14 Ekim 2011 Cuma

bir fincan çay ?? jeyn austen.. ingiltere.. vircinya ve diğerleri


jeyn austen hayatımı mahvetti..
hafif.. bir kitap..
neredeyse dörtte üçü öyle.. yani başladıktan bir süre sonra bıraksaydım.. okumaya başladığımı bile hafızamda tutamayabilirdim..

devam etmemin başlıca nedeni kitabın insana ingiltereye gitme arzusu veriyor olması..
ki ben..bu etkiyle..
ingiliz dönem kadın yazarların müzelerini ve yaşadıkları alanları.. ve hatchard's kitabevini.. içeren bir turun fantezisini kurdum bile..
bunu tek başıma yapmayı düşünüyorum..

elimde yazarların kitapları ile..
fotoğraf makinem ve kocaman spiralli bir defterle..

kitabın son dörtte biri.. baştaki hafifliği alıp götürüyor..
yine düşündürüyor.. zıplatıyor ..
yine trampoline gönderiyor..

hatta sözcükleri farklı kavramı aynı olan..
benim.. " bizi kandırmışlar büyürken.. büyüyünce herşey kontrolümüzde olacak ve bu da iyi olacak sanmamızı sağlamışlar.. oysa hayat zormuş".. deyişimi de bir yerlerde.. kullanıyor.. elbet daha kısa ve anlaşılır cümlelerle..

zaten herkes benden daha kısa ve anlaşılır yazıyor..

kitap sayesinde gugl'anıma biraz danışmam gereken yerler oldu..
bunları not etmem gerek.. hem başka not edecek neresi var ki diye hem de.. size kolaylık olsun diye..

mesela bu bloğun yan tarafında duran bir masa ve sandalye fotoğrafı vardır..
jeyne austenin yazı masasının ve sandalyesinin minyatürüdür bu..
ve üzerinde tüy kalemine hokkasına kadar herşey vardır..

aslı ise budur..

işte.. vircinyamın.. sözünü ettiği.. kadının yazmak için bir odaya ve gelire sahip olmasının şart olması konusu.. buradan kaynaklanıyor..
bir kadının yazmak için yerinin olmaması ve ..
yazmasının yadırganması nedeniyle.. hep ufak kağıtlara yazması..
içeri birisi girdiğinde de hemen elini o kağıdın üzerine koyup saklaması..
bu masa sayesinde.. insanın daha bir gözünün önüne gelebiliyor..
ve bu doğru..
bir çok kadın yazar.. bronteler bile..
böyle çalışmış..

ama.. jeyn austen.. ailesinden çok destek görmüş yazarlığı konusunda..
kız kardeşi şarlotun ressam oluşunun desteklendiği kadar..
ve hatta ilk kitabını babası kendi eliyle yayın evine götürmüş..
ama başarılı olmamış bu girişim.. beğenmemiş basmamışlar..

sonrasında.. erkek kardeşi.. onun meneceri olmuş ve kitapları peşpeşe yayınlanmış..
ama hep anonim.. "bir kadın yazar".. adı altında.. yayınlanmışlar..
yani masada oturup gizli saklı yazmamış.. ama gizli saklı yayınlanmış.. bu da aynı şey hatta daha beter belki..
ayrıca.. insanların nünde yazmayı sevmezmiş.. ve herşeye rağmen küçük kağıtlara.. içeri biri girdiğinde eliyle örtüverdiği kağıtlara yazmış.. özellikle bu benim okuyasım olan "ikna"yı.. ikna için aslında.. bir kendinden esinlenen kitap da denilebilir galiba.. benim şimdilik izlenimim bu.. =).. bir de.. bu son kitabı londrada yazmış.. =).. evinden uzakta..

yine de bu masanın yazmak için çok kısıtlı imkanlar sunduğunu kabul etmek gerek..

işte bu kitap sayesinde varlığını bilmediğim.. bir diğer yazı eşyasının varlığını öğrendim..
fotoğraf bir resmi sitede yer aldığından fotoğrafı değil.. o yüzden bağlantısını veriyorum.. buraya tıklayarak ulaşın bakın..
bu masacık.. yazma tepsisi.. yazı kutusu.. ne derseniz.. içinde kağıtların durduğu üzerindeki eğimli alanda yazının yazıldığı.. köşelerinde de hokkaların durduğu bir sistem..
bu masa.. bir müzede..
üzerinde bir mektubu.. tüykalemi..
yuvarlak masa ise müze olan jeyn austen evinde..

hayalimde üstüste koydurdu bu kitap..
pek de yakıştırdı..

jeyn evlenmemiş..kız kardeşi şarlot da evlenmemiş..diğer kardeşler erkek.. birisi sakat.. nesi var bilmiyoruz.. diğerleri evli..bir tanesinin onbir çocuğu olmuş hatta..
babaları öldükten sonra jeyn .. şarlot ve anneleri..
bu erkek çocukların eline kalmışlar..

