15 Temmuz 2010 Perşembe

nooldubakalımlys

demiş joA.. burda pek öyle kişisel annesel şeyler yazmam.. daha çok ilişkisel dialoglardır.. buraya aktadıklarım..

ama bu bir duygu durum.. o yüzden yazacağım..

bi bilsem….diye yazacağım..

bilmiyorum gerçekten..

elimizde sonuç..

yedi sütun bi sürü puan..

bunlardan birini kullanacak ..

şimdi efendim..

birmilyonyediyüzküsur çocuğumuzun katıldığı maratonda..

onaltı ile yirmibin arasında bir yerde..

girdiği silsile halinde sınavlara artı okul başarı puanı eklenince.. geldiği durum bu..

başarı puanı olmasa.. çok daha yüksekte bi yerde..

çalışsaydı okulda da..

evet di mi..

okulda en çalışkan olanın puanı belli işte..

okul birincisi.. yüz üzerinden yetmişdörtnoktabişi ile mezun oldu.. yetmiş beş değil..

yani okulun en iyisinin not ortalaması bile üniversite giriş başarısını düşürdü..

iyi bir yabancı dil çevre kültür ve kişilik kazandı ama..

bunların ilerideki mesleğine iyi katkısı olacak mı??

atalet bitek kendi tarafını tutar..asla kayırmıyorum..

ama sistem bu.. uyduk işte.. aslında eskiden bu 20liğin okulu gibi kullara gidenler son yıl bir devlet lisesine geçiyorlardı .. gittikleri okulun birincisi filan olup beşüzerinden beş ortalama ile katsayı yükseltiyolardı.. vardı yani bunu yapan..

e ama şimdi tabii son birkaç yılın ortalaması alınınca.. olamıyor bu iş..

yirmilik.. ille sadece bir tek fakülteyi istiyor.. sadece onu..

hatta sonunda ben iyi bir üniversitenin iyibir bölümne giden ve çok mutsuz olan biri olucam diye kendi özetlemişti kendini.. doğru da çıktı..

puanı dörtyüzdoksanyedi.. ki zaten sınav stresinin de tutsağı oldu ilk sınavda.. tam çıkarabileceği bi sınavda tam beş kere 9dan 12 çıkarıp eksi dört buldu mesela.. ki aslında bir soruya onbeş saniye süresi varken..

iki yıllık tarihinin en düşük puanını yaptı matematikte.. fende iyi.. ama.. okul puanı da girince işin içine. o istediği yer olmuyor..gibi.. sanki..

e başka istediği de yok..

yani öyle lüks bi derdi var ki..

itümühendislik okuyabilir ama mutsuz olucak..

gibi..

ya da inadından yine de o diğer fakülteyi yazıp açıkta kalabilir..

girmeyeyim i daha sınava gireyim demeye başladı bile..

ama benim ruhum bu strese dayanmayabilir..

yazıl bi yere yine gir sınava dedim.. ama o zaman puan kaybediyorum dedi..

yani anlayacağınız..

araftayız..

özellerin adını anınca küfredilmiş gibi davranıyor zaten..

sağlık olsun sen ne yaparsan olur desen.. aşağılamışsın gibi..

bilmiyorum ne oldu..

ya da ne olacak..

işin kötüsü kimse de bilmiyor..

ilk deneme..

diğert yıllarda hangi fakülte hangş puanla öğrenci almış bile diye bi baz alamıyoruz.. ilk defa denneniyor bu sistem..

bu durumda soruyorum..

bugüne kadar toto loto atyarışında en iyi tutturan hanginiz..

tercih listesini doldururken ona danışayım..

ha sistem..

sistemsizlik üzerine.. ben hem kendi yirmiliğimin hem de diğerlerinin son iki yıldır geceler boyu çözdükleri testlere.. yaşayamaıkları flörtlere.. gidemedikleri sergi gösteri konserlere.. yaşayamadıkları gençliklerine yanarım..

dahası bu sınav sonucunda.. birbuçuk milyon çocuğun sadece üçbeşinin hayalindeki mesleğe yönelik seçim yapabilecek olmasına.. diğerleri.. puanının tuttuğu bir işi öğrenmeye girecek.. fakültesine..

sosyopattan insan aynakları uzmanı..

