11 Temmuz 2011 Pazartesi

benimgibi aklımgibiçekmecelerim gibi karışık



gelip giden dürten bişey var sanki kabuğunun hemen altında beynimin..

sanki unuttuğum çok önemli birşey var..
sanki sınavım var..
sanki bir sınav sonucu var.. beklediğim..

buydu pazar sabaha karşı duygularım..

gece uyumadan önce yıldırımbölgekadınlarkoğuşunun yarıdan fazlasını okumuştum..
ilk okuyuşum olmadığını anımsadım ben de sonradan.. ama ilkmiş gibi oldum..
ne olda ben de sanki çocuktum bir zamanlar ve ..
uzun zaman da çocuk kalmıştım.. kendimi pek büyüdü sanırken..

işte sabah da böyle bir duyguyla uyandım.. saatin altısı idi..
döndüm döndüm.. uyuyamadım bu duygudan kurtulamadım..
birden anladım..
kitabı bitirmemenin juzursuzluğu idi..
onca acılar.. onca iç disiplin onca öz disiplin.. onca zeka akıl fikir.. onca kadına saygısızlık sanki yaptığım..
bitirmeden dönüp uyumam..
bakbak sen saygısızlığa..
kalktım..
aldım kahvemi.. kitabımı..

bitirdim..

güney amerika ülkesi de olabilir anlatılan..
ispanya da..
gulag takım adaları da..
herhangi bir zamanda da olabilir yazılan..
dün olduğu gibi yarın da olabilir..
insanların kişilikleri değişmiyor ki..
sadizmini gizlemek için iyi bir yer.. emir komuta zincirleri ..
ve acizliğini de gizlemek için iyi yer..
eh bir zincirde hem aciz hem sadist bi arada olursa..
güçlüyü ezmek kaçınılmaz..


onların uyguladığından daha fazlasını kendine uygulamak..
onların getirdiği kısıtlamanın daha fazlasını kendine getirmek..
cezacıya alan bırakmamak..

işte bu ..
kendimle en çok özdeşleştirdiğim..
bir başkası rahat değilken.. rahat olamamak.. bir de..

belki gözaltı.. tutukevi deneyimim olmadı..
ama hayat denilen süreçte..
hep hissettiğim hiç açıklayamadığım davranış biçimlerimin bazılarını buldum o kadınlarda..

bir incecik bağla bağlandım onlara..
ayrı olmalarına rağmen.. birlikteliklerine..

çok önemli duygulara yer vermiş o küçücük kitabında..
yapılanı kendine yapılmış gibi algılamanın önemi....
dalga geçebilmenin verdiği hayata tutunma gücü..
bölünmenin uzun zamanda ve genelde verdiği zarar..
küçük hedeflerin büyük amaçlara etkisi..
kadın olmanın zayıflığı ve gücü..
sevginin sorgusuzluğu..

aynı anda içinin hem donduğu hem ısındığı bir anı kitap..
yaşananları küçümsemeden .. ve arabeskleştirmeden anlatan birinden..

bir de şunu düşündüm..
lisedeydim ben bu kovalamacalar olduğunda..
tek yanlı basına rağmen.. içimiz cızlardı..
hala yatışmamışken üniversitede idim ben..
sonra hemen yeni bir dalga ..
ama o arada.. zorunlu hizmet.. uzmanlık sınavları derken..
nasıl yavaşça unuturuldu bize..
nasıl korkudan örttük üstünü..
nasıl unuttuk aramızda olduklarını hala.. bu zihniyetin..
baskının gücünü..
yabancılaştırıcılığını..

kendime kızdım..
kendime kızdım..günlük yaşama kızdım..
herkese kızdım..
öfkelenmekten söz etmiyorum..
o anlık bir duygu.. çabuk geçen.. iz bırakmayan..

anlatamıyorum ne demek istediğimi..
yaşam keyifler .. neşe.. o yoksa mizah o bile olamayacaksa kara mizahla dolmalı evet..
hüzün bir nebze de.. depresyon..
endişe neyse de korku .. yasak olmalı..
ilgisizlik.. ihanetle eşdeğer sayılmalı..
cesaret değil.. sıradan davranış olmalı.. bizi korkutmaya yönelen şeylere karşı koyuş..
ve en önemlisi unutmamalı...

üff ne bileyim işte..
karıştım..

**********

mata hari olasım var.. =).. seksi giyinip yer altına kaçasım var..
avaz avaz marş söyleyip.. bir yandan yün öresim var..

**********

sarışınım yeniden.. aptal da olasım var..

kitap seven kitaplık sevenlerinize bir de site önerim var..
http://allfortheloveofbooks.tumblr.com
bi göz atın..
yukardaki fotoğraf da oradan ..
beğenmezseniz.......

ne oliim.. ?? bilemedim..
atalet oliim gene daha beter olacak durumum yok nasılsa..