onların bakımına muhtaç kalmışlar..
iyi bakılmışlar.. aileye önem veren bir aile oldukları için..
ve dönem dönem.. bu çocukların bakımına yardımcı olmuşlar..
"iyi ki evlenip çocuk sahibi olmamışım.. yeğenlere bakmak bile yeterince zor.. eğer evlenseydim ve kendi çocuklarım olsaydı.. onlara bakmaktan.. yazamazdım" demiş jeyn..

kitaplarını çocuklarının yerine koymuş..

erken ölmüş.. 41inde.. muhtemelen bir bademcik iltihabı sonrası böbrek yetmezliğinden... ve ailesi mezar taşına bir yazar olduğunu değil.. iyi.. yüce gönüllü bir kadın olduğunu yazmayı tercih etmişler.. öldükten sonra iki kitabını daha basmışlar.. bu sonuncu kitap.. ikna.. şu anda okumayı istediğim kitap..

cassandra ressammış..
ailedeki herkesin .. sakat kardeş ve jeyn hariç birer resmi portresi var.. o devirde fotoğraf makinesi olmadığından.. ressamlara poz vererek kendini ölümsüzleştirmek moda imiş.. ya da gerekiyor muş..
ama jeynin tek bir resmi var..
o da kasandranın çizdiği.. karakalenm .. sulu boyası başlanmış ama bitmemiş..
şu sitede.. bir çok sözde - jeyn resminin linki var..
ama tek gerçek resim budur.. gugl'anım bir çok resim var diyorsa da.. esas iki tane.. biri arkadan.. diğeri de bu bitmemiş olan..

şimdi gelelim..
zıplamalara..
bu devirde de kadın çalışmak.. kariyer yapmak için zorlanmıyor mu..
adı var parası var.. arabası var üzerine tapulu evleri var.. segekası var..
ama hep yarım hissetmiyor mu..
çünkü yağmur yağdığında.. evde olup kek yapsaydım çocuklara demiyor mu..
kar yağdığında..
bir kere bile onların okulu kapandığında.. ben de evde kalıp kartopu oynamadım demiyor mu..
hasta çocuğunu.. bakıcıya şuna buna bırakmıyor mu.. koynuna girip ona masal okumak.. ağzına kaşık kaşık.. içine sevgi katılmış tavuk suyuna çorba içiremiyor mu..

kadının yarım pürçük halleri..
yüz yıllardır var.. ve yüzyıllardır sürüyor..

kadın içinden gelen.. gezginlik kaşiflik yazarlık dürtülerini bastırsa.. bi türlü..
annelikten vazgeçse bi türlü..
ikisini de yaparım dese bi türlü..
hakkını verse anneliğin kadın olmanın başka türlü..

kitaptan bir tek alıntı yapacağım.. zaten 252den itibaren başladım kıvırmaya..
bu da oradan.. ve izninizle bir paragraf..
burada bu masada .. austen küllerinden doğan bir anka kuşu gibi hayatının enkazından doğmuştu .. neredeyse romanlarının hepsini.. bu ufak ahşap parçasının üzerinde.. işlek kasaba caddesine bakan bu muhteşem pencerenin önünde yazmış ya da yeniden yazmıştı .. arkasındaki odada aile üyeleri ve hizmetkarlar dolaşıp duruyordu.. austen için muhteşem bir yalnızlık ya da huzurlu bir ıssızlık söz konusu değildi..
tüm bu dikkat dağıtıcılara rağmen.. başyapıtlarını yaratırken kağıt.. kalem.. ve mürekkepten başka hiç bir şey kullanmamıştı.."

kitabın sonunda.. okuma klubünde işlenmesi için öneriler listesi var..
ben çok sevdim bu bölümü..
okuyanlar olursa aranızda.. bunun sohbetini yapmak isterim..
hatta sorulara cevabımı yazar..
sizlerin de.. benim cevaplarıma karşı.. yandaş.. ekleme düşüncelerinizi.. ana yazıya eklerim..
hadi biz de kitap kulübü yapalım nolur.. diye yalvarabilirim bile..
********
pese..
posta kutuma gelen bir mesajda.. şu şehir dışı lüks siteler alanında oturan birinin.. bana yakın fransızca okuma klubü arıyorum diyen meylini buldum acaip kıskandım..
pese iki.. jane austenin içinde bakın bronte kardeşlerin haline.. diye bir cümle vardı..
özel hayatın deşifre edilmesinin.. yazarın eserlerine ön yargı getireceği ile ilgili..
ben bronteleri çalışıcam biraz..

