20 Eylül 2010 Pazartesi

birordanburdanşurdanyazısıyladaha..

karşınızdayım..

sevinin..
dört gün internet molası..
ne mi yaptım..
eylül gevşekliği..

aynı yün yumağını.. dördüncü kez söktüm ördüm dün..
kırmızı siyah kırçıllı..
şimdilerde bilinmez..
eskiden yıkanmaktan eskiyen veya küçülen kazakları söker..
yıkar..
başka yünle karıştırır ve yeniden örerdiler..
başka yünün nedeni.. yıkanmaktan havı dökülen yünün yeniden yumuş olması..
örülünce ağ gibi geniş delikli kalmaması..
ev ekonomisi diye bi ders de vardı o zamanlar şimdi var mı bilmem..
gerçi benim de olmadı saime hanımdan biliyorum..

bi de benim kırçıllı örgü bişeyim de olmadı..
ondan mu çok severim..
bilmem.. ama severim tüvid kumaşı da sevdiğim gibi..

aha laf nasıl dolandırılır.. unutmamışım bak dört günde =D..
evet kırçıllı yün..
gerçi yün değil elbet bol akrilik.. ama zaten ben de çanta yapıyorum.. çekirdek hanıma..
içini siyah astarlayacağım..
siyah kemik sapları olacak..
pek sevmişti bir yerde görüp..
zaten çanta için almadığımdan ..
birkaç yıl önce.. yılbaşı armağanı olarak sıcak su torbalarına kılıf örmüştüm.. bu tip yünlerden.. dik yakalı kazak giymiş gibi olmuşlardı..
boyunlarına da yaka iğnesi gibi süsler yapmıştım..
sonbaharlarına keyif katmak içi bazı sevdiğim kişilere..
işte o zamandan arttı bu da..

niye mi söktüm..
hesapsız kitapsız yaptım da ondan ..
ilk yaptığım .. rahat asker kirli torbası kadar olurdu.. eğer devam etseydim.. ikinci kuryelere layık..
sonrakinde boy iyiydi de modeli karıştırmışım..
klozır izlerken..
=)
şimdi akşam dizileriyle beraber..
diziler dediysem..

henüz siesay ve koldkeyz dışında bişey bulamadım.. hala..
zaten evde durma gecelerinin sayısını da yedi bölü yedi..
yapmaya gönlüm elvermez..
özler beni istanbul..

okullar ve üniversiteler açıldı.. bu sabah
ilk vardiyayı yaşadık..
çekirdek hanımın ilk yılı.. güzel sanatlar lisesinde..

kocaman bir bahçesi varmış..
öğretmen ona tek başına şarkı söyletmeye çalışmış bugün..
söylememiş..
yarın söylersin demiş..
yarın da söylemeyecekmiş..
-neden ?? dedim..
-ben kimsenin önünde söylemem dedi..
-sen sakın şaşırmış olmayasın dedim.. şan ve müzik bölümüne gidiyorsun..
seyirci önünde şarkı söylemeyeceksen ne işin var ki orda.. perde arkasından mı okuyacaksın ilerde de..

sahi okumak diyen kaldı mı ki??
okumak deyince çekirdek beni anladı mı ki??

bir de sevinçli...
-herşey serbest okulda.. dedi.. herşey...
-herşey derken ?? diye endişelendim..
-hahah diye güldü..

arada aklınıza düşersem de.. çekirdeğe akıl fikir dileği bırakmadan başka düşünceye geçerseniz..
iki işaret parmağım iki sanal yakanızdadır.. ona göre..

aha bir de yirmilik var.. o da başladı..
ama oryantasyon günleri cumaya imiş..
anlaşılan önce bir sizi karıştıralım bozalım.. sonra toplarız diye düşündiler.. dedi..
=P..

o da spor bölümüne bayılmış.. havuzu spor salonu..

-okulun ilk günü gözlükle gidiyorum dedi..
lensleri daha gelmemişti de..
-ama farketmez zaten mühendislik fakültesi.. zaten herkes gözlüklüdür.. diye düşündü yüksek sesle..

aha bir de.. geçenlerde bir kızla çıkmış..
eski okulundan..
-artık .... istemiyorum.. artık beni seven bir kızla.. düzgün bi ilişki istiyorum dedi..
güldürdü beni..

ilk sinüsoidal dalgaya başladık..
erkeğin birinci ağırbaşlı hali..
bu geçecek bir kere daha gelecek.. sonra gene geçecek ve o halde kalacak.. o halde ya da ohal'de..

bri kadın sen nasılsın dedikten sonra..
ben boşanma davası açtım dedi bana aniden..
şaşırmamış olmama şaşırdı..
iyi dedim..
sevindim..
sevinme kötüyüm dedi..cevap olarak..
nasılsın dedim..
benim hiç suçum günahım yokken ile başladı cümlesine..
anladım muhasebe dönemindesin..
can yakasım var ile devam etti..
geçecek dedim..
ve yakamayacaksın.. yakmayacaksın..

en çok da bıoşamak istediğinin tepkisine kızmış..
saçmalıyorsun demiş..
hayat arkadaşı sandığı kişi..