***********

iki film izledim.. bana bahsedilen..

birinden.. herkesin çok beğendiği son dialoğu çok sıradan buldum..
"kadınlar erkeği bazı özellikleri için seçer.. ama sonra o özellikleri değiştirmeye kalkışırmış"
boş laf..
neden bu kadar beğenildi ki bilemedim..
bence o filmde daha güzel sahneler vardı daha akılda kalabilecek..
hele bir alçaktan geçen buluta binip giden martı mı kuşmu bişey alıntısı vardı ki..
delirdim bugün gugl'anım da ser verip sır vermedi..

diğerinde ise.. saplantı ve kontrol frik / kontrol manyağı desem de pek türkçe olmaz dı ki !!!/
olmanın dayanılmaz katlanılmaz taban yakıcı özellikleri vardı..
baydı..
böylesine ancak arkadan iş çevirilir di.. ki çevirildi..
=P..

işte orda da en beğendiğim..
"bırak dağınık kalsın bir defa da.. " cümlesiydi.....


************

başı sonu alakasız değil.. aslında..
sadece ben gibi.. aklım gibi.. hatta çekmecelerim gibi.. karışık....

yazan : Image Hosted by ImageShack.us dı "geçtiğim karşılarda bakıyorum ki karşısındayım."

3 yorum :

uctemmuz dedi ki...

dün geç saatte sigara almaya çıktım. ana caddeye tek bir sokak ötede olmamıza rağmen o ara sokak ürkütücü karanlıktır geceleri. en yakındaki dÜkkan açık mı diye bakınırken bir adamın durup beni izlediğini farkettim, yaşlı filan, öyle durmuş arkamdan bana bakıyor, çevreyi de izliyor bir yandan. uzun zamAndır ilk defa korku kendini gösterecek oldu, aniden defettim o duyguYu: seri bir şekilde kendimi bile tırstıran bir sesle bağırdım: KİME BAKIYORSUN SEN? korkuyu ona devrettim, bir anda yok oldu o adam.

kişisel ya da tüm toplumu iliglendiren her olayda KİME BAKIYORSUN SEN? diyebilsek ya. ki ataletim, cidden..ben genellikle derim bunu, sevenler sustururlar çoğu zaman. beni koruma içgüdüsüyle.

ya bu çok uzun mevzuu.
kendine saygıyla başlar hepsi diyeceğim, ukalalık olacak.

geçen hafta girdiğim sınavda kemerimi istediler, kemerimle ne gibi bir kötülük yapabileceğimi anlayamadım, sordum. kopya filan..."benim önüme doğru cevap anahtarını koysanız, dönüp bakmam ben" dedim. gerizekalı bir DonKişot gibi göründüm belki. ama öyle.bakamam..sonrasında Üniversite Hocası olan bir arkadaşımla konuştuk, bir program oturtmak istemişler..sınavlara hocalar katılmasın, öğrenciler kendi onurlarından kendileri mesul olsun istemişler. Çocuklar kabul etmemiş..biri demiş ki, "ben kendime bile güvenemem"

Olay bu ataletim, üzüldük, süzüldük ama kendine güvenemeyeceğini söyleyen çocuklar yetişiyor pıtrak gibi, o çocuk benim başıma ne gelse umursamaz. bitmiş.

ağlayalım mı dövünelim mi? ben kendimi kendi halime bıraktım.

dershaneler, özel okullar, şunlar bunlar...

peki ben kendi deneyimimle tanıdığım o harika çocukları hangi kefeye koyacağım, beni sırtlayan o çocukları..Onların adına, onların hatrına hepimize iyilik diliyorum tatlım.

laleninbahcesi dedi ki...

herkes kazanmayı sevmez...bazıları kaybeceklerini bile bile ideallerinden, inandıklarından vaz geçmeyenlerin türküsüdür Yıldırım Bölge Kdınlar Koguşu...,,Bu kitabın nir de erkek versiyonu vardır. Anne Kafamda Bit Var...Tarık Akan'ı yazar olarak da seveceksin...
Öptüm çok

Film adlarını niye yazamazssın...he bi de film tavsiye edeyim saan bayılacaksın...Reader-okuyucu
Şimdi ben ayıptır sölemesi, Heybeliada'ya gidiyom kahvaltıya:)

ATALET dedi ki...

kaybedeceklerine inanmadıklarındandır belki de.. lalem.. idealini terketmemek..
nasılsa bişey yapamam ki duygusundan önceki haller bunlar..

sindirilemeyenlerdi onlar..
dışardakiler ise sinmişolduklarından dışardaydılar zaten..
ve kendi nesillerini oluşturdular..

bireysellikti o ünsüm..
birey olarak ne fark yaratabilirim.. birey olarak kendime davama ideal duruşa ne kadar sadık kalabilirim kavgası o bizleri yeni jenerasyondan farklı kılan..
şimdi kitleler.. yığınlar ve sürüler.. bir ikona ve diğerlerinin taklitler olarak dolaşmalarının devri.. yoksa bir yere girdiğinde binlerce aynı kadın binlerce aynı erkek görmek mümkün olur muydu..

sevgilerimle..

Follow my blog with Bloglovin