıf olma" durumu çok güzel geldi bana. yine de imkansız bence bunun onlar tarafından kabulü. pek çok yerde, statüleri düştükçe, şiddetleri artacak çünkü. 8(
bi de, "tacı" mı dedi teyze 8)amcayı kral gördüğünden mi acaba 8)

Adsız dedi ki...

iki noktam saklanbacım.. evet ben takke dedikçe o tacı dedi.. amca da takke diyor ama.. bence o kendini kral görmüyor..
bu sabah yine konuştuk amcayla.. ee dedi kirkbeş sene.. ben kızınca o susar.. o kızınca ben susarım..
amca hayattaki tek sorunun tartışmak olduğunu düşünüyor ne güzel... =)
bi de feminizm yok artık.. kadının insan olma haklarını savunmak var..
önce insanın insan olma haklarını elbet.. ama eş zamanlı kadınn insan olma haklarını..

şafakk.. sadece en kırmızı rujlu halimle gülümsüyorum sana. =D

lalem.. biliyorum.. =) bir şekilde demokrat bi aile sizinki kocaman olmasının.. aile değerlerinin katkısı olduğunu düşünüyorum..
=) ne mutlu.. umarım kızlar da bu aile sisteminde sürdürebilirler yaşantılarını..=)

çiğdem.. bence o karikatürdekiler daha yeni evli kadının gözü anca açılıyor.. o yüzden daha dış mihrakları göz önüne almamış... =D..

Follow my blog with Bloglovin