başka ne yaptım..
bir de en sevdiğim işi.. yazlık kışlık gardrop işi..
kocaman torbalar ayırdım..
verilecek..
ve bir çok iş de çıkardım kendime..
bunun yakasını deş..
dost sıcaklığıyla gelen bir sürfile makasını kullan.. dekolteyi arttır..
bunun orasına dantel diye..
birkaçını yaptım..
birtek tanesinin yakasının vesini azıcık kapatasım gerekti..
yaptım bir süsleme.. bugün prömiyeri vardı..
bilin bakalım.. nolmamış..
yaka hiç umursamamış kapatılma girişimini..
niyet olmayınca kısmet olmaz demişler.. ne olsa..
almamış beni ciddiye..
ben de onu almadım ciddiye.. dolandım öyle bugün..

birşey daha yapmadayım..
çekirdek ben ne giyeceğimi bilmiyorum buyurdu..
giyecek bişeyim yok anlamında değil.. ne ne zaman hangi mevsimde giyilir diye..
aha desem keten ve pamuk yazın yünlüler kışın.. bakacak suratıma..
parçalar kesiyorum ona.. değişik kumaşlardan..
bir yaz bir kış kartelası yapacağım.. dokunacak bakacak öğrenecek şekilde..
ahah diye güldü ben söyleyince.. hoşuna gitti..
bir dost da.. oğlak burcu işte dedi.. =P..
köküne kadar inecek ille..

bordolar altın renkleri.. nefti yeşiller konyak sarıları gibi olsun günleriniz haftanız..
ışığı biraz emsin ısıtsın..
biraz yansıtsın ışıldasın =)..

pese..bir.. bir önceki yazıda.. sözcük gövdesinden ayrılmamış olan "miydiniz"..
gözümü oydu.. az önce yorumlara bakarken..
özür diler.. gözlerinizden mucuklarım..
pese iki..geçen sene ağustosun otuzunda ne güzel bir kuru yaprağın masmavi denizde yüzer ve yansırkenki halini fotoğraflamıştım.. o resim yakışırdı bu yazıya ama.. hayalleyin..arayamayacağım.. bir de.. gri - mavi havacı rengi ile.. kiremit rengi ne güzel yakışır araya biraz inci grisi eklenince.. onu düşünün..=D..

pese üç.. iyi ki türkçede hi ve şi.. il ve el ayrımı yapmıyoruz konuşurken diye düşündürdü bu yazının bir yeri bir noktada bana.. ama bilmiyorum neden..
siz de seviniyor musunuz buna..


Image Hosted by ImageShack.us

5 yorum :

Çağlar dedi ki...

Ahaha şaşkın kız dedim.. sen daha söylemeden.
Ve fakat benim ucundan yakaladığım konu o değil doğal olarak, en başta hemen eskiden şöyleydi, böyleydi demişsin ya, sen o cümleleri yazarken ben mutfakta birşeylerin başında aynı şeyleri söyleniyordum kendi kendime. Olur da tutarsa, ben de yazacağım öyle cümleler, bakalım.
Dildeki cinsiyet ayrımının nereye gizli atıfta bulunduğunu ise yakalayamamışım, kısmet...

Sevgi Gibi dedi ki...

ataletcim, sım sıkı sarılanım, insana güven verenim. konunun dışına çıkmış olacağım ancak ifade etme gereği duydum: sen hep güzel yazardın bilirim de şu yazında bir başka hava, bir başka tat var. fakat nedir o desen korkarım ki bunu ifade etmede güçlük çekerim. farklı, yeni bir atalet gibi değil de sanki daha bir rahat, daha bir keyifli, daha bir cool atalet var burada (ifade edemeyebileceğimi söylemiştim dimi ;)
neden böyle bir zanna kapıldığımı, dahası bunun doğru olup olmadığını bilemiyorum fakat ben inanılmaz keyif aldım bu yazından. hatta yorum yazıp da içine mıçmayayım dedim ama dayanamadı ben napim :)
o (s)he şayet seni okuyorsa çok fazla sevinemiyorsun böyle bir ayrım yapılmadığına zira adresin kendisi olduğunu biliyor oluyor kendileri ;)

Çağlar dedi ki...

Ya duramayacağım, ne güzel olmuş şablon, arka plan falan. Diğeri çok yoruyor idi.

Adsız dedi ki...

çağlarım bilirim e tabii.. herkesin eskisi var.. kimininki acık daha eski olsa da yazsan ne güzel olur di mi =)..

sevgi gibim..
yok yok müsterih ol..
benim çevremde gereksiz hiler şiler bilmiyor atalet sultanın konağını..
üstüne alınmaz kimse..
bi de zaten gerçekten ben de bilemedim neden öyle bir duygu oluştu diye..
oysa cins ayrımcılığına çok meraklıyımdır..
ama ..
neyse çıkar sanırım nedni beynimin kabuğunun altında sindiği yerden =)

bi de sarılayım gene..

sevgimle
atalet

üçtemmuz dedi ki...

arka planı ve renkleri ben de çok sevdim. sevginin bahsettiği farklılıkda da aynı fikirdeyim. durmuş oturmuş bir atalet var sanki. azıcık üzdü beni, çok fazla el işi uğraşı çıkarmış kendine diye düşündüm. bu ben niye üzdü anlamadım. ama yazı devam ettikçe ataletin huzurlu olduğunu, onu kimsenin kızdıramayacağını bunun da ne güzel olduğunu düşündüm.
(yorumum türkçe kitabının altında yukarıdaki parçayı özetleyiniz soruları olur ya, öyle oldu. )
üçtemmuz

Follow my blog with Bloglovin