5 Şubat 2010 Cuma

kardansonra…

karda düşünüyordum..

kar dediğimiz.. sulu gri kahve renkteki ıslak kaygan çirkin kitleye bakıp..

şehrin ortasındaki kaldırımlardaki şeye..

“benim” bahçemdekine değil..

damlardakine değil ya da üç beş ağacın üzerindekine..

burada kar keyfi sadece “kar başladı” cümlesi kadar sürebiliyor.. korunaklı sıcak evinizde de olsanız bu böyle dışarı burnunuzu uzattığınız anda....

trafik.. kesilen elektrikler.. gidip gelen adeseleyi.. yarın kadın gelebilecek mi.. çocukların okulu da tatil evde yalnızlar mı.. yı düşünürken daha keyfi kaçıyor insanın..

ertesi gün işe giderken evde iki çocuk bırakmak.. ondokuz yılda karda bir tek fotoğraf dışında onlarla oynarken çektirememiş olmak.. o da pazar gününe denk geldiği için.. ilk gün..

ihmal etmişlik duygusu .. yaşayamamışlık duygusu.. kaçırdığın onca şey arasında bir de bu..

karı sevmiyorum artık..

istanbulda sevmiyorum..

ama karda düşünürken bunları düşünmedim.. duygusallığı değil.. pratik yaşamdaki yansımasını düşündüm..

kar yağdı gece.. beyaz bembeyaz yağı..

örttü kaldırımlardaki yamuklukları.. kapı önlerindeki çirkinlikleri.. delikleri.. çukurları eşitledi.. çünkü rüzgarla beraber yağdı..

her girintiye sokuldu..

sabah..

kırk milyon ayak uyandı bu kentte..

19 milyondu son sayımda.. insan sayımız.. yirmi olmuştur..

kişi başına iki ayak.. tamam ampüteleri filan düşerim.. ama yazının amacı ayrıntıcılığımı göstermek olmasın..

de ki kırk milyon ayak.. eksiği fazlası uğraşmayayım..

uyandılar kırk milyon ayaklar..

baş parmak büyüklüğünden.. kırkbeş numaraya kadar her boyda..

süt veya mama kokulu beşiklerinde.. bol rüyalı çocukluk yataklarında.. yalnız başlarına yorgana sımsıkı sarıldıkları bazen karabasanlı bazen pembe rüyalı yataklarından.. sınav kapılarında karın ağrısı çektikleri düşlerden.. uyandılar kimi ayaklar.. kimi bankamatik kulübesinde uyandı.. kartonların üzerinde kimi kat otoparklarda.. fırıncıların havalandırma deliklerinin önünde..

kimi karısının yanında uyandı sokuldu biraz.. karısının soğuk ayaklarını aldılar aralarına.. ısıttılar şefkatle.. kimi..annesinin bacaklarının arasına sokuldu ısınmak için güvenle.... kimi.. sıcaktı zaten yorganın dışına uzattı parmaklarını..

kimi sevgilisinin koynunda uyandı canı sıkkın akşama karısının ayaklarıyla burun buruna yatacak.. ya da yattıkları yerde.. karısının yataktan yorganı yastığı toplayıp başka odaya geçişini duyana kadar huzursuzca kıpırdanacak.. sürttü yanındaki ayakların üzerinde uzanan bacaklara..   bir sevişme çağırısı niyetine..z amanı bir kez daha dolduruvermek için.. yaşadığını bir kez daha hisssedivermek için..

kimi incecik bakımlı ojeli.. kimi yaralı bereli..

kimi kalım tombul düz taban.. kimi çoraplı patikli kimi.. taaa yukarı boyuna kadar çıplak.. kimi taaaa yukarı kafaya kadar örtülü..

kimi sonradan görme kırkından sonra pedikürlere giden bedenle ruhla.. yabancı..

kimi.. bembeyaz..  kimi esmer ..

kimi sınıf atlama derdinde.. sokak arası kuaföre pedikür yaptırılmış.. acemi kız tarafından aceleyle çingiş pembeye boyanmış.. topuklu ayakkabıdan vurulmuş su toplayan yere aceleyle yapıştırılan plasterin kendi bir yana.. etrafına bulaşan yapışkanı başka yana kaymış..