çocuk sevmeyenden öğretmen..

empatisizlerden hekim.. çıkacak bi sürü daha..

yirmilik.. onun ne yapacağını bilmiyorum..

ilerde hoş akıllı girişken ve girişimci bi adam olarak yaşamını sürdüreceğini biliyorum.. ama hangi meslekte işte onu bilmiyorum..

*************

zamanında benim okulumu kazanmıştı lise girişte.. ama bir üst puandaki okula da şansı vardı..

hepsi yazlıktaydılar..

bir ben burada..

kayıtlar için saat üçe kadarbekleniyor.. üçten sonra puanlar azıcık aşağı çekilebiliyordu..insanlar organize..ailelerin bir bölümü bir okulda.. bir bölümü diğer okulda..

eğer açık kayıt kaldı haberi gelirse.. daha düşük puanlı yerden dosyalara kuryeye verilip gönderiliveriyor..

bizim iki okul seçeneğinin biri harbiyede.. diğeri modada..

ben telefon açtım dedim ki.. gelin ana kayıttan kendi okuluma yazdırayım.. öbür tarafta puan düşmezse yetişemeyebilirim esas okula.. yok dediler düşer o .. sen oraya ver..

düştü gerçekten.. ve verdik.. iki okul arasında.. yirmi puan fark vardı..

bir arkadaşım da bizim okula verdi kendi oğlunu aynı yıl..

bu yıl da beraber sınava girdiler..

yirmiliğin başarı puanı .. nedeniyle sıralaması en az onbin kişi geriye kaydı.. o çocuğun da sekizbin kişi öne geçti..

yirmiliğin okulunda kimya öğretmeni yanlışlıkla kendi hazırladığı sınav cevap anahtarını da öğrenci kağıdı sanmış düzeltmiş.. kendine altmış vermiş desem..

okulda çalışma disiplini filan anlarım da ..

bir okulun okul birincisinin yetmişdört olamsıni anlamam zor benim..

ama derler ya.. kaderi aslında seçmediklerin de belirleyebilir..

**********

yine lise giriş sınavından bir duygu durum..

bu öyle bişey ki..

lise giriş sınavında.. binde ikilik dilimde idi .. yirmilik.. ondördünde iken..

bin çocuktan 998inden daha iyi puan almıştı ama kendini başarısız hissetti.. çünkü en tepedeki okula gidemedi..

gidememek hiç biyeri kazanamamak  ayrı bişey .. ama bu başarılı iken başarısız hissetme durumu.. bunun getirdiği kargaşa.. bu çok ondördünde bir çocuğun taşıması zor bi duygu..

neyse dedim ya taraf değilim.. bu çocuk.. ama iş böyle olunca üzerimizden bir katar geçti..

ben çocuğuma üzülüyorum.. evet..

yaşamı boyunca ilk defa bu kadar motive ve sistemli oldu..bu arada hiç bir alternatifi hiç bir örneği dinlememekte.. o fakülte.. bu özel.. filan dediğimizde.. yüzümüze ümitsiz vakaymışız gibi bakıyor..

vatana millete hayırlı olsun bakalım..

yazan.. boşbakan atalet…

ps: bir zamanlar yaşamın zorlu bir zamanı idi.. robot gibi yapmam gerekenleri yapıp.. vermem gereken cevapları verip.. öpmem gerekenleri öpüp..

yatağa girdiğimde.. sevinirdim.. bugünü de hasarsız atlattık diye..

işte onu anımsadım.. akşam olsa da yatsam keşke ve yattığımda öyle diyor olabilsem..

9 yorum :

Çağlar dedi ki...

Her hikayeyi dinlediğimde bir kere daha bunalıyorum. Şişiyorum. Neden biliyor musun, çünkü çözümüm yok. Ben hayatı problem olarak gören ve her probleme çözüm arayan bir bakış açısı aldım eğitimimde. Bu problemi çözemiyorum. Şişiyorum.