pese3 bence de.. özel yaşam.. özel konularda.. söylemler.. hatta politik söylemler.. reklam kokan davranışlar eserden çok kitapları ve yazarın kesesine düşkünlüğünü getiriryor akla.. ama bu daha pek yüzeysel bir fikir.. derinleştirmeli..

pese4.. kitabın orijinal adı.. "jane austin ruined my life".. yani tam çeviri yapılmış.. =).. hatta bir başka kitabı da.. "mr darcy broke my heart" bay darcy kalbimi kırdı.. =) onu da tez zamanda çevirirler dilerim.. =)

peseson.. kitap ingilterede ve o yüzden hiç durmadan "a cup of tea..??" teklifleriyle dolu.. o yüzden baştan bi çay demleyin derim.. koca bilgisayarda bir çay fotosu bulamadım ya.. bana da.. yuf olsun.. =) neyse ki eski bloglardan birine.. türk çayı eklemişim de.. ordan kapıştırdım.. =D..

pesekesin bu son.. jeyn austen mektup yazmaya çok meraklıymış.. aynı evdeki kızkardeşine bile yazarmış.. hatta "kolayca uzun mektuplar yazan biri.. kötü yazamaz.." demiş.. =) bence süper bi blog yazarı olurdu bu kadın bu devirde yaşasaydı..

Image Hosted by ImageShack.us

6 yorum :

.. dedi ki...

harika bir blog yazarı olurdu evet. severdik biz onu da.
kitabın adına vurulmuştum ya, e ama benim asıl kitap diğeriymiş 8)
Mr.Darcy olan 8)
bi de,
kolayca uzun mektuplar yazmaktan bahsetmiş ya, üstüme alındım ben bunu. 20-30 sayfa mektuplarım olurdu benim. hep en sevdiğim şeylerden biri oldu mektup yazmak.
hoş, oldu da nooldu.. peeehh...

laleninbahcesi dedi ki...

keşke olsaydı yaşasaydı blog yazarı olsaydı, face'den de arakadaşım olaydııııı olaydııı...
Ataletim canım benim, ben Jane Austen ile ilk tanıştığımda ortaokuldaydım...Mansfield Park-Umut Parkı- Lake cilt kapaklıydı, kapağında bir bankta oturan kız resmi var...Neyse hala ki bende...
Şimdi hala okunuyor olmasına çok seviniyorum.
Bu kitabı alayım okuyayım, kitabın sonunda ki soruları cevaplayalım, bir cafeye oturalım bol bol çay içelim hatta bizim Aynalı kahvede oturalım...Süper süper olur.

Öptüm çook

Adsız dedi ki...

sorma iki oktam..
ben bir aşık olmuştum bi zaman.. içine gazete kupürleri sergi posterle
ri şiirler.. kitap eleştirileri sığdırırdım.. bak seni andım.. bak sen seversin diye.. hehe gözüm neye ilişse adamı anıyodum gerçi de..
o da anlıyomuştur yanılmıyorsam =D...

atalet

Adsız dedi ki...

lalem..
şimdi hala okumuyor.. 200.yılıymış.. =)..

iki yüz yıldır hala rafta..
hala satılıyor..
ve hem bir dönemi anlatıyor..
hem de her dönemde var olanları..

aslında bir film günü yapmak gerek..
bütün jane austen filmlerini oturup izlemek gerek.. =)..

atalet..

Çiğdem dedi ki...

O senin minik sandalyenin üzerine minik bir lavanta çok yakışırdı :)

Jane bu devirde yaşasaydı kardeşleri yeğenleri ona bakar mıydı bilmem ama çok zor bir hayatı olurdu o kesin. Kasabanın işlek caddesi dikkat dağıtmayabilir belki ama canhıraş geçen ambulanslar, durmadan çalan cep telefonu, ev telefonu...

Arkada çalışanlar dolaşsın ne hoş. Akşama yemek yetiştirmem lazım, çocuğu basketten, baleden toplamam lazım, kocanın şirket yemeği için toparlanmam lazım...

Belki de şimdiki gibi görüntüler ve hayat hızla gözünün önünden geçmediği için bu kadar dingin betimlemeler yapabilmiştir. Ne dersin?

Adsız dedi ki...

hehehe..
o zaman çiğdemcim..
hemen jane austen hayatımı mahvettiyi alıyorsun.. okuyorsun..zira çağdaşa yaşamla bağlantıyı süper kurmuş.. =)
gerçi şimdi kadınlar yazarım ben deyip..
aynı mesai gibi yazıyorlar.. mı.. acaba..

ben tüp bitti diye yazısının arasına yardımcının daldığı.. kadın yazarı biliyorum..
çocuklarla senkron yaşamaya çalışanı da..

ama şöyle ilhamım geldi deyip..
üç gün üç gece yazabileni.. ııh sanmam ya..
=)

atalet..

Follow my blog with Bloglovin