bakınca yabancılanan ..tekrar bakışları gerçekten bu kişinin mi bu ayaklar diye kontrol etme gereksinimi ile ..yüze doğru sürükleme gereksinimi doğuran ayaklar..

kimi yorgun.. düşünceleri gezdirmekte..  kimi hevesli daha nerelerde gezebilirim derdinde..

kimi gerçekte de yüksek ökçeli .. prensipte de.. kimi karda yürüyüp izini belli etmeyecek gibi sessiz parmak ucunda..

ayaklar yataktan iki yana sallandılar yere değdiler.. terlikle çorapla yalın halde yürüdüler evlerin dairelerin villaların içinde.. kimi doğrudan kara bastı.. kimi önce.. mutfağa kimi banyoya kimi ilk sıcak üfleyen yere doğru.. koşturdu..

ayakkabılara.. botlara.. apreskilere sahte gerçek ugglara gereksiz yağmur çizmelerine tıkıldılar.. kimi tıkılmadan önce naylonlara sarıldılar..

ve sokaklara döküldüler.. karı beyazı örtüyü lekelemeye..karı beyazı körpeyi sulu kirli ıslak ve yapışkan hale getiremeye..

işte bunda sevmiyorum ben burada karı..

ayaklar yüzünden..

bunlar esas benim kardan keyif alamama nedenim..

8 yorum :

.. dedi ki...

bu ince detaylı tespitler....
kar'ı bazen, ama seni hep seviyorum.
uzatmadan öpüp, kaçıyorum.

carpediem dedi ki...

kar,
ilk yağarken gördüğümde doğuda
elazığda her taraf bembeyaz...
ama erİyince ,oluşan çamur nedeniyle ııh dedim...
kaos mu kaotik mi,
uçup giden düşünceler...
soğuk herşey ve her yer,
sıcakları düşününce ,kış iyi diyorum kendimce -:)-:)

Adsız dedi ki...

karin 3 ay boyunca kalkmadigi bir yerdeyken sunu farkettim:
bense senin aksine karin o cirkin yuzunu seviyormusum..
kimsesiz, yapayalniz, hic basilmamis, ayak izsiz halini degil de,
camurlu, kirli belki ama bir hikayesi olan..
gercek bir hikayesi olan..
nedir bunun psikolojik analizi bilemiycem artik?
ister mazosistlik diyelim,
ister lohusalik depresyonu ;)
istersen cinslik..

***

bu arada..
bir suredir iz birakmamis olabilirim ben de ama..
etegimde bir suru hikaye ile dondum..
ve tabii ozlemle..

kokulu kokulu operim ataletim..
cok, pek cok ozlemisim..

svg,

Oya

laleninbahcesi dedi ki...

Belime kadar kar yağan yerlerde de yaşadım ama hiç birinde İstanbullular kadar coşkuyla karşılayanını görmedim nedense:))) Ne güzel yağdı savura savura , bu kez elimde sıcak şarap vardı ve seni andım...
Sen şu insan tiplemelerini sıralarken içinde kendime uyanı aradım, ayakkabı numaramı düşündüm ... dedim ki seviyom seni be ataletimm

Çağlar dedi ki...

normal sayfaya ulaşmak yasaklı olduğu için readerdan okumak sonrası akşam evde yoruma yatmak.. olamıyor.
ben de bunu söyleyebilirim sanırım.

üçtemmuz dedi ki...

kardan ve her şeyden zevk alacağın, gerçekten çirkin olan şeyleri bile gülümseyerek geçiştireceğin günler yakın olsun bitanem. kalbini severim senin.

Sedencik dedi ki...

kimine varlığı kimine yokluğu...
kimine hüznü yada sevinci hatırlatsada...
sıcakla başım hoş değil...
afet halini almadığı sürece tercihim kar :)
ve ayak tespitleri süperdii :))
sevgiyle...

T U K A R İ K A S H İ dedi ki...

çok başarılı buldum yazıyı:))
ben kar severim ama kışı sevmiyorum. kar topu oynamak, kardan adam yapmak falan eğlenceli ama ben kışı sevmiyorum. evdeysem güzel kış:)))

Follow my blog with Bloglovin