Adsız dedi ki...

aynen..
hadi önümüze bakalım diyorum.. bozbulanıl görüş.. daralıyorum..
atalet..
yahu ben buduarlar işletmek kadınlar yazmak.. keyifler dağıtmak istiyorum üffffffffffff

Adsız dedi ki...

ve evet evdeyim..
çb görevini başarıyla yerine getirmiş.. ve hatta arada bir sorun daha çözmüş.. ama benim hala içimde bir şişlik.. ve yine ama şimdi hazmetmeden anlatmayacağım..
atalet

Sedencik dedi ki...

keşke altılı ya da loto kadar basit olsaydı kolaydı o zaman:)
şaka bir yana ...
zor durum hakikaten...
ne diyim ...
Allah yardımcınız olsun...
bu sistemsizlik günden yarına çözülecek gibi durmuyor...
sonuç ne olursa olsun tüm dileğim yinede mutlu olabilsin...
sevgiyle...

Kedi Narnia dedi ki...

istediğin bölümü okumak... en büyük lüks oldu şimdilerde... ama bildiğim tek şey var oda kişinin keyif aldığı bölümü bitirmesi gerektiği... hem keyif alarak okusun hemde bitirdikten sonra kendisini açıkta bırakmayacak bir mesleği olsun... yolunuz çetrefilli. bende şiştim çağlar gibi... hayırlısı olsun ne diim...

Ece dedi ki...

O ve diger cocuklar icin, dogru karar verebilmelerinde Allah yardimcilari olsun demekten baska ne yazikki elimizden birsey gelmiyor. Her ne karar alacaksa hakkinda en iyisi olsun.

.. dedi ki...

dün eve dönerken, arabada radyo açık. diyordu ki biri, "üniversitelere meslek okulu gibi bakılıyor, birkaç bazı bölüm dışında, bu doğru değil. üniversitenin asıl vermesi gereken bir meslekten öte bakış açısıdır"
20'liğin hayali ne bilmiyorum ama, içimden geçeni söyleyeyim mi ataletim: özel üniversitelere fazla o çocuk. bozulmasını çok anlıyorum, hak veriyorum. okul puanı-sınav puanı falan hikaye. etrafta onun gibi düşünen kaç yaşıtı var acaba?
severek okuduğu bir bölüme devam etmeyebilir, ama severek yapacağı bir işi olacak bana kalırsa.
geçmiş olsun diyip yanağına bi öpücük kondurmak istedim adı güzel oğlunun.

JoA dedi ki...

amanııııııın, ne fena bi soru sormuşum yahu! ama bi yandan da şunu hatırladım: bendeniz üniv. sınavına girdiğimde (o zaman öss ve öys vardı) kendi alanımda en yüksek puanlı yeri kazanacağımı bilerek girdim. o kadar inektim yani. söz konusu puanda türkiye'nin ilk 30'una girdiğiniz anlamına geliyordu bu. amaaaaan, herkes böyle bi sevinçli, kabarıyor filan. 1. sınıfın sonunda dedim ki annemlere, "böğk, nefret ettim ben bu okuldan. dersler iğrenç, hocaların çoğu sinir bozucu. bize embesil muamelesi yapıyolar. bi daha sınava giricem ben. başka bir yere geçeceğim." annem hiçbir şey demedi de öyle bi baktı ki sanki bikaç çocuk yapıp sonra "boşanıcam" demişim. (gerçi onu da yaptım sonra ya neyse:)) bendeniz nemrut insanın da yumuşak kalpliliği tuttu, kıyamadım anneme. insan anne için okur mu yav? şimdi eğitimini aldığım işi yapıyorum. bi de seviyorum keratayı ki sorma.

yani diyeceğim o ki, insan bazen "bilemiyor". tabii yirmilik kendi karar verecek. zaten sizi dinlemeye de niyeti yok anladığım kadarıyla. fakat işte belki de insanın "bazen bilemediğini" hatırlatmak gerekiyordur.

not: başarılıyken başarısız hissetmek benim hâlâ çok sık yaşadığım bir şey. üzülme. seni de, koca kazık yavruları da öperim.

üçtemmuz dedi ki...

benim de çok zorlandığım bir konu bu. oğlumun arkadaşlarına ve oğluma bakıyorum. benimki geçtiğimiz bir kaç yılda önemli olanın mutluluğu olduğunda karar verdi. İnşallah öyle olsunlar ataletim. Anne olarak dualarım, dileklerim hepsi bunun için. Mutlu ve sağlıklı olsunlar hepsi. bütün canpareler.Hepsini seviyorum, hepsi mutlu olsunlar diliyorum.

Follow my blog with Bloglovin